head
2183026 810x458 75f08
Perşembe, 28 Mart 2024

Türkiye Haberleri

Bu yıl 26’ncısı düzenlenen Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde Orhan Kemal Emek Ödülüne değer görülen görüntü yönetmeni Erdoğan Engin, ödül mutluluğunu aynı zamanda bir parçası olduğu Muratpaşa Belediyesi’nin Başkanı Ümit Uysal’la paylaştı.

muratpasa isaret dili 0feab

 

Aralarında ;

--Çöpçüler Kralı,

--Baraj,

--Hababam Sınıfı Uyanıyor,

--Devlerin Aşkı,

--Sultan, gibi yapımların da bulunduğu Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinin görüntü yönetmeni Erdoğan Engin, 26’ncı Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde aldığı Orhan Kemal Emek Ödülünü Muratpaşa Belediye Başkanı Uysal’la paylaştı.

Antalya’da yaşayan ve Muratpaşa Belediyesi Basın ve Yayın Müdürlüğü’nde deneyimlerini genç kameramanlarla paylaşmaya devam eden Engin, Başkan Uysal’ı makamında ziyaret etti.

Başkan Uysal, Engin’i ödülü dolayısıyla kutlarken kendisiyle Muratpaşa Belediyesi çatısında altında birlikte çalışıyor olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Artık her biri birer klasik haline gelmiş 100’ün üzerinde filmde imzası bulunan Engin ve Başkan Uysal, Yeşilçam’a ilişkin keyifli bir sohbet de gerçekleştirdi.

İstanbul'un düşman işgalinden kurtuluşunun 96’ncı yıldönümü dolayısıyla Taksim Cumhuriyet Anıtı'nın önünde tören düzenlendi. Anıta çelenk koyan İmamoğlu, Anıt Defterine, “Milletin başkomutanı olarak bize kazandırdığınız bu ‘kurtuluş’, Fatih Sultan Mehmet’in o muazzam fethine ve kutsal emanetine sonsuza dek sahip çıkmanın da adıdır. Bizler bugün, aldığımız emanetin büyüklüğünün bilinci içinde. Çağdaş uygarlığın üzerine çıkma hedefiniz doğrultusunda, azim ve kararlılıkla çalışıyoruz” diye yazdı...

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 3 1570354475 06102019 tksm 6 25068

TAKSİM / İSTANBUL

 

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 9 1570354476 06102019 tksm 7 0b1d7

İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 96’ncı yıl dönümü nedeniyle Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde tören düzenlendi. Törene, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir (İBB) Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 1'nci Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, İBB Genel Sekreteri Yavuz Erkut ve yardımcıları Şengül Altan Arslan, Orhan Demir, Murat Yazıcı ile gaziler, Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri, siyasi partilerin yöneticileri katıldı.
Tören, anıta çelenklerin koymasıyla başladı, şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 2 1570354475 06102019 tksm 4 fb09e

-İMAMOĞLU: “AZİM VE KARARLILIKLA ÇALIŞIYORUZ”-


İBB Başkanı İmamoğlu, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Anıt Defterine şunları yazıp okudu:
“İstanbul’umuzun düşman işgalinden kurtuluşunun 96’ncı yıl dönümünde şahsınızı hürmetle yad ediyoruz.
Bu anlamlı günde hürriyetin, istiklalin, birlik ve beraberliğin önemini bir kez daha milletçe benliğimizde hissediyoruz.
Milletimiz, sizin önderliğinizde verdiği istiklal mücadelesini 06 Ekim 1923 günü destansı bir şekilde taçlandırmıştır.
Bu kutlu gün, bağımsızlığımızın ifadesi olan Cumhuriyetimizin ilanına giden yolda önemli kilometre taşlarından biri olmuştur.
Milletin başkomutanı olarak bize kazandırdığınız bu ‘kurtuluş’, Fatih Sultan Mehmet’in o muazzam fethine ve kutsal emanetine sonsuza dek sahip çıkmanın da adıdır.

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 6 1570354476 06102019 tksm 12 3a516
Bizler bugün, aldığımız emanetin büyüklüğünün bilinci içinde. Çağdaş uygarlığın üzerine çıkma hedefiniz doğrultusunda, azim ve kararlılıkla çalışıyoruz.
Bu doğrultuda kadim İstanbul’umuza ve milletimize hizmet etmek bizim için en büyük onurdur.
Bu vesile ile başta şahsınız olmak üzere, istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyoruz.
Ruhunuz şad olsun.”

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 5 1570354476 06102019 tksm 11 ae53d

-DERECEYE GİREN ÖĞRENCİLER ÖDÜLLENDİRİLDİ-


Törende ayrıca, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullar arasında düzenlenen "İstanbul'un Kurtuluşu ve Kahramanlık" konulu şiir yarışmasında birinci olan Maltepe Hasan Şadoğlu Ortaokulu öğrencisi Efe Murat Solmaz, şiirini seslendirdi.

Törende, okullar arasında gerçekleştirilen şiir, resim ve kompozisyon yarışmasında dereceye girenlerin ödülleri de verildi. Başkan İmamoğlu, Maltepe 50. Yıl Besim Kadırga İlköğretim Okulu’ndan resim dalında 1.olan Elvin Sena Uyanık, Sultanbeyli Şehit Öğretmen Hamit Sütmen İlköğretim Okulu’ndan şiir dalında 2.olan Eylül Çayıroğlu ile Tuzla Evliya Çelebi Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden Kompozisyon dalında 3.olan Kübra Aydın’ın ödüllerini vererek tebrik etti ve hatıra fotoğrafı çektirdi.

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 10 1570354475 06102019 tksm 5 10599

Tören sonunda, İBB Orkestralar Müdürlüğü Mehter Takımı mini bir konser verdi. İmamoğlu konseri elinde Türk Barakları olan vatandaşlarla birlikte izledi.

 

-İSTİKLAL CADDESİ’Nİ BOYDAN BOYA YÜRÜDÜ-

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 11 1570354475 06102019 tksm 3 f3225
İmamoğlu, törenin ardından İstiklal Caddesi’nde yürüdü. İmamoğlu’na İBB Genel Sekreteri Yavuz Erkut, yardımcısı Murat Yazıcı ile CHP Beyoğlu İlçe Başkanı Bekir Özcan da eşlik etti.

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 8 1570354476 06102019 tksm 9 58cda


Cadde boyunca esnafa, “Hayırlı işler” diyen İmamoğlu, vatandaşlardan gelen fotoğraf çektirme isteğini de kırmadı. İmamoğlu, yabancı bir çiftin cadde üzerinde düğün fotoğrafı çektirdiğini görerek yanlarına gitti. Yeni evli çifte mutluluk dileyen İmamoğlu,

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 7 1570354476 06102019 tksm 10 90eb0

o sırada caddeden geçen tramvay şoförünün, “Başkanım bir fotoğraf alalım mı?” talebini de yanıtsız bırakmadı.

İMAMOĞLU VE İSTANBULUN KURTULUŞU 12 1570354475 06102019 tksm 1 9abd2

 

Arda Ayten  1 milyonluk soruya cevap verdi...

Kim Milyoner Olmak İster'de final sorusu belli oldu...

Kim Milyoner Olmak İster'de 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Arda Ayten 1 milyonluk soruyu görmeye hak kazanmış ancak, süre bitimi nedeniyle 1 milyonluk soruyu görememişti.İzleyicilerin merakla beklediği o an geldi ve üniversiteli Arda milyonluk soruya cevap verdi.

MİLYONER 2 milyonluk soruyu bilen arda ayten kesintiler 12499015 8755 m 3a93b

Arda Ayten, kendisine Murat Yıldırım'ın yönelttiği Kim Milyoner Olmak İster'de bütün sorulara doğru biçimde yanıt verip uzun bir zamanın ardından bir ilki yaşatarak 1 milyon değerindeki soruya kadar ulaşmıştı. Anca Kim Milyoner Olmak İster yarışma programının süresinin bitmesinden dolayı Arda Ayten 1 milyonluk son soruyu yeni sezonun ilk bölümde gördü.

Sunucu Murat Yıldırım'ın yarışmadan ayrılmasıyla yerine gelen Kenan İmirzalıoğlu'nun sunumuyla "Kim Milyoner Olmak İster"in yeni sezon ilk bölümü, 5 Ekim 2019 Cumartesi günü izleyici karşısına çıktı.

 İşte 1 milyonluk soru...

 Soru: On kıtadan oluşan İstiklal Marşı'nın tamamında, bu kelimelerden hangisi diğerlerinden daha az geçer?

 A: Vatan

 B: Kan

 C: Toprak

 D: Yurt

 

Doğru Cevap: Toprak

 

Milyonluk soruyu doğru cevapladı

 Arda Ayten C şıkkı ‘Toprak’ cevabını verdi. Arda Ayten yarışmada doğru cevabı vererek 1 milyon TL’nin sahibi oldu.

 

HABER:  Ayten YILMAZ

Ege Denizi'nde 4,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi...


Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, bu akşam saatlerinde , Muğla'nın Datça ilçesi açıklarında 4,1 büyüklüğünde yer sarsıntısı kaydedildi.

Depremin merkez üssünün, Datça ilçesine 66 kilometre mesafede olduğu ve yaklaşık 12 kilometre derinlikte gerçekleştiği belirlendi.

 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü kapsamında Fatih’teki Hayvan Aşılama ve Tedavi Ünitesi’nde incelemelerde bulundu. Daha sonra kameraların karşısına geçen İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, Haydarpaşa ve Sirkeci garları için açılan ihalelerle ilgili soruya, “Kamunun en değerli noktasının, yine kamunun olması için gerekeni yapacağız. Buraları, 16 milyon insana hizmet edecek hale getirmek için çalışacağız. Bedeli ne olursa olsun orası İstanbul halkınındır" yanıtını verdi. İmamoğlu, bazı kamu kurumlarının alım listesinden çıkardığı Hamidiye Su ile ilgili soruyu da “Hamidiye Su’yun satışları arttı. Yok satıyor. Daha önce kutsal yerine koydukları bu suya, bugün yaklaşımlarına gülüyorum" şeklinde yanıtladı...

İMAMOĞLU GARDA 2 1570195795 04102019 hyvn gn 4 68a40

FATİH / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü kapsamında Fatih’teki Hayvan Aşılama ve Tedavi Ünitesi’nde (HATÜ) incelemelerde bulundu. İmamoğlu’na inceleme gezisinde İBB Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı ve Veteriner Hizmetleri Müdürü Muhammet Nuri Coşkun da eşlik etti. İmamoğlu’na HATÜ’deki birimleri gezdiren Coşkun, İBB Başkanı’na yaptıkları hizmetlerle ilgili bilgi verdi. Hayvanlarını tedaviye getiren vatandaşlarla sohbet eden İmamoğlu, yurttaşların sorunlarını dinledi. İmamoğlu, HATÜ incelemesini tamamladıktan sonra değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

“SOKAK HAYVANLARININ YAŞAMASI GEREKEN YER SOKAKLAR”
HATÜ’nün 95 yıldır İstanbul halkına hizmet verdiğini belirten İmamoğlu, “Gelişen şehir koşullarında özellikle sokak hayvanları çok özel bir konu haline geliyor. Her yönüyle ele alınması gereken bir konu. Çünkü çok farklı hissiyatlar var ve bu farklı hissiyatların yönetimi gerçekten güç. Bir tarafta, ‘Sokak hayvanlarının ne işi var’ diyenler var garip bir şekilde, bir tarafta da sokak hayvanlarının korunması ve bakımı ile ilgili bilince muhtaç bir kitle de var. Tabi şu bir gerçek; sokak hayvanlarının yaşaması gereken yer sokaklar zaten. Bu yüzyıllar önce de böyleydi. Bunun elbet kuralları, koşulları var. Çok hassas davranmaya gayret ediyoruz. İstanbul’un bu nokta da ciddi anlamda yardıma ihtiyacı var, bilinçlenmek başta olmak üzere” dedi.

“TOPLUMU BİLİNÇLENDİRECEK SÜRECİ HAREKETE GEÇİRDİK”
“10 gün kadar önce bir çalıştay yaparak bu süreci başlattık” diyen İmamoğlu, “Bu konuda ciddi kurum ve kuruluşlar bize paydaş. İstanbul’da herkesin önünde tartışarak bu konuyu çözüme kavuşturmak istiyoruz. Sorunlu taraflarını aşmak istiyoruz. Bazılarına göre sokak hayvanlarının çözümü barınak. Böyle bir şey yok. Hepsini toplayıp barınağa koyun! Buna yasa da müsaade etmiyor ve doğru da değil. Ama bakım da önemli. Bir kedi veya köpeği sahiplenip, sıkılınca sokağa bırakmak da sahiplenmek değil. Tümüyle bunların ele alındığı, toplumun bilinçlendirildiği bir süreci harekete geçirdik. İnşallah en hızlı şekliyle bunu kamuoyu ile paylaşacağız” şeklinde konuştu.

“GAR İHALESİNDE PAZARLIĞA DAHİL OLACAĞIZ”
İmamoğlu, “Gar ihalesinde iki taraf kaldı. Biri İBB konsorsiyumu karşı tarafta da Okçular Vakfı’nın eski genel müdürünün sahibi olduğu şirket. Size bilgi geldi mi? Nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna, şu yanıtı verdi:

“Sadece teknik bilgi aldım. Telefonla aradılar. Hemen çıkar çıkmaz arayın dedim. ‘15 gün sonraya ertelendi detayları konuşuruz’ diye bana bilgi verdiler, oraya giden arkadaşlarım. Ama basından, internet üzerinden sizin söylediğiniz yorumları okudum. Elbette her tüzel kişiliğin bu ihaleye iştirak etme hakkı var. Ama en başta söylediğim gibi biz, bugün ihaleye kabul edildik. İhaleye girdik, ihaleyi almak için elimizden gelen çabayı gösterdik. Şimdi ikinci aşaması var. İkinci aşamaya da 16 milyon insan adına gireceğiz, pazarlığa dahil olacağız.”

“KARARLIYIZ”
Hem Haydarpaşa hem de Sirkeci garları konusunda kararlı olduklarının altını çizen İmamoğlu, “Diğer arkadaşların kararlılığı ne uğruna,ne için bilemem. Onu analiz etmek benim işim değil, ihaleye çıkanların işi. O beni ilgilendirmiyor; ama İBB bu ilaheye girsin, girmesin noktasında açıklamaları yapan TCDD Genel Müdürü’nün motivasyonu neydi, onu anlamak istiyorum. Bizi neredeyse hafif tehdit ile ‘Girmesi yanlıştır, rekabeti bozar’ şeklinde tehdit etmesinin motivasyonunu anlayamadım. Bence ulaştırma bakanının bunu derhal sorgulaması lazım” diye konuştu.

İMAMOĞLU GARDA 3 1570195796 04102019 hyvn gn 1 779c1

“İHALEYİ 16 MİLYON İNSAN ADINA TAKİP EDECEĞİZ”
İmamoğlu, karşı tarafın itiraz edeceği yönündeki hatırlatmayı da “Biz, 16 milyon insan adına takip ediyor olacağız tüm hukuki haklarımızla. Devletin en değerli, kamunun en değerli iki noktasının yine kamunun olması için mücadele veriyoruz. Girdiğimiz ihalenin kuruluşları 16 milyon insana ait İBB’nin kuruluşları. İhaleyi aldığımız takdirde de İstanbul halkına, kültür ve sanat adına hizmet edecek noktalar haline gelecek. Diğeri kendi hukuki anlayışı ile itiraz eder, başka şey yapar, o bizi ilgilendirmiyor. Niçin itiraz edeceğini de bilmiyorum. Tüyoyu kimden aldı bilmiyorum. Genel Müdür’ün kendi ifadesinden mi tüyo aldı onu da bilmiyorum. Ama biz İstanbul halkı adına o ihaleye gireceğiz, sonuna kadar da almak için mücadelemizi vereceğiz” diye yanıtladı.

“BUGÜNE KADAR KUTSALDI!”
İmamoğlu’na, “Pazarlık aşamasına geçildi. 30 bin tahmini bedel 300 bin çıktı zarflarından. Pazarlık nasıl olacak” sorusu yöneltildi. İmamoğlu, bu soruya

“Günü gelince bakacağız. Ama bedeli ne olursa olsun orası İstanbul halkının olacak” yanıtını verdi.

İmamoğlu, “Hamidiye Su ile ilgili tartışmalar var, nasıl değerlendiriyorsunuz? Kaç kamu kurumu Hamidiye Su ile anlaşmasını bitirdi? Hamidiye Su şirketine ekonomik yansıması nasıl oldu” sorularını da yanıtladı:
“Gülüyorum bu hallerine. Sebebini kendileri açıklasın, o benim işim değil. Ama ben her gün Hamidiye su içiyorum, çok da iyi geliyor bana. Daha önce de içiyordum, gittiğim yerlerde içiyordum. Belediyeye geldiğimde içiyordum. Dolayısıyla bu işlere takılan beyinlere şaşıyorum, üzülüyorum. Yapacak bir şey yok. Kime yaranıyorlar bunu yaparak, onu anlamış değilim. Bugüne kadar kutsal olan bu güzel suya, bugün niye böyle bir bakış açısı var; onu hele hiç anlamıyorum. Tam bir komedi filmi. Ama söyleyeyim; Hamidiye Su’yun satışları arttı, daha da artacağa benziyor. Şu an yok satıyor. Ben bunu söyledikten sonra daha da fazla satacağını düşünüyorum.”

Antalya’da iki grup arasındaki çıkan balık ihalesi kavgasında 6 kişiden 2’si silahla, 4'ü darp sonucu yaralandı...

Olaya karıştığı belirlenen 9 şüpheli yakalandı.

Antalya'nın Konyaaltı ilçesi Balıkçı Barınağı'nda meydana gelen olayda  Altı kişi yaralandı.

Yaralılar sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılırken, olaya karıştıkları belirlenen 9 şüpheli kısa sürede yakalandı.

 BALIK İHALESİ 2 2 2901 9aeb6

Tabanca ve Tüfekle Saldırdılar...


Edinilen bilgiye göre olay, saat 09.00 sırasında Konyaaltı ilçesi Balıkçı Barınağı’nda meydana geldi.

İddiaya göre, balık ihalesinde alıcı ile satıcılar arasında fiyat nedeniyle tartışma çıktı.

Daha önceden de aralarında husumet olduğu öne sürülen alıcı grup, ihaleden ayrıldı.

 BALIK İHALESİ 3 1 3142 e8dd0

Bir süre sonra geri gelen alıcı grubun üyeleri, ellerindeki tabanca ve tüfekle satıcı gruba saldırdı.

Balık satıcısı gruptan K.P. sol bacağından, E.S. sol kolundan tabancayla, F.H. darp nedeniyle yaralandı.

Satıcı grubun da karşılık verdiği olayda alıcılardan D.G., Ç.G. ve M.G. darp sonucu yaralandı.

 

9 şüpheli gözaltına alındı...


Demir çubuk ve sopaların kullanıldığı kavgada 6 kişilik alıcı grup olay yerinden otomobille kaçtı.

 Yaralılar olay yerindeki müdahalelerinin ardından hastaneye kaldırıldı.9 şüpheli ise kısa süre sonra polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararı yayımlandı: ALKÜ'de fakültenin ismi değiştirildi...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan karara göre, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektörlüğüne bağlı İşletme Fakültesinin adı İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi oldu...

--Bunun yanı sıra, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesinin adı Ziraat Fakültesi,

--Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Sanat ve Tasarım Fakültesinin adı Mimarlık ve Tasarım Fakültesi,

--Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Hacı Bayram Veli İslami Araştırmalar Enstitüsünün adı İslami Araştırmalar Enstitüsü olarak değiştirildi.

Kapatılan enstitü ve yüksekokullar...

Söz konusu karar kapsamında;

---Biruni Üniversitesine bağlı Sağlık Bilimleri Enstitüsü,

--Fen Bilimleri Enstitüsü ve Eğitim Bilimleri Enstitüsü,

--İstanbul Aydın Üniversitesine bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü,

--Karabük Üniversitesine bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü,

--Kocaeli Üniversitesine bağlı Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu,

--Manisa Celal Bayar Üniversitesine bağlı Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu,

--Munzur Üniversitesine bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Fen Bilimleri Enstitüsü,

--Muş Alparslan Üniversitesine bağlı Sağlık Yüksekokulu,

--Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesine bağlı Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu,

--Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesine bağlı Erbaa Sağlık Yüksekokulu,

--Van Yüzüncü Yıl Üniversitesine bağlı Van Sağlık Yüksekokulu,

--Ardahan Üniversitesine bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Fen Bilimleri Enstitüsü,

--Beykent Üniversitesine bağlı Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü,

--İstanbul Ayvansaray Üniversitesine bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Fen Bilimleri Enstitüsü,

--Şırnak Üniversitesine bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Fen Bilimleri Enstitüsü,

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesine bağlı Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,

--Van Yüzüncü Yıl Üniversitesine bağlı Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu kapatıldı.

 

Suriye'de Gaziantep Üniversitesi bağlı 3 fakülte kurulacak...

 Resmi Gazete'de yer alan bir başka Cumhurbaşkanı kararı ile Suriye'de, Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (El-Bab), İslami İlimler Fakültesi (Azez) ve Eğitim Fakültesi (Afrin) kurulması kararlaştırıldı.

Samsun'da, 4 farklı sahte basın ve emniyet kartıyla trafiğe çıkan otomobil sürücüsü Y.K., polis ekiplerince gözaltına alındı. Y.K.'nin inşaat işçisi olduğu ortaya çıktı...

Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, İlkadım ilçesi Bahçelievler Mahallesi’nde bir otomobilin ön ve arka camlarında sahte basın ve emniyet kartları bulunduğu ihbarı üzerine harekete geçti. Kısa sürede aracın yanına geçen ekipler, sürücü Y.K.’yi ”Sahte basın kartı hazırlamak ve taşımak’ suçundan gözaltına aldı.

sahte basın 1 manset 4 16 9 1570118271 aea40

 

GERÇEK MESLEĞİ ŞAŞIRTTI...

19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Ziya Çakır, gazeteci üyelerinin bilgi vermesi üzerine sürücünün yakalandığını belirtti. Çakır, “Mesleği inşaatçı olan sözde gazeteci, gerçeğine tıpa tıp benzettiği sahte basın kartlarını aracına ön ve arka camlarına takarak, Samsun sokaklarında seyir ediyordu.

Şahıs, sarı basın kartına benzetilmiş kartların dışında ‘Polis Medya’ diye kart bile bastırmış. Üyelerimizin uyarısı ile işin üzerine gittik ve şikayetçi olduk. Şahıs yakalandı ve kartlarına el konuldu. Ayrıca olayı bildirdiğimiz PARKTEK firması da yasal işlem başlattı ve araç sahibine ceza kesti” dedi.

Okyanuslarda yaşayan ve zehirli bir tür olan balon balığının Akdeniz kıyılarında sık sık görülmesini değerlendiren uzmanlar, "İnşallah Karadeniz kıyılarına ulaşmaz" diye uyardı.


İklim değişikliği ile birlikte son olarak Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında görülen Balon Balığı saldırısı ile 8 yaşında bir kızın parmağı Alanya --Gazipaşa sınırlarında  yüzerken kopmuştu. Yaşanan olaya dikkat çeken Balıkçı Kenan Balcı, “Denizde balığa çıkan vatandaşlarımız bilmedikleri balıklara dokunmasınlar. Okyanuslardan çıkıp Akdeniz üzerinden ülkemize ulaşıyor. Dualarımız inşallah Karadeniz kıyılarına ulaşmaz" dedi...

Son yıllarda hızla artan iklim değişliği ve hava sıcaklığındaki artış tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Açık denizlerde görülen tehlikeli tür Balon Balığı Türkiye'nin Akdeniz kıyısında 8 yaşında küçük bir kızın denizde parmağını ısırarak koparmıştı. Türkiye Deniz Canlıları Müzesi sahibi Kenan Balcı, Balon balığı hakkında bilgi verdi.

 

BALON BALIĞI 3 EKİM 2019 2 c 1570092136 66228

"OKYANUSLARDAN ÜLKEMİZE ULAŞIYOR"

Balcı, “Denize çıkıp da balık tutmaya çalışan vatandaşlarımız bilmedikleri balıklara dokunmasın. Mesela bir kız çocuğunun parmağını ısırmış başka insana yine zarar vermiş. İklim değişikliği sebebiyle okyanuslardan çıkıp Akdeniz üzerinden ülkemize ulaşıyor. Dualarımız inşallah Karadeniz kıyılarına ulaşmaz.

Çünkü dikenleri çok sert ve zehirli. Balıkçılarımız bunu tanıdığı için bildiği için elleriyle dokunmuyorlar. Oltalarını keserek balığı denize salıyorlar. Bugün zararı az gözüküyor ama yarın çoğalacaktır. Ağlara çok kolay geldiği için ağları da işlevsiz hale getirecektir. Şu anda aklıma önlem gelmiyor ama inşallah havalar soğur bu balıkta ülkesine geri döner” dedi.

"HAYVANLARINIZA BİLE VERMEYİN"

Balon balığı türlerinden uzak kalınması gerektiğine dikkat çeken Balcı, “Getirip kediye köpeğe vereyim bile demesinler. Çünkü bu balık türleri hayvanları bile zehirler. Onun için hiç elimizi sürmeden direkt denize bırakmamız gerekiyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Twitter'daki paylaşımından dolayı Emekli Koramiral Atilla Kıyat'tan şikayetçi oldu...


Erdoğan'ın avukatlarından Hüseyin Aydın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Emekli Koramiral Atilla Kıyat'ın, 1 Ekim 2019'da, Twitter'daki hesabından "Seçim barajını yüzde 10'a çıkaran Kenan Evren ile bugün seçilme barajını yüzde 40'a düşürmeye kalkan kişi arasında hiçbir fark yoktur. Sonları da benzeyebilir..." şeklinde paylaşımda bulunduğunu belirtti.

Söz konusu paylaşımın TCK'nin 106. maddesinde düzenlenen "tehdit" suçunun unsurlarını ihtiva ettiği bildirilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:

"Şüpheli, şikayete konu paylaşımında her ne kadar Cumhurbaşkanımızın adını zikretmemiş olsa da paylaşımın bütünü ve altındaki yorumlarla birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin söz konusu paylaşımı ile hedef aldığı kişinin Cumhurbaşkanımız olduğu açıktır.

"CUMHURBAŞKANIMIZA SON BİÇMEYE ÇALIŞTI"

 Kaldı ki Cumhurbaşkanımız şüphelinin iddiasının aksine seçilme barajını yüzde 50+1'den 40+1'e düşürülmesine yönelik bir görüşü beyan etmemiştir. Cumhurbaşkanımız TBMM açılış resepsiyonunda 'Mevcut durumu Meclis'e getiren biziz, onu halkımıza götüren de biziz. Halkımızın büyük çoğunluğuyla bu onayladığına göre şimdi bunu tekrar revize edip gündeme getirmek siyasetçi ciddiyetine yakışmaz. Böyle bir şey olacaksa bu bizim değil, adı üzerinde muhalefetin yapacağı bir iştir, bizim işimiz değil.' şeklinde görüşlerini net olarak ortaya koymuştur. Dolayısıyla şüpheli gerçek dışı bir varsayım üzerinden Cumhurbaşkanımıza son biçmeye çalışmakta, bir darbecinin akıbetiyle tehdit etmektedir."

Dilekçede, şüpheli hakkında "tehdit" suçundan soruşturma başlatılarak, kamu davası açılması talep edildi.

İŞTE KIYAT'IN O PAYLAŞIMI:

twıtc 1570104780 06d3f

 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Paris ziyaretini, Avrupa Ekonomi Zirvesi’nde yaptığı konuşmayla noktaladı. İstanbul halkının 23 Haziran seçimlerinde tüm dünyaya ilham olacak bir irade sergilediğini vurgulayan İmamoğlu, “İstanbul'un farklı fikirlerin, farklı inançların, farklı kimliklerin bir arada yaşayabildiği, birbirlerine saygıyla bakabildiği bir demokrasi şehri olma niteliğini güçlendirmek zorundayız. Çünkü, inanıyorum ki, buna yalnız İstanbul'un, yalnız Türkiye'nin değil, Avrupa'nın, Ortadoğu'nun ve dünyanın ihtiyacı var. İstanbul, insanlığın evrensel ideal ve değerlerine sahip çıkan, bunların işlenip geliştirilmesine zemin hazırlayan bir şehir olmak zorundadır ve olacaktır. Ben ve ekibim bunun için çalışıyoruz” dedi.

 İMAMOĞLU EKONOMİ ZİRVESİNDE 2 1570035348 02102019 fr4 2 fac74

AVANUE MATIGNON / PARİS

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Paris’teki WELT Avrupa Ekonomi Zirvesi’ne konuşmacı olarak katıldı. 2009 yılından bu yana yılda 2 kez düzenlenen WELT Ekonomi Zirvesi, iş dünyası liderleri ve politika yapıcılara yönelik bir etkinlik. Davet edilen konuşmacılar arasında hükümet yetkilileri, Avrupa Komisyonu üyeleri ile dijital girişimcilik ve transformasyon liderleri bulunuyor. WELT Ekonomik Zirvesi’nin amacı; “Avrupalı CEO’ların, Avrupa hükümetlerinin ve kurumlarının, yaşlı kıtanın geleceği hakkındaki daha iyi bilgi sahibi olabilmelerini sağlamak” olarak tanımlanıyor.

“TERCİHİNİ DEMOKRASİDEN YANA KULLANANLARIN BELEDİYE BAŞKANI OLARAK SESLENİYORUM”
İmamoğlu, burada yaptığı konuşmasına, “Hepinizi, 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul yerel seçimlerinde, yüzde 54,2 gibi yüksek bir oranla tercihini demokrasi ve özgürlükten yana kullanan 16 milyon İstanbullunun belediye başkanı olarak selamlıyorum” sözleriyle başladı. İstanbul’u, belediye başkanlığı yapmış olmanın verdiği tecrübeyle yönettiğini belirten İmamoğlu, “Belediye başkanlığı öncesinde yaptığım ticaret, restoran zinciri kuruculuğu ve yöneticiliği, futbol takımı yöneticiliği, müteahhitlik gibi işlerden edindiğim tecrübenin bir kenti yönetirken ne kadar faydalı olduğunu bundan önceki belediye başkanlığı deneyiminden de biliyorum” dedi.

İMAMOĞLU EKONOMİ ZİRVESİNDE 3 1570035347 02102019 fr4 3 84904

“FABİAN BARTHEZ KADAR OLMASA DA İYİ KALECİYDİM”
“En önemli tecrübe kaynaklarımdan biri de kaleciliktir” diyen İmamoğlu, konuşmasında şu ilginç benzetmelerde bulundu: “Benim ilk büyük tutkum ve hayalim, kaleci olmaktı. Lise ve üniversite döneminde lisanslı olarak kalecilik yaptım. Bir Fabien Barthez kadar olmasa da fena da değildim. Şartlar bu hayalimi gerçekleştirmeme izin vermediyse de ben, her zaman 1 numaralı formayı sırtımda kabul ettim. Kalecilik, insana bütün oyunu görüp okuyabilme fırsatı veren, özel bir pozisyon. Ayrıca şöyle de bir özelliği var: Bir takımın bütün oyuncuları, maçın kaderini değiştirecek, maçı kazanmalarını sağlayacak, bu arada da kendilerini maçın yıldızı haline getirecek o golü atmak için heves duyabilirler. Bu hevesle takım disiplininin, maça dair çizilen stratejik planın dışına da çıkabilirler. Stadyumlarda bunun pek çok örneklerini görüyoruz. Ama bir kalecinin bunu yapması ve gol atma hevesine kapılıp takımın kurgusunu bozması çok nadir olabilen bir şeydir. Kalecilik temelde gol yememek üzerine kuruludur ve bunun için takım disiplininin, oyun kurgusuna sahip çıkmanın önemini en iyi kaleciler bilir.Ben, İstanbul'u takım kaptanı bir kaleci gibi, ekip halinde, takım ruhuyla yönetiyorum ve öyle yöneteceğim.”

“İSTANBUL’U İSTANBULLULARLA BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ”
Yalnızca çalışma arkadaşlarından kurulu iyi bir ekip kurmayı hedeflemediğini kaydeden İmamoğlu, “Bütün İstanbullularla ortak bir takım olma ruhunu yakalamayı, hep birlikte kocaman bir ekip olarak çalışmayı kastediyorum. Hiçbir akıl, ortak akıl kadar kapsayıcı; hiçbir zafer, ortak aklın zaferi kadar büyük olamaz çünkü. Şeffaflık ve demokratik katılım, benim çok değer verdiğim ve İstanbul'u İstanbullularla birlikte yönetmemizi sağlayacak iki temel kavram” dedi.

“İstanbul’da, hayatın her alanıyla ilgili çoğulculuğu ve demokrasiyi geliştirmek için kalıcı yerel demokratik platformlar ve masalar kuruyoruz” diyen İmamoğlu, “İstanbulla ilgili her önemli projede, 16 milyon İstanbullunun sesini ve iradesini mobil, online ve offline yöntemlerle öğrendikten sonra yapacağız. Vatandaşlarıyla, sivil toplum örgütleriyle, üniversitesiyle, yerel yönetimiyle belirli hedeflere odaklanmamış, koordine olamamış bir kentin, huzur içinde kabul edeceği kalıcı çözümler elde etmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU EKONOMİ ZİRVESİNDE 4 1570035345 02102019 fr4 4 c3342

“DÜNYA BAŞKENTİ VİZYONUYLA HAREKET EDECEĞİZ”
İstanbul’u bir dünya başkenti haline getirme vizyonuyla hareket ettiklerini de kaydeden İmamoğlu, şöyle devam etti:

“Bu vizyonla hareket ediyorsanız, demokrasiyi, şeffaflığı ve elbette toleransı yönetim felsefenizin ve uygulamalarınızın tam merkezine yerleştirmek zorundasınız. Bu vizyonla hareket ediyorsanız, kentin, içinde yaşayanlara ve ziyaret edenlere güvenli, adaletli, özgür ve toleranslı bir atmosfer sunmasını sağlamak zorundasınız. İstanbul'un en önemli tarihsel değerlerinden biri de hiç kuşkusuz, toleranstır.Bundan sonra da tolerans bu büyük metropolü tanımlayacak en önemli kavram olacaktır. İstanbul'un tarihsel birikimine sahip çıkmak isteyen herkes tolerans kavramını da sahiplenmek, içselleştirmek ve tabii hayata geçirmek zorundadır.”

“İSTANBUL, 23 HAZİRAN’DA DÜNYAYA İLHAM OLDU”
İstanbul halkının 23 Haziran seçimlerinde tüm dünyaya ilham olacak bir irade sergilediğini vurgulayan İmamoğlu, “O net iradenin sabahı, ‘İstanbul'un farklı fikirlerin, farklı inançların, farklı kimliklerin bir arada yaşayabildiği, birbirlerine saygıyla bakabildiği bir demokrasi şehri olma niteliğini güçlendirmek zorundayız’ dedim. Çünkü, inanıyorum ki, buna yalnız İstanbul'un, yalnız Türkiye'nin değil, Avrupa'nın, Ortadoğu'nun ve dünyanın ihtiyacı var. İstanbul, kendi kimliğini koruyarak, Avrupa Birliği ideal ve ilkeleriyle uyum içerisinde, bu ideal ve ilkeleri geliştirip zenginleştirme, yeni boyutlar katma perspektifine sahip bir kent haline gelmek zorundadır. Buna İstanbul kadar, Avrupa Birliği'nin de ihtiyacı var. İstanbul, insanlığın evrensel ideal ve değerlerine sahip çıkan, bunların işlenip geliştirilmesine zemin hazırlayan bir şehir olmak zorundadır ve olacaktır. Ben ve ekibim bunun için çalışıyoruz” dedi.

5 YILLIK İCRAAT PLANINI SIRALADI
İstanbul'u yaşayanlar, yatırım yapanlar ve ziyaret edenleri için açık, hoşgörülü, özgür bir dünya metropolüne dönüştürmek için çalışacaklarının altını çizen İmamoğlu, 5 yıllık süreçte yapmayı planladıkları icraatları şöyle sıraladı:

-Başta metro olmak üzere ulaşım yatırımları. İstanbul’daki metro hatlarını 2024 yılına kadar 630 kilometreye çıkarmak istiyoruz. Yap İşlet devret dahil çeşitli modelleri tartışıyoruz.

-Kentsel planlama yatırımları bizim için ikinci stratejik alan. İstanbul önemli bir deprem fay hattı üzerinde bulunuyor. O nedenle kentin dokusunu değiştirecek planlama ve yatırımlar yapacağız.

-Öncelikli olarak yüksek teknoloji alanlarında kurumlar geliştireceğiz. Kentin merkezindeki en büyük ‘monoblok yapı’ olan otogarı boşaltıp, o merkezi bir inovasyon merkezine çevireceğiz. Bu büyük alanları yeni teknoloji şirketlerine, yazılım, tasarım, coding ve eğitim şirketlere açacağız.

-Benzer şekille İstanbul’da akıllı kent yatırımlarını birkaç katına çıkaracağız.

-Çevre yatırımları, temiz enerji, kentsel atıkların dönüşümü ile ilgili yatırımlarda İstanbul öncü kentlerden biri olacak. Global Warming sorununu dikkate alan her teknoloji ve şirketi destekleyeceğiz.

-İstanbul, Napoleon Bonapart’ın ünlü sözüyle dünyanın coğrafi merkezi. Dünyanın en güzel doğasına sahip kentlerinden biri. Bu güzel kentin, çok kültürlü, çok sesli yapısının daha fazla açığa çıkması için, özgürlükleri ve yaratıcılığı ateşleyeceğiz.

-Kültür, sanat ve turizm konularında yeni bir master plan çalışıyoruz. Dünyanın en önemli tarihlerinden birine sahip bu kentin tarihi değerlerini, çok kültürlü yapısını geliştirecek hazırlıkları yapıyoruz. Hedefimiz, İstanbul’un bir destinasyon olarak değerini kat kat artırmak ve kente gelen yabancı ziyaretçi sayısında dünyada ilk 3’e girmesini sağlamak. Bu nedenle turizm yatırımları da bizim için öncelikli olacak.

-Orta vadede İstanbul yurt dışından sadece çok yatırım çeken bir kent olmayacak, geliştireceğimiz özgürlük ve demokrasi ortamıyla, en çok yetenek de çeken kentlerden de biri olacağız.

-Şehrimizin yakın civarında entegre tarımsal üretim yatırımlarını destekleyeceğiz.

“İSTANBUL’DAN BEKLENTİLERİNİZ NELERDİR?”
“Bütün bu konularda uluslararası iş birliğine açık olacağız” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bunlar 2024 yılına kadar olan beş yıllık iş hedeflerimizin en temel başlıkları. İstanbul'u adil, yeşil ve yaratıcı bir tolerans kenti yapma yolculuğumuzu kendi içimize kapanarak başaramayız. Aksine, başta komşularımız ve Avrupa Birliği olmak üzere tüm dünyayla uyum ve iş birliği içinde gerçekleştirilebilecek bir süreç bu. Bu bilinçle, benim açımdan toplantının en önemli kısmına geçmek ve size sormak istiyorum: Sizin İstanbul'dan ve İstanbul'un yerel yönetiminden beklentileriniz nelerdir?“

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Florya’daki başkanlık konutunda basın mensuplarıyla bir araya geldi. İmamoğlu, son günlerde konuşulan AFAD’daki deprem toplantısına davet konusunda sessiz kalmasının bazı çevrelerce manipüle edildiğini belirterek, “3 gündür önüne gelenin bu toplantı ile ilgili yorum yapmasını, konuşmasını esefle kınıyorum. Bakanların, bazı siyasi parti temsilcilerinin bu konuyla ilgili, benim şahsımı hedef alarak, bu süreci bu şekilde yorumlamasını kınıyorum. Çok ayıp. Suskunluğumu fırsata çeviren insanları da acizlik olarak yorumluyorum. Çağrıldığım her devlet toplantısına, devletimin beni çağırdığı her toplantıya koşa koşa giderim” dedi. “Suskunluğumun iki sebebi var” var diyen İmamoğlu, bunları şöyle sıraladı: “Bir tanesi bu depremin önüne geçmemesi ile ilgili direncim ve ısrarım. İkincisi de devlet terbiyem, devlet adamlığı terbiyemdir. Herkesin de bu hassasiyetle davranmasını beklerdim. Ama olmadı. Üzülüyorum.”...

FLORYA / İSTANBUL

Deprem toplanma alanlarıyla ilgili tartışmalara da değinen İmamoğlu, “Eğer bu şehirde siz hala sistem kurduğunuzu ve kurulan sistemde de toplanma alanlarının mükemmel olduğunu savunuyorsanız, 16 milyon insan da bundan mutluysa, ben de mutlu olurum. Çıkar milletimin önünde, milletimden özür dilerim. Ama değil! Ben, kafamı kuma sokamam. Bu mu rahatsız etti? Ya da benim bulunmam gereken ortamlarda bulunmamam, sizi bunun için mi rahatsız etti. Ben, bu şehrin geçmişinden bugüne kadar yapılan yanlışlarla yüzleşecek bir yönetici olduğum gibi, yarınlara dönük atacağım adımlarımda da kararlı olacağım. Bu şehre hata yaptırtmayacağım. Bu şehre, insanların sesini dinleyerek, asla ve asla ihanet edilmesine müsaade etmeyeceğim” diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Florya’daki başkanlık konutunda gazetecilerle bir araya gelip gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İmamoğlu şunları söyledi:

İMAMOĞLUNDAN AÇIKLAMA 2 1569756975 29092019 flo 3 215cc

“DEPREM TOPLANMA ALANLARIYLA İLGİLİ ENVANTERİ BASINLA PAYLAŞACAĞIZ”
“Sizlerle, depremle ilgili süreci analiz etmek adına buluştuk. Yaşadığımız depremi her gün hatırlatan artçıları da devam ediyor. Ben olaya şöyle bakıyorum: Depremi hiç unutmamayı, her zaman hafızamızda diri tutmayı ve bu konuda herkesin sorumluluğu üstlendiği günleri istiyoruz. Bu konuda biz kararlıyız. Şu anda tümüyle deprem sürecine odaklı çalışmalarımızı kurum içerisinde yürütüyoruz, yönetiyoruz. Öncelikle bazı tartışmaların sona ermesi adına, deprem toplanma alanlarıyla ilgili envanteri çok yakın bir zamanda basınımızla paylaşacağım. Bunu paylaşmakla kalmayacağız. Deprem toplanma alanlarının yeterliliği konusunda yaptığımız çalışmada nasıl bir yol haritamız olacağını anlatacağız. İnsanlar, İstanbul’da en azından bir afet sonrası süreçte, deprem toplanma alanlarıyla ilgili bizim eylem planımızı öğrenmiş olacaklar. Bu sürecin çözülmüş haliyle İstanbul halkıyla buluşmasını sağlamak en önemli temennimiz.”

“SUSMAMIN FIRSATA ÇEVRİLMESİNE İZİN VERECEK KİŞİLİĞE SAHİP DEĞİLİM”
“Deprem, tek başına afeti ya da afet sonrasını konuşmak değil. Genelde böyle yapıyoruz. Bizim için esas olan, depreme hazırlık yapmak. Bu ne demek? Bu şehrin insanlarının yaşadıkları, çalıştıkları, eğitim gördükleri alanlarda, özellikle kamu alanlarında ve kendi müstakil alanlarında sağlam bir yapıya sahip olmalarını sağlamak. Bu konuda her türlü hassasiyete sahibiz. İstanbullular, bu konuda etkili bir dönemi İBB nezdinde yaşayacaklar. Deprem, bu kentin en hayati konularından bir tanesi, belki de en önemlisi. Geçen günlerde katıldığım bir TV programında bana, ‘Sayın Cumhurbaşkanı’yla bir araya geldiğinizde ilk neyi konuşacaksınız’ diye sorduklarında, ‘Depremi konuşacağım’ demiştim. Biz, o gün daha depremi yaşamamıştık. Bu benim, İBB Başkanı olarak depreme verdiğim önemin bir göstergesi. Yapılan bütün polemiklere rağmen 3 gündür susuyorsam, elbette bir sebebi var. O da bu depremin, polemiklere kurban gitmemesine olan hassasiyetimdendir. Susmamın fırsata çevrilmesine de asla zemin taşıyacak ya da izin verecek bir kişiliğe de asla sahip değilim. Ben, 16 milyon kişinin yaşadığı bu kentte halkın tercihiyle, en yüksek oyla seçilmiş İBB Başkanıyım. Bazıları benden ‘Şehirden sorumlu arkadaş’ diye bahsediyor. Bu, onların acizliğini gösterir. Bu dili kullananların sürece saygısının olmadığını gösterir. Bu, beni çok derinden üzüyor. ‘İBB Başkanı’ diyebilmek, aslında çok değerli ve önemlidir. 16 milyon İstanbulluya gösterilen saygının karşılığıdır. Diyememenin de psikolojik bir temeli vardır; o benim işim değil. Bu psikolojik temeli ve bu sorunu kendileri sorgulasınlar. Ya da onlara yardımcı olacak arkadaşlar da bunu irdelesinler.”

“DAVET EDİLDİM VE KOŞA KOŞA GİTTİM”
“Gelelim davet meselesine. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına yürekten katılıyorum; onu söyleyeyim. İBB Başkanı, bir şekilde devletin deprem toplantısına davet edilmiş de katılmamışsa, büyük ayıp etmiştir, büyük yanlış yapmıştır. Kesinlikle de siyasetini yapıyorsa da bu en büyük ayıptır. Ama bu böyleyse! Siyaset yapmak isteyen bir kişi, bir gün önce çağrıldığı bir toplantıya koşa koşa gittiği bir toplantıya, ki deprem olur olmaz aradığım ilk kişi, bu şehrin valisidir. Sayın Vali’mizi 15.00 civarlarında aradım, ‘Ben, havaalanından AKOM’a geçiyorum. Bilginiz olsun. Bir şey olursa da haberleşelim sayın Vali’m’ dedim. Ben, 18.30’a kadar AKOM’da çalışmalarımızı sürdürdüm. O saatten sonra da sokağa çıkan insanları ziyaret etmek adına Bağcılar’a giderken, birkaç kilometre kala aldığım telefonla yönümü değiştirdim ve 20-25 dakika sonra Valilik’teki toplantıda oldum. Davet edildim ve koşa koşa gittim. Sonrasında da katıldığım iki TV programında da o toplantının gerekliliğini, sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının da orada ortaya koyduğu, hesap sorduğu tavrını da önemli ve değerli bulduğumu söyledim. Siyaset yapacak insanın orada ne işi var ya da televizyonlarda niçin böyle konuşuyor?”

“ŞAHSIMI HEDEF ALANLARI KINIYORUM”
“Bu kadar net bir tavrı ortaya koyan bir kişi olarak, 3 gündür önüne gelenin bu toplantı ile ilgili yorum yapmasını, konuşmasını esefle kınıyorum. Bakanların, bazı siyasi parti temsilcilerinin bu konuyla ilgili, benim şahsımı hedef alarak, bu süreci bu şekilde yorumlamasını kınıyorum. Çok ayıp. Suskunluğumu fırsata çeviren insanları da acizlik olarak yorumluyorum. Çağrıldığım her devlet toplantısına, devletimin beni çağırdığı her toplantıya koşa koşa giderim. Suskunluğumun iki sebebi var: Bir tanesi bu depremin önüne geçmemesi ile ilgili direncim ve ısrarım. İkincisi de devlet terbiyem, devlet adamlığı terbiyemdir. Herkesin de bu hassasiyetle davranmasını beklerdim. Ama olmadı. Üzülüyorum.”

İMAMOĞLUNDAN AÇIKLAMA 3 1569756976 29092019 flo 1 34bca

“BU ŞEHRE HATA YAPTIRTMAYACAĞIM”
“Eğer bu şehirde siz hala sistem kurduğunuzu ve kurulan sistemde de toplanma alanlarının mükemmel olduğunu savunuyorsanız, 16 milyon insan da bundan mutluysa, ben de mutlu olurum. Çıkar milletimin önünde, milletimden özür dilerim. Ama değil! Ben, kafamı kuma sokamam. Bu mu rahatsız etti? Ya da benim bulunmam gereken ortamlarda bulunmamam, sizi bunun için mi rahatsız etti. Ben, bu şehrin geçmişinden bugüne kadar yapılan yanlışlarla yüzleşecek bir yönetici olduğum gibi, yarınlara dönük atacağım adımlarımda da kararlı olacağım. Bu şehre hata yaptırtmayacağım. Bu şehre, insanların sesini dinleyerek, asla ve asla ihanet edilmesine müsaade etmeyeceğim. Onun için bu millet beni seçti. Onun için benim o sürece bakma anlayışım budur. Ben, bu süreç kapansın istiyorum. Konu da kapansın. Siyaseti unutalım. İşimize bakalım. Bu şehrin insanlarının bizden beklentisi var. Deprem ile ilgili sürece dair, insanların bizden eylem planı, hareketlilik beklentisi var. İnsanlar, şu anda on binlerce binada, sıkıntılı binalarda ya yaşıyor ya da yaşamaya çalışıyor. Bunları çözmemiz lazım.”

“BEN ÇAĞRILMADIM”
“20 sene geçti 1999 depreminden bu yana. Konumuz bu olmalı. Ama görüyorum ki, devleti yöneten bir kısım insan, sürece böyle bakıyor. Bunu iddia eden insanlar şunu açıklayacak. Beni kim çağırdı? Kim aradı? Kaçta aradı? Nasıl aradı? Bunu ispat etsinler. Desinler ki, ‘Biz İmamoğlu'nu aradık’. Oraya gelen insanlar, bir şekilde davet edildi her halde. Ben çağırılmadım. Birim başkanları çağrıldığı için, orada görevleri vardı ve gittiler. Ama ben çağırılmadım. Dolayısıyla ben, çağırılmadığım gibi yine gittim Lojistik Merkezi’mizi hem analiz hem tahlil ettim hem de basına tanıttım. Sonra da AKOM'da çalışmalarıma devam ettim. Yani günümü yine deprem gündemli geçirmek için arkadaşlarımla çalışmalara devam ettim. Buradan bazı gazeteci arkadaşlara da seslenmek istiyorum. Gazeteci arkadaşların yaptıkları açıklamadan sonra, Valiliğin açıklamasına dair, ‘Özür diliyoruz ve benzeri’ açıklamalarını da kabul etmiyorum. Burada bir taraf var. Açar öğrenirsiniz. O bakımdan bir kısım, bu şekildeki tavırları ve açıklamaları biraz zavallı açıklamalar olarak görüyorum, çok üzülüyorum. Bir bakanın açıklamasını kendisine referans kabul edip, bu referans üzerinden 'Yeri belliydi' denilmesi doğru değil. ‘Toplantıda nerede oturacak? Çağıralım mı, çağırmayalım mı?' biz bu tavırları görüyoruz. Bazı şeyleri çok daha net anlatırız ama devlet terbiyemiz buna müsaade etmiyor. Artı, 16 milyon insanın öncelikleri, bunları bana daha fazla deşifre etmeme müsaade etmiyor. Çok net söylüyorum: Seçim bitti! İşinize bakın. İşimize bakalım. Ortak masalar kuralım. Bu şehrin sorunlarını çözelim. Benim için deprem, bu şehrin en hayati ve en öncelikli sürecidir, meselesidir. Sizi çözüme ve bir aradan çalışma ortamına davet ediyorum.”

“28 BİRİM BAŞKANINDAN SADECE 2’Sİ İBB’DEN!”
Açıklamaların ardından İmamoğlu, gazetecilerin bu konudaki sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Siz çağrılmadıysanız, genel sekreter yardımcılarınız nasıl katıldılar?" sorusuna İmamoğlu, şu cevabı verdi: "Her konuşmayı burada anlatmak durumunda değilim. Kişiler ve kurumlar, arasındaki görüşmeler nettir. Bir gün önce söylediğim gibi, AFAD'ın 28 birim başkanı var. '28 birim başkanından yarın rapor alacağım ve hesap soracağım' diyen sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bu 28 birim başkanını davet ediyor. Bunlara saat ve yer bildiriliyor. Bu toplantıyla ilgili genel sekreter yardımcımızın süreci takip etmesi için talimat verdim. Olay bu. Sadece iki birim başkanı değil, bir genel sekreter yardımcımızın da olması ve süreci takip etmesi talimatı veriyorum. 28 birim başkanında sadece 2'si İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden."

“DAHA ÖNCE SÜREÇ AKOM’DAN TAKİP EDİLİRDİ”
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'yı toplantıdan önce aramadığını, yapılan açıklamanın ardından arayıp tepkisini dile getirdiğini belirten İmamoğlu, "Vali Bey'i sadece valilik açıklamasından sonra aradım. Toplantıyı öğrendiğimde aramadım. Kendilerine açıklamanın doğru olmadığını söyledim. Fikrimi paylaştım. Oradaki konuşmalar iki devlet adamının arasındaki konuşmalardır" ifadelerini kullandı.

Bir gazetecinin "Çok net ifade etmenizi rica ediyorum. Gerçekten istenmiyor musunuz? Toplantılara davet edilmiyor musunuz?" şeklindeki sorusuna İmamoğlu, "O toplumun takdirinde. Analiz etmeye kalkarsak, birinci gün ben niye 18.30'da çağrıldım. Deprem 14.59'da oldu. Ben koşa koşa AKOM'a gittim. İstanbul'un en donanımlı takip merkezi AKOM'dur. Daha detaya girmeyeyim. Daha önce birçok afette, devletin bütün yetkilileri, İBB'nin AKOM Merkezi'nden süreci takip etmiştir. Valisi, diğer unsurlarıyla beraber. Ben Vali Bey’i arayıp, 'AKOM'a gidiyorum' dedim ve AKOM'a gittim. Niye 18.30'da çağırıldım? Acaba gelişen tepkilerden dolayı mı çağrıldım? Dolayısıyla birilerinin beni bir masada isteyip istememesi benim umurumda değil. 16 milyon insanın sorumluluğu benim üstümde. Bu sorumluluğu yerine getirmek adına da gereğini yapmak için işime bakarım" şeklinde yanıt verdi.

“BİR SONRAKİ AFAD TOPLANTISINA ÇAĞRILMADIM”
İmamoğlu, "Depremden sonra tüm birimlerin katıldığı toplantı 18.00'den sonra Valilikteki AFAD Yönetim Merkezi'nde yapıldı. Sizi oraya mı davet ettiler" sorusuna ise, "Beni ilk gün oraya çağırdılar. Ben çağrıldım. Zaten koşa koşa gittim. 19.00'da oradaydım. Ama ikinci gün ben çağrılmadım. Valilikteki toplantı 15.00'ten sonra başladı. Ama bizim oraya gelişimiz 19.00 gibi oldu. Bir sonraki AFAD toplantısına çağrılmadım" yanıtını verdi. "Büyükşehir Belediye Başkanları Komisyonu, sizin önerinizle kuruldu. Sayın Fuat Oktay'ın Mansur Yavaş ve Yılmaz Büyükerşen'i arayıp önerileri istediği, sizin de bunu Mansur Yavaş'tan istediğiniz iddia edildi. Bu doğru mudur? Görüşünüz nedir?" şeklindeki bir başka soruya İmamoğlu, şu yanıtı verdi: "Ben, komisyon kurulmasını öneren kişiyim. Açıklamamdan sonra bunu söyledim. Cumhurbaşkanı da komisyon kurulmasını doğru buldu. Buna da çok sevindiğimi söyledim. Sayın Cumhurbaşkanı üç isim zikretti. Ancak benden rapor istenmedi. Ben de Fuat Beyi aradığımda yanıtı, 'Siz komisyonda yoksunuz' oldu. Ben kendisine 'Komisyon meraklısı değilim' diye cevap verdim. Daha sonra 18.30'daki toplantıdan sonra kendileri, 'Sizi de davet edeceğiz. Rapor yollarsanız seviniriz' dedi. Böyle bir gelişme yaşadık geçen hafta."

“POLEMİĞİN İÇİNE GİRMEM”
İmamoğlu, “Genel Sekreter Yardımcınızın ve birim başkanlarınızın toplantıya katıldığını söylediniz. Neden açık bir şekilde, ‘Ben davet edilmedim’ demediniz?” sorusuna, “Yakışmaz. Beni davet ettiler, etmediler; ben bu polemiğin içine girmem. Depremle uğraşıyoruz. Yani ben karşı tarafın bu işi bu hale getireceğini düşünmedim bile. Sadece Genel Sekreter Yardımcımız orada, birim başkanlarımız çağrıldı orada, çalışmanın içinde deyip geçtim. Ama benim bu sözümü sanki çağrıldı da gitmedi diye algılayıp sonra bunu bu şekilde yönetmeye çalışan devletin yöneticileri habire 3 gündür konuşunca cevap vermek zorunda kaldım. Bugün buna cevap verme sebebim bu. Suskunluğum ikrardan değildir, suskunluğum devlet terbiyemin gereğidir ve sürece olan hassasiyetimdir. Konu depremdir. İnsanların canı söz konusudur. Tümüyle suskunluğum bundandır. İmamoğlu, “Onları da biz davet ettik, ondan dolayı kamuoyunda çıkanlar gerçeği yansıtmıyor denilerek bir yazılı açıklama yapıldı” hatırlatmasına, “Valiliğin yaptığı yazılı açıklamadan kimin ne anladığını ben anlayamadım. Zaten açıklamanın üzerine Vali Bey’i arayıp, bu açıklamanın yanlış olduğunu dile getirdim. Telefonla aramamın tek sebebi o” yanıtını verdi.

GAR İHALESİ…
İmamoğlu, “Haydarpaşa Garı ihalesine” yönelik sorulan soruya, “Çok üzücü. Bu konu, bu haftanın ayrı bir üzücü konusu. Ben bunları konuşmak istemezdim. Ben, bugün halkımıza verdiğimiz sözleri yerine getirmenin keyfini konuşmak isterdim. Dün 150 kreşin başlangıcını yaptık. 150 kreşin 15 bin çocuğumuza katacağı değeri konuşmak isterdim. 150 kreşin 15 bin anneye iş imkanı sağlaması atmosferini konuşmak isterdim ama ne yazık ki bunları konuşuyoruz. Haydarpaşa-Sirkeci meselesi de çok önemli bir mesele. İkisi de İstanbul’un simgesi. Göçün simgesi. İstanbul’a gelişin simgesi. Hele hele Haydarpaşa, Anadolu’nun İstanbul’a gelişinin ilk anıdır. Dolayısıyla bu simgesel alanların ne olacağı tümüyle İstanbul’un hatta bütün Türkiye’nin ilgisini çekiyor. Bunu elbette biz de takip ediyoruz. Ulaştırma Bakanlığı iki simge alanın depolarını arazisiyle beraber ihaleye çıkarıyor. İhaleye çıkardığı yerlere de biz katılma kararı veriyoruz. Niye? Bir ticari faaliyet yok. Buralar sit alanı zaten üstüne var olanların dışında bir şey yapamazsınız. Çok güzel. Para da kazanamazsınız. Bu da çok güzel. Yav kardeşim kanun sana bir imkan tanıyor. Diyor ki bu tür yerleri kamu kurumları ile konuşun uygun kamu kurumlarına devredebilirsiniz. Protokol yapabilirsiniz ve o kamu kurumları tarafından işletilebilir. İstanbul’da da bunun merkezi İBB’dir. Bunun yüzlerce örneği var İstanbul’da. Orman Bakanlığı’nın yaptığı Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı. Birçok kamu kurumunun yaptığı yüzlerce örnek var. Peki. Siz bu kadar uyumlu yeri ihaleye çıkarıyorsunuz ve şartnameye diyorsunuz ki 20 milyon liralık dijital teçhizatı olacak. Yav 20 milyon liralık dijital taçhizat demek Türkiye’de ya bir ya iki televizyon kanalında vardır. Yani bir kere siz bu açıklamayı yapmadan önce nasıl ihaleye çıktığınızı anlatacaksınız. Ben buradan bu açıklamayı yapan Genel Müdüre sesleniyorum. Bir de bu hararet ne yani? Efendim İBB rekabeti engelleyen bir şekilde ihaleye girmiş olur. Bu yanlıştır. Bu hararet ne? Size bu açıklamayı yaptıran motivasyon ne? Üzüntüyle takip ediyorum. Önerim yol yakınken buranın İBB ile iki kamu kurumu arasında bir sözleşme yapın devredin. Biz de ticaret yapmadan o yapıları o alanı sit alanını tamamen kültüre sanata adayarak bu şehre nitelikli bir çalışma hediye edelim. Hemen hızlıca pırıl pırıl şekliyle. Yani bakanlığın bunu yapmayıp tam tersine bir açıklama yaparak, rekabeti engelleyici vs. Bir mahkeme sonunda yapılacak açıklamayı yani mahkemenin yapması gereken açıklamayı ihale çıkan bir kurumun genel müdürü yapıyor. Çok yazık. Çok ilginç. Biz bu ihaleye giriyoruz ve İstanbul halkına yakışan bu yerin İstanbul halkına ait yani İBB uhdesinde kültüre sanata adanmış bir şekilde bir alana dönüşmesini sağlayacağız. Bunu sağlamak adına da dilerim ve isterim ki herkes bize yardımcı olur. Ha ihalesiz verirlerse ki kanun buna müsaade ediyor. Biz ona da hazırız” dedi.

“HESAP SORACAK VARSA, BEN BURADAYIM”
İmamoğlu, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimler öncesinde öğrencilere servis olarak CHP’li belediyeler ücretsiz hizmet verecek dediler. Ama sizin danışmanınız geçtiğimiz günlerde, ‘Bu sayın İmamoğlu’nun sözü değildir, CHP Genel Merkezi ve reklamcısının sözüdür’ dedi. Şu anda İstanbul’da zaten ekonomik durumu iyi olan aileler çocuklarını servisle okula gönderiyorlar. Siz, İstanbul’un ana arterlerini düzenleyerek sabah ve akşam olarak maddi durumu olmayan çocukların okullara yakın yerlere ulaşmasını sağlayacak ring seferleri düzenleyebilir misiniz? Aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözünü de yerine getirmiş olur musunuz?” sorusuna, “Öneriniz için teşekkür ederim. Birincisi ihtiyacı olan ailelere hem eğitim desteği hem de nakdi destek konusunda özel bir çalışma yürütüyoruz. Tam da sizin söylediğiniz gibi genel merkezin ortaya koyduğu taahhüt genel başkanın Türkiye genelinde yapmış olduğu taahhüt Türkiye genelinde ihtiyacı olan kişilere servis desteğidir. Çok net söyleyebilirim ki bizim İstanbul’da tüm öğrencilere servis taahhüdümüz yoktur. Net böyle bir şey yok. Genel Merkezin de yoktur. Genel Merkezin servis taahhüdü ihtiyacı olan öğrenciler içindir. Danışmanımın konusu geçmişken çok önemli bir şey söylemek istiyorum. Benim danışmanım üzerinden bana saldırma gelenekleri gelişiyor. Benim danışmanımın bir şirkette değil, iki üç şirkette yönetim kurulu başkanı… Arkadaşlar, elimizde bir genelge var. Genelgeden dolayı biz, henüz genel kurul yapamıyoruz. Genel kurul yapamadığımız dönemde bir kısım siyasi istifaların yerine, etrafımızdaki 9-10 arkadaşa fazla fazla görevlendirmeler yazdık. Bu görevler, o günün hızlıca yönetilmesi adına verilmiş görevlerdir. Biz bugün genel kurul yasak layık gördüğümüz insanların tek tek bir takım şirketlere yönetim kurulu adayı olarak gösterdiği ve o şirketlerin yönetim biçimini şekillendirmeyi istiyoruz. Ama bir genelge şu an buna müsaade etmiyor, kanuna aykırı biçimde meclis onayı istiyor. İki, bunun davası Danıştay’da devam ediyor. Dolayısıyla bu süreç devam etmektedir. Bir başka husus bir şirketten bir maaş iki şirketten iki maaş da almıyor. Kural gereği birkaç yerde görev alabilir ama birinden maaş alır. Benim danışmanım üzerinden beni vurmaya yaralamaya kimse kalkmasın. O kararları veren benim. Hesap soracak varsa, ben buradayım.”

 

HABER: Halime Yağmur AKDAĞ

Başkan Ekrem İmamoğlu’nun AFAD toplantılarına davetiyle ilgili İBB’nin resmi Twitter hesabından açıklama yapıldı. Açıklama şöyle...

 Zorunlu Açıklama:

İstanbul Valiliğimizce bugün İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun değerlendirmelerine müteakip yapılan yazılı açıklamadaki çelişkiler üzerine zorunlu bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur. Öncelikle ilk açıklamada daveti teyid eden valiliğimiz bugünkü açıklamasında ise davet teyidi yerine bunun bir "görev ve sorumluluk" olduğunu belirterek ilk açıklaması ile ters düşmüştür. Bir diğer çelişki ise, Valiliğimiz Büyükşehir belediye başkanının, İl Afet ve Acil Koordinasyon Kurulu’nun doğal üyesi olduğunu ifade etmiştir. Oysa Valiliğimizin bağlı olduğu T.C İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu bugün bir gazeteciye yaptığı açıklamada kendisine “Normalde bu toplantının protokolünde belediye başkanı yok” dendiğini açıkça belirtmiştir. Öncelikle bu konuda idari makamların ortak bir kararı olmasını arzu ederiz. Devletimizin davet ettiği her toplantıya katılmak İBB Başkanı adına gurur verici bir ödevdir. Asıl devlet geleneğimize uymayan tavrın kamuoyu önünde maalesef yine kamu görevlileri marifetiyle İBB kurumu ve Başkanı’nın hedef gösterilmesi anlayışıdır.

Kamuoyuna Saygı ile Duyurulur

Akdeniz'de, Muğla'nın Marmaris ilçesi açıklarında, Richter ölçeğine göre 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi...

AFET ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi'nin verilerine göre, saat 10.50'de, Akdeniz'de 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Muğla'nın Marmaris ilçesinin 89,03 kilometre açığındaki depremin 15,00 kilometre derinlikte olduğu kaydedildi.

HABER: Mertcan YILMAZ

Uluslararası Suriye Konferansı'nda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Aklımızdan çıkarmamamız gereken bir gerçek var. O da Suriye'nin barışı ile Türkiye'nin huzurunun iç içe geçmiş olduğu gerçeğidir. Bunun için Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye'nin geleceğine ancak Suriye halkının karar verebileceğini hiç unutmamalıyız" dedi...

 


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP tarafından "Suriye'de Barışa Açılan Kapı" teması ile gerçekleştirilen Uluslararası Suriye Konferansı'nın açılış konuşmasını yaptı.

Türkiye'nin Suriye ile ortak tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bir an önce dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerini yeniden kurmak isteyen bir siyasi partinin genel başkanı olduğunu ifade etti.

Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine sahip çıktıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Mart 2011'de Suriye'de iç karışıklıklarla başlayan, daha sonra ülke geneline yayılan ve dış müdahalelerin de etkisiyle derinleşen iç savaş, kısa sürede küresel ölçekte büyük bir insani felakete dönüştü. Türkiye, bölgemizdeki bu yangını söndürebilecek kapasiteye sahip, güçlü ve itibarlı bir bölge ülkesi iken uygulanan yanlış Suriye politikası nedeniyle komşumuzdaki yangının büyümesine sebep oldu. Ve bu yangın hiç tereddütsüz doğrudan Türkiye'yi de etkiledi. İşte bu konferans, bölgemizdeki yangını söndürme istek ve niyetimizin, Türkiye ve Suriye halkları arasındaki tarihsel bağlara ve kardeşliğe verdiğimiz önemin, bölgemizin huzur ve refahına katkı yapma çabamızın ve her şeyden önemlisi, Türkiye'nin dış politikasının yeniden barışçıl temeller üzerinde yükselmesine yönelik özlemimizin bir çabasıdır."

 

barışa giden yolikinci kullanana manset 2 1569665297 f1f24

'YAKLAŞAN TEHLİKEYE KARŞI UYARDIK'

Kılıçdaroğlu, CHP olarak bu konferansla Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri onarmak için, Suriye'de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana attıkları adımlara yenisini eklediklerini belirterek, daha önce yaptıkları dokuz öneriyi okudu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

 


"Hatırlatmam gerekirse 2011 yılından bu yana 'Suriye'de akan kan dursun, bölgemizde barış rüzgarları essin' diye, Suriye yönetimiyle Eylül 2011'de, Suriye muhalefetiyle ise Aralık 2012'de temas ederek diyalog ortamı kurmaya çalıştık. Nisan 2012'de TBMM'de bir genel görüşme önerisi vererek Suriye konusunda bütün siyasi partilerin barıştan yana ortak bir tutum almaları için çaba gösterdik. Yine Nisan 2012'de İstanbul'da bir "Arap Baharı konferansı" toplayarak bölgemizin barışa, eşitliğe ve özgürlüğe olan özlemini dile getirdik."

'İKTİDAR REDDETTİ'

"Ağustos 2012'de Suriye'deki savaşa son vermek için Türkiye öncülüğünde bir uluslararası konferans toplanmasını önerdik, iktidar tarafından reddedilen önerimizin bir benzeri Cenevre Süreci olarak bugün işlemektedir. Şubat 2013'te Sosyalist Enternasyonal bünyesinde bir Suriye Çalışma Grubu kurulmasını sağladık. Mart 2013'te dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'a Suriye konusunda çözüm için önerilerimizi içeren bir mektup gönderdik. Haziran 2016'da ülkemizdeki Suriyeli sığınmacılar sorununa sosyal demokrat bir perspektifle çözüm önerileri üreten bir kitap yayımladık, aynı konuda Mart 2019'da da iki adet rapor yayımladık. Mayıs 2018'de açıkladığımız seçim bildirgesinde, "Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı", OBİT'in kurulmasını önerdik."

'OBİT BARIŞIN ÖNCÜSÜ OLACAK'

Gururla ifade etmek isterim ki başta Orta Doğu ülkeleri olmak üzere özellikle Orta Doğu'ya yönelik hassasiyeti bulunan tüm ülkelerin siyasi ve/veya diplomatik temsilcileri OBİT'i bölge için en önemli önermelerden biri olarak kabul ettiklerini ifade ediyorlar. İlk etapta Türkiye, İran, Irak ve Suriye'nin katılımıyla kurulmasını öngördüğümüz OBİT'in kısa sürede bölgeden tüm dünyaya yayılacak barışın öncüsü olacağına inanıyoruz. Eylül 2018'de İdlib konusunda altı maddelik bir çağrı yaparak yaklaşan tehlikeye karşı bütün sorumluları uyardık."

Kılıçdaroğlu, tüm bu çabalarının amacı ise Orta Doğu'da kanı durdurmak ve bölge halklarının eşitlik ve kardeşlik içinde yaşamalarını sağlamak olduğunu ifade etti.

İzlenen dış politikanın Türkiye'nin çıkarlarına endekslenmiş bir dış politika olmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 90 yıllık dış politikasının kısa bir süreç içinde perişan edildiğini ve bütün birikimlerin çöp sepetine atıldığını, Orta Doğu'ya mezhep eksenli bakılmasının Türkiye'nin tarihinde görülmediğini söyledi.

'ULUSLARARASI HUKUKTAN YANAYIZ'

Kemal Kılıçdaroğlu, eskiden Türkiye'nin Orta Doğu'da "tarafsız" olarak görüldüğünü, son yıllarda izlenen dış politikayla bu tarafsızlığını yitirdiğini savunarak, "Şimdi komşularımız 'Türkiye bize neden düşman?' diye soruyorlar. Şu hususun altını kuvvetle çizmek isterim. Biz uluslararası hukuktan yanayız. Silahlı müdahaleler bakımından uluslararası meşruiyetin tek kaynağı hala BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarıdır. Uluslararası hukuka ve sağduyulu bir dış politikaya saygı göstererek hareket etmek zorundayız. 2011 yılından bu yana yaşadıklarımız ve bugün geldiğimiz nokta, CHP'nin konuya ilişkin tutumunun ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle doğru bildiğimiz yolda, yürümeye devam edeceğiz." dedi.

barışa giden yol 2 20190928 2 38449446 47978509 c0077

SURİYE İÇİN YENİ ANAYASA KOMİTESİ

Suriye'deki savaşın sona ermekte olduğuna ilişkin kanaatin her geçen gün güçlendiğini, Ankara ve Şam'ın önlerinde yanıt bekleyen sorular bulunduğunu ve barışa doğru atılması gereken adımların olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Öncelikle, Suriye Anayasası'nı yazacak bir Anayasa Komitesi'nin nihayet oluşturulmasını not ediyor, yeni anayasanın Suriye'nin demokratikleşmesini sağlamasını ve Suriye halkının geleceğini aydınlatmasını diliyoruz. Anayasa Komitesi hepimizin bildiği gibi Suriye yönetiminin, Suriye muhalefet temsilcilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının belirledikleri 50'şer isimden oluşan 150 kişilik bir listedir. Bu komitenin dış müdahalelerden uzak bir şekilde, Suriye halkının ortak çıkarları zemininde mutabakat sağlamaya odaklanması beklenir. Aynı şekilde, Suriye'nin farklı dil, din, mezhep ve etnik aidiyetlerinin oluşturduğu çoğulcu ve seküler toplum yapısının korunmasına da özen gösterilmesi büyük önem taşımaktadır. Biz hep savunageldik, bugün de aynı kararlılıkla savunuyoruz. Suriye'nin geleceğine Suriye halkının karar vermesi demokrasinin, egemenliğin ve bağımsızlığın olmazsa olmazıdır."

Kılıçdaroğlu, İdlib'deki gelişmelerin son derece kaygı verici olduğunu, İdlib'de El Kaide ve türevi örgütlere mensup, on binlerce teröristin Türkiye'ye sızma olasılıklarının ülkenin güven ve istikrarı için ciddi bir tehlike olduğunu ifade ederek, İdlib'deki gözlem noktalarındaki askerlerin can güvenliğinin herkesin ortak kaygısı olduğunu dile getirdi.

BEŞ ÖNERİDE BULUNDU

"Türkiye'ye sığınan milyonlarca Suriyelinin durumu demokratik dünyayı düşündürmelidir" diyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye çok uzun süredir terör örgütlerinin hedefi altındadır. Ülkemiz içinde teröre karşı sürdürülen mücadelenin, sınırlarımızın ötesinde sürmesi ise uluslararası anlaşmaların ve angajmanların sağladığı bir haktır. Bu bağlamda, Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak amacıyla Suriye toprakları üzerinde sürdürdüğü terörle mücadelenin meşruluğuna inanıyoruz. Ancak terörle mücadelenin Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek ve doğrudan Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesinin en doğru yol olduğu inancındayız." dedi.

Kılıçdaroğlu, beş öneride bulunarak konuşmasını şöyle tamamladı:

"Aklımızdan çıkarmamamız gereken bir gerçek var. O da Suriye'nin barışı ile Türkiye'nin huzurunun iç içe geçmiş olduğu gerçeğidir. Bunun için Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye'nin geleceğine ancak Suriye halkının karar verebileceğini hiç unutmamalıyız. ABD ve Rusya'nın çıkarları arasında savrulmamak için, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik ve iyi komşuluk ilişkileri ilkelerine dayanan, bütünlüklü ve uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz. Suriye yönetimi başta olmak üzere, uluslararası hukuka ve ilişkilere dayalı, meşruluğu olan bütün aktörlerle, tıpkı burada olduğu gibi konuşarak diplomasiyi etkin kılmalıyız. Bugüne kadar, uluslararası hukuk ve meşruiyete aykırı bütün hamlelerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Suriye yeniden güvenli ülke olduktan sonra ülkemizdeki sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerini teşvik etmeli ve bu amaca uygun politikalar geliştirmeliyiz."

Konferansta, "Suriye sorunun uluslararası boyutları", "Suriyeli sığınmacıların karşılaştıkları sorun", "Toplumsal yaşam ve uyum", "Bölgedeki aktörlerin strateji konumları; Suriye'deki güncel duruma askeri ve hukuki açıdan bakış" ile "Yerel yönetimlerin rolü; sorunlar ve öneriler" başlıkları alanında uzman kişiler konuşacak.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKOM’u ziyaret ederek, BB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan çalışmalar ve İstanbul’un depreme hazırlık durumu hakkında bilgi aldı. Kenti, İstanbul’a aşık bir yönetimin yönettiğini belirten Kılıçdaroğlu, “İstanbul'a aşık bu insanlar. İstanbul’un deprem riskini, bir şekilde tümüyle ortadan kaldırmak istiyorlar. Ellerinden gelen her çabayı harcamak istiyorlar. Onlar, sadece merkezi hükümetin kendilerine engel olmamasını istiyorlar, o kadar. İstanbul’a aşık olan, 7’sinden 70’ine İstanbulluların huzur içinde yaşamasını isteyen bir ekip var. Bu ekibe herkesin destek olması lazım” dedi...

İMAMOĞLU VE KILIÇDAROĞLU AKOMDA 2 1569606431 27092019 akm2 1 c3a3d

AKOM / İSTANBUL

Gazetecilerin, bugünkü AFAD toplantısında neden olmadığı sorusunu yönelttiği İmamoğlu ise, “Burası itibarlı bir kurumdur, İBB’dir. 16 milyon insanın yerel idaresidir. Biz, mevzumuz olan konulara değiniyoruz. Mevzumuzun ilgili olmadığı konularda da bilgi almaya çalışıyoruz. Dün davet edildiğim yerdeydim. Devletimin davet ettiği her yere koşa koşa giderim ama bu gündemin, depremle ilgili şu anki yoğun gündemin yerine geçmesini şiddetle reddediyorum, kabul etmiyorum. Bu mevzuya ben dahil olmadım. Dahil olanların da bir an önce gerçek gündeme dönmesini bekliyorum. Net söyleyelim ki, devletimin davet ettiği hiçbir yere katılmamazlık etmem” yanıtını verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKOM’u ziyaret ederek, ekibiyle birlikte kendisini karşılayanİstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan çalışmalar hakkında bilgi aldı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da Kalıçdaroğlu’na eşlik ettiği ziyarete bazı CHP milletvekilleri de katıldı.

Toplantıda ilk konuşmayı İmamoğlu yaptı. Silivri açıklarında meydana gelen 5.8’lik depremde sevindirici olan tek şeyin can kaybı yaşanmaması olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Depremin bir başka önemli tarafı, 17 Ağustos 1999’daki büyük depremin 20’nci yılında çok önemli bir ikaz olmasıdır. 26 Eylül, önemli bir tarihtir. Depremle ilgili İstanbul’un çok da fazla hazırlıklı olduğunu düşünmüyorum. Milletimize, bir yandan raporlarımızı, bir yandan da eylem planlarımızı hazırlıyoruz. Kasım ayı itibariyle, bütün paydaşlarıyla bir deprem çalıştayı yapacağız. Mevcut durumu analiz edip, çıkaracağımız yol haritasını toplumla paylaşacağız” dedi.

İMAMOĞLU VE KILIÇDAROĞLU AKOMDA 3 1569606431 27092019 akm2 3 ccfa1

İMAMOĞLU: “TOPLUMU DEPREM KONUSUNDA BİLİNÇLENDİRECEĞİZ”
Topluma genel olarak depremin “magazinsel kısmı”nın aktarıldığı eleştirisini yapan İmamoğlu, “İBB olarak odaklandığımız iş ise, deprem yaşanana kadar İBB olarak, İstanbul’un 39 ilçe belediyesi olarak, elbette ki devletimizin bütün kurumlarıyla bir araya gelerek yapacağımız iş ve işlemlerdir. Önemli konulardan biri de afete dönük, yani deprem anına dönük konularda toplumun bilinçlendirilmesi. Toplumsal hafızayı taze tutmak adına depremi sürekli hatırlatan büyük İstanbul tatbikatları yapacak düzeyde bunu milli bir mesele haline getirmektir” şeklinde konuştu.

“BU SORUNUN SİYASİ PARTİSİ OLMAZ”
İmamoğlu, şunları söyledi: “Çokça tartışılan toplanma alanları ile ilgili şunu ifade etmek isterim: 1999 depreminden sonra toplanma alanı çalışması yapılmış. 470 civarında büyük toplanma alanı belirlenmiş. Ö dönemde topluma açıklanmış. Örneğin, geçmişte Ali Sami Yen Stadı ve çevresi gibi. Bu büyük alanlar, Ali Sami Yen Stadı’nda olduğu gibi bir binaya, yapıya dönüşmüştür. Bunun gibi dönüşümlerden dolayı bu büyük toplanma alanlarından sadece 77’si kalmıştır. Sadece 20 yılda. AFAD’ın tespit ettiği acil toplanma alanlarının sayısının 2 bin 859 olduğu bilgisi veriliyor. Bu toplanma alanları ile ilgili de bizim yapmış olduğumuz tespitler, ne yazık ki bu alanların bir çoğunun deprem toplanma alanı tanımına uygun olmadığı yönündedir.200-300 metrekare alanlar şeklinde tanımlanmış 177 adet yer var. 715 adedi de 1000 metrekarenin altında. Bu alanların bir kısmı da deprem toplanma alanı olma hüviyetine sahip özelliklerde değildir. İstanbul’da deprem toplanma alanları konusunda karnemiz biraz zayıf. Bu sorumluluk, İBB ve 39 ilçe belediyesinin sorumluluğundadır. Kafamızı kuma gömecek durumda değiliz. Bu sorunun siyasi partisi olmaz.”

İMAMOĞLU VE KILIÇDAROĞLU AKOMDA 4 1569606431 27092019 akm2 4 031a3

KILIÇDAROĞLU: “NEREYE GİTTİ O DEPREM VERGİLERİ?”
17 Ağustos 1999’da önemli bir deprem yaşadığımızı söyleyerek sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu, “20 bine yakın yurttaşımız hayatını kaybetti. 30 bine yakın yaralımız vardı. Dönemin Başbakanı, Allah rahmet eylesin, Ecevit, İstanbul’a ulaşamadı. Büyük bir acıydı. Türkiye seferber oldu. Dünyadan pek çok yardımlar geldi. Deprem vergileriyle, yasalar çıktı. Vatandaşlar gönüllü olarak vergilerini ödedi. Yaralar sarılacaktı. İstanbul başta olmak üzere deprem riski olan bütün bölgeler dayanıklı hale getirilecekti. Şimdi şu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum. Nereye gitti o deprem vergileri? Devleti yöneten insanların geleceği görmesi lazım. Nereye gitti bu paralar?” sorusunu yöneltti.

İMAMOĞLU VE KILIÇDAROĞLU AKOMDA 5 1569606431 27092019 akm2 6 8dd1a

KILIÇDAROĞLU: “GEÇMİŞTEN DERS ÇIKARMAMIZ LAZIM”
İstanbul'daki bütün belediye başkanlarının deprem konusunda el birliğiyle çalışacaklarından emin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Temel soru şu: 99-2019… Neden bu kadar uzun süre beklendi? Sayın Başkan, önemli bir ayrıntıya daha dikkat çekti. Toplanma alanları, 470 iken, Bunların 400'e yakınını imara açıyorsunuz. Batı'nın ya da uygar dünyanın devlet adamlarıyla bizim siyasi parti başkanlarıyla arasında bir fark vardır. Onlar riski önceden görür, bütün önlemleri alır, risk gerçekleştiği zaman insanlar hayatını kaybetmez. Geçmişten ders çıkarmamız lazım” dedi.

KILIÇDAROĞLU: “GENÇ BİR ARKADAŞIMIZ VE İYİ BİR EKİP VAR”
“Yeni bir yönetim var, genç bir arkadaşımız var, onun iyi bir ekibi var” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şu şekilde noktaladı: “İstanbul'a aşık bu insanlar. İstanbul’un deprem riskini, bir şekilde tümüyle ortadan kaldırmak istiyorlar. Ellerinden gelen her çabayı harcamak istiyorlar. Onlar, sadece merkezi hükümetin kendilerine engel olmamasını istiyorlar, o kadar. Yapacaklar, her şeyi yapacaklar. İstanbul’a aşık olan, 7’sinden 70’ine İstanbulluların huzur içinde yaşamasını isteyen bir ekip var. Bu ekibe herkesin destek olması lazım. Başkan yine çok önemli bir şey söyledi. Bu işin partisi olmaz. Ölenler, bizim insanlarımız.

El birliğiyle bu riskin bir şekilde aşılması lazım. Bütün bunları yaparken geçmişe dönüp, geçmişte yapılanların da ne olduğunu sorgulamamız lazım. Gelecek yöneticilerin de bundan bir şekliyle ders çıkarması lazım. Aynı hataları tekrar etmemesi lazım.”

İMAMOĞLU VE KILIÇDAROĞLU AKOMDA 6 İKİNCİ KULLAN1569606432 27092019 akm2 7 b3912

 

SORU-CEVAP
Toplantının ardından Kılçdaroğlu’nu uğurlayan İmamoğlu, bir kez daha kameraların karşısına geçti. İmamoğlu’na sorulan sorular ve İBB Başkanı’nın verdiği yanıtlar şöyle oldu:

AFAD’daki önemli toplantıya katılmadığınız yönünde eleştiriler var, bu konuya bir açıklık getirir misiniz?
-Devletin en önemli sorunu deprem konusu. Yani depremle ilgili süreç, hazırlıklar, çalışmalar bizim de gündemimizi ve bilgilerimizi tazeliyor.Bu konuya çok yoğunlaştık. Bu konunu, bunun önüne geçmesini istemiyorum. Net söyleyelim ki, devletimin davet ettiği hiçbir yere katılmamazlık etmem.

Davet almadınız o zaman?
-Devletimizin davet ettiği hiçbir yere katılmamazlık etmem.

31 Mart seçimlerinin iptal edilmesine neden olan sandık kurulu başkanlarının usulsüz görevlendirilmesi ile ilgili bir karar çıktı. Savcılık takipsizlik kararı verdi. Bu kararı değerlendirir misiniz?
-Ben dedim diye, tekrar soruşturma canlandı herhalde. Üzülüyorum. Bu memlekette insanlar zan altında bırakıldı. Seçim iptal edildi. Memleketimizin milyonlarca lirası harcandı. İnsanların demokrasi adına vicdanları sızladı. Dünyada itibarımız azaldı.Ama milletçe bunu tedavi ettik. Ama olan, ülkemize oldu o 3-5 ayda. Önümüze bakacağız. Ama üzüntülüyüm. Bu insanların da bence itibarıyla oynadılar. Ama takipsizlik vermesi zaten beklediğimiz şeydi.

İmara açılan toplanma alanlarının listesini açıklayacak mısınız?
-Hepsini açıklayacağız. AVM var, site var, rezidans, site var. Adına ne derseniz… Şimdi konut tabirleri de değişti. Hatta şunu yapacağız. Kasım ayındaki deprem çalıştayımıza hazırlık yapıyoruz. O çalıştayımıza başta Sayın Fuat Oktay olmak üzere, bütün yetkilileri davet edeceğiz. Zaten bir arada yapalım istiyoruz. Depremle ve bu şehrin sorunlarıyla bir arada yüzleşelim istiyoruz. Bir arada, hep beraber tespitini yapıp, çözüm bulalım istiyoruz. Bu işin Ekrem’i, Ahmet’i, Mehmet’i yok. Belki hata yapanların içerisinde CHP’li belediyeler de çıkacak. Varsın çıksın, bana ne! Dolayısıyla hep beraber hesap vereceğiz, yüzleşeceğiz. Bundan sonra sorunlara çözüm bulurken de kafamızı kuma sokmayacağız. Bu kadar basit. Sizlere öncü rapor yollarız, gider tek tek bakarsınız hatta. 2 bin 600 civarındaki mevcut toplanma alanlarının tek tek fotoğrafı, niteliği, uygunluğu, fiziki altyapısı ihtiyaçlarının giderilip giderilmediği noktasında da çalışmamızı yapıyoruz. Bunda da şeffaf olacağız. Çözümleri buldukça da tanımlayacağız.

Güngören’deki küçük bir çocuk parkında insanlar toplanmıştı. Sizin bahsettiğiniz toplanma alanlarında bu tür yerler de var mı?
-Olmaz mı! Şu anda bakın, tespit ettiğimiz öyle yerler var ki, bu tespit ettiğimiz bu toplanma alanlarının içerisinde öyle küçük yerler var ki… Örneğin bir depremde oraya ulaşmak mümkün değil. Orayı depremde toplanma alanı diye tanımlamanın bir anlamı yok.Ben diyorum ki, bu ülkede hangi makamda olursak olalım, yüzleşelim. Ben bir ayıp yapmışsam yüzleşip onu düzelteyim. Bir dönemi karalamak peşinde değiliz. Yüzleşmek peşindeyiz şu anda. Deprem toplanma alanları dahil 2019’a kadar ki 20 yıllık depremden sonraki süreçte iyi sınav vermedik. Vermedi demiyorum, yapmadı demiyorum. Şimdi iyi sınavı vermediğimiz dönemin karşılığında hep beraber bir seferberlik ilan edeceğiz. Deprem, fay hattı şöyle çatladı, şöyle enerji açığa çıkacak, şu tarihte olabilir... Bırakalım bunları. Bizim işimiz o değil. Bizim işimiz bir an önce bu şehrin kötü yapılaşma düzenine son vermek. Bu şehrin deprem toplanma alanlarını düzenlemek, bu şehrin sıkıntılı yapı stokunu güçlendirmek ya da şu an yapıldığı gibi değil makul bir sistemle kentsel dönüşümü hızlıca hayata geçirmek.

AFAD toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Yardımcısı açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugün o toplantıda neden yoktunuz?
-Burası itibarlı bir kurumdur, İBB’dir. 16 milyon insanın yerel idaresidir. Biz, mevzumuz olan konulara değiniyoruz. Mevzumuzun ilgili olmadığı konularda da bilgi almaya çalışıyoruz. Dün davet edildiğim yerdeydim. Devletimin davet ettiği her yere koşa koşa giderim ama bu gündemin, depremle ilgili şu anki yoğun gündemin yerine geçmesini şiddetle reddediyorum, kabul etmiyorum. Bu mevzuya ben dahil olmadım. Dahil olanların da bir an önce gerçek gündeme dönmesini bekliyorum. Net söyleyelim ki, devletimin davet ettiği hiçbir yere katılmamazlık etmem.

Saraçhane'deki saldırı girişimi hakkında bilgi verir misiniz?
-Konudan haberdarım. Hakkında rapor düzenlemiş. Benim şahsımla ya da o makamla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Bir takım tıbbi tespitler var. Emniyet birimleri gerekli süreci takip ediyor.

 

Marmara Denizi tabanına sismik aletler yerleştirilmesi için 2 Ferrari edecek paraya ihtiyaç olduğunu söylüyor bilim adamları...
-Dün akşam katıldığım programda bana da bir bilim insanımız bunu zikretti. Elbette konuyu inceleyeceğiz ama konuya parça parça bakmayı doğru bulmuyorum. Olaya bütüncül bakmalıyız. Eğer böyle bir bütçe, bir şehrin bilgi alma sürecine büyük bir katkı sunacaksa, direkt yaparız. Hiç kaçınmayız. Amacımız israfı engelleyip bu tür öncelikli konuları çözmek. Bu tür öncelikli konuları yapacağız ama depremi bütüncül ele almak adına 1-1,5 ay önce konuştuğumuz ve Kasım ayında yapmayı planladığımız deprem çalıştayına,tüm bu bileşenleri paydaşları davet edeceğiz. Mevcut durumun fotoğrafını çekeceğiz. İstanbul’u bilinçlendireceğiz. Sonra da İstanbul’un eylem planının İstanbulluya anlatacağız. Bu çalıştay marifeti ile -bir yetmez ikinci toplantı olur- bu şehrin ve bu ülkenin bilim insanları da deneyimli insanları da buna muktedirdir. Yeter ki muktedir olan insanların sözü geçsin. Siyasetin politikanın sözü geçmesin. Partilerin sözü geçmesin. Bu işe kafasını, hayatını adamış insanların sözü geçsin. Ben de tam onu istiyorum. Onun için şu an dün, bugün benim yaptığım bilgilendirmeleri bilgi olarak alsınlar. Ben, bu konuya kendini adamış herkesin yapacağı doğru politikalara yine onların karar vereceği ortak akla hizmet etmekten onur duyacağım. Biz bu konuda bilimin aklın önünde boynumuzu büker, talimat kabul eder, yolumuza devam ederiz.

CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek 27 Eylül Dünya Turizm Günü’nde turizm iş kolunda çalışan emekçilerin sorunlarını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi ile TBMM gündemine taşıdı.

TURİZM İŞÇİLERİ MAĞDUR

CHP’li Zeybek Dünyada turizm çeşitleri ve turizme artan talep nedeniyle turizm gelirlerini arttığını, Türkiye’nin ise coğrafi konumu, tarihi ve doğası başta olmak üzere turizmde söz sahibi ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Turizm yatırımları ve turizmin sağladığı katma değerin yeni istihdam alanları sağladığını belirten CHP’li Zeybek, “Ancak turizm iş kolunda çalışan işçilerin hakları konusunda artan turizme rağmen istenen kolaylık sağlanamamaktadır. Turizm emekçilerinin sorunları, her gün rekor üstüne rekor kıran turizm haberlerine rağmen çözüm beklemektedir.” dedi.

BİNLERCE TURİZM EMEKÇİSİ İŞSİZ KALACAK

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un 27 Eylül Dünya Turizm Gününde “2023 Turizm Strateji” ile açıkladığı 2023 yılında 75 milyon turist ve 65 milyar dolar hedefi için yıllardır sektöre emek veren turizm işçilerinin de ücret ve istihdam politikalarında iyileştirme yapılması gerçeğini göz ardı ettiğini vurgulayan CHP’li Zeybek “Dev-Turizm İş Sendikası’nın turizm iş kolunda çalışan emekçilerin sorunlarına ilişkin aktardığı bilgiler ışığında sadece Antalya’da turizm sektöründe çalışan 700 bine yakın işçinin çoğunluğu sezon bitimi ile işsiz kalacaktır, bu rakama esnafların yanında çalışanların dahil olmadığını da eklediğimizde, turizm sektörü için kapsamlı bir istihdam politikasının belirlenmesi de elzemdir.”

Askı süreci ile zaten ekonomik sıkıntı yaşayan turizm emekçilerinin sezonun bitmesine az bir süre kala çözüm bekleyen sorunları olduğunu belirten CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek, soru önergesinde şu sorulara yer verdi;

“İş müfettişleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişleri denetimlerinin sonuçlarında turizmde ‘’kayıt dışı ve çalışma müsaadeli, yabancı işçi’’ çalıştırmanın boyutları nedir?

Sigortasız (kayıtdışı) işçi çalıştırma, turizm işletmelerinde ve genel olarak ne sıklıkla denetleniyor? Denetlemelerin sonuçlarına dair veriler nelerdir?

Stajyer Öğrenci adı altında, turistik işletmelerde, ucuz işçi ihtiyacını karşılamak üzere, yabancı işçi çalıştırılıyor mu? Çalıştırılıyorsa son beş yılda bu sayı nedir?

İşsizlik Sigortasından, turizm İşçileri ve özellikle sezonluk işçiler yararlanabiliyor mu? Bakanlık tarafından son üç yılda 600 gün prim ödemiş olma ve askı şartları konusunda işçi lehine düzenleme çalışması var mıdır?

Turizm sektöründe çalışan işçilerin ne kadarı işsizlik sigortasından para alabilmiştir? Kişi sayısı ve toplam miktarı nedir?”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün yaşanan 5.8’lik depremin ardından gazetecilerle birlikte Lojistik Destek Merkezi’nde incelemelerde bulundu. Merkezde, günlük 200 bin kişilik yemek çıkarılabildiği bilgisini paylaşan İmamoğlu, binanın 9 şiddetindeki bir deprem hesaplanarak yapıldığını kaydetti. Böyle bir merkezi İstanbul’a kazandıranlara minnet duyduklarını ifade eden İmamoğlu, “İyi ki yapılmış. Daha iyisini, ilavesini yapmak zorundayız. Ama deprem, şehirleşme, sıkıntılı yapılar vetoplanma alanları konularında iyi sınav vermiş bir şehrimiz ne yazık ki yok. Hızlıca bunu tamir etmeliyiz. İnşallah büyük İstanbul depremini olduğunca geç yaşarız. Asla kafamızı kuma gömmeyeceğiz. Dün yaşadığımız depremi de bu şehir adına çok değerli bir ikaz olarak görüyorum” dedi...

İMAMOĞLU DEPREM 2 1569588188 WhatsApp Image 2019 09 27 at 15.38.24 51b31

EYÜPSULTAN / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan Akşemsettin Mahallesi’ndeki İBB Lojistik Destek Merkezi’nde incelemelerde bulundu. Basın mensuplarıyla birlikte merkezi gezen İmamoğlu, deprem ve benzeri afetlerde önemli bir işlevi olan tesisle ilgili rakamsal bilgiler paylaştı. “Bu merkeze ilk gezimi yaptığımda çok etkilendim” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

İMAMOĞLU DEPREM 3 1569588188 WhatsApp Image 2019 09 27 at 15.38.22 1ea35

“Değerli merkezin oluşmasında emeği geçenhem belediye başkanlarına hem o dönemin yöneticilerine teşekkür ediyorum. Burası her gün İBB’nin bir kısım ihtiyaçlarını görüyor. Tüm yemekhanelerimizin ve sosyal tesislerimizin ihtiyaçları buradan sağlanıyor; ama daha ötesinde burası afet anında çok büyük ihtiyaçları karşılayacak olan değerli bir nokta. Bu merkez, günlük 200 bin kişilik yemek çıkarabiliyor. Sadece bununla sınırlı değil, aynı zamanda burası 32 bin kişilik kumanya hazırlayabiliyor. Toplamda 360 bin üzerinde kişiye yetecek hazır gıda malzemesi de burada depolanabiliyor. Binanın tasarımı, 9 şiddetindeki bir deprem hesaplanarak yapılmış. Bina, 5 günlük enerji ihtiyacını kendi sisteminden sağlayabiliyor. Dolayısıyla İstanbul’a, Allah göstermesin, bir afet anında en kuvvetli hizmeti verecek noktaların başında geliyor.”

İMAMOĞLU DEPREM 4 1569588188 WhatsApp Image 2019 09 27 at 15.38.21 ab3a3

“VATANDAŞLARIMIZ KURUMLARINA GÜVEN DUYSUNLAR”
Bu merkezi özellikle İstanbul halkı ile paylaşmak istediğini belirten İmamoğlu, “Kurumlarına güven duysunlar. Acil ihtiyaçlarda katkı sunacak böyle bir merkezleri olduğunun farkında olsunlar istedim. Bu nedenle siz basın mensuplarını davet etmek istedik. Mutfakla başlıyoruz, yine aşağıya doğru diğer imalat noktalarıyla, depolama noktalarıyla da hızlı bir tur atacağız. Sonra da dışarıda bir kısım araçlarımızı size göstereceğiz. Örneğin, bir aracımız tek başına 5 bin adet ekmek çıkarabilen bir tır. Mobil bir şekilde ekmek üretimi yapabiliyor. Yine aynı şekilde, mobil mutfağımız var tırda. Bu mutfağımız da günlük 8 bin kişiye yemek çıkarma kapasitesine sahip. Sahra mutfağımız ise 30 bin kişiye yemek çıkarabilecek kapasitede” dedi. İmamoğlu, “İstanbul Valiliği’nde yapılan toplantıya siz bir davet aldınız mı” sorusuna, “Arkadaşlarım orada. Genel Sekreter Yardımcımız ve diğer arkadaşlarımız orada” yanıtını verdi.

İMAMOĞLU DEPREM 5 1569588189 WhatsApp Image 2019 09 27 at 15.38.20 49fb6

“EKSİKLERİ TAMAMLAYACAĞIZ”
İmamoğlu, açıklamasının ardından basın mensuplarıyla birlikte ilk olarak mutfak bölümünü inceledi. Kuru gıda ve içecek depoları ile soğuk hava depolarıyla ilgili bilgiler veren İmamoğlu, “Toplamda, her yiyecek grubunun saklanma koşullarına yönelik 21 soğuk hava depomuz mevcut” dedi. İmamoğlu, son olarak mobil araçlarla ilgili rakamsal bilgileri gazetecilerle paylaştı. İmamoğlu, burada yaptığı ikinci açıklamada, “Burası bir yandan İBB Afet Koordinasyon Merkezi’yle (AKOM), bir yandan da Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’yle (AFAD) olan görevi gereği İstanbul’da olası bir ihtiyaca dönük hizmet etme kapasitesine sahip değerli bir merkezimiz. Temenni ediyorum ki, inşallah böyle afetler hiç yaşamayız. Böyle bir durumda da ihtiyaç karşılayacak düzene, eğitime, sisteme sahip yapısı var. Bu ve bunun gibi imkanlarımızı mutlaka toplumla paylaşmaya devam edeceğiz. Eksik olan tarafları da mutlaka tamamlayacağız. Örneğin buna benzer bir yapıyı, aynı şekilde Anadolu yakasında da kurmayı planlıyoruz. Böyle bir proje geliştirdiğimizi kamuoyuna açıklamak isterim. İnşallah hiç ihtiyacımız olmaz. Yeri belli. Proje üzerine konuşuyoruz, çalışıyoruz. Ama bunun takvimini netleştikten sonra paylaşmakta fayda var” şeklinde konuştu.

İMAMOĞLU DEPREM 6 1569588188 WhatsApp Image 2019 09 27 at 15.38.26 12350

“ŞEHİRLEŞME KALİTESİ AÇISINDAN İYİ CÜMLELER KURMAYI DİLERDİK”
İmamoğlu, “Hafif bir deprem testinden geçtik. Siz de İstanbul’u depreme hazırlayacağınızı söylemiştiniz. Hazır mısınız? Vakit bulabildiniz mi hazırlanmak için” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

İMAMOĞLU DEPREM 7 1569588188 WhatsApp Image 2019 09 27 at 15.38.24 1 50801

“Çalışıyoruz. Dünden beri de bunu oldukça fazla ifade ettik. Deprem İstanbul’un öncelikli meselesi. Kentin yapılarının güçlendirilmesi, sahada afet anında duyulacak ihtiyaçlar, toplanma alanları vesaire… Aklınıza gelecek tüm kavramlarla gündemimizde. Ne yazık ki bunlar 2 ayda tamamlanacak hususlar değil. İstanbul’daki yapılar açısından, yapı stoku açısından, şehirleşme kalitesi açısından iyi cümleler kurabilmeyi dilerdik. Bu merkezi bir önceki yönetimden devraldık. Yapan belediye başkanına, sanıyorum Kadir Bey (Topbaş) döneminde bu bina yapıldı, burayı organize eden yöneticilere de teşekkür ediyorum. Minnet duyuyoruz. İyi ki yapılmış. Daha iyisini, ilavesini yapmak zorundayız. Ama deprem konusunda, şehirleşme konusunda İstanbul’un sıkıntılı yapıları konusunda, toplanma alanları konusunda iyi sınav vermiş bir şehrimiz ne yazık ki yok. Hızlıca bunu tamir etmeliyiz. İnşallah olduğunca geç büyük İstanbul depremini yaşarız. Asla kafamızı kuma gömmeyeceğiz. Dün yaşadığımız depremi de bu şehir adına çok değerli bir ikaz olarak görüyorum.”

İMAMOĞLU DEPREM 8 1569588188 WhatsApp Image 2019 09 27 at 15.38.23 c7705

İmamoğlu: “Vatandaşımızın yanında olacağız”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri merkezli 5.8 büyüklüğündeki korku yaratan depremle ilgili üçüncü açıklamasını yine AKOM’da yaptı. Toplum olarak deprem gerçeğiyle yüzleşilmesi gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, İstanbul’da yeterli toplanma alanı olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. İmamoğlu, “Tarafı ya da sorgulanan kesimine bakmaksızın, önümüze bakarak bu süreci analiz etmek zorundayız. Keşke ben de ‘On binlerce toplanma alanımız var’ diyebilseydim. Böyle bir şey yok ne yazık ki! Bu şehirdeki toplanma alanları ne yazık ki azalmıştır. Bazı semtlerde ve mahallelerde yok derecesindedir. Bunu zaten söylememize gerek yok. İnsanlarımız bunu görebiliyor” dedi. İmamoğlu, geceyi sokakta geçirmeye hazırlanan İstanbullulara gıda dağıtımında bulunacaklarını bildirerek, “Vatandaşımızın yanında olacağız” diye konuştu.

AKOM / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul ve çevre illerde korku yaratan Silivri merkezli 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından soluğu Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) almış ve art arda iki açıklama yaparak, kamuoyunu yaşananlarla ilgili bilgilendirmişti. İmamoğlu, depremle ilgili üçüncü açıklamasını yine AKOM’da yaptı.

“İstanbul’umuzu takip etmeye devam ediyoruz” diyen İmamoğlu, “Yaşadığımız depremin telaşıyla vatandaşlarımızın ciddi anlamda korku yaşadığını hissediyoruz. Sevindirici haber: Bu depremde hiçbir can kaybı yaşamdık. Sevindirici bir başka yönü de İstanbul’a önemli bir ikaz olması. Bu ikazı hep birlikte hissetmeli, anlamalı ve ona göre hazırlık yapmalıyız. Hep birlikte, ortak akılla masaya oturarak, yüzleşerek ve İstanbul’umuzun bütün sorunlarıyla ilgili röntgenini net çekip, tedavisini de uygulamaya koyarak, bütüncül bir süreç organize etmek zorundayız. Avcılar ve Sarıyer’deki minare yıkılmaları dışında topluma anlatacağımız bir hasar tespiti yapılmamıştır” şeklinde konuştu.

“ESAS OLAN BİNALARIMIZIN SAĞLAMLIĞI”

İBB’nin bütün birimleriyle sahada olduğunu bilgisini tekrar belirten İmamoğlu, şunları söyledi: “Yapılan ihbarları, mutlak ekip yollayarak yerinde kontrol ediyoruz. Aynı zamanda bütün ilçe belediye başkanlarıyla da koordine olmaya çalıştık. Özellikle İstanbul’un batı yakasındaki güney sahilinde, Marmara’ya kıyısı olan ilçelerimizle daha sıkı irtibat halindeyiz. Çokça sorulan bir soruyu, bu işin uzmanı hocalarımızla değerlendirmeye aldık. Kendi içimizdeki teknik arkadaşlarla da toplantılar yaptık. Şunu net olarak ifade edelim ki: İstanbul’da aslında teknik olarak, bilim açısından dünkü tereddüt ile bugünkü tereddüt arasında bir fark yok. Yani dün akşamki deprem riski neyse, bu akşamki deprem riski de aynı. Daha doğrusu; hiçbir bilim insanının ‘Deprem şu gün, şu saat olacak’ diye bir netice sunma şansı yok. Tabi burada esas olan, yaşadığımız ya da çalıştığımız binaların sağlamlığı. Bu konuda kötü bir envanterimiz var. Keşke, ‘Çok iyi’ diyebilsek. Ama 2019 yılına geldiğimizde, yaklaşık 20 yıl öncesinde depremi ve deprem korkusunu yaşayıp, hayatımızda öncelediğimiz bu konuda İstanbul’da çok büyük bir mesafe alamadık. Alamadığımız için de bugün yüzleşiyoruz bu korkuyla.”

“ACİL TOPLANMA ALANLARIYLA İLGİLİ ÇALIŞMALARI HIZLANDIRIYORUZ”

“Tümüyle bu süreci yenileyecek ve süreçle ilgili adımları atmak zorundayız” diyen İmamoğlu, “Yüzleşerek atmak zorundayız. Tarafı ya da sorgulanan kesimine bakmaksızın, önümüze bakarak bu süreci analiz etmek zorundayız. Keşke ben de ‘On binlerce toplanma alanımız var’ diyebilseydim. Böyle bir şey yok ne yazık ki! Bu şehirdeki toplanma alanları ne yazık ki azalmıştır. Bazı semtlerde ve mahallelerde yok derecesindedir. Bunu zaten söylememize gerek yok. İnsanlarımız bunu görebiliyor. Bu konuda yoğun bir çalışmamız var. Dua ediyorum; İstanbul, büyük depremini geç yaşar. İstanbul’un binalarının sağlamlaştırılması, güçlendirilmesi ve yerinde güçlendirilerek, fazla yoğunluk yaratmadan insanların huzurlu bir şekilde yaşamalarını sağlayabilmek için ciddi bir seferberliğe ihtiyacımız var. Bunun hazırlığını yapıyoruz. Acil toplanma alanlarıyla ilgili çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Önemli bir şiddette olmamasına rağmen yaşadığımız toplumsal telaşı, yaşamamamız gerekir. Bunu yaşamamak için de okullarımızda, ibadethanelerimizde, her yerde ciddi bir eğitim vererek sürece hazırlıklı olmamız gerekecek” ifadelerini kullandı.

“ŞU ANDA TEHDİTKAR BİR DURUM YAŞIYORUZ DİYEMEYİZ”

İmamoğlu, gazetecilerin, “Vatandaşlar geceyi güvenle evlerinde geçirebilirler mi” sorusuna ise, “2 – 3 gün önce risk neyse, bu akşam da aynı. Benim bilim insanlarından bu konuda aldığım yorum net. Dolayısıyla bu, sizin ve evinizle alakalı. O bakımdan ‘Şu anda daha tehditkar bir durum yaşıyoruz’ diyemeyiz. ‘Hiçbir şey de yaşamayız’ diyemeyiz. Bir hafta, bir ay önce neyse bu akşamda o. İstanbul’un böyle bir süreci var. Bilim insanlarının somut olarak bize söyleyebildiği bu. Ben de vatandaşlarıma hemşerilerimle paylaşıyorum. Esas olan binalarımızın sağlamlığı ve bu sürece hazır olmamız” yanıtını verdi.

“SÜRECE HAZIRLIKLIYIZ”

İmamoğlu, “İstanbullulardan geceyi dışarıda geçirecek olanlar da var. Belediye olarak, bunun için de önlem alındı mı” sorusunu da “Tabii ki. Hazırlıklıyız. Bu konuda, özellikle vatandaşların yoğun oldukları alanlara gıda dağıtımı ve bir kısım servisler yapacak araçlar hazırlığını yaptı. Akşam, bu alanlarda hizmetlerini verecek. Vatandaşımızın yanında olacağız. Moral vererek, umut vererek, aynı zamanda bu işin ciddiyetini anlatarak, yüzleştirerek vatandaşlarımızın yanında olacağız. Bu samimiyetimizi, bu ciddiyetimizi hep koruyacağız. 1 ay sonra, 6 ay sonra utmayacağız. Depremin şiddetine göre aklımızda kalmayacak. Her an aklımızda olacak. Bütün çalışma arkadaşlarımla bu sürece hazırlıklıyız ve insanlarımızla paylaşacağız” şeklinde yanıtladı.

Antalya’nın Kemer ilçesindeki bir lise müdürü ve müdür yardımcısının erkek öğrencilere şiddet uyguladığı iddiaları velileri ayaklandırdı ve olay  adliyeye yansıdı...

Antalya'nın Kemer ilçesi, Kuzdere Mahallesi'nde bulunan bir liseye bu yıl başlayan 15 yaşındaki E.D., okul dönüşünde annesine 11.00 sıralarında boş derste karikatür çizerken sınıfa giren müdür yardımcısı R.D.T.'nin, “Ben müdür yardımcısıyım aynı zamanda disiplin kurulu başkanıyım” diyerek kendisini yanına çağırdığını, ensesine tokat attığını, sonra beline sert bir cisimle vurduğunu iddia etti. R.D.T.'nin ardından kendisini çöp kutusuna doğru iterek “Sen sınıfa bakma, arkan sınıfa dönük olsun” dediğini ve bir başka öğrenciyi çağırarak yüzüne 4 tokat attığını anlatıp okula gitmek istemediğini söyledi. Bunun üzerine anne Özlem Demirci çocuğunu alıp önce hastaneye sonra karakola gitti. Kemer Devlet Hastanesi'nde muayene edilen öğrencide darp izlerine rastlandığına dair rapor verildi. Jandarma karakolunda ifade veren anne-oğul, müdür yardımcısından davacı oldu.

Müdür 7 öğrenciyi sopa kırılıncaya kadar dövdü...

Aynı gün, aynı okulun bir başka sınıfına yeni başlayan 14 yaşındaki A.B.K. de okuldan eve döndüğünde, annesine okul müdürü O.D. tarafından darp edildiğini ileri sürdü. Annenin telefonla haberdar ettiği baba Gökhan Kalender de oğlunu önce hastaneye sonra karakola götürdü. Baba-oğul okul müdüründen davacı olurken, şiddet gördüğünü ileri süren öğrenci A.B.K., 11.00 sıralarında İngilizce dersinin öğretmeni gelmediği için boş geçen derste öğrencilerin gürültü etmekte olduklarını, bir grup öğrencinin kağıttan yaptıkları bir topu birbirlerine attıklarını, sınıf başkanının gürültü yapanları ve oyun oynayanların ismini yazmakta olduğunu, bu sırada okul müdürü O.D.'nin sınıfa girerek “Niye gürültü yapıyorsunuz” diye bağırdığını öne sürdü. A.S.K., sonra sınıf başkanının ismini yazdığı kişilerin müdür odasına gitmelerini söylediğini anlattı. Kendisiyle birlikte sadece birinin ismini bildiği 6 öğrencinin müdürün odasına gittiklerini, burada müdürün “Hep sizinle mi uğraşacağım” dedikten sonra 7 öğrenciyi darp ettiğini iddia etti. Karakolda ifade verdikten sonra A.B.K.'nin babası Gökhan Kalender çocuğunu darp raporu almak için Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürdü. Darp raporu alan aile, şikayetçi oldu.

"Sonuna kadar takipçisiyiz"...

Çocuklarının şiddet gördüğünü ileri süren Özlem Demirci ve Gökhan Kalender, gerek idari, gerekse adli süreçlerin çok yavaş ilerlediğini öne sürerek, "Milli Eğitim Müdürlüğünden müfettiş görevlendirilmiş diye duyuyoruz, henüz bir hareket yok. Bir hafta geçti bizi ne arayan ne soran var" dediler.

Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından konuyla ilgili bir müfettiş görevlendirildiği ve çalışmalarının devam ettiği bildirildi.

İstanbul'u sallayan Silivri ve Avcılar'ın açıklarında meydana gelen 4.6, 3.1 ve 2.5 büyüklüğündeki depremler izleme istasyonunu tarafından an be an kaydedildi...


Silivri açıklarında meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki deprem, Silivri Belediyesi'ne ait "Deprem Öncü İşaretlerini İzleme İstasyonu"nda da kaydedildi. Deprem dalgaları sisteme kırmızı olarak yansıdı. Deprem anında kaydın bilgisayar ekranını tamamen kapladığı görüldü.

Görüntü "Bir sonraki deprem grafiğe nasıl yansıyacak?" sorusunu da akıllara getirdi.

İngiltere basını, dev havayolu şirketi Thomas Cook’u batıştan kurtarmak için yapılan görüşmelerde Türkiye’nin yardım önerdiğini, ancak İngiltere hükûmetinin garantörlüğü reddetmesi üzerine şirketin battığını yazdı...


BBC Türkçe’nin Guardian’a dayandırdığı haberine göre, Türk ve İspanyol hükûmetlerinin, şirketin batışının turizm endüstrilerine vereceği hasarı kısıtlamak için şirkete yatırım yapmaya istekli davrandığı kaydedildi.

Ancak kurtarma planının, İngiltere hükûmetinin anlaşmaya herhangi bir malî garanti vermeyi reddetmesi üzerine çöktüğü vurgulandı. İngiltere hükûmetinin destek vermemesi üzerine ise Ankara ve Madrid yönetimlerinin söz konusu desteklerini geri çektikleri bildirildi.

Guardian’a konuşan bir kaynak, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:

“İki hükûmet, bir İngiliz markasını desteklemeye hazırdı. Ancak İngiltere hükûmeti buna hazır değildi. O yüzden masanın etrafında bu planın işe yarayacağına dair yeterince güven oluşmadı.”

The Times gazetesi de Thomas Cook’un batışıyla ilgili geniş kapsamlı haberinde, Türk ve İspanyol hükûmetlerinin şirkete sunduğu destekten bahsetti.

İngiltere basını, dünyanın en eski seyahat şirketi Thomas Cook’u batıştan kurtarmak için yapılan son dakika görüşmelerinde Türkiye ve İspanya’nın yardım önerdiğini, ancak İngiltere hükûmetinin garantörlüğü reddetmesi üzerine şirketin battığını kaleme aldı.

Kuzey Irak'ta ikmal konvoyunun geçişi esnasında PKK'lı teröristler tarafından önceden yerleştirilen el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu iki askerimiz şehit oldu...

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Irak kuzeyinde 23 Eylül 2019 tarihinde, ikmal konvoyunun geçişi esnasında PKK'lı bölücü teröristler tarafından önceden yerleştirilen el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 2 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur. Bölgede operasyonlara devam edilmektedir. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Yüce Türk milletine başsağlığı ve sabır dileriz” denildi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün "Dün aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün beni eleştirmeye kalkmasın" ifadelerini değerlendiren İYİ Parti lideri Akşener'den dikkat çeken bir çıkış geldi: Belki maklubeye kaşık sallayanları bilmiyorum ama o maklubeyi pişirenleri biliyorum, o yüzden ifade verme konusunda haftaya bir kez daha dilekçemiz olacak. Umarım Adalet Bakanı bu defa bu ifadenin alınmasını sağlar diye düşünüyorum...

İYİ Parti, Gaziler Haftası nedeniyle şehit ve gazi yakınlarına tur gezintisi düzenledi. Gazi ve şehit yakınlarıyla akşam yemeğinde bir araya gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, program sonunda basının sorularını cevapladı.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün "Dün aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün beni eleştirmeye kalkmasın" ifadelerini değerlendiren Akşener şunları söyledi: "Maklube yiyenler, diğer maklube yiyenleri yakından bilir. Adalet Bakanı'ndan beklentimiz, FETÖ'yle ilgili kararlılık ve dikkattir. Kendi aralarındaki söz düellosundan gördüğümüz şu; bir FETÖ Borsası açıldığı.. Bunu Şamil Tayyar bey 2 yıl evvel önce söylemişti. Bizde bunun üzerine çok gittik, 3 araştırma önergesi verdik. Cumhur ittifakı paydaşları tarafından reddedildi.

"MAKLUBEYİ PİŞİRENLERİ BİLİYORUM"

Bu arada bir şey söylemek isterim. Birden bire benimle ilgili soruşturma açıldı, ben de bir dilekçe verdim ifademi alın diye. Ben de katkıda bulunmayı istiyorum bu mücadeleye, belki maklubeye kaşık sallayanları bilmiyorum ama o maklubeyi pişirenleri biliyorum, o yüzden ifade verme konusunda haftaya bir kez daha dilekçemiz olacak. Umarım Adalet Bakanı bu defa bu ifadenin alınmasını sağlar diye düşünüyorum. Çaycının çorbacının içerde olduğu ama zenginlerin dışarda olduğu mücadele yapılamaz o gerçekten insanların vicdanlarını yaralar. İktidar bünyesindeki bu sözlü kavgaların umarım bir yararı dokunur bu mücadeleye."

 


Son dönemde İYİ Parti'nin AK Parti ile yakınlaşması söylentilerinden de bahseden Akşener şöyle konuştu: "Biz 30 Ağustos'a geçen sene de gitmiştik. Yani orada bir şey olmamıştı. Bu defa gittiğimizde ne değişti? İstanbul, Ankara, Antalya, Adana gibi büyükşehirler el değiştirdi. Dolayısıyla bu seferki gidişimiz dikkat çekti. Şu netlikte söyleyebilirim ki, AK Parti ile herhangi bir mesaj alışverişimiz yoktur. Ne şahsıma ne arkadaşlarımıza ne de bizden oraya herhangi mesaj trafiği söz konusu değildir. Bir resmin üzerinden bir kesim insan temennisini ifade ediyor bir kesim insanda speküle ediyor."

meral aksener f07c0

 

"O ZAMAN BAMBAŞKA BİR TÜRKİYE İLE KARŞILAŞIRIZ"

31 Mart yerel seçimlere giderken CHP ile bir işbirliği yaptıklarına dikkat çeken Akşener, yerel seçimlerden sonra işbirliğinin devam ettiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni devam ettirmesi durumunda ittifakların devam edeceğini belirten Akşener, "Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı sisteminden vazgeçer de parlamenter sisteme yönelik bir adım atılırsa o zaman bambaşka bir Türkiye ile karşılaşacağız. O günün şartları neyi getirir bilmiyoruz ben onu söylüyorum ama bugün yapılan işbirliğinin sürdüğünü söyleyebilirim" diye konuştu.

Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023'e kadar seçim istemeyeceğini öngördüğünü belirterek, erken seçim beklemediğini belirtti. Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni taşıyamadığını vurgulayan Akşener şu ifadeleri kullandı: "Ekonomi, işsizlik, dış politika gibi konularda Türkiye sıkışmış durumda. Seçim gelir mi bir fikrim yok ama Türkiye taşıyamıyor. Belki bununla ilgili iyileştirilmiş Parlamenter Sistem ya da Cumhurbaşkanlığı Sisteminin bir türlü oturtamadığı sistemsel problemlerin ortadan kaldırılacağı anayasal çalışmalar söz konusu olabilir. Eğer parlamenter sisteme geri dönüşe yönelik bir adım atılırsa o zaman bir seçim olabilir."

 


"BİR DİL SÜRÇMESİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

Kadın gazetecilerin "Neden tüm tartışmalar İYİ Parti üzerinden yürütülüyor" sorusuna "İYİ Parti anahtar partidir" diye cevap verdiğini hatırlatan Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun "Anahtar var, maymuncuk var" söylemine ise şöyle cevap verdi: "Karamollaoğlu'nun söyleminin bir dil sürçmesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü maymuncuk sadece kapıları açar. Biz anahtarız, hem açar hem kitleriz.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 21 Eylül “Dünya Temizlik Günü” etkinlikleri kapsamında eldivenini taktı, poşetini aldı ve Sarıyer’de ormanlık alanda çöp topladı. Herkesin kendisine, çocuklarını örnek almasını isteyen İmamoğlu, “İstanbullular, kendilerini çocuklarına emanet etsinler. Çocuklar bu konuda muazzam bilinçli ve duyarlı. Çocuklar ne diyorsa onu yapsınlar, yeter. Yerleri kirletmeyelim” dedi. İmamoğlu, etkinliğin ardından yapımına 4 yıl önce İBB tarafından başlanan; ancak kurumlar arasında yaşanan “yetki karmaşası” nedeniyle inşası bitmeyen 1.7 kilometrelik Zekeriyaköy-Kilyos yolunun tamamlanan birinci etabında vatandaşların yoğun ilgisi altında incelemelerde bulundu. İmamoğlu, “Uzun zamandır bu yolun ihmal edildiğini öğrenince hızlıca çalışma başlattık. İBB’nin, ilçe belediyeleri ile didişen, tartışan bir kurum olmasını istemiyorum. Böyle bir anlayış, bu kadar kötü bir tavır tümüyle yok olmalı” diye konuştu...

İMAMOĞLU ÇÖP TOPLADI 2 1569063532 21092019 cp 11 b7d00

 

SARIYER / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 21 Eylül “Dünya Temizlik Günü” etkinliklerinin Sarıyer ayağına katıldı. Belgrad Ormanları’nda vatandaşlarla buluşan İmamoğlu, 2 farklı noktada hemşehrileriyle birlikte çöp topladı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği İmamoğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“YERLERİ KİRLETMEYELİM”
“Bugünkü çöp toplama etkinliği, duyarlılığı ortaya koymak ya da insanlarda farkındalık geliştirmek adına yapılmış bir iş. Toplamakla baş etmemiz mümkün değil; ama atmamak daha değerli. İstanbul’un en güzel noktalarından birindeyiz. Nerede olursak olalım, sokağa çöp atmamalıyız. Daha da ilerisine giderek, çöpümüzü ayrıştırarak atmayı önemsiyoruz. Artık devir, bir geri dönüşüm devri. Okyanusta, atıkların oluşturduğu bir kıtadan bahsediliyor. Dünyadaki iklim değişimi, çevrenin olumsuz etkilenmesi bu işin önemli bir parçası. Burada hem ulusal hem de uluslararası kuruluşların, İstanbul Gönüllüleri ile iş birliği içinde yapılan saha çalışmasına eşlik etmek istedim. Gönüllülük esası yeterli değil. 16 milyon insandan ya da bütün dünyada milyarlarca insandan bahsediyoruz. İstanbul gibi büyük bir metropol, bütün Türkiye’ye ışık tutar. Biz de eldivenimizi taktık, elimize poşeti alıp yere atılan çöp toplayacağız. Bütün hemşehrilerime diyorum ki; yere çöp atmayalım. Arabasından yola çöp atanları, sigara izmaritini atanları görünce canım çok sıkılıyor. Sahil aksında, pazar günü pikniğe gelenlerin bıraktığı çöpleri çalışma arkadaşlarım 3 günde temizleyebiliyor. Yapmayın. O güzel alanlar herkesin; ama oraları kirletmeyelim, kirletenleri de güzel dille uyaralım. İstanbullular, kendilerini çocuklarına emanet etsinler. Çocuklar bu konuda muazzam bilinçli ve duyarlı. Çocuklar ne diyorsa onu yapsınlar, yeter. Yerleri kirletmeyelim.” İmamoğlu, vatandaşlarla fotoğraf çektirdikten sonra Belgrad Ormanları’ndan ayrıldı.

İMAMOĞLU ÇÖP TOPLADI 3 1569063533 21092019 cp 10 4a2ba

YOL İNCELEMESİNDE GELİN-DAMAT SÜRPRİZİ
14 Ağustos’ta Sarıyer’deki “Kısırkaya Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Bahçeli Yaşam Alanı”ı gezen İmamoğlu, yapımına 4 yıl önce İBB tarafından başlanan, ancak kurumlar arasında yaşanan “yetki karmaşası” nedeniyle inşası bitmeyen 1.7 kilometrelik Zekeriyaköy-Kilyos yolunda da incelemelerde bulunmuştu. İmamoğlu, “Konuyla ilgili hemen yarın bir rapor istiyorum masamda” diyerek yardımcılarını uyarmıştı. İmamoğlu’nun Sarıyer’deki ikinci durağı da birinci etabı tamamlanan bu yol oldu. İmamoğlu’nu Zekeriyaköy girşinde Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ile birlikte kalabalık bir vatandaş topluluğu karşıladı. İmamoğlu, vatandaşların yoğun ilgisi altında yolda incelemelerde bulundu ve yetkililerden kalan çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Bu sırada bölgedeki bir mekanda düğün törenlerini gerçekleştirecek olan Rümeysa Hilal Kaya ve Ali Kaya çiftinin, gelinlik ve damatlıkla İmamoğlu’nun yanına gelmesi renkli anların yaşanmasına neden oldu. Gelin ve damat, İmamoğlu’na, “Bizi kırmadığınız için teşekkür ederiz” deyince, İmamoğlu, “İnşallah bana da kendinize de uğurlu gelirsiniz” şeklinde karşılık verdi. İmamoğlu, genç çifte mutluluk diledi.

İMAMOĞLU ÇÖP TOPLADI 4 1569063533 21092019 cp 18 00898

GENÇ: “YETKİ KARMAŞASI AŞILDI”
Renkli görüntülerin ardından ilk konuşmayı yapan Genç, “Bu yol, bir kangrene dönüşmüştü. Yok ‘Sarıyer yapıyordu, yok Büyükşehir yapıyordu’ derken, çok ciddi sorunlar yaşandı. Ama yetki karmaşası aşıldı. 23 Haziran’dan sonra da yolun yapımı, inanılmaz bir çaba ile başladı. Bu kısa sürede toparlandığı için çok teşekkür ediyorum. Bu bir açılış değil, inceleme gezisi” dedi. İmamoğlu da vatandaşlara kendisine gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ederek, şunları söyledi:

“İNSANA HİZMET NOKTASINDA ÖZEN GÖSTERECEĞİZ”
“Arkadaşlar yolun tamamının 3-4 ayda biteceğini söyledi; ama hızlanmasını istiyoruz. Uzun zamandır bu yolun ihmal edildiğini öğrenince hızlıca çalışma başlattık. İBB’nin, ilçe belediyeleri ile didişen, tartışan bir kurum olmasını istemiyorum. Böyle bir anlayış, bu kadar kötü bir tavır tümüyle yok olmalı. Yeni bir dönem başlattık. Geçenlerde 39 belediye başkanı ile bir araya geldik. 39 belediye başkanımızı da 10 bölge masasında bir araya getireceğiz. Bunu 2 ayda bir yapacağız. Belediye başkanları, İBB yöneticilerimizle bir araya gelecek, ilçelerindeki sorunları bir arada konuşacaklar. Seçildikten sonra bu işin partisi olur mu? Olmaz. Bitti. Zekeriyaköy’de giderdiğimiz bu eksiği, varsa Bağcılar’da da gidereceğiz, Maltepe’de de gidereceğiz. Hangi partiden olursa oldun, insana hizmet getirme noktasında özen göstereceğiz.” İmamoğlu, vatandaşların sevgi gösterileri altında Sarıyer’den ayrıldı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Atatürk Havaalanı’nda düzenlenen TEKNOFEST’e katıldı. Yoğun ilgiyle karşılanan İmamoğlu, yaşanan izdiham nedeniyle festival alanını gezmekte zorlandı. İmamoğlu, “Gençlerin zihnini ve önünü açıcı her türlü ortama katılmak ve güçlendirmek arzusundayız. Bu deneyimi yaşadığım için de mutluyum. Umut ediyorum, gençlerin hayalleri gerçek olur. Üretken bir gençlik olur. Akılla bilimle var olurlar” dedi.

İMAMOĞLU TEKNO FUARDA 2 1568894596 19092019 tfs 3 c4ef1

ATATÜRK HAVAALANI / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Atatürk Havaalanı’nda 2’ncisi düzenlenen İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’ne (TEKNOFEST) katıldı. Üzerinde adı yazılı TEKNOFEST montunu giyen İmamoğlu, alana girer girmez katılımcı çocuklar ve gençlerin adeta hücumuna uğradı. Yoğun ilgi nedeniyle ilerlemekte zorlanan İmamoğlu, gençler ve çocuklarla bol bol fotoğraf çektirdi. “İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması” çadırına uğrayan İmamoğlu, bazı mucitlerden icatları ile ilgili bilgiler aldı. İmamoğlu’na ilgi, çadır içerisinde de devam etti.

 İMAMOĞLU TEKNO FUARDA 3 1568894596 19092019 tfs 5 56306

“GENÇLERİN GELECEĞE KOŞMASI GÜZEL”
İmamoğlu, burada kameralara yaptığı açıklamada, “Teknoloji güzel, geleceği görmek güzel. Gençlerin geleceğe koşması güzel. Bu deneyimi yaşamak ve onlarla hissetmek istedim. Zaten gözlerinden okunuyor. Cıvıl cıvıl gençlerimiz var. Onların zihnini ve önünü açıcı her türlü ortama katılmak ve güçlendirmek arzusundayız. Bu deneyimi yaşadığım için de mutluyum. Umut ediyorum, gençlerin hayalleri gerçek olur. Üretken bir gençlik olur. Akılla bilimle var olurlar” dedi.

 İMAMOĞLU TEKNO FUARDA 4 1568894597 19092019 tfs 4 98a54

YERLİ HAVA ARAÇLARINI İNCELEDİ
Çadır turunu zorlukla tamamlayan İmamoğlu, tekrar festival alanına döndü. Türkiye'nin ilk uçan aracı “Cezeri”yi inceleyen İmamoğlu, T3 Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar’dan yerli üretim icatla ilgili teknik bilgiler aldı. İmamoğlu, “Cezeri”nin ardından, yine yerli üretim “Atak” helikopterini inceledi. Bu sırada gerçekleşen Türk Yıldızları’nın gösteri uçuşları, renkli görüntüler oluşturdu. Milli Savunma Bakanlığı’nın standına da uğrayan İmamoğlu, görevli askerlerle fotoğraf çektirdi. İmamoğlu, geldiği gibi yoğun ilgi altında TEKNOFEST’ten ayrıldı.

İMAMOĞLU TEKNO FUARDA 5 1568894599 19092019 tfs 10 1 1fe73

Musa Arat AK Parti'den istifa etti...

AK Parti Eski Konya İl Başkanı Musa Arat AK Parti'den istifa etti. Arat, istifasını sosyal medya hesabından duyurdu.
Arat açıklamalarında "Vefa ve kardeşlik duygularını esas alarak dillendirmek gerekirse; 17 Ekim 2017 tarihinden bu güne, zerre kadar vefa karşılığını göremedik" dedi.

Musa Arat'ın açıklamaları şu şekilde:

İl Başkanlığım süresince iki seçim bir referandum yaşadık. Konyayı siyasi alanda huzurlu ve sakin tutmanın ağır sorumluluğunu sürekli omuzlarımızda taşıdık. Arkadaşlarımla birlikte AK Parti'nin kurumsal kimliğine olan sorumluluğumuzu hiç unutmadan çalışarak davamızın başarısı için fedakarlıklardan kaçınmadık. Parti Disiplininden hiç bir zaman uzaklaşmadık. İl Başkanı olarak görev yaptığım süreçte hiçbir arkadaşım görevden alınmayı hak etmedi. Vefa ve kardeşlik duygularını esas alarak dillendirmek gerekirse; 17 Ekim 2017 tarihinden bu güne, zerre kadar vefa karşılığını göremedik” ifadelerine yer verdi.

07 Haziran ve 01 Kasım 2015 tarihlerindeki seçimlerde AK Parti ve Sn. Cumhurbaşkanı aleyhine ‘Ayakkabı Kutuları’ üzerinden yapılan her türlü hakaretin mimarlarına Cumhur İttifakı uğruna gösterilen hoşgörü, AK Partiyi yönetenler tarafından bizlere zerre kadar gösterilmemiştir. Oysa bu kadrolar 15 Temmuz hain darbe girişimine göğüs geren gerçek kahramanlardı. ‘'Metal Yorgunluğu'' bahanesi ile nerdeyse AK Parti İl Başkanlarının tamamı tasfiye edildi. Maalesef 15 Temmuz 2016 gecesi özellikle darbe girişiminin başlangıcından saat 00:30’a kadar geçen sürede yaşananlar hiç sorgulanmadı. O gece nerde olduğu bilinmeyenler, darbe girişiminin gidişine göre tavır belirleyenler, talimatlara uymayanlar ve sabaha kadar bir yerlerde saklanıp kendini koruma derdine düşenlere kurban edildi İl Başkanları. Muhasebesi yapılamayan o gecenin sonunda kellesini koltuğuna alıp, teşkilatlarının başında şehirlerini ve davasını sahiplenenler, çıkar grupları tarafından tutulan tetikçiler ile itibar suikastlerine maruz bırakıldılar.

 '15 TEMMUZ ANMALARINDA ADIMIZI O GECEDEN SİLMEYE ÇALIŞTILAR'

15 Temmuz anmalarında adımızı o geceden silmeye çalıştılar. O gece yaşananlara saat 23:00'da AK Parti Konya teşkilatı önündeki binlerce Konyalı şahitlik edecektir. Hatırlayacağınız üzere Sn.Cumhurbaşkanı darbe teşebbüsü gecesi 00.25’te halkı darbe girişimine karşı direnmeye davet etmişti.Bu davetten yaklaşık 1.5 saat önce saat 23.00’da ki konuşmamız ile halkı darbe girişimine direnmeye davet eden ilk teşkilat AK Parti Konya teşkilatıydı.

AK Parti'nin kuruluşuna rehberlik eden ilkelerin, kardeşliğin ve dava anlayışının kaybolduğu mevcut hal benim açımdan sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Bu bağlamda; Belediye Meclis Üyesi, İl Yönetim Kurulu Üyesi, İl Başkan Yardımcısı ve İl Başkanı olarak 14 yıl hizmet ettiğim AK Parti üyeliğimi sonlandırdım."

MHP Antalya İl Başkanlığı görevini yürüten Mustafa Aksoy görevini bıraktı...

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Antalya İl Başkanı Mustafa Aksoy, sağlık sebeplerinden dolayı görevinden ayrıldı. Görevini bırakan Aksoy'un yerine Muhasebeci Hilmi Durgun getirildi. Aksoy yaptığı açıklamada şunları belirtti:

"Değerli Antalyalı hemşehrilerim, yol yürümekten her zaman onur ve gurur duyduğum dava arkadaşlarım; liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey'in takdirleriyle yürütmekte olduğum Antalya İl Başkanlığı görevim bugün itibariyle gördüğüm lüzum üzerine ve sağlık sebeplerimden dolayı bırakıyorum. Herkesin bilmesini isterim ki ömrümü adadığım Türk Milliyetçiliği ve Türk İslam Ülküsü davama hizmet etme kararlılığım bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da devam edecektir. Şahsıma güvenerek İl Başkanlığı gibi kutsal ve şerefli bir görevi bizlere emanet eden Türk Dünyasının ve milliyetçi ülkücü hareketin bilge lideri Genel Başkan'ım Sayın Devlet Bahçeli Bey’e sonsuz teşekkürlerimi sunar; ömrüm vefa ettiği sürece son nefesime kadar almış olduğu her kararı sorgulamaksızın emrinde olduğumu dost düşman herkesin bilmesini isterim.
Görevimiz boyunca bizlere desteklerini esirgemeyen Genel Başkan Yardımcılarımıza, MYK ve MDK Üyelerimize, İl yöneticilerime, İlçe Başkanlarıma, ülküdaşlarıma ve her biri birbirinden değerli hemşehrilerime bir kez daha sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Saygılarımla... "

Alanya'da iki dönem AKP'de belde başkanlığı, meclis üyeliği yaptıktan sonra geçtiğimiz haftalarda istifa eden Emin Özden'in istifa açıklamasında, oğluna babasının ismi Mevlüt ve Tayyip beyin ismini birleştirerek ‘Mevlüt Tayyip' ismini verdiğini belirterek, “Şimdi sadece Mevlüt diyorum, Tayyip’i kullanmıyorum” ifadesini kullandı...

Alanya'da iki dönem AKP'de belde başkanlığı, meclis üyeliği AKP'den istifa ederken ‘yanılmışız rabbim affetsin' diyen ve oğluna ‘Tayyip' ismini verdiği için pişman olduğunu açıklayan Emin Özden, Sözcü'ye konuştu. Milli Görüş partilerde aktif siyaset yaptığını, uzun yıllar da AKP'de görev aldığını belirten Özden, “Aldatılmışlık sendromu ile intihar mı edelim? Bu memleketi karşılıksız seven asil milletimizi aldatanlar utansın” dedi. Geçtiğimiz haftalarda istifa eden Emin Özden'in istifa açıklamasında yer alan “Allah bir daha 1994'de oğluma ismini verecek kadar politik bir faniyi şaşırtıp sevdirmesin. Yanılmışız rabbim affetsin” sözleri büyük yankı uyandırdı. Oğluna babasının ismi Mevlüt ve Tayyip beyin ismini birleştirerek ‘Mevlüt Tayyip' ismini verdiğini söyleyen Özden, “Şimdi sadece Mevlüt diyorum, Tayyip’i kullanmıyorum” ifadesini kullandı.

Özden'in sosyal medyadan yaptığı paylaşıma yüzlerce yorum geldi. İşte onlardan bazıları ve Özden'in cevabı;
*(Algı operasyonlarının kurbanı oldun. Ne ilksin, ne de son olacaksın) Algı mı? 1994'de algı mı vardı? Biz bir davanın neferiydik, bu faniyi de dava adamı bilirdik, meğer kendi davasının peşindeymiş, nereden bilebilirdik.

*(Rabbim affetsin le olmaz bu işler) Ne yapalım? Aldatılmışlık sendromu ile intihar mı edelim? Bu memleketi karşılıksız seven asil milletimizi aldatanlar utansın…

 


*(Bence bir an önce tez zamanda gidin oğlunuzun adına da değiştirin ona yakışan bir isim Mustafa ismini koyun bence) 25 yaşında tercih onun. Ben zaten Mevlüt diye sesleniyorum..

*(Yazıııııkkk senin neyini aldılar elinden üzüldüm) Hamdolsun hep veren el olduk. Aklın varsa alan eller ülkemizden ve maneviyatımızdan neler neler aldı bir tasavvur et.

KAYNAK: SÖZCÜ

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ilettiği birçok konuda olumlu dönüş alınmaya başlandı. Erdoğan'ın talimatıyla Başkan Muhittin Böcek'in 200 milyon liralık borçlanma isteği onaylandı...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aralarında muhalefet partili başkanların da olduğu 29 Büyükşehir Belediye başkanını 11 Eylül Salı günü Ankara'da toplamıştı.

Külliye'de yapılan toplantıdaki konuşmasında, parti ayırımı olmaksızın belediyelerin tamamının durumunu yakından bildiklerini vurgulayan Erdoğan, "Siyasi olarak elbette farklı görüşlere ve duruşlara sahip olabiliriz ama ülkemizin ve milletimizin ali çıkarları söz konusu olduğunda birlikte hareket edebilme erdemini gösterebileceğimize inanıyorum. Şehirlerinize ve oralarda yaşayanlara hizmet için yapacağınız tüm hayırlı çalışmalarda yanınızda olacağımı tekrar tekrar ifade ediyorum" demişti.

Bakanların yanında bütün belediye başkanlarını dinleyen Erdoğan, sorunların çözümü için anında talimat vermişti.


Cumhurbaşkanı ile yaptıkları görüşmede Antalya'nın sorunlarını aktaran Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in talepleri yerine getirilmeye başlandı.

Belediye ile ilgili mali durum analizini içeren dosya sunan Başkan Muhittin Böcek'in daha önce meclisten geçen 200 milyon liralık borçlanma isteği hemen onaylandı.

Kepez Santral Kentsel Dönüşüm Projesi'nde vatandaşların kiraları için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan gelmesi gereken para konusunda da somut sonuç alınırken, arıtma ve depolamaya yönelik Tarım ve Orman Bakanlığı'nda bekleyen Sarısu ve Beldibi'ne yönelik tahsis taleplerinin gereğinin yapılması için ilgili bakana talimat verildi.

Konyaaltı ilçesinde 150 yataklı hastane yapılmasına yönelik Sağlık Bakanlığı ihale kararı alırken, belediyede yapılacak atamalar da bu toplantıda gündeme geldi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'li Büyükşehir'in atama taleplerinin yerine getirilmesini istedi.


TUNCER'İN YOLU AÇILDI


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na talimatıyla, Başdanışman Cansel Çevikol Tuncer'in genel sekreterlik yolu da açıldı. Başkan  Muhittin Böcek, göreve geldiğinde Çevikol'u genel sekreter yapmak istemiş, fakat daha önceden memuriyeti bulunmadığı için bu işlem gerçekleşmemişti. Bunun üzerine Çevikol'un istisnai kadrodan memur yapılıp, sonra da genel sekreter olarak atanması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yazılmıştı. Bekleme sürecindeki bu karar, Erdoğan'ın talimatıyla işleme alındı ve bakanlık Çevikol'un Özel Kalem Müdürü olarak atamasını yaptı. Memur statüsüne kavuşan Çevikol, yasal süreyi tamamlayıncaya kadar genel sekreterliğe vekaleten atanacak ve ardından asaleten ataması yapılacak.


HAL SATIŞI ASKIDA


Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in talep ettiği 200 milyon liralık borçlanma yetkisinin verilmesiyle birlikte, Toptancı Hal'de 98 dükkanın açık ihaleyle satışına da gerek kalmadı ve Büyükşehir satıştan vazgeçti.

Büyükşehir Belediyesi, Kepez'deki Toptancı Hali'nde zirai ilaç ve çiftçinin tedariklerini sağlayan 98 dükkanı açık ihaleyle satma kararı almıştı. 50 metrekareden oluşan dükkanların ihale bedeli 302 bin TL artı KDV olarak belirlenirken, ihale duyurusunun ardından dükkanlardaki kiracıları endişe sarmış, bazı esnaf ihalenin iptalini isterken, bazıları da ihale bedellerinin düşürülmesini ve kendileri dışında ihaleye kimsenin alınmaması talebinde bulunmuştu.

Hal ziyaretinde CHP Milletvekili Çetin Osman Budak, "Halin satışı Türel'in kararıydı" diye açıklama yapmıştı.

HABER: Halime Yağmur AKDAĞ

Toplumsal duyarlılığı ile bilinen Alanya'nın sevilen doktorlarından Op.Dr.Ali DULUM, Muharrem Ayı münasebetiyle pişirilen aşureyi yakın arkadaşları ile paylaşırken;eşi ile birlikte Türkiye'de bir ilke de imza attılar...

AAAŞŞŞ370749789 528935091268611 4165258785444593664 n 1a860

Bizi biz yapan toplumsal değerlerin yozlaştığı bir zamanda Op.Dr.Ali Dulum ve eşi Tarih Öğretmeni Sibel Dulum "aşure" etkinliğini Alanya Güneşi Gazetesi'nin bahçesinde gerçekleştirdi.

aaaşşş8ikinci kullan70363126 2290235884358267 3308375924713455616 n 96d0b

Ağızların aşure ile tatlandığı bir ortamda Tarih Öğretmeni Sibel Dulum; Tükiye'nin sayılı yazar, stratejist ve gazetecilerinden olan Hüseyin Hakkı KAHVECİ'nin son kitabı "Atatürk'ten Son Emir" adlı kitabının tanıtımını yaparak, kitabı dostlarına hediye etti.

AAAŞŞŞ4.70126337 495786277646445 6926040149583200256 n 27aed

Op.Dr. ve Estetik Uzmanı Ali DULUM

 

Alanya'nın siyaset,eğitim ve iş dünyasından kişilerinin katıldığı Aşure etkinliğinde ki kitap dağıtımı;katılımcılar tarafından örnek davranış olarak görüldü ve büyük takdir topladı.

aaaşşş.770429413 2290235647691624 4426076751872917504 n a55c7

Gazetemize duygularını anlatan Ali ve Sibel Dulum çifti:"Maalesef ülkemizde gazete ve kitaplar az okunuyor.Bizler de bu kutsal muharrem ayında hem paylaşma duygumuzu ve hem de kitap okuyarak aydınlığa giden yolda daha bilinçli bireyler ve gençler yetiştirebileceğimize dikkat çekmek için;Başta Hüseyin Hakkı Kahveci'nin kitapları olmak üzere;toplumsal konuları,tarih ve sosyal yaşamı anlatan yeni kitapları alarak dostlarımıza hediye ettik.Ailelerden ricamız öncelikle çocuklarına ve aile bireylerine kitaplar hediye etsinler ve imkanları doğrultusunda dostlarına ve yakın çevrelerinede kitap hediye etsinler.Ülke olarak kitap ve gazete okumalıyız.."diyerek katılımcı dostlarına da teşekkür ettiler.

aaaşşş6 70363126 2290234927691696 7562731453071491072 n 21fd0

aaaşşş570902314 2290234711025051 5906790014481596416 n 24376

Aşure etkinliği,Ülke ve dünya gündemine dair sohbetler ile geç saatlere kadar devam etti..

HABER: İbrahim AKDAĞ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, esnafa kullandırılan indirimli kredilerde faiz oranının yüzde 5’ten yüzde 8’e çıkarılması ve geri ödemelerdeki taksit aralığının 3 aya indirilmesi uygulamasından vazgeçilmesini istedi...

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye sonu önergesi veren Çetin Osman Budak, yaşanan ekonomik krizden, toplumun omurgasını oluşturan esnafın büyük zarar gördüğünü söyledi. Son 5 yıllık zaman diliminde 450 binden fazla esnafın kepenk kapattığını bildiren Budak, “İçinde bulunduğumuz 2019 yılı içinde bu istatistikte kaygı verici artışlar dikkat çekmektedir. Ekonomik güçlük içinde olan esnaf, kamuya ve bankalara olan yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanırken, kapısına kilit vurmak zorunda kalmaktadır. Her şeye rağmen çalışmayı sürdüren esnaf ise icra tehdidi ile boğulmaktadır” diye konuştu.

‘ANTALYA’DA İŞLER İYİ DEĞİL’


Seçim bölgesi Antalya’da yaptığı incelemelerde, bazı esnaf kefalet kooperatiflerinde, takibe düşen kredi oranının yüzde 40-50’leri aştığını dile getiren Budak, şu soruları yöneltti:

“--Esnafın içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkış için bir eylem planınız var mıdır?

--Esnafa kullandırılan indirimli kredilerde faiz oranının yüzde 5’ten yüzde 8’e yükseltilmesi uygulamasından vazgeçmeyi düşünüyor musunuz?

--Esnaf kredileri geri ödemelerinde 6 ay olan taksit aralığının 3 aya indirilmesi uygulamasından vazgeçmeyi düşünüyor musunuz?

--Esnaf Kefalet Kooperatifleri aracılığıyla kullandırılan kredilerde genel takibe düşme oranı nedir?

--Bu oranın kimi bölgelerde yüzde 40-50 bandında olduğu iddiaları doğru mudur?

--Esnaf Kefalet Kooperatiflerinin kullandırdığı kredilerin takibe düşme oranlarının il bazında dağılımı nedir?

--Antalya ili ve ilçelerinde takibe düşen esnaf kredisi oranları nedir?”

HABER: İbrahim AKDAĞ

Türkiye'nin deprem risk haritası 23 yıl sonra değişti: Denize yakın ilçelerde tehlike arttı...

DEPREM ÇİZELGESİ51115 b6b7f

Türkiye'nin Yeni Deprem Tehlike Haritası üzerinden olası İstanbul depreminin risklerini anlatan Gazi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Bülent Özmen "1996 tarihli haritayla depreme maruz bölgeler olarak tespit edilen yerlerde önemli değişiklikler oldu. İstanbul'un Marmara Denizi'ne yakın veya kıyısı bulunan ilçelerinde deprem tehlikesi arttı. Bu ilçeler içinde en fazla artış yüzde 50 ile Adalar'da meydana geldi" dedi...

DENİZE YAKIN İLÇELERdegrem b9d6d

Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Özmen, Türkiye'nin Yeni Deprem Tehlike Haritası'nın İstanbul ve Ankara'ya etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Birçok ilin deprem tehlikesine ilişkin değişikliği içeren Türkiye'nin Yeni Deprem Tehlike Haritası'nın 1 Ocak'ta yürürlüğe girdiğini hatırlatan Özmen, bu haritaya göre İstanbul ve Ankara gibi birçok ilin deprem tehlikesinde önemli değişiklikler olduğunu söyledi.

"RİSK HARİTASI 23 YIL SONRA DEĞİŞTİ"

Haritanın dünya ve Türkiye'deki gelişmelere paralel olarak 23 yıl aradan sonra yeniden düzenlendiğini belirten Özmen, artık her yerleşim biriminin, mahallenin deprem tehlikesinin faya yakınlığına veya uzaklığına bağlı olarak değiştiğini kaydetti.

 Yeni haritanın yürürlüğe girmesiyle 1996 tarihli eski haritayla depreme maruz bölgeler olarak tespit edilen yerlerin yürürlükten kaldırıldığını aktaran Özmen, "Ayrıca 'birinci-ikinci derece deprem bölgesi' ifadeleri ortadan kalktı. Artık her yerleşim biriminin, mahallenin hatta binanın deprem tehlikesi koordinat bazında e-Devlet şifresiyle Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının web sayfasından öğreniliyor. Bu sayede bulunulan yerin, bölgenin deprem tehlikesiyle ilgili çok farklı şekilde sorgulamalar yapılabiliyor, istenirse bunlar harita üzerinde gösterilerek rapor halinde çıktısı alınabiliyor." diye konuştu.

Özmen, yeni haritanın yürürlüğe girmesiyle bazı illerin deprem tehlikesi değerinin düştüğü, bazı illerin yükseldiğini bir kısmının ise aynı kaldığını dile getirdi.

"NÜFUSUN YÜZDE 71'İ, 1'İNCİ VE 2'NCİ DEPREM BÖLGESİNDE"

Özmen, eski haritanın, deprem tehlike parametresi olan sağlam zemindeki maksimum yer ivmesi değerini gösteren 'g'ye göre (50 yılda yüzde 90 ihtimalle aşılmayacak yer ivmesi değeri) Türkiye'yi 5 dereceye ayırdığını ifade etti. Buna göre birinci derece deprem bölgelerinin yer ivmesinin 0.40 g ve daha büyük, ikinci derecenin 0.30-0.40 g, üçüncü derecenin 0.20-0.30 g olduğunu belirten Özmen, dördüncü derecenin 0.10-0.20 g ve beşinci derece deprem bölgeleri yer ivmesinin ise 0.10 g'den küçük olması beklenen bölgeleri gösterdiğini dile getirdi.

 Eski haritanın Türkiye yüzölçümünün yüzde 66'sının birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde bulunduğunu ve nüfusunun yüzde 71'inin bu bölgelerde yaşadığını gösterdiğini aktaran Özmen, şöyle konuştu:

"DENİZ YAKIN İLÇELERDE DEPREM RİSKİ ARTTI"

"Yeni haritanın yürürlüğe girmesiyle 1996 tarihli haritayla depreme maruz bölgeler olarak tespit edilen yerlerde önemli değişiklikler oldu. Marmara Denizi'ne yakın ilçelerde deprem tehlikesi arttı. Eski haritaya göre İstanbul'un Adalar, Avcılar, Bakırköy, Eminönü, Kadıköy, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sultanbeyli, Tuzla, Üsküdar ve Zeytinburnu ilçeleri birinci derece deprem bölgesi altında olduğu için yer ivmesi değeri 0,40 g olarak alınmakta ve bu değerin ilçe sınırları içinde her yerde aynı olduğu kabul edilmekteydi. Ama artık her mahallenin veya binanın deprem tehlike parametresi faya uzaklığına ve zemin sınıfına bağlı olarak değişebiliyor. Bu ilçelerin Marmara Denizi'ne yakın olan bölgelerinde beklenen maksimum yer ivmesi değerlerinde önemli artışların olduğu görülüyor. Bu artış yüzde 50 ile en fazla Adalar'da meydana gelmiştir. Avcılar, Bakırköy, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Tuzla ve Zeytinburnu'nun Marmara Denizi'ne yakın olan bölgelerinde yaklaşık yüzde 5-25 oranında artışlara neden olduğu görülüyor. Sultanbeyli ve Üsküdar'da ise yüzde 5-10 oranında azalışa neden olmuştur."

"YÜZDE 70 İLE EN FAZLA ARTIŞ BÜYÜKÇEKMECE'DE"

Özmen, eski haritada ikinci derece deprem bölgesinde gösterilen Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Esenler, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kağıthane, Silivri, Şile, Şişli ve Ümraniye'nin Marmara Denizi'ne yakın olan bölgelerinde yer ivmesi değerlerinde önemli artışların görüldüğünü belirterek, "Bu artış yüzde 70 ile en fazla Büyükçekmece'de meydana gelmiştir. Bağcılar, Bahçelievler, Esenler, Fatih, Güngören'in Marmara Denizi'ne yakın olan bölgelerinde yaklaşık yüzde 35-45 oranında, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beyoğlu, Çatalca, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Silivri, Şişli ve Ümraniye'de yüzde 15-30 oranında, Beykoz ve Şile'de ise yüzde 5 oranında artışlara neden olduğu görülmüştür." ifadesini kullandı.

Eski haritada üçüncü derece deprem bölgesinde gösterilen Eyüp ve Sarıyer ilçelerinin ise yer ivmesi değerlerinde önemli artışlar olduğunun görüldüğünü aktaran Özmen, bu artışın Eyüp ilçesi için yüzde 80'i, Sarıyer ilçesi için de yüzde 50'yi bulduğunu söyledi.

"ANKARA'DA DA HARİTA TAMAMEN DEĞİŞTİ"

1996 resmi deprem bölgeleri haritasında 4'üncü derece deprem bölgesi içinde gösterilen Ankara'nın, yeni haritanın yürürlüğe girmesiyle deprem tehlikesi açısından önemli değişikliklere uğradığına işaret eden Özmen, şu bilgileri verdi:

"Ankara'da bazı ilçelerinin deprem tehlikesi yükselirken, bazı ilçelerinin deprem tehlikesi düştü. Eskiden dördüncü derece deprem bölgesinde gösterilen Ankara merkez, Çankaya, Altındağ, Etimesgut, Keçiören, Mamak, Sincan, Yenimahalle, Gölbaşı, Keçiören, Mamak gibi merkezde olan ilçeler de deprem tehlikesi değeri yüzde 50 kadar artmıştır. Eskiden birinci derece deprem bölgesinde gösterilen Evren ilçesinin deprem tehlikesi yüzde 75 kadar düşmüştür. Şereflikoçhisar ilçesinde ise deprem tehlikesi yüzde 50 kadar düşmüştür. Ayrıca Bala, Beypazarı, Çamlıdere, Elmadağ, Güdül, Kahramankazan, Kızılcahamam gibi ilçelerde deprem tehlikesi önemli oranda azalmıştır."

Özmen, Türkiye'de artık binaların deprem yükü hesaplamaları, güçlendirme çalışmaları, riskli yapıların belirlenmesi ve kentsel dönüşüm çalışmalarının yeni haritaya göre yapılacağını, bu haritanın kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında riskli binaların belirlenmesinde ciddi rolü olacağını sözlerine ekledi.

CHP Parti Meclisi toplantısında önce kameraların karşına geçen Kılıçdaroğlu, Diyarbakır annelerini ziyaret eden İçişleri Bakanı Soylu'ya tepki gösterdi...

"Diyarbakır'daki anne de haklıdır, Cumartesi annesi de haklıdır" diyen CHP lideri "Yetki, güç sahibi olanlar, güçsüzlüklerini adeta itiraf etmek için gitmişler Diyarbakır anneleriyle beraber oturuyorlar. Sen bakansın kardeşim, sorunu çözecek olan sensin. Ne diye gidiyor oraya oturuyor?" ifadelerini kullandı...


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyeleriyle bir araya geldikten sonra, Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesi açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, çocukların dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tuturak HDP Diyarbakır İl Binası önünde oturma eylemi yapan aileleri ziyaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya tepki gösterdi: Diyarbakır anneleriyle beraber oturuyorlar. Sen bakansın kardeşim, sorunu çözecek olan sensin. Ne diye gidiyor oraya oturuyor?

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Azmi ve kararlılığı, eğer insan inanırsa hangi sonuçları elde edebileceğini Sümeyye kardeşimiz bize gösterdi. Biz CHP olarak, bütün üyelerimiz adına kendisine şükran borçluyuz, yürekten teşekkür ediyoruz. Bayrağımız göndere çekildi, İstiklal Marşı okundu ve herkes saygı duruşunda bulundu. Bunun verdiği katkıyı sıradan hiçbir kişi veremez.

Vatandaş bilmeli ki CHP bir konuda bir eleştiri getiriyorsa, mutlaka bunun bir gerekçesi vardır. Eğer CHP, Anayasa Mahkemesine başvuruyorsa, vatandaş düşünmeli, bir şey var ki burada CHP Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor. Beraber yaşıyorsak, aynı bayrağın altındaysak, aynı vatanda yaşıyorsak, aynı havayı teneffüs ediyorlar, bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında beraber geziyorsak niçin bir başkasını ötekileştirelim? Neden 'bizden olanlar ve olmayanlar' diye özel bir ayrım yapalım? Dolayısıyla bizim yeni siyaset felsefemizin özünde yatan bu, kimseyi ayrıştırmamak.

 


"ŞEHİTLER 82 MİLYONUN ONURUDUR"

Şehitler 82 milyonun onurudur. Hepimiz şehitlerimize ve şehit yakınlarımıza sahip çıkıyoruz. Onların haklarını korumak, onları baş tacı yapmak, onları bu ülkenin onuru haline getirmek hepimizin ortak görevidir. Şehit yakınlarına da toplumun her kesiminin saygı duyması gerektiğini defalarca dile getirdim ama şehitleri ve şehit yakınlarını 15 Temmuz'da şehit olanlar ve diğerleri diye ayırırsanız, bu topluma en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Şehit, şehittir. Bu ülkenin birliği ve bütünlüğü için hayatını vermiştir. Onu yetiştiren anneler, hepimiz için kutsal annelerdir. Nasıl ayrım yapabiliriz? Ama bu ayrımı yaptılar. Biz, buna karşı çıktık, 'yanlıştır' dedik. Biz buna karşı çıktık, 'Siz 15 Temmuz'u destekliyor musunuz?' dediler. Hayır, darbe girişimine karşı hep beraber mücadele ettik ama şehitler, gaziler arasında ayrım yaparsanız bu yanlıştır dedik. 15 Temmuz'da tırnağı yaralananı gazi ilan edeceksiniz, vücudunda terör kurşunu taşıyan gaziyi 'gazi' ilan etmeyeceksiniz.

 

K.Ç.1ana manset 2 1568542520 1c14d

 

"NASIL BİR AYRIM? ANNE, ANNEDİR"

Cumartesi anneleri, Diyarbakır anneleri... Nasıl bir ayrım? Anne, annedir. Anne çocuğunu istiyor. Diyarbakır'daki anne de haklıdır, Cumartesi annesi de haklıdır. İkisi de çocuklarını istiyorlar.

Biz, yetkili değiliz, elimizde yetki, güç yok. Yetki, güç sahibi olanlar, güçsüzlüklerini adeta itiraf etmek için gitmişler Diyarbakır anneleriyle beraber oturuyorlar. Sen bakansın kardeşim, sorunu çözecek olan sensin. Ne diye gidiyor oraya oturuyor? Sen çözeceksin kardeşim sorunu, acıyı çözeceksin. Senin görevin sorunu çözmek. Yetki, güç, imkan sende, ordu, polis, hakim, kaymakam, vali, general sende, Diyarbakır annesinin elinde ne var? Sadece bir feryat var, 'Oğlumu, evladımı istiyorum.' diyor. Şimdi anneleri de bölüyorlar. Acı olan bu, yazık, günah olan bu. Anne, annedir. Anne, insanlığın sürdürülebilirliğini sağlayan en önemli aktördür. Evlat üzerine titreyen bir annenin acısını paylaşmak da hepimizin ortak görevidir. Anneler arasında ayrım yapmak, bir grup anneyi ötekileştirip, bir grup anneyi kucaklamak doğru değildir. Hepsini kucaklayacağız. Hepsinin derdine el birliğiyle çözüm üreteceğiz. Bu işin iktidarı, muhalefeti yoktur ama güç iktidardadır. Sorunu çözecek olan iktidardır.

Ayrıştırırsanız, bölerseniz, gerginlik yaratırsanız, haksızlık yaparsanız ne olur? Adalet dediğimiz kavramın içi boşalır, adalet kalmaz. Hukuk dediğimiz kavramın içi boşalır, hukuk kalmaz.

"ADALETSİZLİKTE BİR DÜNYA REKORU"

Düşünün, adaletin tepesindeki insanlar 'adalete olan güvenin yüzde 30'lara indiğini' söylüyorlar. İktidar sahiplerinin oturup düşünmesi lazım. Neden bu tablo ile biz karşı karşıyayız? Kim yönetiyor bu ülkeyi? Kim adaletsizliği besliyor? Kim adaletsizlikten yana politikalar izliyor. Kim toplumu ayrıştırıyor ve bölüyor? Biz, bu soruları sormak zorundayız. Bu, bizim hakkımız. Kimin adına? 82 milyon adına bu soruları sormak zorundayız. Bütün canlıların adalete ihtiyacı var. Bu kadar yüce bir kavramın içini hangi iktidar boşaltabilir? Boşalttılar. Bu bizim için büyük bir acıdır. Son 5 yılda uluslararası anketlerde, çalışmalarda, raporla da hukukun üstünlüğü konusunda Türkiye 50 basamak geriye gitti. Adaletsizlikte bir dünya rekoru. Nasıl olur da 50 basamak birden geriye düşersiniz? Demek ki adaletsizliği sadece bizim hakimler, savcılar, Yargıtay Başkanı ya da Cumhurbaşkanı Yardımcısı söylemiyor, bütün dünya Türkiye'de bir 'adaletsizlik olduğunu' söylüyor."

Haksız ve hukuksuz yere hapiste yattıklarını Adalet Bakanı biliyor, Yargıtay Başkanı biliyor, Anayasa Mahkemesi Başkanı biliyor, herkes biliyor ama içeriden çıkaramıyorlar. Ne için? En sonunda çıktılar. Peki bu kadar haksız bir şekilde içeride yatmalarının hesabını kim verecek?

K.Ç.2.ana manset 2 1568543622 d9a07

 

"FETÖ BORSASI DİYE BİR BORSAYI KİM DİLLENDİRDİ?"

Sanıyorlar ki hapse atıldığında Eren Erdem düşüncelerinden, insanlığa hizmetten, yazmaktan, çizmekten vazgeçecek. Eren Erdem'i idam da etseniz, Eren Erdem inandığı yoldan vazgeçmez. Bunu önce iktidar sahiplerinin bilmesi lazım. O bir yurtsever, vatansever.

Kim dışarıda? Yeşil dolarları olanların, sırtı kalınların tamamı dışarıda. Bastır parayı, çık dışarıya. FETÖ borsasını ben mi dillendirdim? FETÖ borsası diye bir borsayı kim dillendirdi? Önce AK Parti kanadından dillendirdiler. Orada da vicdan sahibi insanlar var. 'Bir borsa var, sizin haberiniz yok mu? Parayı bastıran dışarı çıkıyor.' dediler. İzmir'deki cinayeti unutmadık. FETÖ borsasının olduğu bir ortamda bir kişiyi gittiler dairesinde öldürdüler. Ne oldu? Vicdan sahibi olanlar sormayacak mı bu soruyu? FETÖ borsasının aktörleri kimlerdi? Kimler para ödüyordu, kimler çıktı dışarıya? FETÖ ile hala iç içe olanlar devletin protokolünde yer alıyor. Hala Pensilvanya'dan emir ve talimat alanlar devletin protokolünde yer alıyor. Çünkü beyefendi gitmiş Erdoğan'ın avukatlarını tutmuş, dünyanın parasını ödemiş. Hakimi, savcısı cesaret edip deva bile açamıyor. Hangi adaletten bahsedilecek? Özellikle bunu AK Partili ve ülkücü kardeşlerime seslenerek söylüyorum, adaletse hep beraber. Adalet birilerinin iki dudağına teslim edilemez. Parası olan için adalet kendi iradesine göre, parası olmayan açın içeri gitsin. Yazık günah değil mi?

"TEK ADAM REJİMİ ADALETİ İPOTEK ALTINA ALDI"

Adaletsizliğin ülkedeki her alanda yaşandığını, esnafın, çiftçinin, sanayicinin ülkede adaletin olmadığı ortak görüşüne sahip olduğunu" belirten Kılıçdaroğlu,"Gerçekten de adalet yok. İktidar sahibi olup adaleti arayan da yok. 'Adalet reformu yapacağız' dediler, yap kardeşim elinden tutan mı var. Meclis tatilde, adalet için Meclis tatile mi girer? Toplarsın Meclisi, 'Gelin kardeşim yasal düzenlemeyi hazırladık, bak güzel şeyler yapıyoruz' denilse, gideriz toplanırız, çözeriz olayı. Ama birilerinden izin almadan olmuyor. Tek adam rejiminin getirdiği en büyük kötülük budur, parlamentonun iradesi bile ipotek alında.

Türkiye'de bağımsız hangi kurum var? Yasanın tanıdığı görevleri kendi özgün idaresiyle yerine getiren hangi kurum var? Hiçbir kurum yok. Bütün kurumlar dönüp saraya bakıyor. Ne söyleyecek, biz ona göre karar alalım diye. Peki sizin göreviniz ne? Atın onları, robotları getirin koyun oraya.

Şimdi pamuk üreticisini cezalandırıyoruz. Fiyat daha belli değil. Türkiye'de 2002'de 7 milyon dekar pamuk ekiliyordu. Bugün pamuk ekilen alan 5 milyon dekara düşmüş durumda. Niçin? Çünkü üretici zarar ediyor. Peki ne oluyor? Dışardan ithal ediyoruz. 2003'ten bu yana ithal pamuğa 21 milyar 468 milyon dolar ödemişiz. Bu parayı bizim pamuk üreticisine verselerdi ne olurdu? Neden 21 milyar dolar ödüyoruz yabancı çiftçiye de kendi çiftçimize ödemiyoruz? Adalet mi bu? Adaletsizlik sadece yargıda değil ki, bu da adaletsizlik. Kendi çiftçisini cezalandıran, yabancı ülkelerin çiftçisini ödüllendiren bir tarım politikası. Buğdayda böyle, mercimekte böyle. Yozgat'ın mercimeği dünyada bir numara. Yok ettiler. Ne oluyor, Yozgatlılar da en çok oyu oraya veriyorlar, bizi iyi ki yok ettin diyorlar.

K.Ç.3.ana manset 2 1568543648 3dbde

 

"SEÇİMLER BİTTİ, ZAM ÜSTÜNE ZAM GELDİ"

İktidar oldu, seçimler bitti, doğal gaza ve elektriğe arka arkaya zam. Şimdi bana, 'Bay Kemal zam yaptık, sen bunu duy' demiyor. Vatandaşı kandırıyorsunuz. Devletin en tepesindeki kişi vatandaşı kandırıyor. iktidarın sahiplerinin işsizliğin ne olduğundan haberleri var mı? Hayır. Hepsinin çocukları işte, dayıları, amcaları, halaları, yeğenleri hepsi işte. Bir işte de değil, bir işe giriyor, 5 tane de yönetim kurulundan üye. Oradan da paralar geliyor, akıyor paralar. Kimin paraları bunlar? Bu fakir fukaranın paraları.

Dünyanın hangi ülkesinde bir hastaneye hasta garantisi verilir? Yatmadığı hastanenin, uçmadığı havaalanının, geçmediği otoyolun, köprünün garantisini ödeyecek, bu adalet mi? Kime? Devlete değil, müteahhide ödeyeceğim. Madem ben ödüyorsam, 82 milyon ödüyorsa, benim bu sözleşmeleri, verdiğimiz garantilerin büyüklüğünü görmem lazım, kaça mal olduğunu bilmem lazım.

Geçen yılın bütçesine 6 milyar 200 milyon lira garantiler için para verecekler müteahhitlere. 2019 bütçesine 9 milyar 700 milyon lira, yani 9 katrilyon lira koydular, 2020 bütçesine 20 milyar yani 20 katrilyon lira para koyacaklar. Yap-işlet-devret ile vatandaşın cebinden para çıkmıyordu, nasıl oluyor? Devletin tepesindeki kişi, vatandaşına doğruları söylemezse o ülkede devlet yönetiminde bir sorun var, bir kriz var, devlet yönetilmiyor, Türkiye yönetilmiyor demektir. Boşuna demiyorum, Türkiye yönetilmiyor, Türkiye savruluyor.

"İLK KEZ BORÇLANMA MÜDÜRLÜĞÜ KURULDU"

Baktılar ki bu borcu bir kişi yönetemiyor, tuttular Borçlanma Genel Müdürlüğü kurdular. Cumhuriyet tarihinde ilk kez Borçlanma Genel Müdürlüğü kuruldu. Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü vardı eskiden, şimdi Borçlanma Genel Müdürlüğü. Osmanlı'yı hatırladım, Düyun-u Umumiye vardı, yani Osmanlı'nın paraları toplayıp, el koyup bir şekilde dışarıya aktaranlar. Borçlanma Genel Müdürlüğü de böyle. İsraf ekonomisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Borçlanma Genel Müdürlüğü kurulmasını zorunlu kıldı. Acı olan, devasa bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kapitülasyonlardan büyük acılar çekmiş Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yabancılardan alınan borcun faturasını en ağır şekilde ödemiş bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarih tekerrür ediyor, aynı tabloyu bir daha yaşıyoruz, aynı acıyı bir daha yaşıyoruz.

Bu da yetmedi, 420 milyar dolar devleti borçlandırdılar. Türkiye tarihinin en büyük borçlanmasını yapıyorsun ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni borç batağına sürüklüyorsun. Geleceğimizi de borçlandırdılar. Şimdi sıra tank palet fabrikasını, askeri fabrikaları satmaya. Özellikle ülkücü kardeşlerime sesleniyorum. Tank palet fabrikasını Katar Ordusu'na peşkeş çektiren siyasi iktidara ve ona destek veren Bahçeli'nin arkadaşlarına seslenmek istiyorum. Bana dünyadan bir örnek gösterin, hangi ülke kendi silah fabrikasını bir başka ülkenin ordusuna peşkeş çeker? Nasıl oluyor da hangi gerekçeyle satıyor?

"BENDEN KURTULMANIN YOLUNU SÖYLEYEYİM SANA?"

Şimdi, Cumhurbaşkanı'nın ikinci bir kararı var. 1105 sayılı karar. Bunu Resmi Gazete'de yayımlamıyorlar. Sayın Bahçeli'ye sesleniyorum, 'Lütfen 1105 sayılı kararı, Saray açıklamıyorsa sen açıkla kardeşim, sen açıklamak zorundasın. Madem 'Milliyetçiyim, vatanseverim, ben bu ülkeyi seviyorum, ben bayrağımı, vatanımı seviyorum' diyorsun, 1105 sayılı kararnameyi git Erdoğan'dan al ve kamuoyuna açıkla. Bu senin tarihi görevindir. Ya açıklayacaksın ya da Katar ordusuna peşkeş çekilen bir siyasal iktidara destek vermeyi keseceksin. Bir ordunun silah fabrikası başka bir orduya peşkeş çekilemez. Dünyada örneği yoktur. Satılmayan bir silah fabrikalarıydı, şimdi onu da peşkeş çektiler. Ne için, 50 milyon dolar için. '50 milyon dolar para bulamadık, o nedenle.' Dedim ki, 50 milyon doları bir ay içinde bulamazsam siyaseti bırakacağım. Siz yeter ki Katar ordusu ile yaptığınız anlaşmayı bozun. Yok. Erdoğan, benden kurtulmak istemiyor muydu? Kurtulmak için sana bir yol gösteriyorum. Bozun anlaşmayı, 50 milyon doları sana 24 saatte bulacağım. Bulmazsam sen de benden kurtulacaksın."

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 4 ilçedeki 11 farklı noktada sel riski taşıyan bölgeleri su baskınlarından kurtaracak Ayvalıdere Yağmur Suyu Tüneli TBM (Tünel Açma Makinesi) İndirme Töreni’ne katıldı. Popülizme yenik düşen topluluklarda bu tarz işlerin bireysel marifetmiş gibi yazılıp, çizildiğini ifade eden İmamoğlu, “O bakımdan dünden bugüne ve bugünden yarına benim ve arkadaşlarımın imza atacağı her şey İstanbul halkına aittir. Asla benim şahsımla ilgili, tek başıma anılmasını istemem ve dilemem. Bunun bütün çalışma arkadaşlarımız tarafından, bütün iş insanları tarafından, bütün İstanbul tarafından böyle irdelenmesini, böyle algılanmasını ve böyle hizmet edilmesini isterim. Bunu yaparsak, bunu başarırsak, gerçekten her birimiz vatansevere dönüşürüz” dedi...

 İMAMOĞLU YAĞMURSUYU İKİNCİ KULLAN1568473783 14092019 tbm 8 413d2

EYÜPSULTAN / İSTANBUL

 İMAMOĞLU YAĞMURSUYU 10 1568473784 14092019 tbm 11 ade60

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ayvalıdere Yağmur Suyu Tüneli TBM (Tünel Açma Makinesi) İndirme Töreni’ne katıldı. İmamoğlu’na İBB Genel Sekreter Yardımcıları Şengül Altan Arslan, Murat Yazıcı ve Murat Kalkanlı ile İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu eşlik etti. Törende ilk konuşmayı yapan Mermutlu, Almanya’da 1 yıl sürede projeye özel şekilde üretilen makine ilgili teknik bilgiler verdi. Makinenin 4 metre çapında, 7,5 metre uzunluğunda, silindir biçiminde olduğu bilgisini veren Mermutlu, “190 ton ağırlığındaki makinenin delici bölümlerinde, 25 adet kesici elmas uç bulunmakta. İçerisinde bulunan lazerli ölçüm sistemi ile güzergahını bulacak. 500 KW’lık elektrikli motor gücüyle yol alacak ve ayda 300 metre ilerleyecek. Bu ilerleyiş, zeminin sertlik durumuna göre, artacak ya da eksilecek. Makine, yerin 50-60 metre altından, ikametlere zarar vermemesi açısından, genel olarak yol güzergahları takip edilerek ilerleyecek” dedi.

İMAMOĞLU YAĞMURSUYU 2 1568473783 14092019 tbm 1 a65f7

MERMUTLU: “PROJE 18 AYDA TAMAMLANACAK”
Tünelin 18 ayda tamamlanmasını ön gördüklerini kaydeden Mermutlu, proje maliyetinin 80 milyon TL olduğunu belirtti. Mermetlu, Eyüpsultan ve Esenler ilçeleri arasında inşa edilecek olan tünelin, 4 bin 674 metre uzunluğunda, 4 metre çapında olacağı bilgisini paylaştı. Mermutlu, tünelin İstanbul’a getireceği yararları da şöyle sıraladı: “Ayvalıdere ile Haliç arasında bağlantı tüneli olarak inşa edilecek proje tamamlandıktan sonra, aşırı yağış dönemlerinde zaman zaman yaşanan taşkınlarla su altında kalan Fatih İlçesi’ndeki Vatan Caddesi, Aksaray Alt Geçidi, Tramvay Alt Geçidi, Aksaray Metro İstasyonu,Yenikapı Metro İstasyonu, Namık Kemal Caddesi ve TCDD Alt Geçidi; Bayrampaşa İlçesi’ndeki Otogar-Hal Bağlantı Yolu, Terazidere Mero Durağı; Esenler İlçesi’ndeki Merter E-5 Metro Durağı ve çevresi ile Zeytinburnu İlçesi’ndeki Zeytinburnu Tramvay Durağı ve çevresinde sel baskınları yaşanmayacak.”

İMAMOĞLU YAĞMURSUYU 3 1568473783 14092019 tbm 2 16ff4

İMAMOĞLU: “FAYDALI İŞLER KURUMUN MALIDIR”
Mermutlu’nun ardından konuşan İmamoğlu, kurumların kalıcı, siyasilerin geçici olduğunu vurguladı. “Kurumların ürettiği iyi işler, iyiyse, hep kalıcıdır” diyen İmamoğlu, “Bunu sağlayacak en ana prensip de akıldan, bilimden, teknikten, mühendislikten uzaklaşmamaktır. Bu, her zaman bir şehir adına, bir ülke adına sizin güvenceniz olacaktır. O bakımdan, geçmişten bugüne yapılan, hazırlanan doğru bir süreci, doğru bir alt yapı tanımının bugün hep beraber devamını sürdürüyoruz. Dolayısıyla bizler de işi bitireceğiz. Yarınlarda, başka değerlere imza atacak, attıktan sonra da yine başka emanet edeceğimiz insanlar olacak ve onlara emanet edeceğiz.Bu, devletin ve kurumların gücünü ve devamını ispat eder. O zaman da toplumda her zaman için kuvvetli bir güvence olursunuz. İnsanlar da o toplulukta, kendini güvende hisseder. Bizim arzu ettiğimiz şey, bu ve bunun gibi faydalı işlerin, asla ve asla siyasileşmemesi, asla ve asla bir partinin ya da bir parti kurumunun malı mülkü ya da bir kişinin malı mülkü haline dönüşmemesidir” diye konuştu.

İMAMOĞLU YAĞMURSUYU 4 1568473783 14092019 tbm 3 38df1

İMAMOĞLU: “BİZ DE MAKİNE ÜRETMELİYİZ”
Popülizme yenik düşen topluluklarda bu tarz işlerin çok kişisel ve bireysel marifetmiş gibi yazılıp, çizildiğini ifade eden İmamoğlu, “O bakımdan dünden bugüne ve bugünden yarına benim ve arkadaşlarımın imza atacağı her şey İstanbul halkına aittir. Asla benim şahsımla ilgili, tek başıma anılmasını istemem ve dilemem. Bu, benim hayata bakışım ve prensibim. Bunun bütün çalışma arkadaşlarımız tarafından, bütün iş insanları tarafından, bütün İstanbul tarafından böyle irdelenmesini, böyle algılanmasını ve böyle hizmet edilmesini isterim. Bunu yaparsa, bunu başarırsak, gerçekten her birimiz vatansevere dönüşürüz” dedi.

İMAMOĞLU YAĞMURSUYU 5 1568473783 14092019 tbm 4 49a40

Makinenin Alman bir firma tarafından üretildiğini kaydeden İmamoğlu, “Teknolojilerini bizimle paylaşarak, üretimin böyle güzel bir hizmete dönüşmesi bizi mutlu etmiştir. Onlara da teşekkür ediyorum. Umut ediyoruz ki, -yanlış anlamasınlar- biz de bu ve bunun gibi daha güzel makineleri yapabilen bir ülke olalım. Onun da altını çizelim. Ama artık dünyanın sınırları yok. Elbette ki en iyisini, en ucuzunu almaya gayret edeceğiz ama aynı zamanda bizler de üretmek isteyeceğiz” diye konuştu.

İMAMOĞLU YAĞMURSUYU 7 1568473783 14092019 tbm 6 2c85e

TBM’YE MELEN ÇAYI PROJESİ İNŞAATINDA YAŞAMINI YİTİREN MÜHENDİSİN ADI VERİLDİ
İmamoğlu, TBM’ye, Melen Çayı’nın İstanbul’a ulaştırılması için başlatılan projenin Sarayburnu şantiyesinde, 27 Eylül 2007’de iş kazası sonucu yaşamını yitiren mühendis Gülseren Yurttaş’ın adını verdiklerini belirtti. İmamoğlu, “Bu cihaza onun adını vermek, elbette acıyı hafifletmez; ama onun ismini hatırlamış oluruz” dedi. İmamoğlu, TBM İndirme Töreni’ni, merhum Yurttaş’ın oğlu Yağmur Budak ve kız kardeşi Hatice Yurttaş ile birlikte gerçekleştirdi. Törenin ardından İmamoğlu’na teşekkür eden Budak, hislerini İmamoğlu’na sarılarak belli etti. İmamoğlu, tünel inşaatında görev yapan tüm çalışanları yanına çağırarak, onlarla toplu fotoğraf çektirdi. Törenin ardından katılımcılar güvenli bir mesafeye alındı ve 190 tonluk TBM, vinç yardımıyla kazının başlama noktasına indirildi. TBM’nin kazı başlama noktasına taşınması, 12 dakika sürdü.

İMAMOĞLU YAĞMURSUYU 9 1568473783 14092019 tbm 9 2fd38

Antalya’da, Valentina Kulishova ve Mark Mitrafanov’un (18) bindiği deniz paraşütü, halatının kopması nedeniyle kontrolsüz şekilde sürüklenerek palmiye ağacına takıldı. Paraşütteki turistler yaklaşık 20 metreden düşerek ağır yaralandı...


Olay, saat 17.30 sıralarında, Konyaaltı ilçesi Akdeniz Bulvarı’nda meydana geldi. Sahilde su sporları merkezinden teknenin arkasına bağlanan deniz paraşütüyle havalanan yabancı uyruklu Valentina Kulishova ve Mark Mitrafanov, yaklaşık 60 metre havalandı. Bir süre sonra paraşütün bağlı olduğu halat koptu. Rüzgarın etkisiyle sürüklenen paraşüt, Akdeniz Bulvarı’ndaki otelin bahçesindeki yaklaşık 20 metre yüksekliğindeki palmiye ağaçlarına takıldı.

20 METREDEN DÜŞTÜLER

Durumu fark edenler sağlık ekiplerine haber vererek yardım istedi. Olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kurtarma ekipleri gelene kadar iki turist yaklaşık 20 metreden otelin bahçesine düştü. Ağır yaralanan turistler, ilk müdahale olay yerinde yapıldıktan sonra ambulansla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne götürülerek tedaviye alındı. Her iki turistin hayati tehlikesi bulunduğu belirtildi.

Olayla ilgili su sporları firmasının sahibi ve bir çalışanı gözaltına alındı.

 

DÜŞME ANI CEP TELEFONU KAMERASINDA

Öte yandan deniz paraşütünün halatının koptuktan sonra düştüğü an, sahildekiler tarafından cep telefonu kamerasına kaydedildi. Görüntülerde, deniz üzerinde halatı kopan paraşütün hızla alçalarak karaya doğru ilerlediği ve ağaçlara takılarak düştüğü görülüyor.

Diğer yandan görgü tanığı Coşkun Duman, ise "Halat koptuktan sonra paraşüt hızla üzerimizden geçti. Otele doğru gitti. Ağaçlara sürterek yere düştü. Eğer otelin duvarına çarpsalardı kurtulma şansları yoktu" dedi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi devam meclisinin ardından Antalya Su ve Atık Su İdaresi(ASAT) Genel Kurulu gerçekleştirildi...

ASAT Genel Kurulu, devam meclisinin ardından Meclis Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi. Genel Kurul'da oy çokluğuyla suya yüzde 20 zam yapılma kararı alındı...

AK Parti Grup Sözcüsü Ali Çetin'in su zammıyla ilgili itirazına Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “ASAT su zammıyla ilgili geçen dönem 230 milyon parasını belediye kullanmış. Ancak 230 milyon bir para kullanılıyor. Seçimlerle ilgili su zammı yapılmıyor. Elektrik parası 13 milyon gelirken, 24 milyon 500 TL geliyor. Enerji yüzde 90 zam geliyor. Bununla ilgili arkadaşlarımı bilgilendirmek üzere ASAT Genel Müdürü ve yardımcıları ile beraber siyaset yapmadan bir değerlendirme yaptık. Çalışma arkadaşlarım A'dan Z'ye, ASAT'ın Gazipaşa'dan Kaş'a kadar çalışmalarıyla ilgili detaylarını masaya yatırdık. Yasal anlamda herkese duyuru yapıldı” dedi.

AK Parti Grup Sözcüsü Çetin, “Geldiğimiz noktada belediyemizin ciddi alacağı var. ASAT'ın alacağı rakamlar var ve bunlar az bir rakam değil. 351 milyon 923 bin lira devreden alacağımız var. 69 milyon 968 bin lira alacağımız var. Nereden bakarsanız 281 milyon küsurlu bir rakam alacağımız var. Geçmişte baktığımızda 5 yılda suya yüzde 39 yapılmış. Geldiğimiz noktada suya zam yapılması görülebilir. Yatırımlar gerekebilir ama geçmişte de yatırımlar yapıldı. 1 milyar 547 milyon gibi bir rakamlık yatırım yapılmış. Bu yatırımlar yapılırken 5 yılda yüzde 39 zam yapıldı. Eski Belediye Başkanı Menderes Türel zamanında Türkiye'nin ucuz suyu kullanılıyordu. Şimdi yapılacak zam ile Türkiye'nin en pahalı suyunu kullanacağız” diye konuştu.

20 yıldır Antalya Büyükşehir Belediye meclisinde bulunduğunu dile getiren Böcek, “Hep yapıcı olduk. Yeri geldi su zammına evet dediğimiz zamanlar da oldu. Onun için bir durum anlatıyorum. Geçmiş dönemle bir hesabımız yok. Beni şu anki durum ilgilendiriyor önceyi konuşmaya gerek yok. Mevcut borçlarla ilgili zam yapmayı istiyoruz” şeklinde cevap verdi.

Tütüncü: " 5 yıl boyunca hiç zam yapmazsanız bile bu alacaklarla bu zammı elde edecek maliyeti çıkaracak durumdasınız."

AK Parti Meclis Üyesi ve Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, ise ASAT'ın bütçesinde çok ciddi bir para yattığını belirterek " Sizin şuan yüzde 20'ler seviyelerinde yapacağı zammı 5 yıl boyunca hiç yapmazsanız bile bu alacaklarla bu zammı elde edecek maliyeti çıkaracak durumdasınız. Ben sizin yerinizde olsam bunları toparlar ve 5 yıl boyunca derdim ki ben sen yok, bu para hepimizin parası. Suya 5 yıl boyunca zam yapmıyorum derdim. İkincisi elektriğin suyun üretimi üzerindeki maliyeti 15,4, şimdi bu şu demek oluyor. Elektriğe bir yıl yüzde 100 zam yapılmış bile olsa burada suya bugün yapmamız gereken zam miktarı yüzde 15,4'ün üzerine çıkmamalı” dedi.

 su 8942c


Böcek: " Her türlü hesap yapıldı, yatırımların devamı için bu karar alındı"

Başkan Böcek, Tütüncü'nün konuşmasını, “Biz bütün ilçe belediyelerimizi hep kendimiz gibi göreceğiz dedik. Muhtarları dinledik, suyu olmayan yaylalarımız var. Siz burada siyaseten bunları söylüyorsunuz. Ben bunları 25 yıldır dinliyorum. Burada o köyler mahalleye dönüştü. Buna siyaseti karıştırmayın. Kaş'taki ihtiyaç burada da olabilir. Antalyalı yılda 70 milyon faiz ödüyor. Burada su zammı geçmiş dönemlerde de yapıldı. Ülke de yaşanan ekonomik sıkıntılar bellidir. Bu konularla ilgili çalışmalarımızı yaptık. Arkadaşlarımızla yaptığımız toplantılarda yüzde 35 yapılmazsa yatırımlar yapamayacağız dediler. Kendi aramızda bir toplantı yaptık, her yerden hesap ettik. 5 yıl süre içerisinde zam ile sıkıntımız olmayacak” diyerek cevapladı.

ASAT genel kurulunda 43'e 36 oyla suya yüzde 20 zam yapılması kararı oy çokluğuyla kabul edildi. Öğrenciler gerekli evrakları teslim etmeleri halinden 5 metreküpe kadar sudan ücretsiz olarak faydalanabilecekler.

AK Parti eski İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, istifasını basın açıklamasıyla duyurdu. Timurci "İlkeleri ihraç ettikten sonra kişileri ihraç etmek neyi değiştirir? Biliyorum ki; nice zorlukları birlikte göğüslediğimiz cesaret timsali yüreklerden bizi kimse ihraç edemez" dedi. Davutoğlu ve ihracı istenen milletvekillerinin istifasının ardından aralarında eski milletvekili İbrahim Turhan'ın da olduğu bazı isimler AK Parti'den ayrıldıklarını açıklamışlardı.


AK Parti eski İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, dün Ahmet Davutoğlu ve ihracı istenen eski vekilin istifasının ardından partiden istifa etmişti. İstifasıyla ilgili açıklama yapan Temurci "Ülkesi ve milleti için çabalayan, adil ve mutlu bir gelecek umudu taşıyan herkesle bir ve beraber olacağız. Haklı olanın güçlü olduğu, liyakatli olanın emaneti yüklendiği, korkunun değil sevginin hakim olduğu bir Türkiye için yüreğimizi ortaya koyacağız" ifadelerini kullandı...

Temurci'nin basın açıklaması şöyle:

"Bizim için hayatın anlamı, inandığımız değerler uğruna mücadele etmektir. Kuruluşundan itibaren; Ak Parti çatısı altında, kuruluş ilkelerine ve medeniyet değerlerimize sadakatle, milletimize hizmet etmekten onur duyduk. Ümmet bilinci ve Türkiye sevdamız, yaptığımız her vazifede kılavuzumuz oldu. Gelinen noktada, makam için susmayı değil, hakikat için haykırmayı seçtik.

15 Temmuz gecesi dahil; vatanı için canını ortaya koyan, omuz omuza yürüdüğümüz samimi dava eri kardeşlerimizin sorumluluğunu yüreğimizde hissederek, partinin ve ülkenin büyük hatalarla savrulmasına göz yummadık. İlkeleri ihraç ettikten sonra kişileri ihraç etmek neyi değiştirir? Biliyorum ki; nice zorlukları birlikte göğüslediğimiz cesaret timsali yüreklerden bizi kimse ihraç edemez.

 ap pak 2 ana manset 2 1568466576 71d8d


AK Parti’ye gönül vermiş kardeşlerimiz bizim her daim yol arkadaşlarımızdır. Süreçlerin tıkandığı ve Ak Parti'de siyaset yapma imkanının kalmadığı önümüzdeki süreçte, partinin adıyla değil alnımızın akıyla yürüyeceğiz. Ülkesi ve milleti için çabalayan, adil ve mutlu bir gelecek umudu taşıyan herkesle bir ve beraber olacağız. Haklı olanın güçlü olduğu, liyakatli olanın emaneti yüklendiği, korkunun değil sevginin hakim olduğu bir Türkiye için yüreğimizi ortaya koyacağız. İstifamız hayırlara vesile olsun. Rabbim, ülkemizin aydınlık yarınları için bizleri hizmetkar kılsın."

 

DAVUTOĞLU İLE İHRACI İSTENEN DİĞER İSİMLER DE İSTİFA ETTİ

Dün de eski Başbakan Davutoğlu ile beraber haklarında ihraç talebi bulunan diğer milletvekilleri de AK Parti'den istifa etmiş, Davutoğlu'nun yeni parti çağrısının ardından ise aralarında eski milletvekili Doç. Dr. İbrahim Turhan'ın da olduğu bazı isimler AK Parti'den ayrıldıklarını duyurmuştu.

 AK Parti'nin ikinci Genel Başkanı Davutoğlu, dün AK Parti'nin başlattığı ihraç süreciyle ilgili basın toplantısı düzenlemişti. Davutoğlu, AK Parti'de siyaset yapma imkanı kalmadığını gerekçe göstererek ihracı istenen arkadaşlarıyla birlikte istifa ettiklerini söylemişti. İhracı istenen diğer isimler eski AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, eski Sakarya Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, eski İstanbul Milletvekili Abdullah Başçı, eski İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ile eski Ankara İl Başkanı Nedim Yamalı da partiden istifa etmişti.

İBRAHİM TURHAN DA İSTİFA ETTİ

Davutoğlu'nun ardından AK Parti'den peş peşe istifa haberleri gelmilti. 25. ve 26. Dönem AK Parti İzmir Milletvekili Doç. Dr. İbrahim Turhan da partisinden istifa ettiğini açıklamıştı. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Turhan "AK Parti yönetimi partiyi istişareye ve eleştiriye açık kurumsal bir siyasal yapı olarak değil, ancak bir nesil devam edecek aile şirketi olarak gördüğünü belli etmiş oldu" sözleriye istifa ettiğini duyurmuştu. Eski AK Parti Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün de AK Parti'den istifa etmişti. Kişisel Twitter hesabında yaptığı paylaşım yapa Üstün "Kuruluşundan beri aziz milletimize hizmet etmek için içinde bulunduğum AK Parti’den Davutoğlu ile beraber bugün itibariyle istifa etmiş bulunuyorum. Kamuoyuna saygıyla arz ederim" ifadesini kullanmıştı. AK Parti eski Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç da istifa ettiğini duyurmuştu. Sosyal medya üzerinden kararını açıklayan Altaç, şunları kaydetti: "Demokrasinin temel ilkelerine aykırı yönetim anlayışı ile kuruluşunda yoksulluk, yasaklar ve yolsuzluğa karşı mücadele derken bugün 3Y bataklığını görmek istemeyen ve adaleti sadece kendisine tecelli eden anlayış nedeniyle AK Partiden istifa ettim."

Çankırı 3'üncü kez sallandı, Çerkes'te 4,3 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Sabah saatlerinde Çerkes'te 3 dakika arayla 4,7 ve 4,8 büyüklüğünde iki deprem yaşanmıştı...


Çankırı 3'üncü kez sallandı, Çerkes'te 4,3 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. AFAD'ın verilere göre, saat 14.46'da merkezüssü Çankırı'nın Çerkes ilçesi olan 4.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi...

Ç.D453420 abefe

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Çerkeş ilçesinde saat 14.46'da 7 kilometre derinlikte ve 4,3 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Çerkeş'te bu sabah da saat 09.00'da 4,7; 09.03'te ise 4,8 büyüklüğünde yer sarsıntıları yaşanmıştı.

NE OLMUŞTU?

Çankırı'da s4,7 ve 4,8 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Çerkes ilçesinde, saat 09.00'da 4,7 büyüklüğünde, 09.03'te ise 4,8 büyüklüğünde yer sarsıntıları kaydedildi.

 İlk depremin 13,66 kilometre, ikinci depremin ise 4,13 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.

AFAD'dan yapılan açıklamada "Çankırı'nın Çerkeş ilçesinde meydana gelen 4,7 ve 4,8 büyüklüklerindeki iki deprem sonrası şu ana kadar olumsuz bir ihbar alınmamıştır" ifadelerini kullandı.

Depremler Ankara ve diğer çevre illerde de hissedildi.

ankiri 82001

ÇANKIRI VALİSİ: ŞU ANA KADAR BİR OLUMSUZLUK YOK.

Çankırı Valisi Hamdi Bilge Aktaş, kentte meydana gelen 4,7 ve 4,8 büyüklüğünde depremlerle ilgili şu ana kadar kendilerine ulaşan bir olumsuzluk bulunmadığını söyledi.

Aktaş, yaptığı açıklamada, AFAD verilerine göre Çankırı'nın Çerkeş ilçesinde saat 09.00'da 4,7, 09.03'te ise 4,8 büyüklüğünde yer sarsıntısı oluştuğunu söyledi.

İlk bilgilere göre bir olumsuzluk bulunmadığına işaret eden Aktaş, "Vatandaşların tedirgin olmamaları gerekir. Şu ana kadar bize ulaşan herhangi bir olumsuzluk bulunmuyor." dedi.

Çerkeş Belediye Başkanı Hasan Sopacı da geçmişte ilçede büyük bir deprem olduğunu belirterek, vatandaşların ilk anda tedirginlik yaşadığını ancak herhangi bir sorun bulunmadığını kaydetti.

İmamoğlu talimatıyla destek 250 liraya çıkarıldı...

İBB tarafından şehit çocukları, yetim, öksüz ve engelli öğrencilere bir defaya mahsus verilen 200 TL’lik eğitim yardımı, İBB Başkanı İmamoğlu’nun talimatıyla yüzde 25 artırılarak 250 TL’ye çıkarıldı. 17 Eylül Salı günü başlayacak olan başvurular; İBB Eğitim Yardımları Başvuruları Müdürlüğü’nün Avrupa Yakası’nda Edirnekapı ve Anadolu Yakası’ndaki Selimiye ofislerinden yapılacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Eğitim Yardımı altında ilkokul, ortaokul, lise, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde eğitim gören şehit çocukları, yetim, öksüz ve engelli öğrencilere geçtiğimiz yıl 200 TL olarak dağıtılan karşılıksız yardımların devam etmesi kararı aldı. Geçtiğimiz yıl 48 bin öğrencinin yararlandığı ve 200 TL olarak dağıtılan yardımlar İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla 50’şer TL arttırıldı.

BAŞVURULAR 17 EYLÜL’DE BAŞLIYOR
Yetim, öksüz, engelli ve şehit çocuklarına dağıtılacak yardımlara yüzde 25 zam yapan Başkan İmamoğlu’nun talimatıyla İBB Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ve İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü okullarda çalışma başlattı. 17 Eylül Salı günü başlayacak olan başvurular; İBB Eğitim Yardımları Başvuruları Müdürlüğü’nün Avrupa Yakası’nda Edirnekapı ve Anadolu Yakası’ndaki Selimiye ofislerinden yapılacak. Başvuruların bu yıl ikiye katlanarak 100 bin kişiye ulaşmasının beklendiğini ve şartları taşıyan her çocuğun geri ödemesiz olarak 250 TL okul harçlığını alacağı bildirildi.

ÖZELDE OKUYAN ŞEHİT ÇOCUKLARI DA ALACAK
Sözcü’de yer alan habere göre, yardımlarda engelli öğrencilere MEB’in kabul ettiği yaş sınırı kabul edilecek. Anaokulu, kreş ya da özel okullara gidenler yardımlardan yararlanamayacak. Özel okul da okuyor da olsalar istisnai tutularak, şehit çocuklarına harçlıkları her koşulda verilecek. İlkokul, ortaokul, lise ve rehabilitasyon merkezlerindeki engelli çocuklara yapılacak yardım bir defaya mahsus olacak. Engelli öğrencilerden Rehberlik Araştırma Merkezi (RAM) raporları istenecek. Öğrenci adına ödemeyi alacak olan velinin kimliğiyle gitmesi gerekiyor. Şehit çocukları ile yetim-öksüz çocukların ise nüfus müdürlüklerinden durumlarını gösterir belge ibraz etmeleri gerekiyor.

 

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı...

Buna göre, nüfusu 10 bin-25 bin olan ilçelerde iki, sonraki her 25 bin nüfus için de bir özel motorlu taşıt sürücü kursu açılmasına izin verilecek. Toplam nüfusu 10 binin altında olan ilçelerde ise kurs açılamayacak...

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) yapılan düzenlemeyle nüfusu 10 bin-25 bin olan ilçelerde iki, sonraki her 25 bin nüfus için de bir özel motorlu taşıt sürücü kursu açılmasına izin verilecek. Toplam nüfusu 10 binin altında olan ilçelerde ise kurs açılamayacak. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı. Özel direksiyon derslerine ilişkin yapılan yeni düzenleme ile sürücü belgesi olup her koşulda araç kullanma konusunda kendisini yeterli görmeyen ve kursa başvuru yapan kursiyerlerin kayıtları sürücü belgeleriyle yapılacak. Bu kursiyerlere trafik adabı dersi ile ihtiyaç duyduğu kadar direksiyon eğitimi dersi, kurum kontenjanı ile direksiyon eğitimi ve sınav aracı kontenjanına dahil edilmeden verilecek. Kursun kayıtlı direksiyon eğitimi ve sınav araçlarıyla verilecek bu eğitimler, Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu (MTSK) modülüne işlenecek.Yönetmelikle özel motorlu taşıt sürücüleri kurslarının açılma şartları da yeniden düzenlendi. Buna göre, özel motorlu taşıt sürücüleri kurslarını üniversitelerin makine, motor, otomotiv, mekatronik, otobüs kaptanlığı, ulaştırma ve trafik bölümü ve benzeri lisans veya ön lisans programlarından mezun olan veya yükseköğrenim mezunu olmak kaydıyla herhangi bir motorlu taşıt sürücü kursunda en az üç yıl eğitim personeli olarak çalışanlar açabilecek.


NÜFUSU 10 BİNİN ALTINDA OLAN İLÇELERDE AÇILMAYACAK
Ayrıca özel motorlu taşıt sürücü kursları bundan sonra illerin nüfus oranları dikkate alınarak açılacak. Bu kapsamda açılacak kurs sayısı belirlenirken merkez ilçe ve diğer ilçelerin Türkiye İstatistik Kurumunca her yıl tespit edilen nüfusu esas alınacak. Nüfusu; 10 bin-25 bin olan ilçelerde iki, sonraki her 25 bin nüfus için bir kurs açılmasına izin verilecek. Toplam nüfusu 10 binin altında olan ilçelerde ise kurs açılamayacak.
Nüfusu azalan ilçelerde, mevcut kurslar faaliyetlerine devam edecek. Ancak bu ilçelerdeki kursların herhangi bir nedenle kapatılması halinde yeni kurs açılmasında nüfusla ilgili kriterler dikkate alınacak. Bakanlık, her yıl bu hükümlere göre il ve ilçe kurs sayılarını kontrol ederek kurs açılacak yerleri belirleyecek. Bu il ve ilçeler Bakanlığın internet sitesinden ilan edilecek. Şartları taşıyarak kurs açmak isteyenler ilan tarihinden itibaren 7 gün içerisinde elektronik ortam üzerinden başvurusunu yapacak. Aynı ilçede, açılabilecek kurs sayısı kadar veya daha az kurs açma başvurusu olması durumunda başvuranların tamamının listesi, açılacak kurs sayısından fazla müracaat edilmiş olması halinde ise kurs açılacak ilin valiliği tarafından noter huzurunda çekilen kura sonucuna göre sıralanarak, düzenlenen liste Bakanlıkça yayımlanacak. Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte özel motorlu taşıt sürücüleri kursu açmak için altı ay öncesine kadar başvuru yaptığını belgelendirenler veya milli eğitim müdürlüklerinde kurs açma başvurusu bulunanlar hakkında nüfus kotasına ilişkin hükümler uygulanmayacak.


YANLIŞ BEYANIN CEZASI VAR
Kurs açmak üzere müracaat eden kurucu veya kurucu temsilcisinin verilen süre sonuna kadar istenen belgeleri eksiksiz olarak teslim etmemesi veya belgelerin ilgili mevzuata uygun olmadığının tespit edilmesi halinde başvuru işlemi sonlandırılacak. Aynı kurucuya iki yıl süre ile kurs açmak için başvuru yapma izni verilmeyecek. Kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenen kurum, düzenleme tarihinden itibaren iki yıl tamamlanmadan başka gerçek veya tüzel kişiye devredilemeyecek. Kurslar, bulundukları ilçenin dışındaki başka bir binaya da nakledilemeyecek.


PSİKİYATRİ MUAYENESİ ŞART
Karayolları Trafik Kanunu kapsamında kuralları ihlal ettiği için sürücü belgeleri iptal edilenlerin tekrar kursa kayıt olabilmeleri için ayrıca tabi tutulacakları psikoteknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesi sonucunda sürücülüğe engel hali bulunmadığını gösterir belge istenecek. Kursiyerlerin teorik ders planlaması kayıt esnasında, teorik eğitimler sonunda yapılacak sınavda başarılı olan kursiyerlerin direksiyon eğitimi dersi planlaması ise sınav sonuçlarının ilanından itibaren beş iş günü içerisinde Özel MTSK modülüne girilecek. Direksiyon eğitimi dersleri en geç 60 gün içerisinde tamamlanacak.


MOTOSİKLET EHLİYETİ EĞİTİMLERİNE YENİ DÜZENLEME
Kurslarda bulundurulacak sınav araçlarıyla ilgili değişikliklerin de yer aldığı yönetmeliğe göre, motosiklet sürücü belgesi olan "A" sınıfı sertifika programı açmak isteyen kurslarda "A2" sertifika sınıfından en az bir direksiyon eğitim ve sınav aracı bulundurulacak. 24 yaşını doldurmuş ve deneyim şartı aranmayan "A" sınıfı sürücü belgesi alacak adaylara, direksiyon eğitimi dersinin en az 4, en fazla 6 saatlik kısmı "A2" sertifika sınıfı direksiyon eğitim ve sınav aracında, geri kalan kısmı ise "A" sertifika sınıfı direksiyon eğitim ve sınav aracında yaptırılacak.
Yönetmelik, yürürlüğe girdi.

İYİ Parti Sözücüsü Ağıralioğlu'ndan tepki: 'Bakanın HDP önünde ne işi var'...

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu'ndan, Diyarbakır annelerine destek vermek için HDP il binasının önüne giden Aile Bakanı Selçuk'a sert tepki gösterdi...

Ağıralioğlu "İktidar çocukları PKK'nın elinden kurtarır. Vazifesini unutarak gidip analarla ağlamaz. İktidar zafiyetle ağlarsa milletin anası ağlar. Devlet acziyetle yönetilemez" dedi.


İYİ Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, HDP'nin Diyarbakır İl binası önünde çocukları dağa kaçırılan annelere destek için giden Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un Diyarbakır'da verdiği fotoğrafı sert sözlerle eleştirdi.

İYİ PARTİLİ VEKİL 2 KÜÇÜK FOTOyavuz agiralioglu 1568397543 fdb83

İYİ Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu

"Muhalefet anaların çığlığına destek verir" diyen Ağıralioğlu, "İktidar ise çocukları PKK'nın elinden kurtarır dedik. İktidar vazifesini unutup, gidip analar ile ağlamaz." açıklamasında bulundu. Bakan Selçuk'un fotoğrafını da paylaşan Ağıralioğlu, hükümeti "İktidar acizlik gösterip, zafiyet ile ağlarsa milletin anası ağlar. Devlet, acziyet ile yönetilemez!" sözleriyle eleştirdi.

KADIN BAKAN HDP ÖNÜNDE 2 resimid 13029349 06077

Ağıralioğlu'nun sosyal medyadan yaptığı paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"Muhalefet anaların çığlığına destek verir, iktidar ise çocukları Pkk'nın elinden kurtarır dedik. İktidar vazifesini unutup, gidip analar ile ağlamaz. İktidar acizlik gösterip, zafiyet ile ağlarsa milletin anası ağlar. Devlet, acziyet ile yönetilemez! Fotoğraf maalesef budur..."

 

Davutoğlu: Yeni bir başlangıç için AK Parti'den istifa ediyoruz...

AK Parti'nin başlattığı ihraç süreciyle ilgili basın toplantısı yapan Eski Başbakan Davutoğlu, siyaset yapma imkanı kalmadığını belirterek istifasını açıkladı. Davutoğlu "Konuşmalarımızda partimiz, cumhurbaşkanımız, ülkemiz dememize rağmen, ihanet, proje gibi ithamlara maruz bırakıldık. İhraçla ilgili hiçbir somut gerekçe yok. Siyaset yapma imkanı kalmadı. Yeni bir başlangıç için istifa ediyoruz" dedi.
Eski Başbakan ve AK Parti'nin ikinci Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin başlattığı ihraç süreciyle ilgili basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, AK Parti'de siyaset yapma imkanı kalmadığını gerekçe göstererek ihracı istenen arkadaşlarıyla birlikte istifa ettiklerini söyledi.

Davutoğlu, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu tarafından ihraç istemiyle disipline sevk edilmesi sonrası ilk kez kameraların karşısına geçti. Davutoğlu açıklamasını Türkiye silüeti önünde yaptı.

 DAVUTOĞLU İSTİFA ETTİ İLK 1204818 a446a

Davutoğlu, konuşmasına "Partimiz, cumhurbaşkanımız, ülkemiz dememize rağmen, ihanet, proje gibi ithamlara maruz bırakıldık" sözleriyle başladı. Kendisi ve arkadaşlarına yönelik eleştirilerle ilgili konuşurken sesi titreyen Davutoğlu, ihanetle suçlandıklarını ve partide siyaset yapma imkanı kalmadığını söyledi.

 


Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Aziz milletimizin bütün fertleriyle hasbihal etmek ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Hayatımıza anlam katan değerlerin bir siyasi yapış şeklinde tarihe yansıması olarak gördüğümüz ve başarısı için bütün varlığımızı koyduğumuz partimizden ihraç talebiyle karşısına geleceğimizi tahayyül bile edemezdik.

AK Partinin siyaset anlayışı 3Y ile şekil bulmuştu. Ak Parti bu anlayışla milletimize büyük hizmetler verdi. Ancak son yıllarda AK Parti milletin gönlünde taht kurmasına sebep olan söylemlerden uzaklaştı.

 

DAVUTOĞLU İSTİFA ETTİ 2 d0f0b9d8 214d 4080 bc53 c7192e913e20 f674c
Sevgili vatandaşlar, demokratik siyasetin temelinde farklılıkların ifade edilmesi bulunmaktadır. Genel başkanlığı bıraktığımız günden itibaren Ak Parti'deki aksaklıkları eleştirilerimizi sözlü ve yazılı bir şekilde en yetkili makamlarla paylaştık. Bu önerilerimiz hiçbir şekilde karşılık bulmasa da üç yıl boyunca kamuoyuna karşı hiçbir açıklamada bulunmadık. Peki niye 22 Nisan'dan itibaren konuşmaya başladık.

"SÖZLERİMİZ AÇIK, TESPİTLERİMİZ NET, TAVSİYELERİMİZ SAMİMİYDİ"

AK Parti, 31 Mart'ta hem ittifak yaptığı partiye hem de rekabet ettiği partilere karşı oy kaybetti. Tabanımız yoğun bir karamsarlık içerisindeydi. Daha önce ilettiğimiz eleştirilerden haberdar olmayan taban bizi de sorumlu buluyordu. Biz 22 Nisan'da kamuoyuyla paylaştığımız görüşlerimizle kuruluş ilkelerinden uzaklaşan mevcut AK Parti yönetiminin muhasebe yapmaya itmek istiyorduk.

Sözlerimiz açık, tespitlerimiz net, tavsiyelerimiz samimiydi. Konuşmalarımızda ülkemizin geleceği, davamız dememize rağmen fitne ile itham edildik. Bizim adlarımızı unutturabileceklerini zannederek tarihleri sildiler. Bizi unutturabilmek için milyonlarca AK Partilinin emeklerini yok sayarak kul hakkına girdiler.

 

Söylediklerimize yanlış diyemeyenler öfke il bize yönelik ihraç süreci başlattılar. AK Parti'den ihraç için tebligat ulaştığında bir kez daha derin bir hüzünlendim, utanç duydum. Bu siyasi metin son derece özensiz hazırlanmış.AK Parti 18 yıl önce kurulduğunda ortak akıl parti içi demokrasi ile geçinmeyi vadetmişti.

"YENİ BİR SİYASİ HAREKETİ İNŞA ETMEK TARİHİ SORUMLULUKTUR"

Yaptığımız eleştirileri önemsemek yerine ihraç kararı alan yönetim tarih ve millet önünde bunu hesabını mutlaka verecektir. Bugün bu ihraçlarla parti içi eleştirilerden kurtulacağını zannedenler bu kopuşu daha da derinden hissedecekler. Muhasebe çağrılarına, yapıcı eleştirilere kulaklarını tıkayan bir yapının millete fayda üretmesi mümkün değildir. Dar bir kadronun hakimiyeti altına girmiş AK Partinin ülke sorunlarına çare olma imkanı kalmamıştır.

Yeni bir siyasi hareketi inşa etmek bizim için tarihi bir sorumluluktur. Bu çerçevede hangi siyasi görüşle mensup olursa olsun bu ülke için sorumluluk hisseden herkesi birlikte çalışmaya davet ediyoruz."

İHRACI İSTENEN DİĞER İSİMLER DE İSTİFA ETTİ

İhracı istenen diğer isimler eski AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, eski Sakarya Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, eski İstanbul Milletvekili Abdullah Başçı, eski İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ile eski Ankara İl Başkanı Nedim Yamalı da partiden istifa etti.

İBRAHİM TURHAN DA İSTİFA ETTİ

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ardından AK Parti'den bir istifa haberi daha geldi. 25. ve 26. Dönem AK Parti İzmir Milletvekili Doç. Dr. İbrahim Turhan da partisinden istifa ettiğini açıkladı.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Turhan "AK Parti yönetimi partiyi istişareye ve eleştiriye açık kurumsal bir siyasal yapı olarak değil, ancak bir nesil devam edecek aile şirketi olarak gördüğünü belli etmiş oldu" sözleriye istifa ettiğini duyurdu.

 

NE OLMUŞTU?

Ahmet Davutoğlu, Ayhan Sefer Üstün, Selçuk Özdağ ve Abdullah Başçı'nın AK Parti'den ihracı için süreç başlatılmış, savunma yapmaları için tebligat bu isimlere ulaştırılmıştı. Bu isimlerin kesin ihraç talebiyle Merkez Disiplin Kurulu'na (MDK) sevk edilmesi kararı, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında oy birliğiyle alınmıştı.

ALANYA HALKI SESİNİ YÜKSELTTİ...

CHP Alanya İlçe Başkanlığı tesisin bulunduğu Yeşilöz sahilinde basın açıklaması yaptı.

CHP Alanya İlçe Başkanı Coşkun Karadağ, CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek ve çok sayıda vatandaşın katıldığı açıklamada, basın açıklamasına katılan CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

DOLUM TESİSİ MANŞET70230460 904070233305173 7636834319125708800 n b0e57

“Temmuz ayında konu hakkında TBMM’de bir soru önergesi verdik ve cevabını bekliyoruz, caretta caretta’ların yaşam alanında, koruma altındaki bitkilerin olduğu bu bölgede yaşanacak bir çevre felaketine karşı haklı bir mücadele içindeyiz. Turizm ve tarım kenti Alanya’da bu kadar büyük bir tesisin varlığı ile hem denizde hem de karada artan tehlikeli madde trafiği yüzünden insanlar tedirgin olmaktadır. Enerji ve katma değer kazandıran yatırımlara karşı değiliz ancak bu yatırımların doğa ile barışık olması, bir planlama içinde yapılmasını istiyoruz, çevre felaketlerine davetiye çıkartacak, ranta ve talana müsaade eden yatırımların dün, bugün ve yarın karşısında olacağız. Alanya’nın doğasını ranta ve talana kurban etmeyeceğiz. Bulunduğumuz sahilde Çevre Bakanlığı tarafından asılan caretta carettalarla ilgili tabela mevcutken bu sahili doğrudan etkileyecek bir kapasite artışına nasıl izin verilmektedir, kurumların birbirlerinden haberleri yok mu sorusunu akıllara getiriyor. Her şeyi para olarak gören zihniyet yüzünden yarın çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakamayız, her şey para değildir, denizimize, doğamıza sahip çıkma durumundayız.” dedi.

DOLUM TESİSİ 2 BEN VE VEKİL69796538 732647633852682 7453573815566598144 n 9c43c

Alanya İlçe Başkanı Coşkun Karadağ ise açıklamalarında şu ifadelere yer verdi; “Akaryakıt dolum ve depolama tesisinin kapasite artırımına izin verilmesi bir akıl tutulmasıdır. Denizde görülen 160 mt uzunluğunda ki 50,000 ton akaryakıt ve LPG taşıyabilen tankerlerin yanaşabildiği dolfen iskelesi kapasite artışı sonrasında 6 adet yeni bağlama dolfeni ve 1 adet yükleme platformu ile birleştirilerek yaklaşık 325 mt’lik bir uzunluğa ve 160,000 ton kapasiteye ulaşacak. Bu yeni yapılan dolfen iskelesine 160,000 DWT’lik (DWT: Geminin Kendi Ağırlığı Dışında Taşıdığı Yük Miktarı) tankerlerden her hafta 1 tane yanaşacak Alanya üzerinden Anadolu’ya sevkiyatı yapılacak olan 640,000 ton akaryakıt ve LPG’nin taşınabilmesi için her ay 21,000 kamyon üstü tanker trafiğe çıkacaktır. Bunun nasıl bir yoğunluk yaratacağını varın siz düşünün… Başlangıçta bölge trafiğini rahatlatma vaadi veren bu yatırım bizi bir kaosa sürüklemektedir. Bu tamamen bölgeye ihanettir. Tankerlerin seferlerinin başladığı günden bu yana yani Alanya’ya ayak basmasından sonra gemilerin balast tankları ile denizimize istilacı balık ve yosun türleri taşınmış ve de deniz faunası maalesef bozulmuştur. Bu sahil SİT alanı olup koruma altındadır. Ayrıca caretta, caretta kaplumbağalarının doğal üreme alanı ve kum zambaklarının yoğunlukla yetiştiği bölgedir. Uluslararası anlaşmalar ile korunan bu türleri biz kendi ellerimizle yok ediyor. Şu an bulunduğumuz nokta en yakın 5 yıldızlı turistik tesise sadece 10 km, Alanya merkeze 20 km, Gazipaşa’ya 15 km mesafededir. Büyüme sonrası gelecek olan 300 mt boyundaki devasa tankerlerin gerek Alanya ve gerekse de Gazipaşa’da yaratacağı görsel tedirginliği lütfen kafanızda bir canlandırınız. Burası bir sanayi kenti değildir. Bu manzaranın karşısında siz buraya tatile gelmek, bir emlak alıp emekliliğinizi burada geçirmek ister misiniz? Bu denizin balığını yemek, bu denizde yüzmek ister misiniz? Yoğun tarımın yapıldığı, yüzlerce dönüm avokado ve muz yetiştirilen bu bölgenin üretimini dert etmez misiniz? Biz enerji yatırımı karşıtı bir parti değiliz. Ancak buradan soruyorum? Daha önce 45 dakika mesafede yapısal olarak daha uygun kayalık bir bölgede yapılması planlanan bu proje, kimlerce ve neden, ne amaçla bu nadide bölgeye kaydırıldı? Bu usulsüz ve uygunsuz projeye karşı mücadele veren duyarlı vatandaşlar, iş adamları,

otelciler, medya ve hatta siyasilere teşekkür ederim. Bu proje en başından itibaren Alanya ve Gazipaşa halkından ustaca gizlenmiştir. Gerekli duyurular yapılmamıştır. ÇED sürecindeki halk bilgilendirme toplantıları 2014 yılında bölge halkından sadece 2 kişi, 2015 yılında ikisi neye imza attığını dahi bilmeyen toplamda 4 kişinin katılımı ile yapılmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alanya ve tüm Akdeniz bölgesinin aleyhine olan bu konuda; tüm usulsüzlük, hata ve çarpıklıklara rağmen jet hızıyla bu projeleri uygun bulmuş ve onaylamıştır. Siz biliyor musunuz ki; Bu güne kadar gerçekleştirilen kapasite artışlarında görüşü sorulan Alanya Belediyesi her seferinde olumlu görüş bildirmiştir. Maalesef bu toplantılara katılım gereği bile görmemiştir. Talebimiz şudur ki; Bölge için fazlası ile yeterli olan mevcut kapasitenin korunması, Gelecek nesillerin ve bölgenin menfaatleri doğrultusunda herhangi bir yeni kapasite artışına gidilmemesini istiyoruz.” dedi.

DOLUM TESİSİ 3 70378461 509552876497205 8236802372332945408 n d43c1

Diyarbakır'da alçak saldırı: 4 Orman işçisi öldü, 13 kişi yaralandı

Diyarbakır'ın Kulp ilçesi ile Muş arasında bulunan bölgede teröristler tarafından yola döşenen patlayıcının sivil aracın geçişi sırasında infilak etmesi sonucu 4 kişi hayatını kaybetti.
Diyarbakır'ın Kulp ilçesi ile Muş arasında bulunan bölgede teröristler tarafından yola döşenen patlayıcının sivil aracın geçişi sırasında infilak etti. Diyarbakır Valiliği'nden yapılan açıklamada, 4 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.

Olay sonrasında bölgeye çok sayıda ambulans, UMKE ve ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralanan 13 kişinin Kulp Devlet Hastasi'ne kaldırıldığı belirtildi.

2 2 bdf64

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde, odun toplayan köylüleri taşıyan minibüsün geçişi sırasında PKK'lı teröristlerce tuzaklanan el yapımı patlayıcı (EYP) infilak ettirildi.

Saldırıda 4 kişi şehit oldu, 13 kişi de ağır yaralandı. Valilik yaptığı açıklamada, "ilk belirlemelere göre 4 köylü vatandaşımız şehit olmuş 13 köylü vatandaşımız da ağır yaralanmıştır" dedi.

Olay, saat 18.00 sıralarında Kulp Üçyol mevkisinde geldi. Sürücüsü ve plakası belirlenemeyen, odun toplayan köylüleri taşıyan minibüsün geçişi sırasında, PKK’lı teröristlerce tuzaklanan EYP infilak ettirildi. Sürücüsünün kontrolden çıkan minibüs, şarampole devrildi.

 

Saldırıda minibüste bulunan köylülerden 4’ü şehit olurken, 13’ü de ağır yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık, UMKE ve güvenlik ekibi sevk edildi. Yaralılar, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı.


VALİLİK: 4 ŞEHİT, 13 YARALI

Diyarbakır Valiliği, saldırıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklama şöyle denildi:

 “İlimiz Kulp İlçesi kırsalında saat 18.00 dolaylarında, odun toplamaya giden köylü vatandaşlarımızın bulunduğu aracın geçişi esnasında, bölücü terör örgütü üyelerince el yapımı patlayıcıyla yapılan saldırı sonucunda ilk belirlemelere göre 4 köylü vatandaşımız şehit olmuş, 13 köylü vatandaşımız da ağır yaralanmıştır. Yaralanan vatandaşlarımız Kulp ve Diyarbakır'daki çeşitli hastanelerde tedavi altına alınmışlardır. Saldırının faillerinin tespit edilmesi için güvenlik kuvvetlerimiz tarafından gerekli çalışmalara vakit geçirmeden başlanmıştır. Menfur saldırı olayında şehit olan köylü vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır dileriz.”

 

JANDARMA GENEL KOMUTALIĞI’NDAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI

 Jandarma Genel Komutanlığı, Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde odun toplayan köylüleri taşıyan minibüsün geçişi sırasında PKK’lı teröristlerce tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 4 kişinin şehit olduğu, 13 kişinin de yaralandığı saldırıyla ilgili başsağlığı mesajı paylaştı. Mesajda, şöyle denildi:

“Diyarbakır kulp kırsalında, odun toplamaya giden vatandaşlarımızın bulunduğu aracın geçişi esnasında, bölücü terör örgütü tarafından el yapımı patlayıcıyla yapılan saldırı sonucu hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar dileriz.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BİLGİ ALDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde PKK’lı teröristlerce yola tuzaklanan patlayıcının orman işçilerini taşıyan sivil aracın geçişi sırasında infilak ettirilmesi sonucu meydana gelen terör saldırısıyla ilgili bilgi aldı.

KILIÇDAROĞLU: ELİ KANLI PKK ALÇAK YÜZÜNÜ BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Diyarbakır’da meydana gelen terör saldırısını kınadı.

 “Eli kanlı terör örgütü PKK, alçak yüzünü bir kez daha gösterdi.” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, masum vatandaşlarımıza yönelik düzenlenen alçakça saldırıda şehit olan vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle Ankara’da bir araya gelen 29 büyükşehir belediye başkanı arasında yer alan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’a dönüş yolunda, havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Verimli bir buluşma oldu” diyen İmamoğlu, “Bizim bir komisyon önerimiz oldu. Kurulacak bir komisyon marifetiyle süreçlere dahil olmamız gerektiğini illettik öneri olarak. Kendileri kabul etti. Hem CHP’li belediyelerden hem AK Partili büyükşehir belediyelerinden ortak bir komisyon kurulması yönünde bir karar verildi” şeklinde konuştu.

 

ESENBOĞA HAVAALANI / İSTANBUL

 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle bir araya gelen 29 büyükşehir belediye başkanının katıldığı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantının ardından İstanbul’a dönmek üzere Ankara Esenboğa Havaalanı’na geçti. Gazeteciler, uçağa yetişmek üzere alana gelen İmamoğlu’na, Beştepe’deki görüşmeyle ilgili değerlendirmelerini sordu. İmamoğlu, “Verimli bir buluşma oldu. Bence iletişim açısından çok değerli bir buluşmaydı. Sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür ediyoruz. Tümüyle sorunlar konuşuldu. Nasıl bir yöntem belirleyeceğimiz konuşuldu. Hatta bizim bir komisyon önerimiz oldu. Kurulacak bir komisyon marifetiyle süreçlere dahil olmamız gerektiğini illettik öneri olarak. Kendileri kabul etti. Hem CHP’li belediyelerden hem AK Partili büyükşehir belediyelerinden ortak bir komisyon kurulması yönünde bir karar verildi. Bu komisyon, hem yeni yasal düzenlemeler sürecine katılacak hem de sürdürülebilir iletişim kanalı oluşması noktasında böyle bir misyonu olacak diye karşılıklı bir görüş belirtildi. Akabinde karşılıklı yine sorular soruldu ve sayın bakanlar da cevaplar verdi. Tümüyle güzel, verimli, iyi bir başlangıç” dedi.

 

“HER ELEŞTİRİ DEĞERLİ”
İmamoğlu, gazetecilerin, “Cumhurbaşkanı’nın İBB’deki işten çıkarmalarla ilgili eleştirileri oldu…” sorusuna, “Tabii ki her eleştiri değerli. İrdeleriz, bakarız ama toplantının çok iyi tarafı var, konuşulacak. Bu tarafı çok minimumda kalıyor” yanıtını verdi. İmamoğlu, “Cumhurbaşkanı’nın birkaç kötü örnek üzerinden yüzlerce kişinin mağdur edilmesiyle ilgili sözleri var” hatırlatmasına, “Sorulmadığı için bilgi paylaşımı yapmadık. Kimi kastettiğini ben bilmiyorum açıkçası ama sorulursa, kendileriyle neler olduğunu bilgi olarak paylaşırım” yanıtını verdi. İmamoğlu, gazeteciler, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın, ‘Ne personelle uğraştık ne araçlarla! ifadesi var. ‘Aynı hassasiyeti bekliyoruz’ dedi. Bu sözlere ne diyeceksiniz” sorusunu da “Biz hassasız. Ama kimi kastetti bilmiyorum açıkçası. Biz hassasız” şeklinde yanıtladı.

Zeytinköy’e güneş enerjisiyle aydınlanan park...

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın talimatıyla ilk örneği Zeytinköy’de gerçekleştirilecek güneş enerjisiyle aydınlanacak park çalışmasında çevre ve peyzaj düzenleme çalışmaları tamamlandı. Parkta, şimdi 16 direkli aydınlatma sistemi kurulacak.

Başkan Uysal’ın yeni dönem projeleri arasında yer alan parklar, spor tesisleri gibi kamusal alanların elektrik ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmasına yönelik çalışmada ilk adım Yeşildere Mahallesi, bilinen adıyla Zeytinköy’de atıldı.

Başkan Uysal, parklarda güneş enerjisiyle aydınlanma sistemine etap etap geçeceklerini belirtirken başlangıç olarak Yeşildere Mahallesi’nin seçilmesinin ayrı bir önemi olduğunu söyledi. Mahallenin 20 yılı aşkın süre tapu ve imar sorunlarının çözümü için beklediğini ve nihayet başkanlığının ilk döneminde bu sorunun çözdüklerini aktaran Başkan Uysal, “Yeşildere Mahallesi, bölge insanını dışlamadan, ait oldukları mahallenin dışına atmadan bir değişimin, kentsel gelişimin nasıl mümkün olacağının en somut göstergesi olacak” dedi.

Bu anlamda mahalledeki park, sosyal donatı, spor tesisleri, kültür merkezi gibi kamusal mekanların varlığının önemine dikkat çeken Başkan Uysal, “Kent hayatının önemli bir merkezi olmaya aday Yeşildere’nin, bu gelişim sürecine Muratpaşa’da bir ilki uygulayarak destek vermek de bizim en önemli görevlerimiz arasında yeri alıyor” şeklinde konuştu.

Mahallenin Gazi Bulvarı’yla kesiştiği noktada yer alan 2 bin 730 metrekarelik yeni park alanında yaklaşık maliyeti 14 bin 750 lira olan ve 16 direkli bir güneş aydınlatma sistemi kurulacağını kaydeden Başkan Uysal, alanda devam eden çalışmalar kapsamında çevre düzenlemesi ve peyzaj çalışmalarının tamamlandığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine 29 şehrin Büyükşehir Belediye Başkanları bugün Külliye'de toplandı.

Toplantıya katılanlar arasında CHP Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de vardı...

CHP'li büyükşehir belediye başkanları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kabulü öncesinde parti genel merkezinde toplandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 29 büyükşehir belediye başkanının Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde  ki davetine katılacağı açıklanan CHP'li büyükşehir belediye başkanları Ankara'ya geldi.

Belediye başkanları ,Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gitmeden önce CHP Genel Merkezi'nde Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile toplantı yaptı.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, CHP Genel Merkezi'nde yapılan toplantının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği Büyükşehir Belediye Başkanları Toplantısı'na katıldı.

Başkan Böcek, toplantı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tokalaştı, ayak üstü sohbet etti.

Bitlis'in Hizan ilçesinin Kalkanlı köyünde minibüsünün şarampole devrilmesi sonucu 10 kişi hayatını kaybetti, 7 kişi yaralandı...


Hizan ilçesine 40 kilometre uzaklıktaki Kalkanlı köyü yakınlarında Eyüphan Taş'ın kullandığı 65 AZ 282 plakalı köy minibüsü kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Kazada, 10 kişi yaşamını yitirdi, 7 kişi yaralandı.Yaralılar, olay yerine sevk edilen ambulanslarla Hizan Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Bitlis Valisi Oktay Çağatay, Hizan'da köy minibüsünün şarampole devrildiğini belirterek, "Meydana gelen kazada 10 kişi hayatını kaybetti, 7 kişi de yaralandı. Yaralılar, Hizan Devlet Hastanesine kaldırıldı." dedi.

Sosyal medyada günlerdir tartışmalara neden olan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu adına sahte olarak düzenlenen mason diplomasının asıl sahibi ortaya çıktı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu adına düzenlenen sahte mason diplomasının asıl sahibinin Hürol Taşdelen olduğu ortaya çıktı. Eski Mason Derneği üyesi olan Taşdelen, belgenin kendine ait aslını internet sitesinden yayınlayarak İmamoğlu adına düzenlenen belgenin sahte olduğunu ifade etti.

İBB Başkanı İmamoğlu adına hazırlanan sahte mason diplomasının sahibi Hürol Taşdelen kendine ait internet sitesinden açıklama yaptı.

Taşdelen diplomanın kendine ait olduğunu ifade etti ve diplomanın aslını yayınladı.

mason f991c

 

"TROLLER İFTİRA ATIYOR, ASLI BANA AİT"

Taşdelen konuyla ilgili, şu ifadeleri kullandı:

Sayın Ekrem İmamoğlu’nun mason diploması diye sanal ortamlarda dolaştırılan mason üstad diploması sahtedir ve aslı bana ait olup, aşağıda asılını yayımlıyorum.

Bu alçak iftira için benim mason diplomamı fotoşop yapan trollerin kara cahil ve zeka yoksunu oldukları o kadar açık ki; Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası (HKEMBL) bünyesinde olan Şafak Muh. Locası, Ankara'da 2001 tarihinde kurulmuştur. 2001 tarihinde kurulmuş bir locada, bir kişi 1995 tarihinde Üstad derecesini alması mümkün olabilir mi? 1995’de daha Şafak locası ortada bile yok. Mason yaşadığı şehirde bir locaya üye olur. Sayın İmamoğlu Ankara’da hiçbir zaman yaşamamışken, İstanbul’da onlarca mason locası varken, Ankara’da 2001’de kurulmuş bir locaya üye olamaz. Ortada dolaştırılan diplomanın aslı bana aittir ve aylar önce bana ait sanal ortamımda yayımladım. Oradan kopyalayıp, sahtekarlık yapmışlar. Mason diploması üzerinde fotoğraf yoktur ayrıca. Benim diplomamın sayısına bakarsanız, sayısını bile değiştirmeyi akıl edememişler.

Akdeniz'de 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Muğla'nın Marmaris ilçesine 96,28 kilometre mesafede gerçekleşen depremin 6,73 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi...

Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde park kavgası yüzünden çıkan silahlı kavgada 3 kişi hayatını kaybederken, 5 kişi de yaralandı...

Alınan bilgilere göre, 75. Yıl Mahallesi, 25 No’lu Sokak üzerinde iki komşu arasında, araç parkı yüzünden çıkan tartışma silahlı kavgaya dönüştü.

Av tüfeği ve tabancanın kullanıldığı kavgada, ilk belirlemelere göre 3 kişi ölürken, 5 kişi yaralandı.

Yaralılar, hastanelerde tedavi altına alındı.

Polis, olay yerinde geniş güvenlik tedbirleri aldı. Olayla ilgili incelemeler sürüyor.

 

EKREM İMAMOĞLU'NA OLAN İLGİ,MİTİNGE DÖNÜŞTÜ...

İMAMOĞLU CEMEVİNDE 5 1567968128 08092019 gz m 6 39868

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gazi Cemevi’nde katılmak istediği Muharrem iftarını, vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle gerçekleştiremedi. İzdiham arasında konuşan İmamoğlu, çok çalışmaları gerektiğini vurgulayarak, “Mağdur olan kesimler var, bazı kayırmacılıklar var. Biz diyoruz ki; ‘Hepimiz eşitiz.’ Bir işe insan alınacaksa, liyakati ile alınacak. Kimsenin dayısı, amcası, halası, teyzesi olduğu için işe alınmayacak. Benim vatandaşım, bu toprakların insanı olduğu için işe alınacak. Bazı yaptığımız işleri eleştirenler ya da bizi adaletsizlikle suçlayanlar, kendilerine, geçmişte yaptıklarına baksın” şeklinde konuştu....

 İMAMOĞLU CEMEVİNDE 2 1567968131 08092019 gz m 9 5ff27

GAZİ MAHALLESİ / İSTANBUL

 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gazi Cemevi’nde katılmak istediği Muharrem iftarına, yaşanan izdiham nedeniyle katılamadı. İftar masalarının kurulduğu alana inemeyen İmamoğlu, yönetim katında cemevi idarecileriyle bir araya geldi. Dede Veli Gülsoy, yine yaşanan izdiham nedeniyle, iftar duasını, cemevi binasının 4’ncü katındaki yönetim odasında verdi. Binadan zorlukla çıkabilen İmamoğlu, çıkışta, cemevi etrafını ve İsmetpaşa Caddesi’ni dolduran binlerce vatandaşla karşılaştı.

İMAMOĞLU CEMEVİNDE 7 1567968128 08092019 gz m 4 7543d

İmamoğlu, “Ekrem Başkan” tezahüratı eşliğinde ve gönüllü gençlerin zorlukla oluşturduğu koridordan, konuşma yapması için hazırlanan platforma ulaştı. Çoğunluğunu kadınlar, çocuklar ve gençlerin oluşturduğu coşkulu vatandaş topluluğu, İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu.

İMAMOĞLU CEMEVİNDE 1 1567968129 08092019 gz m 2 68fdb

“EN BÜYÜK ACILARDAN SEVGİ DOĞMUŞTUR”
İmamoğlu, konuşmasına, “Milletimiz, acılardan birliktelik çıkarmayı, her şeye rağmen vatanını, milletini düşünmeyi kendini felsefe edinmiştir. En büyük acılardan sevgi, vicdan ve ahlak doğmuştur. Aynen Kerbela’da olduğu gibi. Yapılan bu katliama, acı olaya rağmen, tümüyle topluma verilen mesajlar, adalete dönük mesajlar olmuştur. Bu topraklarda da acılar yaşanmıştır, bu topraklarda da çok canlar yanmıştır. Yine bizim insanımız iri olmayı diri olmayı başarmıştır” sözleriyle başladı. Bu ayın matem ayı olduğunu belirten İmamoğlu, toplumun her kesimine lazım olan şeyin “adalet duygusu” olduğunu vurguladı. İmamoğlu, “Bu toprakları adaletsizliğe sürükleyen şeyleri yaratan veya buna niyeti olan varsa diyorum ki; ‘Allah’ım, onları bizden uzak tut. Bizim yanımıza yaklaşmasınlar. Bizi ayırmasınlar. Bizi bölemesinler. 82 milyon yurtsever, vatansever insanımız için bu duaları her yerde yapıyorum. Bu şehre, sizlerin oylarıyla seçilmiş belediye başkanınız olarak, şehri emininiz olarak, sizlere her anımda, her ortamda, her işimde adalet dağıtmaya, adil olmaya ve hiçbir konuda adaletsiz hiçbir işleme imza atmamaya, bu güzel ayda, bu matem ayında, en ince düşünmemiz gereken bu ortamda, en küçüğümüzden en büyüğümüze kadar, hepinizin huzurunda söz veriyorum” dedi.

İMAMOĞLU CEMEVİNDE 3 1567968130 08092019 gz m 3 1ed58

“GEÇMİŞTE YAPTIKLARINA BAKSINLAR”
“Bu topraklarda, bu güzel ülkemizde, cumhuriyetimizin, devletimizin ve demokrasimizin geleceği için, hep birlikte barışı, huzuru, özgürlüğü, adaleti, hakkı ve hukuku layık kılacağız” diyen İmamoğlu, hiç kimsenin buna engel olamayacağını ifade etti. Çok çalışmaları gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, “Mağdur olan kesimler var, bazı kayırmacılıklar var. Biz diyoruz ki; ‘Hepimiz eşitiz.’ Bir işe insan alınacaksa, liyakati ile alınacak. Kimsenin dayısı, amcası, halası, teyzesi olduğu için işe alınmayacak. Benim vatandaşım, bu toprakların insanı olduğu için işe alınacak. Bazı yaptığımız işleri eleştirenler ya da bizi adaletsizlikle suçlayanlar, kendilerine, geçmişte yaptıklarına baksın” şeklinde konuştu.

İMAMOĞLU CEMEVİNDE 4 1567968129 08092019 gz m 7 16f48

“LOKMANIZI PAYLAŞMAYA GELDİM”
İmamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:

“Kıymetli komşularım, beni bu akşam mahcup ettiniz, mutlu ettiniz. Ben, lokmanızı paylaşmaya geldim; ama cemevine sığmadınız. Sokaklara da sığmadınız. Çoluk-çocuk, kızımız-oğlumuz, anneler, babalar, amcalar, teyzeler herkes burada. Dünyanın en mutlu insanıyım; ama bilin ki, bana bu sevginizi verdiğiniz sürece, size şunun söz veriyorum: Daha çok çalışacağım. Toplumun bana verdiği bu kıymete karşı, daha tevazu sahibi olacağım. İnsanlarına hizmet etmekten onur duyan, gurur duyan komşunuz, hemşehriniz olacağım. Hepinizi çok seviyorum. Hepinize teşekkür ediyorum. Akrabalarınızla benden selam iletin.” İmamoğlu, geldiği gibi yoğun ilgi ve izdiham altında Gazi Cemevi’nden ayrıldı.

İMAMOĞLU CEMEVİNDE 8 1567968128 08092019 gz m 1 30c41

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Belgrad Ormanları’ndan sonra kentin ikinci orman içi yürüyüş parkuru olması planlanan Kemerburgaz Kent Ormanı’nda incelemelerde bulundu. İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yeşillikler içinde yanıtladı. İmamoğlu, “Yenikapı’ya gidecek misiniz? Araçlarla bir fotoğrafınız olacak mı?” sorularına, “Benim araçlarla bir fotoğraf çektirme diye bir çabam olmaz. Benim amacım, bu şehrin israfını engellemek. Bu şehrin tasarruf gücünü arttırmak. Orada araçlar var. Arkadaşlarım teknik raporlarını basınla paylaşacaklar. Benim oraya gidip arabaları göstermem… Niye? Ben, utanıyorum. Onları mı göstereceğim. Utanıyorum yani” şeklinde yanıt verdi.

 

İMAMOĞLU ARAÇLARA DAİR1 1567940840 08092019 ORMN 6 1dede

KEMERBURGAZ / İSTANBUL

 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kemerburgaz Kent Ormanı’nda incelemelerde bulundu. İmamoğlu’na eşi Dilek ve kızı Beren İmamoğlu da eşlik etti. İmamoğlu ve beraberindeki heyet, yaklaşık 1,5 kilometrelik yolu yürüdü. Bu sırada yetkililer, İmamoğlu’na bölge, proje ve alandaki çalışmalarla ilgili bilgiler verdi. Ardından kameraların karşısına geçen İmamoğlu, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bölgeden çok etkilendiğini belirten İmamoğlu, “Çünkü 5,5 milyon metrekareden bahsediyoruz. 5,5 milyon metrekarelik alanda, muazzam yürüyüş yolları düzenlenebilir. Burası, yılların ormanı. İçinde barajımız var, baraj gölümüz var. Etrafında muazzam bir peyzaj var. Bir kısım yatırım yapılmış ama kalmış. Burayı çok hızlı İstanbulluya açmak istiyoruz. 29 Ekim’de, Cumhuriyet Bayramı’yla beraber, burayı halka açacağız” dedi.

İMAMOĞLU ARAÇLARA DAİR2 1567940840 08092019 ORMN 5 2cd44

DİLEK İMAMOĞLU: “VAATLERİNİN TAKİPÇİSİYİZ”
İstanbulluların, Belgrad Ormanı’ndan sonra yürüyüş parkurlarının olduğu bir parka kavuşacağının müjdesini veren İmamoğlu, “İstanbul’un başka noktalarıyla ilgili de arkadaşlarım çok değerli bir adım atmışlar. Tümüyle envanterini çıkarıp, insanların doğal şekliyle kullanabileceği, doğasını asla bozmadan hem kullanabileceği hem de koruma görevini yerine getirebileceği neler var, nereleri var, İBB’nin kontrolünde ama henüz kullanılmamış neler var, bunları hep analiz ediyoruz. İstanbul’un bütüncül bir envanterini çıkartmak diyebiliriz buna. Ormanlarımız var, İSKİ havzalarındaki alanlarımız var. Buralarda tarım yapmayı hedefliyoruz. İstanbul, nimetlerini insanlarına, İstanbulluya servis etmeye hazır muazzam bir coğrafya. Biz, bunu hızlandıracağız” şeklinde konuştu. Gazeteciler, Dilek İmamoğlu’na da Kent Ormanı ile ilgili görüşlerini sordu. Dilek İmamoğlu, “Çocuklarla gelinip, vakit geçirilecek çok güzel bir yer. Zarar vermeden, doğasını koruyarak çok güzel şeyler düşünülüyor zaten. Bekliyoruz hizmetlerini” diyerek, eşinin vaatlerinin takipçisi olacağını belli etti.

İMAMOĞLU ARAÇLARA DAİR3 1567940840 08092019 ORMN 4 84632

"İSRAFI ENGELLEYECEĞİMİZ BAŞKA KALEMLER DE VAR”

İmamoğlu, gazetecilerin, Yenikapı’da sergilenen ihtiyaç fazlası araçlarla ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:
“Tasarrufu, israfı tespit etmek ve insanlara bunu göstermek, aslında ders çıkartmakla ilgili. Bunun siyasi bir tarafı olmaksızın öyle bir kamu bilincine ihtiyacımız var ki, bunu partisi yok. Kim yapıyorsa, kendini düzeltsin. O bakımdan biz, yapacağımızı yaptık. Şimdi onları iade edeceğiz. İstanbul’umuzu, yıllık 50 milyon liralık bir yükten kurtaracağız. Düşünsenize, o parayla şu parkı, topluma açabiliyorsunuz. Çok hesap yapmadan söylüyorum. Zaten bir nimet var burada. Düzenleme, koruma amaçlı açabiliyorsunuz. Aslında her tasarruf kaleminin, israfı engellemenin İstanbulluya kazandıracağı muazaam şeyler var. Yaptığımız şey bu. Elbette, sorgulanacak ve soruşturulacak bir şey varsa, onu devam ettireceğiz, o ayrı. Ama şu an itibariyle o gündemi kafamızdan sildik. Yaptık, geri vereceğiz. İstanbulluya 50 milyon lirayı kazandıracağız. Bunu, üzülerek yapıyoruz, keyif alarak değil. 5 yılla çarptığınızda, 250 milyon lirası heba olmuşsa İstanbul’un, neler kazandırabilirdik bu kente. Benin anlatmak istediğim bu manzara. Bir kıyas yapalım. O israf olmasaydı, burası gibi neler olurdu? Bugün arkadaşlarım teknik detayları o alandan verecekler. Biz yine işimize bakıyoruz. İstanbul’a neler kazandırabiliriz? Yine israfı engelleyeceğimiz hangi kalemler var? Tasarruf yapıp, böyle alanları kazandıracağımız neler var, ona bakıyoruz.”

İMAMOĞLU ARAÇLARA DAİR4 1567940840 08092019 ORMN 11 f5603

“DEVLET ADAMLIĞI, ÇOK DÜŞÜNÜP AZ KONUŞMAYI GEREKTİRİR”
İmamoğlu’na sorulan sorular ile İBB Başkanı’nın yanıtları şöyle oldu:
Birkaç gündür gündem olmuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, programda açıklayacağını söylemişti. Kayyımın söz konusu olmadığını, böyle bir şeyin de mümkün olmadığını olmayacağını söyledi. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben, zaten bir tanım yapmıştım. Polemik olduğunu ifade etmiştim. Tabi üzüldüğüm taraf, devlet adamlığı diye bir tanımımız vardı. Devlet adamlığı, gerçekten çok düşünüp az konuşmayı gerektiren bir pozisyon. Çünkü sizi, milyonlarca insan dinliyor. Hatta dünya dinliyor. Dünya dinleyince, ülkemiz adına yorum yapıyor. Dolayısıyla ülke içerisinde söylenen her cümle, aslında bizi ilgilendiriyor. İyi ya da kötü. Siyaset alanı bu anlamda büyük bir düzelmeye muhtaç. Herkesin dikkatli konuşmaya, oturduğu yerden koltuğunu kullanarak, kirletmeden süreç yönetmeye ihtiyacı var. O bakımdan başta da dediğim gibi, önemsememiştim. ‘Polemik yapılıyor’ demiştim ve ben de polemikten beslenmediğimi ifade etmiştim. Hala o noktadayım. İcraat içinde koşalım istiyorum. Bugün burada ortaya koyduğumuz alanın bir an önce açılması benim önceliğim. İstanbullu, bunu benden bekliyor. Ben de onun farkındayım. Ama bazen ister istemez, ufak tefek reflekslerimiz oluyor. Onları da en minimumda tutmaya çalışıyoruz. Söylenen sözler üzücüydü. Hala içinde söylenen üzücü sözler var. Bir insanı yargılamadan, sorgulamadan, onu bir sıfatla suçlamak ya da tanımlamak bu ülkenin geleceği hakine gelmemeli. O zaman niçin yargı var? Niçin hukuk var? Adalet beklentisi çok büyük toplumda bunu karşılamak için hepimiz dikkat etmeliyiz. 

İMAMOĞLU ARAÇLARA DAİR5 1567940840 08092019 ORMN 8 c1dfc

“GİTTİKLERİ YERLERDE ATATÜRK PORTRESİ HEDİYE ETSİNLER”
Diyarbakır ziyaretiniz yine gündemden düşmedi. Özellikle Atatürk portresi hediye etmeniz gündemden düşmedi. Sayın Soylu “CHP’lilerin hiç mi vicdanı sızlamadı” diyerek yorum yaptı bu hediyenize.
- Bu polemik çok acı. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin (T.C.) bir belediye binasına gittim ben. T.C. hukukunun, adalet sisteminin, ‘T.C. vatandaşı olarak seçime girmesinde hiçbir sorun yoktur’ dediği ve seçilen kişileri ziyaret ettim. Ben, T.C. sınırlarında, hangi metrekaresinde kim yaşıyorsa, Atatürk posteri de hediye ederim Türk bayrağı da hediye ederim. Milli duygularımı işaret eden her şeyi hediye ederim. Hediye edemeyen utansın. Siyaset mecrası olarak, gidip orada farklı dil kullanıp, oy isteyenler utansın. Benim öyle bir dilim yok ki. Ben, burada nasıl konuşuyorsam, Diyarbakır’da da aynı konuşuyorum. Çünkü herkes benim vatandaşım. 82 milyon insan, benim yurdunu seven vatandaşım. Devlet büyükleri, devletinde yaşayan milletine öyle bakmazsa hiçbir sorunu çözemezsin. Biz, Türkiye’deki hukuka uygun her kurumun, demokrasinin her parametresinde bulunan siyasi partilerin, kuruluşların güçlenmesini sağlamalıyız ki, terör örgütleri bu ülkede hakim olmasın. Onları dışlayıp, küçültmeliyiz. O bakımdan benim yaptığım, tümüyle hukuka uygundur. Tümüyle bu memleketin milli duygularını, her noktasına yaymaya yönelik bir eylemdir. Bunu, yarın ülkenin her yerinde, Hakkari’de, Edirne’de de Kars’da da Van’da da yaparım, Trabzon’da da yaparım. Benim milli duygularımı temsil eden unsurları hediye etmeyeceğim de ne hediye edeceğim. Kendilerine de tavsiye ederim. Gittiği yerlerde Atatürk posterini hediye etsinler.

“ÇALIŞANLAR DERT EDİYOR, YÖNETENLER ETMEMİŞ”
Yenikapı’ya gidecek misiniz? Araçlarla bir fotoğrafınız olacak mı?
- Benim araçlarla bir fotoğraf çektirme diye bir çabam olmaz. Benim amacım, bu şehrin israfını engellemek. Bu şehrin tasarruf gücünü arttırmak. Orada araçlar var. Arkadaşlarım teknik raporlarını basınla paylaşacaklar. Benim oraya gidip arabaları göstermem… Niye? Ben, utanıyorum. Onları mı göstereceğim. Utanıyorum yani. O kadar hizmet fazlası aracın bu kurumda varlığının anlamı neydi? Niye bazı kurum, kuruluşlara, kişilere, hatta bazı ailelere niye araç tahsis edilsin. O bakımdan açıklayacaklar. Niye araçların uydu takip sistemi belli bir dönemde kayıt altından çıkarılsın? Niye bunlar yapılıyor. Yapılmamalı. Memleketin malı bu. Şehrin 16 milyon insanının malına, biz, gözümüz gibi bakacağız. Bu park niye hizmete açılmamış? Niye? Ne olabilir? Şu an ben kendimi üzgün hissettim onun için. 1,5 ayda, burada çalışma arkadaşlarım diyor, ben demiyorum: ‘29 Ekim’e yetiştirelim.’ Çalışanlar dert ediyor; ama yönetenler dert etmemiş. Böyle bir nimeti, 16 milyon insanla ben niye paylaşmayacağım? Benim işim, iş üretmek. Çok üretilecek iş var İstanbul’da. Korunacak alanlar var. Bu şehrin israftan kurtarılacak çok nimetleri var, gelirleri var. Bu şehir, gerçekten güzel şeylere aday. O, her şey çok güzel olacak felsefesi çok değerli. Sabah uyandığında 16 milyon hemşehrim, her sabah aynaya baktığında, ‘Her şey çok güzel olacak’ desin. Niye? Daha iyisini hedeflesin. Ben, öyle yapıyorum. Her sabah kalktığımda, ‘Her şey çok güzel olacak’ deyip, önüme bakıyorum. İstanbul’da, güzel şeyler yapmak için de çalışıyoruz. İstanbul’un da buna uygun çok nimetleri var. 16 milyon insanla paylaşacağım bütün bunları.

“GELİP ARAÇLARINI ALSINLAR”
Daha önceki dönemde, bazı İBB çalışanlarının kendi özel araçlarını belediyeye kiraladıklarına dönük bazı iddialar var. Bu iddiaların gerçekliği var mıdır?
- Bana ulaşmış bir tespit yok. Belediyenin öyle bir ortamı da olamaz. Çünkü belediye, bunları ihaleyle alıyor. Belediye, şahıslardan araç kiralayamaz. Bu iddiaların kaynağı nedir, bilemiyorum. Bana ulaşmış öyle bir ihbar yok.

Söz konusu şirketle bağlantıya geçildi mi? Gelip, Yenikapı’dan mı alacaklar araçları? Ne zaman almaya başlayacaklar?
- Oradan alacaklar. Yarından itibaren başlanır. Bugün bile başlanabilir. Ben zaten söyledim: Derhal, hemen! En hızlı şekilde alsınlar arabalarını. Çekecek parkları var mıdır, bilmiyorum.

Yakıt masrafları önünüze geldi mi?
- Onu da takip ediyoruz, soruşturuyoruz. O, özel bir durum ama bu araçların yakıt sistemleri de var. Onun için, bir israfı açıklarken, tümüyle açıklanacak. Hem araç yakım bedeli hem de onun yıllık bedeli şeklinde açıklanacak. Bütün bu araçların, belediyemizin anlaşmalı istasyonlarından yakıt alma hakkı var. Böyle de bir acı durum var. Tümüyle bunların hepsi sorgulanacak. İsrafın bedeli, bütüncül olarak sizinle paylaşılacak arkadaşlarımca.

Malatya'da halka seslenen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, güvenli bölge tartışmaları üzerinden ABD'ye yüklendi. Erdoğan, "Anlaşılan o ki müttefikimiz, bizim için değil terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde" dedi...

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

--Anlaşılan o ki müttefikimiz, bizim için değil terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde. Böyle bir anlayışı reddediyoruz.

--Güvenli Bölge için ABD ile görüşüyoruz ancak istediklerimizle onların kafalarındakinin aynı şey olmadığını attığımız her adımda görüyoruz.

--Biz bölgede yuvalanan terör örgütünü tamamen ortadan kaldırmayı hedeflerken, onlar terör örgütüyle bizi aynı zeminde idare etmenin hesabını yapıyorlar..

--Eylül ayı bitmeden Fırat'ın doğusunda kendi askerlerimizle fiilen güvenli bölge oluşumunu başlatmamış olursak artık kendi yolumuza gitmekten başka çaremiz kalmayacaktır.

--Bu iş öyle 3-5 helikopter uçuşuyla, 5-10 araç devriyesiyle, göstermelik birkaç yüz askerin bölgede bulunmasıyla olacak iş değildir.

--Orada 1 milyon kişiyi iskan edebilmek için şehirleri ve kırsalıyla tüm bölgeyi fiilen güvenli hale getirmiş olmalıyız.

--Faizi de en kısa zamanda tek haneli rakama indiriyoruz, indireceğiz.

--Zaten tek haneli rakama indikten sonra enflasyon o da tek haneli rakamda bitmiş olacak. 

--Evlatları dağa kaçırılan anneler HDP İl teşkilatının önünde şu anda çocuklarını bekliyor. Ey PKK terör örgütünün desteklediği HDP, siz 14-15 yaşındaki çocukları kaçırmak suretiyle ne yapacağınızı zannediyorsunuz?" 

Erdoğan, "İstanbul'da İETT'de sakallılarla uğraşmaya başladılar. Benim dönemimde de bir albayı getirdiler İETT'nin başına. Personellerin sakalını kesiyordu. En son ben kaldım. Dedi ki ya sakal ya istifa. Ben de ertesi gün istifamı verdim" dedi ama gerçek farklı çıktı...

 

İşte Erdoğan'ın İETT'den istifa dilekçesi: 

erdoğanın istifa dilekçesi1411581057280 5af4d

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün imam hatipliler buluşmasında dikkat çeken bir açıklamada bulundu."İstanbul'da İETT'de sakallılarla uğraşmaya başladılar. Benim dönemimde de bir albayı getirdiler İETT'nin başına. Personellerin sakalını kesiyordu. En son ben kaldım. Benim de sakalım vardı, beni de çağırdı. Dedi ki ya sakal ya istifa. Ben de ertesi gün istifamı verdim ayrıldım" diyen Erdoğan'ın bu sözlerinin doğru olmadığı ortaya çıktı.

sakallı erdoğan51753 60f75

Sakal nedeniyle istifa ettiğini ileri süren Erdoğan'ın "özel sektörden aldığı teklif" nedeniyle istifa ettiği ortaya çıktı. 

Mardin'in Ömerli ilçesinde PKK'lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit düşen Mardin Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Tufan Kansuva'nın cenazesi Sakarya'ya gönderildi...
İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğünde düzenlenen törende, şehit Tufan Kansuva'nın (39) Türk bayrağına sarılı naaşı katafalka konuldu, öz geçmişi okundu. İl Müftüsü İsmail Çiçek'in duasının ardından helallik istedi.

ŞEHİT AMİR 2 ehit 1567876066 3014c

Törene katılan şehidin ailesini Mardin Valisi Mustafa Yaman'ın eşi Gülseren Yaman teselli etmeye çalıştı. Tören sırasında fenalaşan şehidin eşine sağlık görevlileri tarafından müdahale edildi.

Şehidin cenazesi tekbirlerle defnedileceği Sakarya'ya uğurlandı.

ŞEHİT AMİR 3 261bc857124955e559b43cbaa7d1c20c 64930

"ŞAFAK 127 OPERASYONU"

Törene, Adalet Bakan Yardımcısı Şaban Yılmaz, Mardin Valisi Mustafa Yaman, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Başoğlu, İl Emniyet Müdürü Hasan Onar, kamu kurum ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şehidin silah arkadaşları ve vatandaşlar katıldı.

İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığınca yürütülen "Şafak 127 Operasyonu" kapsamında yer gösterme faaliyetleri esnasında teröristlerce yapılan saldırıda Tufan Kansuva şehit düşmüş, bir güvenlik korucusu yaralanmıştı.

Aydın ve ilçelerindeki iki günlük programının son durağında Kuşadası’na gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’a Kuşadası’nda bir kişi yumurta attı...

Yumurtalar Kılıçdaroğlu’na isabet etmezken, polis kimliği henüz açıklanmayan kişiyi gözaltına aldı.


Aydın'ın ilçelerine ziyaretlerini sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kuşadası Belediye önünde toplananlara seslendiği sırada ezan okunmaya başlayınca konuşmasına ara verdi. Bu sırada Kılıçdaroğlu'na doğru birkaç yumurta fırlatıldı. Yumurtalar Kılıçdaroğlu’na isabet etmezken, polis kimliği henüz açıklanmayan kişiyi gözaltına aldı.

KORUMALAR GÜVENLİK ÇEMBERİ OLUŞTURDU...

Saldırı sonrası korumalar güvenlik çemberi oluştururken, yaşananlara vatandaşlar tepki gösterdi.

Dünya da bir çok ülkenin gelip örnek aldığı bu projeyi uygulama çabaları sürerken,Antalya Muratpaşa Belediye başkanı Ümit UYSAL,Çevre kirliliğini önleyen Çöp toplama projesini kazanca dönüştürüp Belediye sınırlarında yaşayan halkına kazanç sağladı ve şimdiye kadar 4 milyon tl,eski para birimi ile dört trilyonu halka kazanç olarak dağıttı...

Çevreci Komşu Kart’la 4 milyona doğru...

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, belediyenin geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart’la ilçe sakinlerinin 3 yılı aşkın bir süre içinde tam 3 milyon 745 bin 505 lira karşılığı puan kazandığını söyledi. Kazanılan puanların 3 milyon 266 bin 884 liraya karşılık bölümü ise anlaşmalı marketlerde kullanıldı.

ÜÜÜÜÜÜM.UY 2 thumbnail ÇEVRECİ KOMŞU KART 99ee2

Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin nüfusu 500 bine yaklaşan ilçede uyguladığı Türkiye’nin tek ödüllü geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart’la evlerde ayrıştırılan kağıt, metal, cam ve plastik gibi nitelikli atıklar lira karşılığı puana dönüşüyor.

Başkan Uysal, Nisan 2016’da başlayan projeyle Muratpaşa sakinlerinin 31 Ağustos itibariyle toplam 3 milyon 745 bin 505 lira karşılığı puan kazandığını söyledi. Kazanılan puanların anlaşmaları marketlerde, fırınlarda, sinema salonlarında kullanılabildiğine dikkat çeken Başkan Uysal, ev bütçesi için bugüne kadar hiç olmayan bir kaynağın Çevreci Komşu Kart’la oluşturulduğunu söyledi. Başkan Uysal, kazanılan puanların 3 milyon 266 bin 884 liraya karşılık bölümünün kullandığını da sözlerine ekledi.

KONUKSEVER FARKI...

Muratpaşa Belediyesi’nin Çevreci Komşu Kart projesiyle 3 yıl aşkın bir sürede 11 milyon 912 bin 322 kilogram cam, kağıt, metal gibi nitelikli atık evlerden toplantı. Muratpaşa’da 31 bin 719 ev projeye aktif olarak katılırken Konuksever Mahallesi projeye desteğiyle dikkat çekti. Mahallede bin 826 ev Çevreci Komşu Kart projesine aktif olarak katılırken mahalleden 678 bin 484 kilogram nitelikli atık toplandı. Bunun karşılığında Çevreci Komşu Kartlara 216 ben 623 lira karşılığı puan yüklenirken bunun 193 bin 347 liraya karşılık gelen bölümü kullanıldı.

KISA TARİHÇE

Muratpaşa Belediyesi’nin geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart, Nisan 2016’da pilot çalışma olarak başladı. Pilot çalışmada elde edilen başarılı sonuçlarla proje, 11 ay gibi kısa bir sürede Muratpaşa’nın tüm mahallerinde uygulanmaya başladı.

Çevreci Komşu Kart daha ilk yılında birçok ödülün de sahibi oldu. 20’nci Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Çevre Hizmet Ödülü, 2’nci Uluslararası Şehir, Çevre ve Sağlık Kongresi Kongre Özel Ödülü’ne değer görülen Çevreci Komşu Kart, Kamu Teknoloji Platformu ve Harward Business Rewiew Türkiye tarafından düzenlenen 3’üncü Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nda ise ‘sıra dışı başarı hikayesi’ seçildi. Ödüllerin yanı sıra Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Derya Yıldız’ın bitirme tezine de konu olan projenin Mayıs 2018’de de Türk ve Patent Marka Kurumu’nca ‘marka tescili’ gerçekleştirildi. Muratpaşa Belediyesi’nin Çevreci Komşu Kart Projesi, nitelikli atıkların değerlendirilmesine yönelik olarak değişik adlarla uygulanmaya başlanan pek çok projenin çıkış noktası oldu.

E-ATIKLAR ve ATIK YAĞLAR

Çevreci Komşu Kart, 2018 yılının başında içerdikleri radyoaktif maddeler, tozlar, halojenli bileşikler, ağır metaller gibi toksik maddeler nedeniyle çevre ve insan sağlığına ciddi ölçüde zarar veren elektronik atıkları, kısaca e-atıkları da kapsamına aldı. Mart 2019’da ise Muratpaşa’da atık yağlar Çevreci Komşu Kart kapsamında toplanmaya başlandı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 88. İzmir Enternasyonal Fuarı açılışı için geldiği İzmir’de yoğun ilgiyle karşılandı. Açılış öncesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile birlikte kameraların karşısına geçen İmamoğlu, Yenikapı’daki araçların ne zaman sergileneceği sorusuna ve bu konuyla ilgili eleştiriler olduğuna yönelik hatırlatmaya, “Biz, israfı topluma anlatmak istiyoruz. İsrafın boyutunu hissettirmek istiyoruz. Bakın yaptığımız şey, israfla ilgili aslında ne kadar boş vermişlik olduğunu gözler önüne sermek ve kamunun parasının ne kadar kötü harcandığını göstermek. Bunu sonuna kadar da göstereceğiz. Başka örneklerini de ortaya koyacağız. Bu, siyasi bir mesele değildir” dedi.

İMAMOĞLU İZMİRDE 2 1567784487 06062019 izmm 3 8285f

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 88. İzmir Enternasyonal Fuarı açılışına katılmak üzere kente geldi. İmamoğlu’nun kentteki ilk durağı, İzmir Büyükşehir Belediyesi oldu. İmamoğlu, Konak’taki merkez bina girişinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve kalabalık bir vatandaş topluluğu tarafından karşılandı. İmamoğlu ve Soyer, yoğun ilginin yarattığı izdiham nedeniyle binaya zorlukla girebildi. İkili, Başkanlık makam odasında kameralar karşısına geçti. İmamoğlu, Soyer’e İstanbul temalı bir seramik tablo, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı da İmamoğlu’na İzmir Saat Kulesi’nin minyatürünü hediye etti. Basın mensuplarının görüntü almasının ardından, başkanlar ve beraberlerindeki heyet, kısa bir toplantı yaptı. Toplantının ardından, İmamoğlu ve Soyer bir kez daha kameraların karşısına geçti. İlk sözü alan Soyer, İBB Başkanı’nı ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “İzmir’de onur konuğu olması gerçekten lafta kalan bir şey değil. Onur duyduğumuz bir buluşma. Aslında bu gecikmiş bir buluşma. Sevgili başkanımla, kampanya döneminde birlikte miting yapmak gibi bir hayalimiz vardı, gerçekleşemedi. Ondan sonra tekrar bir niyetlendik, seçimlerin yenilenmesi kararı çıktı ve nihayet bugüne geldik. Böyle anlamlı bir günde burada olmasından dolayı çok mutlu olduğumu paylaşmak isterim” dedi.

İMAMOĞLU İZMİRDE 4 1567784487 06062019 izmm 5 c88a6

“KOLEKTİF UYUMLA ÇALIŞACAĞIZ”
İmamoğlu da İzmir’de olmaktan keyif aldığını belirterek, “İstanbul ve İzmir’in buradaki birlikteliği, Türkiye için muazzam bir enerji doğuracaktır. Bu ister tarımda, ister ekonomide, ister kültür sanatta olsun Türkiye için çok önemli. Öncü politikaları, tasarımları geliştirecek iki yetenekli, iki yaratıcı kentten bahsediyorum. Her ne kadar kağıt üzerinde iki kentin nüfusunun 20 milyonun üzerinde olduğunu düşünsek de aslında çok aktif 22-23 milyonluk iki kentin birleşiminden bahsediyoruz. Ondan dolayı sorumluluğumuz büyük. Hem bizim hem Tunç Soyer başkanımın müthiş bir kolektif çalışma ruhumuz var. Her ikimiz ve diğer büyükşehir belediye başkanlarımız da bu kolektif ruhla Türkiye için çok güzel işler yapacağız” diye konuştu.

İMAMOĞLU İZMİRDE 5 1567784487 06062019 izmm 7 01a0f

“POLEMİĞİN PARÇASI OLMAYACAĞIM”
İki başkanın konuşmalarının ardından soru-cevap bölümüne geçildi. İmamoğlu, “Bakan Soylu pazar günü kayyımla ilgili bir açıklama yapacağını söyledi. Bu konuda ne söylersiniz” sorusuna, “Bir kere ben, polemiklerle ilgilenmiyorum. Aslında polemik üretmek bir marifetmiş gibi bir ortam yaşanıyor. Ben onun bir parçası asla olmayacağım. Az önce kurduğum cümleler, bence çok anlamlı ve sayın başkanımızın kurduğu çok anlamlı proje cümleleri ve birliktelik cümleleri bizim için en değerli olanları. Diğeri lafı güzaf bizim için, hiçbir önemi yok” yanıtını verdi.

İMAMOĞLU İZMİRDE 6 1567784488 06062019 izmm 11 f06be

“TASARRUFU ÖNCELEMEMİZ GEREKİYOR”
İmamoğlu’na, Yenikapı’daki araçların ne zaman sergileneceği soruldu ve bu konuyla ilgili eleştiriler olduğu iletildi. İmamoğlu, bu soruyu, “Biz, israfı topluma anlatmak istiyoruz. İsrafın boyutunu hissettirmek istiyoruz. Bakın yaptığımız şey, israfla ilgili aslında ne kadar boş vermişlik olduğunu gözler önüne sermek ve kamunun parasının ne kadar kötü harcandığını göstermek. Bunu sonuna kadar da göstereceğiz. Başka örneklerini de ortaya koyacağız. Bu, siyasi bir mesele değildir. Şu an ülkenin ekonomik sıkıntılarının, problemlerinin, işsizliğin Türkiye’deki piyasa durgunluğunun en tavan yaptığı bir ortamda kamunun israfı engellemedi. Bu nedenle tasarrufu öncelememiz gerekiyor. Biz tasarruf yapıyoruz kardeşim. Lüzumsuz masrafları ortadan kaldırıyoruz” şeklinde yanıtladı.

İMAMOĞLU İZMİRDE 8 1567784488 06062019 izmm 12 84a85

“HÜKÜMET DE İSRAFDAN DERS ÇIKARSIN”
Devletin tüm kurumlarının tasarruf yapmak adına kendisine çekidüzen vermesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, “Hükümet, daha iyi hizmet vermek adına, yaptığımız işlemden ders çıkarsın. Bundan sadece biz değil, bizim gibi CHP’li belediyeler de ders çıkarsın, diğer siyasi partili belediyeler de ders çıkarsın. Arkadaşlarım, şu anda sizi bilgilendirmek için hazırlıklarını yapıyorlar. Bunun görülmeyen kısmı da var. Daha önce ne yazık ki çok hovardaca harcanan paralarla muhafaza edilmiş birçok araç, 23 Haziran’dan hemen önce devirleri yapılmış veya iadeleri yapılmış.Olsun, o da bir kazanım. Onların da tespitleri var. Tümüyle bunları sizleri aydınlatacak şekilde anlatacağız pazar günü” dedi.

İMAMOĞLU İZMİRDE 9 1567784488 06062019 izmm 13 f919d

KAFTANCIOĞLU YORUMU: “KARAR CAN SIKICI”
İmamoğlu, Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezayla ilgili soruya, “Türkiye’nin hukuk yoluyla gündem yaratarak, insanları suçlayarak, yargılayarak, insanları kutuplaştırmak gibi bir yol ve yönteme ihtiyacı yok. Tam tersine, adalet duygusu toplumu birleştirmeli, daha güçlü hissettirmeli ve gerçekten inancını bu topraklarda daha büyütmeli. O bakımdan sabah da bu uyarımı yapmıştım. Elbette ki karar üzücüdür ve can sıkıcıdır. Canan Kaftancıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisinin, Türkiye’nin en büyük kentinin il başkanıdır. O manada biz. Canan Hanım’ın yol haritasının her zaman yanındayız ve yanında olacağız. Bu hukuksuzluğun üst mahkemelerde giderileceğine inanıyorum. Türkiye’mizin bu konuda en doğru karar verecek hâkimleri her şeye rağmen vardır. Hem arkadaşım hem yol arkadaşım olarak Canan Hanım’a sonuna kadar destek olacağım, yanında olacağım. Umut ediyorum ki bu süreç çözümlenecek ve ülkenin gündeminden kalkacak. Biz işimize bakacağız. Kol kola bu ülke için üretmeye devam edeceğiz” yanıtını verdi.

İMAMOĞLU İZMİRDE 10 1567784487 06062019 izmm 6 70ce2

“ANNELERİN YANINDAYIZ”
İmamoğlu, Diyarbakır’daki HDP binası önünde çocukları PKK tarafından kaçırılan annelerin eylemiyle ilgili soruyu da şu şekilde yanıtladı: “Evladının teröre teslim olduğunu görerek, orada büyük bir feryatla oğlunu, evladını tekrar isteyen annelerin ben yanındayım. Biz, bu ülke insanı terörün kıskacına girmesin diye çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızla hem İstanbul’da hem de Türkiye’nin birçok yerine moral vermeye çalışıyoruz. Biz istiyoruz ki, çocuklarımız iyi eğitim alsın, gençlerimiz iyi eğitim alsın, hayata umutla baksınlar. Kimse kendisini kenara itilmiş gibi, adaletsizliğe uğramış gibi ya da kutuplaşmış bir ülkede sağa sola savrulmuş gibi hissetmesin istiyoruz.Yasalarına ve hukukuna en uygun biçimde demokrasiyi güçlendirmek istiyoruz. Çünkü demokrasi güçlenirse, herkesin ruhu ferah olur. Biz o kurumların güçlendirilmesi için çaba sarf ediyoruz. Aksi taktirde bunu yapmadığınız zaman terör örgütleri güçleniyor. Biz, terör örgütlerinin zayıflatılmasını hatta bertaraf edilmesini istiyoruz. Öyle bir atmosferi sağlarsanız böyle olur. Bu sadece silahla da olmuyor. O bakımdan ben, oradaki annelerin elbette yanındayım. Çocuklarının terörden kurtulması için biz de çaba verme konusunda her zaman en önde mücadele etmeye hazırız. Ama bunun başka yöntemleri olduğunu birileri unutmasın. Belli makamlarda oturan insanları terörist ilan ederek bu sorunu çözemezsiniz.”

İMAMOĞLU İZMİRDE 11 1567784487 06062019 izmm 8 4c981

“SORUNUN ÇÖZÜMÜ MECLİSTE”
Sorunun hukuk yoluyla çözüleceğini kaydeden İmamoğlu, “Bu sorunun çözümü Meclis’te olur. Siyasal platformlarda olur. Biz, onu anlatıyoruz. Umuyorum sadece orada bulunan annelerin değil, terörün kıskacına girmiş bütün gençleri el birliğiyle kurtarırız. Bu memleketin saygın bireyleri haline getiririz. İster doğuda, ister kuzeyde, ister güneyde, nerede yaşıyorsa yaşasın baktığımız pencere budur. 82 milyon yurtseverimiz var. Biz, o vatansever bireylerden birisiyiz. Bizim 16 milyon, İzmir’in 6 milyon vatansever hemşehrisi var. Topluma böyle bakmazsınız, toplumu barıştıramazsınız. Umuyorum Türkiye’nin terör belasından kurtulduğu gün, mutlu, huzurlu, keyifli, üretken bir Türkiye’de hep birlikte var oluruz” ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU İZMİRDE 6 1567784488 06062019 izmm 14 d78cd

EVİM BEBEK MASKOT OLDU
İmamoğlu ve Soyer, basın mensuplarının sorularını yanıtladıktan sonra Kemeraltı’na geçti. İki başkan, araçlarından iner inmez vatandaşlar tarafından adeta kuşatıldı. İki başkan, izdiham altında İzmir sokaklarında yürümek zorunda kaldı. Bu sırada bazı iş yerlerinden İzmir Marşı çalındı. Zorlukla Kızlarağası Hanı’na ulaşan İmamoğlu ve Soyer, burada bir süre soluklandı. Kısa mola sırasında başkanların oturduğu masaya babasıyla gelen 11 aylık Evim Esra Şanlı adlı bebek, ortamın maskotu oldu. İmamoğlu ve Soyer, Evim bebeği uzun süre sevdi. Evim bebeğin İmamoğlu’na elleriyle lokum yedirmesi renkli anların yaşanmasına neden oldu. Gazetecilerden kamera alan İmamoğlu, Evim bebeğin ve basın mensuplarının fotoğraflarını çekti. Bir çok vatandaş da kalabalık arasından zorlukla ulaştıkları başkanlarla fotoğraf çektirdi. İmamoğlu ve Soyer, vatandaşların alkışları eşliğinde Han’dan ayrıldı.

İMAMOĞLU İZMİRDE 7 1567784488 06062019 izmm 16 60fb4

CHP Antalya Milletvekili ve Adalet Komisyonu üyesi Rafet Zeybek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Ekrem İmamoğlu'na yönelik "pejmurde ederiz." sözlerine sert tepki gösterdi...

SOYLU KENDİNİ YARGININ YERİNE KOYAMAZ

CHP'li Zeybek, İçişleri Bakanı Soylu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu tehdit etmesini şu sözlerle eleştirdi; "Soylu kendini yargının yerine koyma cüretini kimden alıyor, alenen tehditler savuran İçişleri Bakanı'nın bu özverisini İmralı’dan gelen mektup okunurken ve devletin resmi kanalında Osman Öcalan röportajı verilirken görmek isterdik."

MİLLİ İRADEYE SAYGI DUYMAYI ÖĞRENECEKSİNİZ

İçişleri Bakanı Soylu' nun toplumun huzuru ve güvenliği için çalışması gerekirken, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini belirten CHP’li Zeybek," Milletin iradesi ile seçilmiş bir Belediye Başkanına yapılan bu tehdide Cumhuriyet Halk Partisi sessiz kalmayacaktır, AKP'nin atanmışları, milletin seçtiklerine saygı göstermeyi öğrenecektir." ifadesini kullandı.

DÜN BAŞKA, BUGÜN BAŞKA BİR SOYLU

Soylu'nun 2008 yılında DP saflarında siyaset yaparken Erdoğan hakkında sarf ettiği sözleri hatırlatan CHP'li Zeybek " 2008'de AKP için "Paçalarından yolsuzluk akıyor. Türkiye'de ihale ve yandaş belediyeciliği yapılmaktadır." eleştirilerini getiren Soylu bugün eski günlerin günahını çıkartmaya çalışmaktadır. İçişleri Bakanlığı ciddi bir görevdir, eğer yerine getiremeyecekseniz o makamı daha fazla işgal etmeyin." ifadelerini kullandı.

Antalya Serik ilçesinde , kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce, gece saatlerinde, Serik Belediye Başkanı AK Parti'li Enver Aputkan'ın evine pompalı tüfekle ateş açıldı...

SERİK BŞK EVİ SLD 2 serik belediye baskani nin evine silahli saldiri h380807 1a1bf b8273

Edinilen bilgiye göre,olay dün gece saat 01.00 sıralarında, Serik ilçesi Yukarı Kocayatak Mahallesi'nde meydana geldi.

Kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce, otomobilden Serik Belediye Başkanı Enver Aputkan'ın evine, pompalı tüfekle 11 el ateş açıldı. Saldırı sırasında evde olan Belediye Başkanı Aputkan ve ailesi, olaydan yara almadan kurtuldu.

Aputkan'ın haber vermesi üzerine olay yerine jandarma ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede Başkan Aputkan'ın evinin dış kapısı ve 2 odanın kapı ve pencerelerinde 72 saçma deliği tespit edildi.

SERİK BŞK EVİ SLD BAŞKAN3fc5902fe65c6a6b568e7185cc4338d3 c2f03

Belediye Başkanı Enver Aputkan gazetecilere yaptığı açıklamada, "Saat 01.10 sıralarında saldırı oldu. Beyaz bir otomobilden ateş açıldı. Kimler tarafından yapıldığını bilmiyorum. Kimseyle kişisel bir husumetim yok. Bu konuda güvenlik güçlerimize güveniyoruz. Yapanlar mutlaka ortaya çıkacaktır. Ne amaçla yaptıkları da ortaya çıkacaktır. İnşallah böyle bir olay bir daha yaşanmaz. Yaşanmaması gereken, üzücü bir olay" dedi.

Jandarma, bölgedeki güvenlik kamerası görüntülerini incelemeye aldı.

Konya'da 3 çocuk annesi Fadik Sağdıç'ın (46), 28 yıllık eşi Veysel Sağdıç'ı (53), başına keserle defalarca vurarak öldürmesi olayının ayrıntıları ortaya çıktı...

Fadik Sağdıç, eşinin kendisini kıskanmasından dolayı çıkan tartışmanın ardından yatağında uyarken keserle başına vurarak öldürdüğünü itiraf etti. Sağdıç'ın, Nisan ayında Adıyaman'da bir kadının 40 yıllık eşini keserle başına vurarak öldürmesinden esinlenerek, aynı yöntemle eşini öldürdüğünü söylediği öğrenildi.


Olay, dün saat 23.00 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Sancak Mahallesi Karabük Sokak'ta meydana geldi.

Fadik Sağdıç, yatakta uyuyan eşi Veysel Sağdıç'ın başına keserle defalarca vurarak öldürdükten sonra polise arayıp, eşine keserle saldırdığını söyledi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık görevlileri yatağında kanlar içinde olan Veysel Sağdıç'ın öldüğünü belirledi. Sağdıç'ın cansız bedeni otopsi için Konya Numune Hastanesi morguna kaldırıldı. Fadik Sağdıç da eve gelen polise teslim oldu.

KISKANÇLIK TARTIŞMASINDAN DOLAYI EŞİNİ ÖLDÜRDÜ

Gözaltına alınan Fadik Sağdıç, eşini kendisini kıskanmasından dolayı çıkan tartışmanın ardından yatağında uyurken keserle başına vurarak öldürdüğünü itiraf etti. Sağdıç, 28 yıllık evli olduğunu ve evliliğinin ilk gününden itibaren eşinin kendisini kıskandığını, bu nedenle sürekli tartışıp, kendisine hakaret ettiğini öne sürdü. Sağdıç'ın ilk ifadesinde "28 yıllık evliyim. 1'i kız 3 çocuğum var. Eşim aşırı kıskanç ve bu kıskançlık nedeniyle sürekli tartışıyoruz. Kızımı bile başka erkeklerden kıskanıyor. Sürkeli bana hakaret ediyordu ve sürekli geçimsizlik vardı. Bugün binaya yeni taşınanlar olmuştu. Bende merak edip pencereden bakmıştım. 'Neden baktım. Eşya taşıyanları mı tanıyorsun.' deyip kıskançlık yapıp tartıştık. Bana hakaret etti. Tartışmadan sonra yatak odasına gidip uyudu"dedi.

 KOCASINI ÖLDÜREN KADININ ETKİLENİP, AYNI YÖNTEMİ UYGULAMIŞ

Fadik Sağdıç'ın, eşi Veysel Sağdıç'ı, Nisan ayında Adıyaman'ın Besni ilçesinde 4 çocuk annesi Dursun Yalçın'ın (66), 40 yıllık eşi Şaban Yalçın'ı (73) başına keserle defalarca vurarak öldürmesinden esinlendiği ortaya çıktı. Sağdıç ifadesinde, " Daha önce nisan ayında haberlerde bir kadının, kocasını başına keserle vurarak öldürdüğünü öğrenmiştim. O olaydan esinlenerek aynı yöntemle eşime keserle başına defalarca vurdum"dedi.

Sağdıç çiftinin birlikte yaşadıkları 2 oğlundan birinin cinayet sırasında işte çalıştığı, diğerinin de Ankara'da olduğu belirtildi.

TUTUKLANDI

 Konya'da, 28 yıllık eşi Veysel Sağdıç'ı (53) başına keserle vurarak, öldüren 3 çocuk annesi Fadik Sağdıç (46), sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

TÜRKİYE'DE BİR İLKE VE YÜREKLERE İMZA ATTI...

Başkan Muhittin Böcek’ten Türkiye’ye örnek: ‘Acil yardım hattı işbirliği’ imzalandı...
Kadın mücadelesine destek Antalya’dan geldi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ‘acil yardım hattı işbirliği’ protokolüne imza attı. Ülke genelinde bir ilk olması itibariyle de örnek oldu...

muhittin bocek 16 9 1545143031 6bdeb

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek

 

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek Türkiye’de bir ilke imza attı. Kadın örgütleri cinsiyetçi uygulamalara karşı mücadelesini yükseltirken, kadınlara destek eli Antalya’dan geldi.

Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarının son bulması adına harekete geçen Antalya Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ile işbirliği protokolü imzaladı.

acil yardım hattı ÜÇ TE ÜÇ KULLAN638429d9 0c26 4a2e b17f f8c376f8dc8b 2d87e

Federasyon Başkanı Canan Güllü Türkiye'de genelinde bir ilke imza atarak mağdurların yanında yer alan Başkan Böcek’e kadınlar adına teşekkür etti.

 

İmza töreninde Alanya’dan bir isim de yer aldı. Kadın mücadelesine verdiği destekle bilinen Antalya Barosu Kadın ve Çocuk Hakları ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu avukatlarından Müge Gezginci protokol töreninde Başkan Böcek ve Güllü’ye eşlik etti.

acil yardım hattı 3.kullandcd87f10 32be 4a56 a60b 214b614c1fa1 49740


‘HAKLI GURURUNU YAŞIYORUZ’
'Acil yardım hattı işbirliği' protokolü ile şiddet ve cinsel istismar mağdurları, Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde önleme ve koruma adına 0549 656 96 96 ve 0212 656 96 96 numaralı Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu acil yardım hattını arayabilecek.

Kadın mücadelesine duyduğu saygıya dikkat çeken Başkan Muhittin Böcek, toplumsal mücadelenin kazandırdığını ve yerel yönetimlerin de bu anlamda önemli sorumlulukları olduğunu belirtti. Başkan Böcek “Son günlerde artan şiddet, cinayet ve istismar vakalarının önlenmesi adına acil eylem planı olarak şiddet genelgesini ilk imzalayan büyükşehir belediyesi olmanın haklı gururunu yaşıyoruz" dedi.

acil yardım hattı 2 c312a674 6295 4ec9 97bc 5c0f58fa9e93 b7689


GÜLLÜ'DEN BAŞKAN BÖCEK'E TEŞEKKÜR
Türkiye'de 1 Ocak 2019 tarihinden bu yana 286 kadının öldürüldüğünü dile getiren Güllü, protokolün önemine dikkat çekti.

Güllü, geçtiğimiz günlerde Kepez’de yaşanan 274 erken yaş doğum vakasına ve Alanya’da verilen ‘Erkeklik Diploması’na hatırlatarak, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin protokolü imzalayarak attığı adımın vakalarda önleyici olacağına ve cinsiyetçi uygulamalara son vereceğine vurgu yaptı. Güllü duyarlılığı için Başkan Böcek'e tüm kadınlar adına teşekkür etti.

 

 

SOLOTÜRK ve Türk Yıldızları, Sivas Kongresi'nin 100. yıl dönümü dolayısıyla kentte gösteri uçuşu yaptı...

GÖSTERİ UÇUŞU YAPILDI
Türk Hava Kuvvetleri'nin akrobasi timi SOLOTÜRK ve Türk Yıldızları, Sivas Kongresi'nin 100. yıl dönümü dolayısıyla gösteri uçuşu yaptı.SOLOTÜRK ve Türk Yıldızlarının Sivas semalarındaki gösterisini izlemek isteyen vatandaşlar, Osman Seçilmiş Parkı ve çevresinde bir araya geldi.

TÜRK YILDIZLARII RESİM ÇEKEN HALK5d6fe7cb66a97c5c37c520c1 3b596

İLGİYLE İZLEDİLER
Gösteri uçuşunu beğeniyle izleyen vatandaşlar, alkışlarla destek verdi. Bazı vatandaşlar, gösteriyi cep telefonu kameralarıyla kaydetti.

TÜRK YILDIZLARI 1 5d6fe7caae298ba3ea1dfc6b 534ab

BİR SAAT SÜRDÜ
SOLOTÜRK ve Türk Yıldızlarının ayrı ayrı gerçekleştirdiği gösteri yaklaşık bir saat sürdü.

SOLOTÜRK ve 8 süpersonik uçakla gösteri yapan Dünyadaki tek akrobasi timi Türk Yıldızları'nın gösterisi nefes kesti.

 

Her vatandaşımızın evi, iş yeri benim makamım!

İSPARK’larda kredi kartı ile ödeme dönemi başlıyor...

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “israfla” ilgili bir soruya, “Belediye başkanı olarak, benim şahsıma, yanılmıyorsam 17-18 tane makam tespit edilmiş. Ben, ‘Yetmez’ dedim! ‘Daha fazla istiyorum’ dedim! Çünkü benim, yüzbinlerce makamım var İstanbul’da. Her esnafın, iş insanının iş yerleri benim makamım. Hatta her vatandaşımın evi benim makamım. Sokaklar benim makamım. Bir tasarruf da orada yapacağım. Bu, israf ve tasarruf konusu, bizim hayat felsefemiz olmak zorunda. Bu noktada, 16 milyonluk bir kentin yönetimi olarak, elimizden geleni yapacağız. Moraliniz yüksek olsun. Her şey çok güzel olacak” yanıtını verdi. “Adil olmak” konusunda iddiasını tekrarlayan İmamoğlu, “Benim felsefem budur. Arkadaşlarımın uygulaması da budur. Bu yolda da emin adımlarla devam edeceğim. Sokağa çıktığımda hiç kimse bana torpilci belediye başkanı partizan belediye başkanı diyemeyecek” dedi. İmamoğlu, İSPARK’ın zarar etmesiyle ilgili soruya da “İstanbul’da, 60 binin üzerinde ücretsiz ve indirimli yararlanan araç sayısı var. Ya bu nedir Allah aşkına!? Tespitler yapılacak. Talimat verdim, derhal her kurumda bu anlamda yenileyin, yazılarını isteyin ve sayılarını azaltın. Allah aşkına 60 bin; 3 bin değil, 5 bin değil, 6 bin değil. 60 bin. Büyük sayı. Ücretsiz ve indirimli. Bunları düzenleyeceğiz” yanıtını verdi. İmamoğlu, İSPARK’larda kaçağı önlemek için, “kredi kartı ile ödeme” uygulamasını başlatacaklarını duyurdu.

EYÜPSULTAN / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını İSPER A.Ş.’deki sunum öncesinde yanıtladı. Gazetecilerin İmamoğlu’na sorduğu sorular ve İBB Başkanı’nın basın mensuplarına verdiği yanıtlar şöyle oldu:

İMAMOĞLU MAKAMLARI AZALTIYOR 1 1567427115 PHOTO 2019 09 02 15 21 29 81528

“DİYARBAKIR’DA TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARIYLA GÖRÜŞTÜM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Diyarbakır’da, kimlerle, neyi konuşuyor” sözleri var. Nasıl değerlendireceksiniz?Bu yorumlara üzülüyorum. Ben, İstanbul’u yönetirken, İstanbul’da kurumlarla kişilerle görüşüyorum. Görüştüğüm insanlar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Özgün bireyler. El sıkışıyoruz. Buna benzer bir durum Diyarbakır. Kiminle görüştüm. Yani yasanın seçim öncesi bütün incelemesini yaptığı, yasanın o sorumluluğu verdiği, YSK’nın bütün incelemeleri yapıp, ‘Bizim vatandaşımızdır’ dediği, hiçbir sorunu, hiçbir sıkıntısı yoktur, seçime girebilir’ dediği, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyla görüştüm. Kameraların önünde görüştüm. Türkiye Cumhuriyeti’nin belediyesinde görüştüm. Orada yine seçilmiş bir belediye başkanı vardı. Kim o? Yine Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun bir seçime girmiş ve o ilçeyi, Diyarbakır’ı, yani bizim şehrimizi, bizim ilçemizi yöneten Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ile görüştüm. Kim terörist? Kim terör örgütüne üye? Yani bu ispat ister. Bu aynı zamanda iftira içerir. Çok acı ve gerçekten, yani şaşkın bir şekilde bu süreci izliyor ve gerçekten üzülüyorum. Memleketim adına üzülüyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin 82 milyon vatandaşı adına üzülüyorum. Bu açıklamaları dinleyince, okuyunca, ‘Yapılmaması gerekir’ diye düşünüyorum. Zira bizim kapılı kapılar ardında konuşmak gibi bir geleneğimiz yok. Gayet şeffaf, Diyarbakır’a gittiğimizde, il başkanlığımızı ziyaret ettik kameraların önünde. Kapıyı kitlemedik. Belediyeye girdik, kamera önünde. Orada makamda hediyelerimizi verdik, kameralar önünde. Gittik esnaf lokantasında, Diyarbakır’ın o güzel şişini yedik, kebabını yedik kameralar önünde. Tavsiye ederim, Diyarbakır burma kadayıfı çok güzel. Ülkemizin lezzetlerini, ülkemizin vatandaşları ile paylaştık. Bu tanımlar, bu sıfatlar çok tehlikeli ve incitici. Biz, demokrasiyi güçlendirmek istiyoruz. Demokrasi güçlenirse, demokrasi karşıtı kurumları, kişileri, örgütleri zayıflatırsınız ve ülke kalkınır.

“DEMOKRASİYİ BİRLİKTE GÜÇLENDİRECEĞİZ”

Görevlerinden alınan Ahmet Türk ve Selçuk Mızraklı ile bir araya geldiniz. ‘Aynı yerdeyiz, aynı noktadayız’ ifadesinde bulunmuştunuz. Ne demek istediniz?

- Ben de yasayla başvurusunu yapmış, hak kazanmış, ‘Hiçbir engeliniz yok’ denmiş, aday olmuş birisiyim. Seçimi kazandım. YSK’nın hukuksuz uygulaması ile mazbatamızı elimizden aldılar. Ardından yine seçim yapıldı. Yine mazbatamızı aldık. Yani o vatandaşlarımız da başvurularını yaptılar. ‘Hiçbir engeli yok’ diyen YSK. Bir suçu varsa, niye sokakta geziyor? Beraber, yan yana Diyarbakır’ın sokaklarında yürüdük. Aynı yerdeyiz, Türkiye Cumhuriyeti’ndeyiz. Diyarbakır benim. İstanbul benim. Yani sizin olduğu gibi. Yani her yurttaşın olduğu gibi. Dünya güzeli şehirlerimiz. Hepsi bizim. Aynı yerdeyiz, aynı gemideyiz. Demokrasiyi birlikte güçlendireceğiz. Yapılan iş yanlıştır, istirham ediyorum, bu yanlıştan dönün ki birilerinin eline fırsat geçmesin. Demokrasi kuvvetlensin, hukuka aykırı olmayan kurumlar kuvvetlensin. Siyasi partiler, kanuna aykırı olmayan vatandaşın iradesi, milletin iradesi kuvvetlensin. Benim söylediğim her şey, bu memleketin bu memleket insanın yurdum insanının, Yurtta barış dünyada barış ilkesine uygun davranması gerekirken bir coğrafyanın gereğinin yapılması adına çok faydalı şeyler söylüyorum.

“ATATÜRK PORTRESİNİ MEMNUNİYETLE KARŞILADILAR”

Diyarbakır ziyaretinde Atatürk’ün portresini hediye ederek ne mesajı vermek istediniz?

- Bu yurdumun değerleri var. Her yerde geçerli. Herkesin hissetmesini isterim. Hissedilmesini isterim. Bu ülkenin kurucusu var, kurucu değerleri var. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladık bir gün önce. Ve Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkenin kurucusu, bu değerlerin bize kazandırılmasının öncüsü. Bu anlamdaki değerlerin temsili noktasında, bunu her yerde dile getirmiş bir yurttaşım. Sadece belediye başkanlığımda değil, öncesinde, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaparken, şimdi. Her konuşmamda bunu hissettirdim. Daha önce birileri hediye etmemişse, onların sorunu, bilemem. Ama ben gittiğim her yere, bu ve bunun gibi simgesel, temsili hediyeler götüren birisiyim. Orada da yine makam odamda bulunan tablonun bir benzerini, vatandaşı hisseden, vatandaşla bütün kibirden arınmış, o duyguyu hisseden o güzel fotoğrafı paylaşmak istedim. 82 milyon insanın bir değeri, bir önderi olarak, bütün Türkiye Cumhuriyeti’nin Misak-ı Milli sınırlarının, Kurtuluş mücadelesinin, topyekun vermiş bir milletin önderi olarak, o posteri Diyarbakır’da paylaştım. Kendileri gayet de memnun oldular, aldıkları için. Ben de verdiğim için memnun oldum. Gittiğim her yere götürmeye de hazırım, götüreceğim de kimsenin kuşkusu olmasın.

İMAMOĞLU MAKAMLARI AZALTIYOR 2 1567427115 PHOTO 2019 09 02 15 21 30 1 79faa

“HER NOKTADA AÇIKLAMAMIZ OLACAK”

Vakıflara verilen bazı binalar geri alındı. Bunun devamı gelecek mi?

- Gayet tabii. Bütün israflardan kurtulacağız. Yani açıklayacağız bunları, çalışıyoruz. İBB, İstanbul’un en zengin kurumu, bir binaya, tek bir binaya 2 milyon 200 bin liraya yakın ayda kira öder mi?. O kadar çok konu ve mevzu var ki. Ben, bunlarla mesulüm ve meşgulüm. Bu sabah 4’te başladı mesaimiz. Verimli yatırım nedir, verimsiz yatırım nedir, hepsini iyi biliyoruz. İyi ekonomistlerle çalışıyoruz. Yetmiyor, vatandaşlarımızla paylaşıyoruz. Ben bu milletin parasını, millete en verimli şekilde kullandırmak üzere, İBB Başkanı seçildim. Dolayısıyla, ne yazık ki çok israf var, çok ihmal var, tek tek açıklayacağız. Bu, tespit ettiğimiz bir bölümün açıklamasıydı. Yakında daha geniş açıklamalarımız olacak. Belki haftada, belki 15 günde bir olacak; ama ne yazık ki olacak. Keşke olmasaydı. Keşke denetimli bir mekanizma oluşturulsaydı, ben bunlarla uğraşmasaydım. Bazı kurumların sadece gelişmesine dönük cümleler kursaydım. Ama ne yazık ki böyle yoğun bir gündemimiz var ve olacak. Yani her gün bu noktada açıklamalarımız olacak, haftada ya da 15 günde bir tespitlerimizi sislerle paylaşacağım.

“BURADA BİR KAÇAK VAR”

İSPARK’in otoparklara ve bisiklet kiralamalarına yaptığı zam gündemde. Vatandaşın yoğun bir tepkisi var. Bu zam kararı ne zaman alındı ve zam oranları nedir?

- Zam kararı değil, finansal düzenmeyle ilgili bir çalışma. Burada yanlış bir sistem hatası var. Bakın seçimde bangır bangır, “Kar ediyor, zarar etmiyor” denen bir kurumun, teslim aldığımız gün itibariyle, Haziran sonu itibariyle, 6 aylık bilanço, 18 milyon lira zararı var. İSPARK niye zarar etsin? Biz bununla uğraşıyoruz. İSPARK’la ilgili sadece benim katıldığım, 4 saate yakın bir toplantı yaptık. Arkadaşlarım yoğun çalışıyorlar. Bakın sayı veriyorum. İstanbul’da, 60 binin üzerinde ücretsiz ve indirimli yararlanan araç sayısı var. Ya bu nedir Allah aşkına? Tespitler yapılacak. Talimat verdim, derhal her kurumda bu anlamda yenileyin, yazılarını isteyin ve sayılarını azaltın. Allah aşkına 60 bin. 3 bin değil, 5 bin değil, 6 bin değil. 60 bin. Büyük sayı. Ücretsiz ve indirimli. Bunları düzenleyeceğiz. Tümünü elden geçireceğiz. Biliyorum ki büyük bir azalma olacağız. İkincisi; ya hangi çağda yaşıyoruz? Elden ücret! Burada bir kaçak var. Sorun var burada. Ve kredi kartlı ve İstanbul kart uygulamalı, Ekim ayı itibariyle tahsilat sistemi başlatacağız. Hatta geçici bir dönem ki, tamamında kredi kartlı sisteme geçeceğiz. Örneğin, 10 lira mı ödüyorsunuz elden, kredi kartıyla 9 lira olarak ödeyeceksiniz. Yani teşvik edeceğiz bu sistemi. Bunun gibi kararlar aldık Yanı sıra sistemin işlemediği bazı otoparklar var. Verimsiz kullanılıyor, bunlarla ilgili düzenlemeler başlatacağız. Yani amacına uygun olmuyor. Tümüyle ilgili verimlilik çalışması. Benim İSPARK’ım niye zarar edecek? Ayda 2-3 milyon lira zarardan bahsediyoruz. Tekrar söylüyorum; bizim yönetimde olmadığımız Haziran sonu itibari ile zararı 18 milyon lira. Bunları resmi olarak vereceğiz. Bir zam çalışması elbette olacaktır, ama şu an itibarı ile yoktur. Tüm bu söylediğim düzenlemelerden sonra fotoğrafı çekeceğiz ve ona göre hareket edeceğiz. Bir sistem hatası ile bazı yerlerde uygulama eksikliği olmuştur. Bunla ilgili vatandaşların, varsa fazla tahsilatları iade edilecektir. Konu bundan ibarettir. Görecekler, İSPARK, yıl sonunda olumlu anlamda, farklı sürprizlerle İstanbul haklına servis edeceğimiz değerli bir iştirake dönüşecek.

“EMEKÇİYE HİZMET NOKTASINDA İDDİALIYIM”

İşten çıkarmalar çok gündemde. Hak-İş başkanı, İBB önünde açıklama yapacak. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Ben, sendikal yaşama iş gücünün korunmasına, iş gücünün çalışma ortamlarında emekçinin korunmasına en çok önem veren insanlardan birisi olduğumu iddia ediyorum. Gitsinler, İstanbul’un hemen yanı başında Beylikdüzü’nde nasıl uygulamalar yaptığımı, emekçiye nasıl davrandığımı, sosyal haklarını nasıl koruduğumu görebilirler. 18 Nisan’da görev almış birisiyim. Bana brifing yapıldı. Aradan 2 ay geçti, bir brifing daha aldım. Nedir bu eleman farkı? Arada 2 aydan bahsediyoruz Allah aşkına. Nerede? duyduk mu “İBB, 2 bin 500 eleman alıyor” diye? Duyduk mu böyle bir şey? Hangi vicdana sığar? Kaldı ki ben, görevi aldığım hafta, düşünün bir terazi koyalım ortaya, 1 milyar 600 milyon lira para gününden 15 gün önce hesaba yatıyor. Görevi aldığımda İBB’nin kasasında 5 milyon lira para vardı. Maaş ödeyecek parası yoktu. Yani bu kadar düzensiz bir sistemin içinde bir de siz, binlerce insanı işe alıyorsunuz. Biz de dedik ki “Bu adil değil.” Duyuru yapılmamış, insanlar adil bir şekilde işe alınmamış. Kardeşim ben, bundan sonra iddia ediyorum; İBB, liyakata göre işe insan alacak. Halamın oğlu, dayımın oğlu, birinin kızı hiç beni ilgilendirmiyor. Giyimi-kuşamı beni ilgilendirmiyor. İBB’ye İstanbul’dan insan kaynağı alacaksam, kuzeyliymiş, doğuluymuş, batılıymış beni ilgilendirmiyor kardeşim. İşe göre, en doğru en şekli uygun, biçimi uygun, en doğru insanın işe adil şekilde alınması için en adil yöntemi uygulayacağız. İSPER’deyiz. İnsan kaynakları uzmanı şirketimizin yeni genel müdürü hanımefendi yanımızda. Bütün sistemleri bugün burada konuşacağız. Adaletsizlik tespit edilmişse, bir yığın tespit edilmişse, bununla ilgili tedbir alıyorsa, bu İstanbullunun lehine. Sorumlu sendikanın başındaki arkadaşımızın o işe alımların yapıldığı gün de süreci takip etmesini diler ve isterdim. Bir cümle açıklasın onunla ilgili, başımın üstünde yeri var. Ben iddia ediyorum. Hangi sendika olursa olsun, bir işveren olarak, hayatı işveren olarak geçmiş biri olarak, belediye başkanlığı da işveren kimliğidir öyle kabul edelim, öyle kimliği ile beraber, her sendikanın başındaki insanla, sadece bahsettiğiniz değil, iş gücüne ve emekçiye hizmet etme, onun haklarını koruma noktasında yarışacak bir kimliğim var. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Her sendikadan bahsediyorum. O fraksiyon, bu fraksiyon demiyorum. Her sendikanın başındaki insanla yarışırım adil olma konusunda. Benim felsefem budur. Arkadaşlarımın uygulaması da budur. Bu yolda da emin adımlarla devam edeceğim. Sokağa çıktığımda hiç kimse bana torpilci belediye başkanı partizan belediye başkanı diyemeyecek.

“BENİMLE GÖRÜŞEN İŞÇİ TEMSİLCİLERİ FIRÇA YEMİŞ!”

İki seçim arası yaklaşık 2 bin 500 kişinin işe alındığı ve tespit çalışması yapıldığı iddiaları var. Bu iddialar ne derece doğru?

- İddia değil, doğru, tespitli. Zaten şu anda yapılan, bunların içinde lüzumlu olan ya da gerekli olduğunu düşündüğümüz alımlar var elbette. Onlara elbette arkadaşlarım dokunmuyor. Onları ayırıyor, diğerlerini de tespit ediyor. Ben, onun için işçi temsilcilerini ağırladım. ‘Ben, doğru işe layık birisiyim diyorsanız, gelin yine başvurunuzu yapın. Göreceksiniz, hak ve hukukunuzu koruyacağım’ dedim. ‘Gidin, bunu arkadaşlarınıza anlatın’ dedim. Gayet güzel ağırladım. Duyuyorum ki, onlar bile fırça yemiş. Benle konuşan adam fırça yiyor. Niye fırça yiyorsun kardeşim. Amacın ne o zaman? Bazı işlere, doğru alımlar vardır, onları ayıklıyoruz.

“TÜRKİYE İYİ GİTMİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işte atılmalarla ilgili, “Bizim de yapacaklarımız” açıklaması var. Bu ne anlama geliyor? İkinci sorum da şu: İSPER binası, kiralık bir bina. Aylık ciddi bir rakam ödeniyor. Bu konuyla ilgili düşünceniz nedir?

- Ben, sayın Cumhurbaşkanı’nın hangi imada bulunduğunu anlayamam. Çünkü ima uzmanı değilim. Ne ifade etti? ‘Çıkarılmalarla ilgili bizim de yapacaklarımız var!’ Bilemem! İşe alacaksa, buyursun alsın. Çok mutlu olurum. Eğer öyle bir şeyse. Aklıma ilk gelen o. ‘Allah razı olsun’ derim. ‘İstihdam yarattı’ derim. Çünkü, ülke son 30-40 yılın en yüksek işsizlik rakamlarını yaşıyor. En büyük, en acı günlerini yaşıyor. Milyonlarca insandan bahsediyoruz. Bunun en acı faturaları İstanbul’da yaşanıyor. Dolayısıyla keşke işe alsa. Değil 2 bin kişi, imayı yorumluyorum sadece, değil 2 bin kişi, 200 bin kişi, 2 milyon kişiyi bir anda işe alsa ülkemizin sayın Cumhurbaşkanı. Söylediğiniz israfla ilgili az önce açıklama yaptım. Bu ve bunun gibi israf kalemleriyle uğraşacağız. İBB, zaruri olursa, makul rakamlarla kiralama yapabilir. Bakın, ben de kiralama yaptım. Ama bedelinin 4’te birine, 5’te birine yaptım. Birine fırsat tanıyorsam veya belki de imkanı olmayan bir noktada kiralama yapıyorsam, olabilir. Ama İBB, İstanbul’da en son kiralama yapacak kurumlardan bir tanesidir. O bakımdan biz bu israfa karşıyız. Şu an gayrimenkul değerlemesi ve tespitleri yapıyoruz. Bu değerleme ve tespitler üzerinden, insan kaynaklarımızı ve kurumlarımızı yerleştireceğiz. Çok hızlı tedbirler alacağız. En önemli tedbirlerde birini de açıklayayım. Belediye başkanı olarak, benim şahsıma, yanılmıyorsam 17-18 tane makam tespit edilmiş. Ben, ‘Yetmez’ dedim! ‘Daha fazla istiyorum’ dedim! Çünkü benim, yüzbinlerce makamım var İstanbul’da. Her esnafın, iş insanının iş yerleri benim makamım. Hatta her vatandaşımın evi benim makamım. Sokaklar benim makamım. Onun için, ‘Yetmez bana 17-18’ dedim! Bir tasarruf da orada yapacağım. Bu, israf ve tasarruf konusu, bizim hayat felsefemiz olmak zorunda. Türkiye iyi gitmiyor. Türkiye, bugün birçok konuyu konuşuyorsa, ne yazık ki ekonomik sıkıntılardan dolayı konuşuyor. Bu noktada, 16 milyonluk bir kentin yönetimi olarak, elimizden geleni yapacağız. Moraliniz yüksek olsun. Her şey çok güzel olacak.

Antalya'nın Manavgat ilçesinde şehirlerarası yolcu otobüsü ve tur midibüsünün çarpıştığı kazada 4’ü yabancı uyruklu 13 kişi yaralandı... 

Antalya- Sivas seferini yapan Kamil Koç firmasına ait Ozan Atilla Ağca yönetimindeki 35 PK 130 plakalı yolcu otobüsü, iddiaya göre kırmızı ışık ihlali yapınca Antalya Havalimanı'na turist götüren Yaşar Yıkılmaz'ın kullandığı 07 S 3140 plakalı tur midibüsüne çarptı.

KAZA 2 d 400 de korkunc kaza yolcu otobusu ile tur otobusu carpisti 72ff9 a379f

Kazada, yolcu otobüsü ve tur midibüsündeki yolculardan 4’ü yabancı uyruklu turist olmak üzere 13 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı. Haber verilmesi üzerine olay yerine jandarma, polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.Jandarma ve polis güvenlik önlemi alırken, sağlık ekipleri yaralılara müdahale etti.

Yaralılar daha sonra ambulanslarla Manavgat Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedaviye alındı.

Yaralılardan birinin durumunun ağır olduğu kaydedildi.Kaza nedeniyle Antalya- Alanya karayolu bir süre trafiğe kapandı. Kaza yapan araçların çekilmesiyle yol yeniden trafiğe açıldı. 

 

Ege sallanıyor: 4.4 büyüklüğünde bir deprem daha ...

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığından alınan bilgiye göre, Aydın’ın Kuşadası ilçesi açıklarında  4.4 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi.

Deprem yerin 7.11 kilometre derinliğinde meydana geldi.

2 SAAT SONRA AYNI BÜYÜKLÜKTE BİR DEPREM DAHA

Ege Denizi'nde 4,4 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Akşam saatlerinde Aydın'ın Kuşadası ilçesi açıklarında 4,4 büyüklüğünde ikinci kez yer sarsıntısı kaydedildi.

Depremin 7,19 kilometre derinlikte olduğu belirtildi.

Op.Dr.Ali Dulum'un Müthiş yazısı.30   Ağustos zaferine neşter vururcasına gözler önüne seren yazıyı bir solukta okuyacaksınız...

***

30 AĞUSTOS2517274 810x458 c3a8b

Türkleri Anadolu'dan kovma planını bozan akılın adı Gazi Mustafa Kemal, zaferin adı ise Büyük Taarruz...

Tarih 26 Ağustos 1922. Saat 05.00 Kocatepe

Bu büyük kadim Türk milletinin sorumluluğunu omuzlarında hisseden Mustafa Kemal.

Türk toplarının atışlarıyla Kocatepe'de başlayacak olan mücadele Türk tarihi açısında çok önemliydi. Bu savaş zaferle sonuçlanmazsa, kaybedilirse TÜRKLER Anadolu'dan atılacaktı.

İşte bu gerçeğin bilincindeydi Gazi Mustafa Kemal.Gazi Mustafa Kemal birşey daha biliyordu.Bu millet, bu kadim Türk Milleti 1850'den beri sürekli savaşıyordu.Özellikle 1911 Trablusgarp Savaşı'yla birlikte tam on bir yıldır cepheden cepheye koşuyordu. 1911 yılından beri aralıksız savaşan bu millet bitmek tükenmek üzereydi.

30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası başlayan Milli Mücadele çok badireler atlatmıştı.Doğu'da Ermeniler, güneyde Fransız ve onların himayesindeki Ermenilere karşı başarılı savaşlar yapılarak bu cepheler anlaşmalarla tamamlanmıştı.Şimdi sırada Batı Cephesi'ndeki savaşları sonlandırmaya gelmişti.Bati Cephesi'ndeki savaşların en önemlilerinden biri de Sakarya Meydan Muharebesi olmuştu.Kıran kırana geçen bir varolma mücadelesiydi Sakarya.Türkün "Bir Ölüm ve Bir Var Olma savaşı" olan Sakarya, çok şükür kazanılmıştı.Ama kayıplar fazlaydı.Hem asker yetersizdi hem de askeri teçhizat eksikti.Halk fakir ve yoksuldu.Yiyecek bir kuru ekmeği dahi yoktu.

Sakarya Meydan Muharebesi'ni kaybeden Yunanlılar, İngilizlerin de desteğiyle Afyon Eskişehir tarafında savunma hattı oluşturmuştu. Burada inceleme yapan İngilizler, "Türkler bu hatları 6 ayda geçerlerse 6 günde geçtiklerini saysınlar" diyerek propaganda yapıyor Türklerin moralini bozuyorlardı.Gerçekte savunma hattı sağlam ve güçlüydü. Türk saldırsı bu savunma hattı üzerine yapılacak olursa savaş uzayabilirdi.Savaşın uzaması ise TÜRK Milletinin ölümü demekti .Çünkü BMM orduları ve Türk halkı bunu kaldıramazdı.Ne cephane, ne erzak, ne para, ne de insan gücü vardı.Savaşın uzaması demek savaşın kaybedilmesi yani Batı Anadolu'nun Yunan eğemenliğine geçmesi demekti.

Gazi Mustafa Kemal tek seçeneği olduğunu biliyordu.Bu nedenle Sakarya Meydan Muharebesi'nden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen ordunun eksikliklerini giderememişlerdi.Bu saldırıyı da daha fazla erteleyemezlerdi.Bu nedenle saldırı iyi planlanmalıydı.Sonuç zafer de olabilirdi, korkunç bir bozguna da dönüşebilirdi.

Bu arada BMM, Gazi Mustafa Kemal'e Yunanlılara saldırı yapılması konusunda baskı yapıyordu. Gazi Mustafa Kemal'in aklında bir planı vardı. Savaşı tek bir darbeyle bitirmek istiyordu.Bu, gerçekleşmesi kolay olmayan oldukça riskli bir plandı.İşte Gazi Mustafa Kemal bu planı uygulamaya geçirecekti.

Gazi Mustafa Kemal aklındaki bu riskli planı yakın komutan arkadaşlarıyla paylaşmıştı.Bunun delilik olduğunu söyleyenler çoğunluktaydı. Mustafa Kemal'in Harbiyeden hocası olan ve II.Ordu komutanı Yakup Şevki Paşa plana itiraz etti.Eskişehir'den Afyon'a birliklerin sevkiyatını oldukça tehlikeli ve riskli buldu.

Ama Türk ordusunun şansı yoktu.Olanakların hepsi ortaya konulmuştu.Gazi Mustafa Kemal Paşa risk alacaktı.Ama Yakup Şevki Paşa'ya göre delilikti bu.Bu plan başarılı olmazsa Ankara düşer, Anadolu işgale uğrardı.Türkün ne yeterli insanı ne cephanaesi nede yiyeceği vardı.Olur da savaş uzarsa ne yapılacaktı? Yunanın silahlarına karşı kılıç kullanılacaktı.Ya ikmal?Yunan cephesi ele geçirilince ikmal orada yapılacaktı.Yani Yunan hazırlıksız yakalanacak, kaynakları ele geçirilip kullanılacaktı. Ya bu plan başarılı olmazsa?

Yakup Şevki Paşa, Gazi Mustafa Kemal' e "biz bu saldırıyı yapar ve kaybedersek bu meclis bizi asar Paşa " dedi. Gazi Mustafa Kemal," Korkmayın Paşam,tarihe karşı bütün sorumluluğu ben kendi üzerime alıyorum.Kaybedersek beni hemen asarsınız". dedi.

Bir tarafta BMM'nde Mustafa Kemal'e yönelik yüksek sesli eleştiriler diğer tarafta, Ankara'da Temmmuz ayında düzenlenen futbol maçlarıyla gündem meşgul ediliyordu.Yunanlıların dikkatini dağıtmak için Ağustos ayında da çay partisi tertip ediliyor Gazi, ordu ile ilgilenmiyor havası veriliyordu.

17 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal Paşa, Konya ya gelerek, posta teşkilatının kontrol altına alınmasını istedi.25 Ağustos 1922 Gazi'nin karargahının Akşehir'den Şuhut'a taşınması ve Anadolu'nun İstanbul ve tüm dünya ile haberleşmesinin kesilmesi ve sınırlarının kapatılması.

Gazi Mustafa Kemal'in planı şu idi.Taarruzdan önce ordunun neredeyse tamamı mevzilerini terk ederek yer değiştirecekti.Bu göze alınamayacak kadar büyük bir risk idi. Ordunun yer değiştirmesi Yunanlılar tarafından tespit edilirse, koca bir ordu bir kurşun sıkmadan imha edilebilirdi. 14 Ağustosu 15ine bağlayan gece dört kolordu 100bin kadar asker bulunduğu mevzileri terk ederek Afyon'un güneyine inmeye başladı.Binlerce insan, at, hayvan ve araba harekat halinde idi.Sevkiyat büyük bir ciddiyetle yapıldı Yunanlıları alarma geçirmemek için

atların, kağnıların ayaklarına bez parçaları, çaputlar bağlandı.Birlikler gece harekat ediyor gündüzleri ise otların, kayaların dibinde sessizce bekliyorlardı.

Nihayet ordu ve silahlar Yunanlılara hissettirilmeden taşındı ve plana göre mevzilenildi.İşte şimdi Gazi Mustafa Kemal o mevzide sabahın ilk ışıkları ile başlayacak mücadeleyi düşünüyordu.

Karargâhını Şuhut’tan Kocatepe'nin güneyindeki Çandarlı Ordugâhı’na taşıyan Mustafa Kemal 26 Ağustos sabahı, gündoğumuna daha zaman varken savaşı yöneteceği Kocatepe’deydi. Düşüncelere gömülmüş konuşmuyordu. Gözlerini kaçırmadan güneşin doğacağı ufka bakıyordu. Sabahın ilk ışıkları ile bombardıman başlayacaktı. Nereden çıktı bilinmez ortalığı sis kapladı.

Derken sis dağılmaya başladı.Düşman mevzileri görünür hale geldi.Ve nihayet emir verildi toplar ateşlendi.Gazi Mustafa Kemal'in dudağından şunlar döküldü "Ya Rabbi! Sen Türk ordusunu muzaffer et.Türklüğün, müslümanlığın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına müsaade etme."

Bombardıman başarılı oldu.Yunanlılar bunun taarruz olduğunu anlayamamışlardı.Taarruzu Eskişehir üzerinden bekliyorlardı.Oysa Türk ordusu güneydeydi.Yunan kaçtı Türk kovaladı ve 9 Eylül 1922'de Yunan lılar İzmir'den denize döküldü.

Büyük Taarruz dünya askerlik tarihinin en büyük baskın ve kuşatma harekatıdır.Askeri uzmanlara göre bu taarruz hem hacmi ve hem sonuçları açısından çok önemlidir.Bu baskını planlayan, stratejiyi geliştiren komutan Mustafa Kemal Paşa'da" askeri deha" olarak tarihte yerini almıştır.

 HABER: Halime Yağmur AKDAĞ

İmamoğlu’ndan “çalıştay raporu”: Verimli geçti, Ekim’de İzmir’deyiz

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’li 10 Büyükşehir Belediye Başkanı ile gerçekleştirdiği çalıştayın ardından kısa bir değerlendirme yaptı. İmamoğlu, çalıştayda tarım, işsizlik, istihdam, mülteci ve üniversite bursları konusunda verimli paylaşımlarda bulunduklarını belirtti. İmamoğlu, 2 ayda bir olmak üzere periyodik hale getirilecek çalıştayların ikincisinin, Ekim ayının son haftasında İzmir’de gerçekleştirileceğini belirtti.

 

ÇALIŞTAY BİTTİ 2 1567090620 PHOTO 2019 08 29 17 46 08 1 8e6a8

SULTANAHMET / İSTANBUL

CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun davetlisi olarak Sultanahmet’teki Tunuslu Hayreddin Paşa Konağı’nda bir araya geldi. “Büyükşehir Belediye Başkanları Çalıştayı” adı altında gerçekleştirilen toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan İmamoğlu, verimli paylaşımlarda bulunduklarını vurguladı. “Bazı uzmanların da görüşlerini alarak gün boyunca konuştuk, tartıştık” diyen İmamoğlu, “Bu konuda, 2 ayda bir periyodik çalıştay yapma konusunda anlaştık. Bundan sonraki toplantının da Ekim aynın son haftasında İzmir’de yapmaya karar verdik” dedi.

“İSTANBUL’DAKİ MÜLTECİYİ BAŞKA
ŞEHRE YOLLAMAKLA SORUN ÇÖZÜLMEZ”

Tarımda iş birliği konusunda uzman görüşlerini aldıklarını belirten İmamoğlu, “Burada temel amaç hem gıdanın kentler arası erişimini kolaylaştırmak hem de güvenli tarım ürünlerine vatandaşlarımızı ulaştırmak. Bununla ilgili, Ekim ayında ciddi bir raporu görüşmeyi ve bu hazırlıkla beraber yapılması gereken görevleri tayin ettik. Yine özellikle istihdam konusu, sürecin önemli konularından birisi. Bu konuda Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılı günlerde elbette en fazla işsizlik insanlarımızı yoruyor. İş bulma hususunda yerel yönetimlerin alacağı tedbirler, bu konuda yenilikçi politikalar oluşturma konusunda bir sunumumuz vardı, bunu paylaştık. Bunu geliştirmeye dönük her belediyenin kariyer merkezi, özellikle vatandaşlarımızı dönemsel ya da sürece uygun bir kısım mesleklere yönlendirmek konusunda, eğitim ve istihdam sürecine duyarlı olması konusunda bir karar birliğimiz var” diye konuştu. Günün en önemli konularından ve sunumlarından birisinin mülteci konusu olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Yine bu konuda uzmanlarımızın görüşlerini aldık. Türkiye’de gerçekten ciddi boyutlara varan bir mülteci nüfusuna sahibiz. Bu konuda somut adımların sadece İstanbul’daki kayıtsız bir mülteciyi bir başka şehre göndermek değil, mevcutta mültecilerin yaşamsal sorunlarıyla ilgilenmek olmadığı konusunda mutabık kaldık. Geleceğe dair de somut ulusal ve uluslararası politikalar geliştirme hususunda yerel yönetimlerin önemi üzerinde durduk ve bu konuya da ciddi çalışmalar oluşturacağız” dedi.

“CHP BURS VERİLMESİNİ ENGELLEMEDİ”

“Üniversiteler açıldı. Burs konuları var” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: “Bu konuda yanlış tariflenen, bu konuda sanki CHP burs verilmesini engelledi gibi bir algı yönetimi var. Halbuki böyle değil. Orada özellikle eşgüdümlü bir kısım vakıfların, derneklerin geçmişte başımıza sıkıntı oluşturan kurumların değil, Kredi Yurtlar Kurumu’yla eşgüdümlü bir şekilde burs verilmesi hususu üzerinden reddedilmişti. Bunun tekrar gündeme getirilerek, belediyelerin burs verebilmesi hususunda adım atılması konusunda CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ve grubumuza niyetimizi bildireceğiz. Bu ve bunun gibi 6-7 konuda, özellikle kanun düzenlenmesi veya düzenlenen bir kısım kanunlardaki takipler gibi teknik konularda çok verimli bir gün geçirdik. Ben de İBB Başkanı olarak, bütün belediye başkanlarını ve eşlerini İstanbul’da ağırlamaktan da büyük onur duydum. İnşallah çok daha verimli bir toplantıyı, Ekim ayında İzmir’de yaparız.”

 

Tekelioğlu Caddesi bayraklarla donatıldı...

Antalya- Muratpaşa Belediyesi, Büyük Taarruz’un 97’nci yıl dönümü, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla kentin ana caddelerinden Tekelioğlu'nu, dev Türk bayrakları ve Atatürk posteriyle donattı...

TEKELİOĞLU CADDESİ BAYRAKLA DONATILDI2 thumbnail 30 AĞUSTOS BAYRAKLAMA 2 55af9

Antalya-Muratpaşa Belediyesi, 97 yıl önce 26 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar’dan başlayan Büyük Taarruz’un yıl dönümü ve 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Antalya’nın en işlek caddelerinden Tekelioğlu’nu dev Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle donattı.

Yaklaşık 2 kilometre uzunluğundaki caddenin yaya trafiğinin de yoğun olduğu ve belediye hizmet binasının da bulunduğu doğu bölümünde yapılan çalışma sırasında dev boyutlarda 9’ar Atatürk posteri ve Türk bayrağı apartmanlara asıldı. 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Muratpaşa Belediyesi ana hizmet binasının dört cephesi yine dev bayraklarla donatıldı.

TEKELİOĞLU CADDESİ 3 thumbnail 30 AĞUSTOS BAYRAKLAMA 2 f6eac

Cruise gemileri dümeni İstanbul'a kırdı...
Türkiye, uzun bir aradan sonra 2019’de cruise turizminin yeniden gözdesi haline geldi.

Cruise turizminde özellikle Kuşadası öne çıkarken, İstanbul da yeniden kruvaziyerlerin rotasına giriyor. 1200 yolcusuyla birlikte Celestyal Crystal İstanbul’a ilk seferini 22 Ekim’de gerçekleştirecek ve bu yılın sonuna kadar 5 seferle düzenli gelen bir cruise gemisi olacak.

GALATAPORT ETKİSİ

İstanbul’daki Galataport’un bitmesiyle birlikte 2020’de sefer sayısının artacağını belirten Celestyal Cruises Türkiye Temsilcisi Karavan Cruises Direktörü Özgü Alnıtemiz, “İstanbul, yeni havalimanı ve limanların bitmesiyle birlikte gökyüzü ile denizin buluşma noktası olacak” dedi. Alnıtemiz, Celestyal Crystal’in İstanbul’dan sonraki durağının ise Çanakkale olduğunu söyledi.

İmamoğlu: Demokratik kuralların şehirlerdeki varlığını önemsiyoruz...

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ev sahipliğinde Sultanahmet’teki Tunuslu Hayreddin Paşa Konağı’nda bir araya geldi. Türkiye’nin 40 milyon nüfusunu barındıran ve ülke ekonomisinin GSMH’sının yüzde 70’lerini karşılayan kentleri yönettiklerini vurgulayan İmamoğlu, “İnsana dokunan ve toplumun varlığını eşit bireyler şekliyle bir şehirde yaşamı sağlayan bir belediyecilik, bizim öncelikli kavramımız. Tabi bu sosyal demokrat belediyeciliğin de en ana unsurlarından birisi. Demokrasiyi, özellikle Cumhuriyet’imizin çağdaş kavramlarla var ettiği demokrat kuralların, şehirlerdeki varlığını önemsiyoruz. Elbette ki toplumun barış, huzur ve mutluluk içinde yaşamasını sağlamak bizim temel ilkelerimiz. Bu temel felsefemizin yanı sıra güncel konulara da masalarımızda mutlaka yer vereceğiz ve çözümler arayacağız” dedi.

CHP BŞK.ÇALIŞTAYI 2 1567068890 PHOTO 2019 08 29 11 17 12 1 57feb

SULTANAHMET / İSTANBUL

CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun davetlisi olarak Sultanahmet’teki Tunuslu Hayreddin Paşa Konağı’nda bir araya geldi. “Büyükşehir Belediye Başkanları Çalıştayı” adı altında düzenlenen etkinliğe İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu katıldı.

“DENEYİMLERİMİZİ PAYLAŞACAĞIZ”

İmamoğlu ve misafirlerini konağın dış avlusunda tek tek karşıladı. Aslına uygun olarak yeniden yapılan Tunuslu Hayreddin Paşa Konağı’nın şantiye sorumlusu Ezgi Erk, katılımcılara, fotoğraflar eşliğinde binanın tarihi ve nasıl inşa edildiğine dair bilgiler verdi. Başkanlar, kısa tarih sunumunun ardından konağın üst katına geçti. Ev sahibi sıfatıyla açılış konuşmasını yapan İmamoğlu, CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak düzenli olarak bu tür çalıştaylar gerçekleştireceklerini vurguladı. “CHP’ye ait 11 büyükşehir belediyemizin toplam nüfusu 40 milyona yakın. Türkiye ekonomisinin neredeyse Gayri Safi Milli Hasılası’nın (GSMH) yüzde 70’lere yakını bu şehirlerde yaşatılıyor, büyütülüyor ve var ediliyor. Dolayısıyla, büyükşehir belediye başkanları olarak bizler sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Ülkemizin özellikle bu günlere yaşadığı bir kısım sorunlara başta ekonomi olmak üzere, özellikle toplumun içinde istihdam gibi yaşadığı birçok konuya yerel yönetimler olarak bizler nasıl katkıda bulunabiliriz, nasıl ortak akılla, iş birlikleriyle bu sürece değerli bir takım unsurlar katabiliriz ve aynı zamanda kendi iç işleyişimizle birlikte paylaşacağımız deneyimler ya da bir takım sorunların çözümlerindeki ortak süreçleri bu toplantılarda paylaşacağız” diye konuştu.

CHP BŞK.ÇALIŞTAYI 3 1567068898 PHOTO 2019 08 29 11 17 11 e1034

“SONUÇLARI KAMUOYU İLE PAYLAŞACAĞIZ”

Toplantılardan çıkacak sonuçları kamuoyu ile paylaşacaklarını kaydeden İmamoğlu, “Türkiye’mizin yeni nesil bir belediyeciliğe ihtiyaç duyduğunun, farklılaşmaya ihtiyaç duyduğunun, toplumun beklentilerine dönük 21’nci yüzyıla yakışan bir yerel yönetim anlayışıyla buluşması gerektiğinin hepimiz farkındayız. Bu yönüyle, özellikle insana dokunan ve toplumun varlığını eşit bireyler şekliyle bir şehirde yaşamı sağlayan bir belediyecilik, bizim öncelikli kavramımız. Tabi bu sosyal demokrat belediyeciliğin de en ana unsurlarından birisi. Demokrasiyi, özellikle Cumhuriyet’imizin çağdaş kavramlarla var ettiği demokrat kuralların, şehirlerdeki varlığını önemsiyoruz. Elbette ki toplumun barış, huzur ve mutluluk içinde yaşamasını sağlamak bizim temel ilkelerimiz. Özellikle şehirlerimizin saygı görmek istediğini, insanların ve şehrin özenle yönetilmesi gerektiğini de hissettiren bir yönetim anlayışını var edeceğiz önümüzdeki dönemde. Şehirlerimizin maneviyatına, tarihine, doğasına, tümüyle bunlara saygı duyan ve bu yönde politikalar geliştiren belediyeler olacağız.Bu temel felsefemizin yanı sıra güncel konulara da masalarımızda mutlaka yer vereceğiz ve çözümler arayacağız” dedi.

CHP BŞK.ÇALIŞTAYI 4 1567068913 PHOTO 2019 08 29 11 17 11 1 f010a

“ORTAK MASA VE ORTAK AKILLA HAREKET EDECEĞİZ”

“Ülkemizin mevcut ekonomik durumu, bu ekonomik durumun belediyelerimize olan tesirleri ve bu konudaki çözüm arayışlarımız gündemimizin bir bölümü olacak” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: “Özellikle belediyelerimize dönük, bir kısım merkezi yönetimle diyalog arasında oluşabilecek engeller ya da sıkıntılarla ilgili bir takım hukuki tespitlerimiz, hukuki yönüyle yapmamız gerekenler ve özellikle belediyecilikle çatışan veya çakışan bir kısım yerel yönetim uygulamaları, başta imar olmak üzere, farklı kurumların girişimleriyle şehirlerde beklemediğimiz ya da istemediğimiz bir takım uygulamaların yapılmaması gerektiği hususunda da neler yapabiliriz bunları konuşacağız. Türkiye’mizin güncel konusu mülteci sorunu, bütün şehirlerimizi ilgilendiriyor. Hele hele masada bulunan bazı şehirlerimizde ciddi anlamda sorun olmuş durumda. Başta İstanbul, Hatay, Mersin ve Adana gibi şehirlerimizde mülteci konusu gerçekten her şehrin önemli bir sorunu haline gelmiştir. Bu konuyu yine masada değerlendireceğiz. Bu hususta da çözümlerimiz ne olabilir şeklinde bir çalıştayımız olacak.”

“TOPLANTILAR DÜZENLİ ŞEKİLDE DEVAM EDECEK”

Türkiye’nin en önemli konularından birinin tarım politikası olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Tarım politikası üzerine bir kısım yorumlarımız olacak ve karşılıklı fikirler geliştireceğiz. Şehirler arasında sağlıklı gıda erişimini ve özellikle tüketiciye gıdanın en ucuz haliyle ulaşımını sağlayacak kanalları nasıl oluşturabiliriz. Bu yönüyle de fikirler oluşturacağız. Türkiye’mizin çok ihtiyaç duyduğu ulusal tarım politikalarına da ciddi anlamda katkı sunacağını düşünüyoruz. Bu kadim kentlerimizin belediye başkanları olarak, sorumluluğumuzun bilincinde ve dayanışmayla ülkemize, milletimize çok değerli hizmetler üretebileceğimizin de farkında olan bireyler olarak, bu paylaşımın hem şahsi görev alanımıza hem sorumlu olduğumuz kentlere ve iyi biliyoruz ki ülkemize ve 82 milyon insanımıza büyük katkı sunacağı bilinciyle bu toplantımızı başlatmış bulunuyoruz. Düzenli şekliyle bu toplantılarımız devam edecek. Bir sonraki toplantının hangi kentimizde olacağını da bu toplantının sonunda karara bağlayacağız” şeklinde konuştu.

CHP BŞK.ÇALIŞTAYI 5 1567068927 PHOTO 2019 08 29 11 17 11 2 c606c

Antalya-Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında “Birlikte başarılan her şey çok değerli. Hele hele bir ulus tarih sahnesinden yok edilme riskini omuz omuza verip birlikte aşmışsa bunun anlamı bir başka” dedi...

Başkan Uysal, Büyük Zafer’in 97’nci yıldönümü, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı. Başkan Uysal, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Birlikte başarılan her şey çok değerli. Hele hele bir ulus tarih sahnesinden yok edilme riskini omuz omuza verip birlikte aşmışsa bunun anlamı bir başka. Başımızda Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere hep birlikte bütün Anadolu insanları, insanlarımız büyük bir başarıya imza attı, 1922 yılının 26 Ağustos’unda başlayan savaşın sonunda. Ulusal bağımsızlık ve Kurtuluş Savaşımız başarıya ulaştı. Ve yeni Türkiye Cumhuriyeti filizlendi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Nice bayramlara.”

AK Parti'de Nihat Ergün ve Beşir Atalay'dan istifa iddiası...

18PATLAK AK AMPÜL5465 df76d

Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in AK Parti'den istifa kararı almasının ardından, AK Parti'de siyaset yapan eski bakanlardan Nihat Ergün ve Beşir Atalay'ın da partiden ayrılma kararı aldıkları iddia edildi.


İddiaya göre, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte yeni parti kurma hazırlıklarını sürdüren eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın partisine katılmak için eski Bakanlardan Nihat Ergün ve Beşir Atalay, AK Parti’den istifa etme kararı aldı.

'İSTİFAM YENİ DEĞİL'

İstifa kararı bugün medyaya yansıyan Sadullah Ergin ise istifasının yeni olmadığını açıkladı. Ergin, “Sayın Babacan'dan birkaç gün sonra, yani yaklaşık iki ay önce istifa ettim. E-devlet üzerinden Yargıtay'ın internet sitesine girerek ‘parti üyeliğinden çıkma' butonuna basarak bu işi yaptım ama bunun nümayişini yapmadık” diye konuştu.

Üç dönem AK Parti milletvekilliği yapan Ergin, 61. Hükümette de Adalet Bakanı olarak görev almıştı.

Ali Babacan'ın yeni kuracağı partide görev alacağı iddia edilen eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AK Parti'den istifa etti...


Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AK Parti'den istifa etti.

Independent Türkçe'nin ulaştığı Sadullah Ergin, bir süre önce istifa ettiğini doğruladı.

Ancak ne zaman istifa ettiğine yönelik "Bu soruyu pas geçelim" dedi.

Ergin konuyla ilgili bir açıklama yapmayacağını söyledi.

2011-2013 yılları arası Adalet Bakanı görevinde bulunan Ergin 22., 23. ve 24. dönemlerde Hatay milletvekili olarak TBMM'de bulunmuştu.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda kent merkezinde belediyeye ait toplu ulaşım araçlarının ücretsiz olacağını söyledi...

Belediyenin resmi plakalı araçları ile ANTRAY ve Nostalji Tramvayı, 30 Ağustos Cuma günü sabah saat 06.00'dan gece 02.00’ye kadar vatandaşları ücretsiz taşıyacak.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’un 97. Yıldönümünün coşkuyla kutlanması, vatandaşların kutlamalara rahat ulaşım sağlamaları için 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda belediyeye ait toplu ulaşım araçlarının Antalyalıları ücretsiz taşıması kararı aldı.
Buna göre 30 Ağustos Cuma günü sabah saat 06.00'dan gece saat 02.00’ye kadar belediyenin resmi plakalı otobüsleri, ANTRAY ve Nostalji Tramvayı ücretsiz olacak.


EDİP AKBAYRAM KONSERİNE DAVET...


Başkan Muhittin Böcek ayrıca Antalyalı hemşerilerini kutlamalar kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda saat 21.00’de gerçekleştirilecek Edip Akbayram konserine davet etti.

Böcek, toplu ulaşım araçlarının konser sonrası vatandaşları taşımak için hazır olacağını kaydetti.

 

HABER: Halime Yağmur AKDAĞ

CHP-ANTALYA İL BAŞKANI AHMET KUMBUL'DAN ÖRNEK VE DERS VEREN BASIN AÇIKLAMASI...

CHP-Cumhuriyet Halk Partisi Antalya İl Başkanı Ahmet Kumbul,Basın açıklamsında,Ak Parti Antalya il başkanı Ethem Taş'ın talihsiz açıklamalarına ders niteliğinde ve kadına verilen değerin ışığında açıklamalarda bulundu...

CHP LOGOimages 9 adea9

Başkan Ahmet KUMBUL:"Kardeş Şehirler Fuarı’na katılmak üzere Ukrayna’nın Lviv kentine giden ve burada Lviv kenti ile kardeş şehir olma doğrultusunda adımlar atan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Muhittin Böcek’in bu ziyareti üzerine; kadınları hedef alan, son derece çirkin ve yakışıksız bir benzetmede bulunan AKP İl Başkanı İbrahim Ethem Taş'ı sert bir şekilde kınıyoruz. Antalya’nın tanıtımı ve turizmin çeşitlendirilmesi noktasında Lviv’e yapılan ziyareti, “yüzde 85’i kadından oluşan bir şehir” imasıyla yorumlayan Ethem Taş, neyin imasında bulunduğunun sanırım pek farkında değil. Kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin alıp başını gittiği, her gün yeni bir cinayet haberine tanıklık ettiğimiz böylesi hassas bir zamanda, Ethem Taş'ın “yüzde 85’i kadından oluşan bir şehir” iması son derece çirkindir ve asla kabul edilemez. Kadını sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel olarak ikinci sınıf gören, kadın erkek eşitliğine inanmayan bir anlayıştan, başka türde bir benzetme beklenemezdi. Türkiye’de 2010'dan bu yana 1964 kadın öldürüldü. 2018’de ise ulusal ve yerel gazete verilerine göre 440 kadın öldürüldü. Geçtiğimiz günlerde tüm Türkiye Emine Bulut cinayeti ile sarsıldı. Böylesi bir hassas dönemde, kullanacağımız her kelimeye daha fazla dikkat etmemiz, kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin durdurulması için daha fazla mücadele etmemiz gerekirken, AKP İl Başkanı’nın böyle düzeysiz açıklamalarına tanıklık ediyoruz. Bu sözleri, 31 Mart’taki yenilginin yaratmış olduğu travmanın sonucuyla söylenmiş sözler olarak kabul etmek istiyoruz. Herkesi bu tarz konularda dikkatli olmaya, kadını aşağılayan sözlerden kaçınmaya davet ediyoruz."dedi.

HABER:Halime Yağmur AKDAĞ

 

Yerel Basın Acil Durum Raporu adıyla hazırlanan sorunlar dosyası Antalya Valisi'ne de ulaştı... 


Raporu; Vali Karaloğlu'na makamında Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlut Yeni, Alanya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Gaye Coşkun ve Akdeniz Gazete Sahipleri Derneği Başkanı Ahmet Duran Yenigün taktim ettiler.

BASIN ACİL69255305 400973647441275 5363922589402005504 n 42609


TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı önderliğinde 8 Federasyon Başkanı tarafından hazırlanan, Türkiye çapında 92 meslek örgütünün destek verdiği ve altına imza attığı; medyanın sorunlarını içeren Acil Durum Raporu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da TGK tarafından iletildi.

Rapor ayrıca TGK çatısından bulunan tüm illerin milletvekillerine ve cemiyetler aracılığı ile tüm valilere verildi.


Hazırlanan dosyada yerel medyanın yaşadığı istihdam başta olmak üzere resmi ilan sorunu, gün geçtikçe artan gazetelerin kapanma riski, gazetecilik meslek yasası, basın kartları komisyonu başlıklarında çok sayıda sorun yer aldı.

Erdoğan'ın "Ben böyle tatil yapmadım" sözlerine İmamoğlu'ndan yanıt ...

İBB-İstanbul Büyükşehir Belediye  Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın "Ben başbakanlığımda da cumhurbaşkanlığımda da böyle tatil yapamadım" sözlerine gülerek yanıt verdi...

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP il, ilçe, kadın ve gençlik kolları yöneticileriyle Avrasya Gösteri Merkezi’nde buluştu. İmamoğlu daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.İstanbul’daki sel sırasında tatilde olduğuna ilişkin eleştirilerle ilgili bir soruya İmamoğlu, "Tatille ilgili göndermeler ne yazık ki, bitmiyor. Buna Sayın Cumhurbaşkanının katılması çok enteresan. Çünkü 1994 yılından beri 25 yıldır İstanbul’u yönettiğini kendileri, belediye başkanlığı, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı dönemleri var. Yine kendi siyasi partilerinin belediye başkanları var. 25 yıldır birçok defa ne yazık ki, ölümcül seller yaşandı, onlarca insan hayatını kaybetti. Bu kadar yılı kalkıp bir güne, 40 günlük süre içerisinde bana yüklemeleri ve bunu bir tatile bağlayarak bu şekilde vatandaşa şikayet etmeleri çok üzücü, şaşırtıcı. Her şeye rağmen İstanbul’da bir sel yaşanmıştır ki, ben hemen orada oldum" dedi.

İMAMOĞLU SEL BÖLGESİNDE806x378 imamoglu tekrİMAMOĞLUar bodruma gitti iddiasi sel felaketine dostlar alisveriste gorsun diye gelmis 1566170221370 6ac32

 “YENİ OTOGARLAR İNŞA EDEREK, İSTANBUL'UN YENİ NESİL İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAĞIZ"

Bayrampaşa 15 Temmuz Demokrasi Otogarının tahliye edilmesi konusu ile ilgili soruya ise İmamoğlu, “Otogar meselesi de bence uzun yıllar ihmal edilmiş bir süreç. Oradaki o metruk durum. İnsanların giremeyeceği pozisyondaki bir alanın İstanbul’a otogar olarak hizmet etmesi geçmiş yönetimlerin ayıbıdır. Biz bu ayıbı temizliyoruz. Hem otogarın otopark kısmını teslim alarak, şimdi de yönetimini teslim alarak. Orada hem otobüs işletmecilerini hem vatandaşı koruyacağız. Artık otogarın kira süresi dolmuştur. Belediyeye aittir. Yeni otogarlar inşa ederek İstanbul’un yeni nesil ihtiyaçlarını karşılayacağız. Bu otogarı da bilime, yüksek teknolojiye dönük eğitimlere adayacak bir proje hazırlığımız var. Etrafında çok güzel bir yaşam vadisi inşa ederek" diye konuştu. 

İMAMOĞLU VE ESNELER OTOGARIv54sdv1 9rfT cover 84af2

AFAD: Ankara Yenimahalle'de 3.5 şiddetinde deprem meydana geldi...

50deprem707 5998e


Başkentte, merkez üssü Yenimahalle ilçesi olan 3,5 büyüğünde deprem meydana geldi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, akşam saatlerinde  merkez üssü Ankara Yenimahalle olan 3,5 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

Ankara'da 20 Ağustos'ta merkez üssü Kahramankazan ve Mamak ilçeleri olan 3,4 ve 3 büyüklüğünde iki deprem yaşanmıştı.

MSB--MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI: "Pençe-3 harekatında çıkan çatışmada 3 asker şehit oldu, 7 asker yaralandı" açıklaması yaptı...

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Irak kuzeyinde devam eden Pençe-3 harekatında PKK'lı bölücü teröristlerle çıkan çatışmada üç kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, yedi kahraman silah arkadaşımız ise yaralanmış ve derhal hastaneye sevk edilmiştir. Bölgede operasyonlara devam edilmektedir. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Yüce Türk milletine başsağlığı ve sabır, yaralanan kahraman silah arkadaşlarımıza acil şifalar dileriz” denildi.

Alanya'da, denizde cansız bedeni bulunan kadının, Mersin'in Anamur ilçesinde denize girdikten sonra akıntıya kapılarak kaybolan Fazilet Bal (47) olduğu tespit edildi...

DENİZDE CESET 2 alanya da denizden kadin cesedi cikti 11cb7 00148

Alanya'da dün akşam tura çıkan bir teknenin kaptanı, Dinek Mevkii'nin yaklaşık 500 metre açıklarında bir kadın cesedi olduğunu görünce liman görevlilerine haber verdi.

İhbar üzerine Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ve Alanya Sahil Güvenlik Bot Komutanlığı ekipleri bölgeye geldi. Suyun üzerinde sürüklenen ceset, savcılık talimatıyla bota alınarak, marinaya getirildi.

Üzerinden kimlik çıkmayan ve 45- 50 yaşlarında bir kadına ait olduğu tahmin edilen ceset, savcılık incelemesinin ardından Alanya Belediyesi Mezarlığı morguna götürüldü.

Alanya'daki işlemlerinin ardından otopsi ve kimlik tespiti amacıyla Antalya Adli Tıp Kurumu morguna gönderilen cesedin 20 Ağustos günü Mersin'in Anamur ilçesi Ören Mahallesi'ndeki plajda Ayhan Şeker (49) ile denize girdikten sonra akıntıya kapılıp kaybolan ve tüm aramalara rağmen bulunamayan Fazilet Bal'a ait olduğu belirlendi.

Fazilet Bal'ın yakınları cenazeyi almak için Antalya Adli Tıp Kurumu'na geldi. Cenazenin işlemlerinin ardından Anamur'a gönderileceği öğrenildi.

Kırıkkale'de eski eşi tarafından boğazından bıçaklanan Emine Bulut'un "Ben ölmek istemiyorum" demesi ve yanında bulunan 10 yaşındaki kızının "Anne lütfen ölme" diyerek ağladığı anlar ortaya çıktı...

Kırıkkale'de eski eşi Fedai Baran (43) tarafından bıçaklanan Emine Bulut'un (38), hastanede ölmeden önce olay yerinde çekilen son görüntüleri sosyal medyada gündem oldu. Görüntüde Emine Bulut, "Ben ölmek istemiyorum" derken, yanında bulunan 10 yaşındaki kızı F.B.B.'nin "Anne lütfen ölme" diyerek ağladığı görüldü.

Sosyal medya kullanıcılar cani Baran'a tepki göstererek Türkiye'deki kadın cinayetlerine dikkat çekti. Olay, 18 Ağustos'ta Menderes Caddesi'ndeki kafede meydana geldi. Fedai Baran, 4 yıl önce boşandığı eski eşi Emine Bulut ve kızı F.B.B. ile kafede buluştu. Fedai Baran ile Emine Bulut, arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışmada Fedai Baran, yanındaki bıçakla eski eşini, kızının gözü önünde vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı.

HASTANEDE YAŞAMINI YİTİRDİ

Emine Bulut kanlar içinde kalırken, Fedai Baran taksiye binerek kaçtı. İhbar üzerine gelen sağlık ekipleri, yaralanan Emine Bulut ile olayın etkisiyle şoka giren kızı F.B.B.'yi ambulansla Yüksek İhtisas Hastanesi'ne kaldırdı. Tedaviye alınan Bulut, doktorların tüm çabasına rağmen hayatını kaybetti.

"HAKARET EDİNCE SİNİRLENİP BIÇAKLA VURDUM"

Fedai Baran, olayın ardından Bahşılı ilçesinde gözaltına alındı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Fedai Baran, mahkemedeki ifadesinde, "Çocuğumun velayeti konusunda konuşurken bana hakaret edince sinirlenip yanımda gezdirdiğim bıçakla vurdum" dedi.

"BEN ÖLMEK İSTEMİYORUM"

Emine Bulut'un olayın hemen ardından olay yerinde çekilen görüntüsü ortaya çıktı. Fedai Baran'ın eski eşini bıçakladıktan saniyeler sonra çekilen görüntüde kanlar içinde olan ve ayakta durmakta zorlanan Emine Bulut'un "Ben ölmek istemiyorum" diyerek feryat ettiği görüldü. Kızı F.B.B.'nin ise "Anne lütfen ölme" diyerek, annesinin başını tutması ve ağlaması görüntüye yansıdı.

Şırnak Valiliği, Silopi'deki çatışmada 2 askerin daha şehit olduğunu açıkladı. Çatışmada şehit düşen askerlerin sayısı 3'e yükseldi...

SİYAH BAYRAKSiyah turk bayraklari aacce


Valilikten yapılan açıklamaya göre, Silopi ilçesi sınırlarında bulunan Kösreli köyü bölgesinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) çalışanlarının emniyetini almak ve bölgede bulunduğu değerlendirilen PKK'lı teröristlerin etkisiz hale getirmesi maksadıyla icra edilen "Şehit Güvenlik Korucusu Süleyman Tosun" operasyonu düzenlendi.

Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığı birlikleri ile PKK'lı teröristler arasında çıkan çatışmada bir asker şehit oldu, 3 asker yaralandı.

Yaralı askerlerden 2'si yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı ve şehit oldu.

İmamoğlu: Tereddütlerimizi toplumla
paylaşıp çözüm bulmak zorundayız...

İMAMOĞLU AFET BÖLGESİNDE 1 1566312926 PHOTO 2019 08 20 17 52 54 2 892bf

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sarıyer Bahçeköy’de çökme tehlikesi bulunan 9 katlı bir bina ve çevresinde incelemelerde bulundu. Boşaltılan bina sakinleri ile bir araya gelen İmamoğlu, “Yaşadığınız olay İstanbul’un ne yazık ki büyük bir sıkıntısı ve talihsizliği. Tam depremin 20’nci yıldönümünde bu vakayı yaşadık. Keşke 20 yılda milletimizin yüreğine su serpecek laflar söyleyebilseydik. Biz de mutlu olurduk. Tereddütlerimizi toplumla paylaşıp çözüm bulmak zorundayız” dedi. İmamoğlu, bir gazetecinin, “Dün kayyum atanan illerden sonra şimdi de gözler büyükşehirlere çevrildiğini iddia edenler var” sözlerine, “Demokrasinin teslim ettiği görevleri, insanlardan hukuk dışı yollardan almak öyle göz çevirmeyle olmaz. Milletin iradesi çok önemlidir. Milletin iradesini yok saymak çok büyük bir hatadır. Kimsenin sınırsız yetkisi yoktur. ‘Var’ gibi davrananlar ülkeye çok şey kaybettirirler. Kendileri kaybetmiş olur, zaten kaybediyorlar” şeklinde karşılık verdi.

İMAMOĞLU AFET BÖLGESİNDE 2 1566312926 PHOTO 2019 08 20 17 52 54 36817

SARIYER / İSTANBUL

Sarıyer Bahçeköy Mahallesi Doğanbey Caddesi üzerindeki 9 katlı bina, geçtiğimiz cuma gecesi 23.00 sıralarında büyük bir gürültü ile kolonları patlayan binada oturanlar itfaiyeye ihbarda bulunmuş, ardından bina çökme tehlikesine karşın tahliye edilmişti. 120 kişinin oturduğu bina mühürlenmiş, apartman sakinleri Sarıyer Belediyesi Sosyal Tesisleri’ne yerleştirilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ile birlikte çökme tehlikesi bulunan bina ve çevresinde incelemelerde bulundu. İmamoğlu ve Genç’e, CHP İstanbul Milletvekili Gökhan Zeybek ile İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Çakılcıoğlu da eşlik etti.

İMAMOĞLU AFET BÖLGESİNDE 3 1566312925 PHOTO 2019 08 20 17 52 55 1 4d7ca

“İMAR BARIŞI SORUNU ÇÖZMÜYOR”

Vatandaşların ilgisi altında çökme tehlikesi yaşayan bina çevresinde incelemelerde bulunan İmamoğlu, Genç’ten bilgi aldı. Sarıyer Belediyesi’nin kurduğu çadırda bina sakinleri ile bir araya gelen İmamoğlu, olayı en başından beri yakından takip ettiğini belirtti. Bina ile ilgili olarak çıkacak olan raporu beklediklerini kaydeden İmamoğlu, “Raporlar elde olduktan sonra yapıyla ilgili daha net konuşulabilir. Ama tereddütler ortada. Yapının kaçak bir bina olması da ayrı bir sıkıntı. Bugün kadar İmar Barışı ile beraber bir yapı tespit tutanağınız var. Ama bu tespit tutanağı sizin binanızın bir sıkıntısı varsa gidermiyor. Bu bir evrak sadece. Şu aşamadan sonra hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hem İBB hem de Sarıyer Belediyesi olarak süreci takip edeceğiz. Bu tür yapılarla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın attığı bazı adımlar oluyor. Kira yardımından tutun, sürecin hızlandırılmasına dönük kararların alınabilmesi gibi… Öyle plandı, vesaireydi, normalde aylar sürecek konu. Böyle acil durumlarda çok daha hızlı hareket edilebiliyor” diye konuştu.

“DOĞRU BİLGİLENDİRMELERİ YAPACAĞIZ”

“Bütün hususlar olgunlaşmadan size bir taktım şeyler söylememiz yanlış” diyen İmamoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Yapının fiziki durumunu ve ondan sonra da yol haritası belirlemek için ortak masa oluşturulacak. Zaten Bakanlık sürecin içerisinde ve ilgili il müdürünün buraya geldiğini biliyorum. Sarıyer Belediye Başkanımız da sürecin içerisinde ve ilgili. İBB olarak -en başta ben olmak üzere- tüm yetkililerimiz sürecin içerisinde ve ilgili olacağız. Ama bütün hususlar olgunlaşmadan size bir taktım şeyler söylememiz yanlış. Süreçler olgunlaştıktan sonra hem bizim ağzımızdan hem bakanlıktan hem de Şükrü Bey’in ağzından en doğru bilgileri birebir alacaksınız.”

“ORTAK MASA KURACAĞIZ”

İmamoğlu, bina sakinlerinin durumlarının ne olacağı sorusuna şu yanıtı verdi:
“Raporlar çıkmadan hiç kimse size bir öngörüde bulunamaz. Raporlar çıktıktan sonra belki eşyalarınızı alacağınız bir çalışma yapılabilir. Teknik insanların öngörüleri olmadan değil biz, bakanlıktaki ulaşmak istediğiniz kişi de size yardımcı olamaz. Buradaki insanların bir kısmını Sarıyer Belediye Başkanımız konuk ediyor, bir kısmı akrabalarının yanında. Mülk sahibi ve kiracı olanlar var. Ortak masa oluşturacağız. Kendi aramızda konuşmadan sizinle konuşuyoruz. Oturup konuşacağız, buradaki çözümlerle ilgili bizim sosyal hizmetler ne gerekiyorsa yanınızda olacağız. Onu bilmenizi isterim. Umut ederiz en hızlı bir şekilde bu süreci hep beraber atlatırız. Can kaybı yok, birinci korktuğumuz kısmı atlattık. Bundan sonrasını hep birlikte toparlarız. İlgimizden en ufak bir kuşkunuz olmasın. Herkesin ilgisi tam, şimdi ortak masa kurarak koordineli yürütmek. Kaymakamlık gelmiş, valimizin bilgisi var. Bu iş milli bir mesele.”
İmamoğlu, bir vatandaşın, “Kiralar bir anda iki katına fırladı” sitemine, “Bu bir vicdan meselesi. Bizim insanımızın vicdanı vardır. Çok geçmiş olsun. Allah bütün insanlarımızı korusun. Yüreğinizi ferah tutun. Her şey yerine konur. Bakın 99 depremi daha dün gibi. Binlerce insanımızı kaybettik, onlar geri gelmiyor. Onun için Allah korumuş. Önümüze bakalım, kol kola bu işi çözeceğiz” karşılığını verdi.

İMAMOĞLU AFET BÖLGESİNDE 4 1566312925 PHOTO 2019 08 20 17 52 55 6b688

“BU İŞİN SİYASETİ OLMAZ”

Vatandaşların sorunlarını dinleyen İmamoğlu, bir yurttaşın “Sarıyer’deki imar sorunu ve kentsel dönüşüm” ile ilgili sorusuna şu cevabı verdi:
“Sarıyer konusundaki uyarınız bizim için İstanbul ile ilgili felsefe zaten. Konu sadece Sarıyer değil. İnanın İstanbul’da 10 binlerce bina var. Daire demiyorum bakın. 40-50 bin civarında diyoruz, belki daha fazla içinde durulmaması gereken binalar var İstanbul’da. Tabi bu çok büyük bir seferberlik süreci. Seçim döneminde deprem meselesini milli bir mesele olarak tanımladım. Hala da aynı düşünüyorum. Bu işin siyaseti olmaz. Kim varsa, bakanlıkmış, TOKİ’ymiş, İBB ve Sarıyer Belediyesi’ymiş, herkes oturacak masaya ve çözüm bulacağız. Allah korusun ne canları geri getirebiliriz ne de bu memleketin ekonomideki büyük kayıplarını geri getirebiliriz. Tam depremin 20 yıldönümünde bu vakayı yaşadık. Keşke 20 yılda milletimizin yüreğine su serpecek laflar söyleyebilseydik. Biz de mutlu olurduk. Şu anda bu anlamda kaygımız vardır. Tereddütlerimizi toplumla paylaşıp çözüm bulmak zorundayız. Sarıyer’in imar planları ve kentsel dönüşümde öncü adımlar atmak olsun. Hızlı hareket etmek için işbirliği yapacağız. Yetki ve bazı hususlarda bizden önde olan kurumlar var. Bizde bazı adımları atmak yetki anlamında aylar sürebilir. Ama bakanlığımız yasa yetkiyi verdiği için çok hızlı hareket edebilir. Biz önüne koyacağız. Gerekirse çok hızlı hareket edilecek. Onun için diyorum bir masa diye. Bu masanın siyaseti yok. Bunu herkesin de böyle düşünmesini isteriz. Herkesin öyle düşündüğüne inancım var. Bu anlamda ortak hareket edeceğimize hiç kimsenin kuşkusu olmasın.”

İMAMOĞLU AFET BÖLGESİNDE 5 1566312925 PHOTO 2019 08 20 17 52 54 1 762cd

GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI

İmamoğlu bina sakinleri ile olan buluşmasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlamak için kameraların karşısında geçti.
“İBB iştiraki Medya AŞ’den 50 kişinin çıkarıldığı bilgisi var. Önümüzdeki günlerde 50 kişi daha çıkarılacak diye iddia var. Bununla ilgili bilginiz var mı” sorununa İmamoğlu şu yanıtı verdi: “Arkadaşlarımız bir kısım çalışmalar yapıyorlar. Bazen bazı tespitler ve disiplin işlemleriyle ilgili çalışmalar yapılıyor. Bazen çalışmak istemedikleri insanlarla ilgili, yasal kanuni haklarını teslim ederek çalışmak istemedikleriyle yollarını ayırıyor olabilirler. Bunlar mümkün. Tek tek, kurum kurum açıklamak yerine bununla ilgili daha geniş çaplı açıklamalarımızla sizleri bilgi sahibi yapacağız.”

“ORTADA MİLLETİN İRADESİ VAR”

İmamoğlu, “Terör örgütüne yardım ettikleri iddiası ile Van, Diyarbakır ve Mardin Belediyelerine kayyum atandı. Sonrasında da bazı çevreler tarafından, ‘Şimdi gözler Büyükşehirlere çevrildi’ yönünde yorumlar yapanlar var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Kimin gözü çevrilmiş buraya? Böyle bir mantıkta demokrasinin teslim ettiği görevleri insanlardan hukuk dışı almak öyle göz çevirmeyle olmaz. Kimsenin sınırsız yetkisi yoktur. ‘Var’ gibi davrananlar olur, ama ülkeye çok şey kaybettirirler. Kendileri kaybetmiş olur, zaten kaybediyorlar. Milletin iradesi çok önemlidir. Ortada milletin iradesi vardır. Milletin iradesini yok saymak çok büyük bir hatadır. Bununla ilgili açıklamamı dün yaptım. Diyarbakır’da da Van’da da Mardin’de de öyle kuru laflarla, terör örgütü üyeliği gibi laflarla bu hamleler yapılmaz. Varsa tespit eder işleme koyarsınız. Kayyum atayarak, bunu böyle ucu bucağı belli olmayan bir sürece bağlamazsınız. Bu iş böyle olmaz. Bu sefer insanlar milli iradeye dönük güvenini kaybeder. O zaman başka bir ortam yaratırsınız. Çok üzücüdür. Şiddetle kınıyorum. Karşısındayım ve insanların eğer bir suçu varsa yargılanır, cezasını bulur, işlem yaparsınız. Ama öyle hurafeyle lafla, kuru lafla bu işler olmaz. Olmayacaktır da. Umarım bu yanlıştan dönerler, umarım seçilen belediye başkanları görevlerine dönerler. Öyle İstanbul’a gözler dönmüş lafları vs. Herkes haddini bilecek. Biz işimizin başındayız. Tam olduğumuz yerdeyiz.”

Tire Kaymakamlığı Alanyalı Şebnem Köseoğlu ve binlerce lösemi hastası için organize ettiği kan bağışı ve kök hücre kampanyası Tire Kaymakamlığı bahçesinde devam ediyor...

İki gün sürecek kampanyaya Tireliler yoğun ilgi gösterdi.

Sabah saatlerinde Ödemiş Kızılay Bölge Müdürlüğüne ait kan otobüsü Kaymakamlık Bahçesine geldi. Kısa sürede faaliyete başlayan Kızılay yetkilileri Tirelilerin kan bağışını kabul etmeye başladı.

KAN VERDİLER 2 dbdc1475 6de9 45de b943 eb56f41e8342 ce151

Sabah saatlerinde Ödemiş Kızılay Bölge Müdürlüğüne ait kan otobüsü Kaymakamlık Bahçesine geldi. Kısa sürede faaliyete başlayan Kızılay yetkilileri Tirelilerin kan bağışını kabul etmeye başladı.


KAMPANYA SES GETİRDİ...


Tire İlçe Kaymakamlığı’nın günler öncesinden duyurusunu yaptığı kampanyaya Tireliler ilgi gösterdi. Sabahın ilk saatlerinden itibaren Kaymakamlık bahçesine gelen vatandaşlar kanlarını lösemi hastalarına umut olmak için bağışladılar.

KAN VERDİLER 3 323c28d2 944c 4daa 9841 fc287df12c41 175a0


KAMPANYA İKİ GÜN SÜRECEK...


Kan bağışı kampanyası iki gün boyunca, sabah saat 10:00 ile 18:00’e kadar sürecek olan kampanya, gece saat 19:00 itibari ile de Şehitler Parkında devam edecek.

 
EMNİYET MÜDÜRÜ DE KAN VERDİ...


Kampanyaya destek veren Tire İlçe Emniyet Müdürü Hasan Özge’de kan bağışı kampanyasına katılarak lösemi hastalarına destek için geldiğini söyleyerek tüm lösemi hastalarına acil şifalar diledi.


KAYMAKAM TANRISEVEN “ŞEBNEM VE TÜM LÖSEMİ HASTALARINA UMUT OLMAK İSTEDİK”...


Kan bağışı kampanyası ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Tire İlçe Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven:“ Tire Kaymakamlığı olarak lösemi hastalarına umut olabilmek adına böyle bir kampanya düzenledik. Kampanyamızı sosyal medyada verdiği anlamlı mesajla dikkatleri üzerine çeken ve tüm ülkeyi harekete geçiren Şebnem Köseoğlu ve binlerce Şebnem için düzenledik. Şebnem Köseoğlu Alanya AHEP Üniversitesinde Öğretim Görevlisi. Alanya Kaymakamlığım döneminde benim başkanlığını yürüttüğüm kurumun başarılı bir eğitmeni. Kendisi geçtiğimiz yıl lösemiye yakalandı. Azmi sayesinde bu amansız hastalığı yenmeyi başardı. Ancak geçtiğimiz haftalarda hastalığı yeniden nüksetmiş. Onun tekrar hastalığını yenebilmesi bizlere bağlı. Biz de bu insani yardım çağrısına kayıtsız kalamazdık. Bugün ve yarın Kaymakamlık bahçesinde Şebnem ve bu hastalığa yakalanmış binlerce şebnem için kan bağışı kampanyasını başlattık. Tüm Tirelileri kampanyaya destek için kök hücre ve kan bağışına bekliyoruz. Şifa bekleyen hastalara destek olalım, hayat kurtaralım.” diyerek duygularını dile getirdi.

HABER: Halime Yağmur AKDAĞ

Antalya Muratpaşa Belediyesi, mavi bayraklı Erdal İnönü Kent Parkı ve Konserve Koyu falez plajlarında denizlerdeki plastik kirliliğinin ulaştığı boyuta dikkat çekmek için bilgilendirme çalışması yaptı...

Çalışmada, Akdeniz’de yaşayan 134 tür deniz canlısı plastik atıkları yediğini belirtilirken sigara izmaritinin denizde 5 yıl çözülmeden kaldığı belirtildi...

plastik denizi 2 thumbnail BİGİLENDİRME 2 87b2c

Muratpaşa Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, belediyenin mavi bayraklı falez plajlarında Akdeniz’de plastik kirliliğine dikkat çekmek için bilgilendirme çalışmasına başladı. Bu kapsamda Erdal İnönü ve Konrserve Koyu falez plajlarında ilk çalışma gerçekleştirildi.

plastik denizi 3 thumbnail BİGİLENDİRME 1 dcae7

Bilgilendirme çalışmasında Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından plastik atıklar konusunda hazırlanan raporda Akdeniz’in bir plastik denizi olma riskiyle karşı karşıya olduğu vurgulandı. Söz konusu rapora göre Türkiye’den günde 144 ton plastiğin Akdeniz’e karıştığı ve Akdeniz’de yaşayan 134 tür deniz canlısı plastik atıkları yediğinin yer aldığı plaja gelen kent sakinlerine ve turistlere anlatıldı. Ayrıca, sigara izmaritinin denizde 5 yıl süreyle çözünmeden kalırken bu sürenin plastik torba için 20 yıl, plastik bardak için 50 yıl ve misina için 600 yıl olduğunu belirtildi.

plastik denizi 4 thumbnail FALEZ PLAJLARI 2 0e066

Muratpaşa Belediyesi’nin plastik atıklara karşı başlattığı bilinçlendirme çalışmaları belediyenin diğer mavi bayraklı plajları, Erenkuş, Mobil ve İnciraltı falez plajlarında devam edecek.

Türkiye, 1999 depremi sonrası felaketzedeler için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadı. Yıkımdan sonra getirilen Özel İletişim Vergisi de dayanışmanın aracı olarak görüldü. 20 yılda fonda 70 milyar birikti. Ancak depreme yönelik önlemler ve kentsel dönüşüm projeleri kağıt üstünde kaldı. Bir daha aynı acının yaşanmaması için kullanılması gereken kaynak da bütçedeki açıkları kapatmak için harcandı....

DEPREM 6 İKİNCİ KULLAN17 agustos marmara d d41bbecf330e869381bc bae03


20 yıl önce Marmara’yı sarsan 45 saniyelik felaketin artçıları hâlâ sürüyor. Büyük Marmara depreminden sonra yaraları sarmak için Özel İletişim Vergisi (ÖİV), o dönem adı ‘deprem ve dayanışma vergisi’ çıkarılmıştı. 2000 yılının sonuna kadar sürmesi planlanan verginin hâlâ sonu gelmiyor. Ayrıca hasarların giderilmesine yönelik o dönemde 2001 yılına kadar 161.6 trilyon liralık nakit yardım alındı.

DEPREM 5 1087163 f2580

Bunun 156.6 trilyon lirası harcandı. Marmara depremi sonrasında çeşitli ülke ve uluslararası mali kuruluşlardan yaklaşık 3.5 milyar dolar tutarında kredi sağlandı. Harcamalar deprem bölgesinde genel olarak, konut inşaatı ve yeni konut şebekeleri, yeni hastane inşaatları ve sağlık birimlerinin rehabilitasyonu, ilköğretim okulu inşaatları, demiryolu ve karayolu başta olmak üzere ulaştırma sistemlerinin yenilenmesi ve KOBİ’lere finansman desteği için kullanıldı. Öte yandan tam 20 yıldır deprem için alınan ÖİV’nin ne kadara ulaştığı net olarak bilinmiyor. Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Dünya Bankası verilerinden hazırlanan rapora göre, 20 yıl içinde 70 milyar lira ‘deprem vergisi’ toplandı. Kaynağın nasıl harcandığına ilişkin ise net bir veri yok.

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, hükümeti depreme karşı hiçbir önlem almamakla suçladı. Deprem vergilerinin duble yollara harcandığını hatırlatan Tekin, sadece İstanbul’da 50’ye yakın deprem alanının hükümete yakın firmalara verildiğini belirtti. İlk düzenlemede yüzde 25 olan ÖİV oranı Gider Vergileri Kanunu’na eklenmesiyle birlikte oranlarda da değişiklik meydana geldi. Bu bağlamda, cep telefonu görüşmelerinden yüzde 25, sabit telefon görüşmelerinden yüzde 15, veri ve internet hizmetlerinden yüzde 5 oranında ÖİV alınmasını tatbik edildi.

 

dwe 29081
Yaşamsal malzemelerin bulunduğu konteynerların çoğunlukla kilitli kalması tartışma yarattı...

 

20 YILDIR DİNMEYEN ACIDAN DERS ALMADIK

Büyük Marmara depreminde yaşamını yitirenler Türkiye’nin dört bir yanındaki törenlerle anıldı. Sakarya’da, felaketin yaşandığı saat olan 03.02’de anma etkinliği yapıldı. Demokrasi Meydanı’ndaki törende, Kur’an-ı Kerim okundu. Sela, Yasin-i Şerif ve hatim dualarının

okunduğu programda, vatandaşlar zaman zaman duygu dolu anlar yaşadı. Saatler 03.02’yi gösterdiğinde İl Müftüsü İhsan Açık tarafından sela eşliğinde 3 bin 891 “deprem şehidi” için dua edildi. Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür’ün “İstanbul deprem bekliyor. Fay fazla dayanmaz. Fırtına öncesi sessizlik içindeyiz” sözleri ise yaklaşan tehlikeyi gözler önüne serdi. Kritik süreçte İstanbul’da depreme hazırlık çalışmalarının yetersizliği yeniden gündeme geldi. İstanbul’un kritik noktalarına yerleştirilen ve içinde ilkyardım malzemeleri bulunan deprem konteynerlerinin acil bir durumda nasıl kullanılacağından bir çok kimsenin haberi yok. 17 Ağustos’un ardından 2000’li yılların başında İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi tarafından 762 mahalle ve 173 köye yerleştirilen yaklaşık 2 bin konteynerin birçoğu zaman içinde hırsızların hedefi haline geldi. İçinde 960 parça malzeme bulunan konteynerlerden en çok jeneratör ve delici aletler gibi pahalı eşyalar çalındı. Hırsızlık olaylarının artması üzerine içinde 960 ayrı malzeme bulunan konteynerlerin yerleri değiştirildi. 2009 yılında deprem konteynerlerinin bakımı ve kontrolleri İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi tarafından ilçe belediyelerine devredildi. Bugün ilçelerde toplam 499 adet konteyner bulunuyor. Konteynerlerin içinde olası bir deprem sonrası profesyonel ekipler gelinceye kadar vatandaşların kullanması için tam 39 adet malzeme bulunuyor. Ancak kapalı bir şekilde tutulan konteynerleri afet anında kimin, nasıl açacağı hakkında birçok vatandaşın bilgisi yok.

 DEPREMana manset oguz kopya kurtarildi 90dd5


Avcılar’da bulunan Bülent Ecevit Parkı’nda bir adet deprem konteyneri yer alıyor. 15 yıldır Avcılar’da yaşayan Cevdet Küçük konteynerle ilgili, “Belediye bunu buraya koyalı bayağı oldu. Bakımını yapıyorlar ama bunun yaygın olması lazım. Nasıl kullanacağımı bilmiyorum. Biliyorum dersem yalan söylemiş olurum” dedi. Aziz Erol ise, “Konteyneri orada görüyorum ama hiç ilgimi de çekmiyor. Deprem için koyduklarını biliyorum ama ne işe yaradığını bilmiyorum” diye konuştu. Erol Günay ise, konteynerin bulunduğu parka sürekli geldiğini belirterek, “Avcıların deprem bölgesi olduğunu biliyorum. Yıllardır ben buradayım, bu parka da sık gelen bir vatandaşım. Konteyneri de devamlı görüyorum ama içinde ne olduğunu bilmiyorum. Merak da etmedim doğrusu” ifadelerini kullandı. Sevinç Oruç ise, “Neden kilitli? Kullanılmak istenildiğinde nasıl kullanılacak? Kilitli olması biraz yanlış. Açık olması, insanların ulaşabileceği zaman büyük bir ihtimalle kırılması gerek. Açık olması daha isabetli olmalı bence” dedi.

Kentsel dönüşümün yetersizliğini ise Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören’in sözleri ortaya koydu. Konuyla ilgili kararın 2012’de alındığını ve 2013 itibarıyla uygulamaya başlandığını dile getiren Öngören “6-7 yıllık süre içinde hedeflenen kentsel dönüşümün ancak yüzde 10’u gerçekleştirildi” dedi. Prof. Dr. Öngören, kentsel dönüşümde ağırlıklı olarak özel sektörün ön plana çıktığını ve daha çok bina yenilemesi şeklinde ilerlediğini ancak riskli alanların yenilenmesi ve rezerv alanlarda yeni konutların oluşturulması işleminin yeterince gerçekleştirilemediğini belirtti. Aradan geçen sürede ços sayıda çürük bina imar affı uygulamasını istismar ederek ruhsat aldı. Toplanma alanları ise yıllar içinde alışveriş merkezlerine ya da otoparklara dönüştürüldü.

SON 119 YILDA DEPREMLERE 86BİN KURBAN

Türkiye’de son 119 yılda meydana gelen ve resmi kayıtlara göre 86 bin 456 kişinin hayatını kaybettiği depremler, yıkıcı etkiyi gözler önüne seriyor. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanlığı Türkiye’de 1900 ile 2019 arasındaki son 119 yılda meydana gelen depremlerle ilgili istatistikleri paylaştı. Sartısıntıların neden olduğu afetlerde büyük kayıplar yaşandığını ortaya koyan AFAD Deprem Dairesi’nce hazırlanan verilere göre; Kuzey, Doğu ve Batı Anadolu fay hatlarındaki deprem kuşağında bulunan Türkiye’nin çeşitli kentlerinde 1900 ile 2019 tarihleri arasında can kaybı, ağır hasar veya yıkıma neden olan 240 deprem meydana geldi. Son 119 yılda 4.0 ile 7.9 arasında değişen büyüklüklerde ise 13 bin 687 deprem meydana geldi. Bu depremlerde 86 bin 456 kişi hayatını kaybetti, 603 bin 131 yapı ise ya yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Yüzlerce hayvanın da telef olduğu Türkiye’de 1900 sonrası meydana gelen değişik büyüklükleri gösteren deprem haritasında ise afetin yıkıcı etkisi görülüyor. Belirtilen tarihlerdeki verilere göre, her yıl can kaybı ya da hasara neden olan 2 deprem meydana geldi. Yine istatistiklere göre, büyüklükleri 4.0 ile 4.9 arasında her dört günde bir, 5.0 ile 5.9 arasında ayda iki, 7.0 ile 7.9 arasında her altı yılda bir ve 6.0 ile 6.9 arasında her yıl iki deprem meydana gelme olasılığı bulunuyor.

DEPREM 4 2513757 810x458 f4d92

1999 KURBANLARINA DUALARLA ANMA

17 Ağustos 1999 depreminin 20´nci yıldönümünde, depremin merkez üssü Gölcük´te anma töreni düzenlendi. Meydana gelen deprem sonrasında bir bölümü suyun altında kalan Kavaklı Sahili’nde düzenlenen törende hayatını kaybedenler için dualar okunup lokma dağıtıldı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın “Yüreğimiz buruk, gönül isterdi ki bu şehirde böyle bir şey yaşanmasın, onca can kaybolmasın, onca insan depremden etkilenmesin. Biz bu gerçeği maalesef acı bir şekilde öğrendik” dedi. Yapılan konuşmaların ardından Gölcük Arama Kurtarma Derneği (GESOTİM) tarafından doğal afet eğitimi alarak başarılı olan 12 kursiyer sahnede yemin ettikten sonra sertifikalarını aldı. Sertifikaların dağıtımının ardından konuşan GESOTİM Başkanı Necmi Kocaman, yetişen kursiyerlerin gönüllü olarak doğal afetlerde tam verimle çalışabileceklerini ifade ederek, “Büyük bir felaket yaşadık ve bu felaketten önemli dersler çıkardık. Önümüzdeki dönemde yaşanabilecek afetlere artık daha da hazırlıklıyız” dedi. Vatandaşlar deprem kurbanlarının anıtlarına karanfiller koydu. Felaket kurbanları için İstanbul ve Sakarya’da da anma törenleri düzenlendi. Yalova’daki törende konuşan konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da “Bu yılı afetlere hazırlık yılı ilan ettik. Yapmamız gereken çok işimiz var” dedi. Depremin İstanbul’da en fazla etkili olduğu Avcılar’da hayatını kaybeden 246 kişi anıldı. Ölenlerin yakınları ile çok sayıda vatandaş depremin olduğu saat olan 03.02’de saygı duruşunda bulunarak, Deprem Anıtı’na karanfiller bıraktı.

DEPREM 2 108288570 9d85fb83 5152 4912 9a5f aa93c832432f 13356

 

TEDBİRLERİ ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Hiçbir zaman unutmayacağımız bu felaketin sebep olduğu kayıpların bir daha yaşanmaması için gerekli tüm tedbirleri almaya devam edeceğiz.

BUGÜN ADIM ATMAZSAK YARIN ENKAZ ALTINDA KALIRIZ

MHP lideri Bahçeli: Gelecek ay açıklanması beklenen ‘Kentsel Dönüşüm Eylem Planı’nın deprem riskine karşı müessir bir hazırlık olması başlıca beklentim. Bugün tedbir almazsak, yarın bedel öderiz. Bugün şuurla hareket etmezsek, gelecekte enkaz altında kalırız.

ŞEBNEM'E BİR DESTEK DE İZMİR TİRE'DEN...

Alanyalı Şebnem Köseoğlu için başlatılan kampanyaya eski Alanya Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven’den de destek geldi. Tire Kaymakamlığı ve Kızılay iş birliği ile ilçede 2 gün kök hücre ve kan bağışı yapılacak...

TTT68386358 1324705201022490 7825600756009926656 n e5479

Tire Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven, Alanya Kaymakamlığı yaptığı dönemde aynı zamanda AHEP vakfı mütevelli Heyet Başkanlığı’nı yürütüyordu. AHEP Vakfı’na ait olan AHEP Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak çalışan ve geçtiğimiz yıl Lösemiye yakalanan Şebnem Köseoğlu'nun internette yaptığı kök hücre bağışı çağrısına Tire Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven’den destek geldi.
ESKİ PERSONELİNE KAYITSIZ KALMADI

Alanya Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim görevlisi Şebnem Köseoğlu, geçen yıl eylül ayında lösemiye yakalandı. Köseoğlu, yaklaşık 3 aylık kemoterapinin ardından ocak ayında hastalığı yendi.

Köseoğlu, rutin kontrolleri sırasında kan verdi ve hastalığının nüksettiğini öğrendi. İstanbul'a tedaviye giden Köseoğlu sosyal medyadan çağrı yaparak vatandaşları kök hücre bağışında bulunmaya davet etmişti.

KÖSEOĞLU ARADI, TANRISEVEN DESTEK VERDİ

Tire Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven de bu çağrıya kayıtsız kalmadı. AHEP Öğretim Görevlisi Şebnem Köseoğlu, Eski Alanya Kaymakamı ve AHEP Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Hasan Tanrıseven’i arayarak destek istedi. Kaymakam Tanrıseven, kendisini arayan Köseoğlu’na ilçe çapında kampanya başlatarak kendisine tam destek vereceklerini söyledi.

KAYMAKAM TANRISEVEN TİRELİLERİ BAĞIŞ YAPMAYA ÇAĞIRDI

Tire İlçe Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven şunları kaydetti:

“Şebnem Köseoğlu Alanya AHEP Üniversitesinde Öğreti: Görevlisi. Alanya Kaymakamlığım döneminde benim başkanlığını yürüttüğüm kurumun başarılı bir eğitmeni. Kendisi geçtiğimiz yıl lösemiye yakalandı. Azmi sayesinde bu amansız hastalığı yenmeyi başardı. Ancak geçtiğimiz haftalarda hastalığı yeniden nüksetmiş. Onun tekrar hastalığını yenebilmesi bizlere bağlı. Biz de bu insani yardım çağrısına kayıtsız kalamazdık. Pazartesi ve salı günü Kaymakamlık bahçesinde Şebnem ve bu hastalığa yakalanmış binlerce şebnem için kan bağışı kampanyası başlatıyoruz. Hafta başında Tüm Tirelileri kampanyaya destek için kök hücre ve kan bağışına bekliyoruz. Şifa bekleyen hastalara destek olalım, hayat kurtaralım.”

KAMPANYA PAZARTESİ BAŞLIYOR

19-20 Ağustos Tarihleri arasında Tire’de Kaymakamlık bahçesinde Kızılay ile iş birliği yapan Tire Kaymakamlığı, Şebnem Köseoğlu ve onun gibi lösemiye yakalanan binlerce kişiye umut olmak için bir araya gelecek.

 İMAMOĞLU'NUN EKİBİ VATANDAŞIN YANINDA...

İstanbul’da sabah saatlerinden beri etkisini gösteren ve Fatih’te metrekarede ortalama 114 kg yağmurun düşmesiyle sonuçlanan sağanak bir vatandaşın canını alınken, bir çok yerde su baskını ve sele neden oldu. Hasarın etkilerini azalatmak ve önlem almak için İBB ekipleri seferber oldu.
Sel ve su baskınlarıyla mücadele çalışmasını sahada İBB Genel Sekreteri Yavuz Erkut yönetirken, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir de AKOM’da çalışmaları koordine ediliyor.

 İMAMOĞLU EKİBİ SELDE VATANDAŞ İLE 1 1566053239 PHOTO 2019 08 17 17 35 48 3 f6e13

En fazla yağış Fatih, Beşiktaş, Sarıyer, Üsküdar, Kadıköy, Ümraniye ilçelerinde görüldü. İstanbul genelinde metrekareye ortalama 30- 40 kg yağış düştü.
Şehir hatları, İDO, tramvay seferlerinde yaşanan iptaller normale döndü. Yağışlı havanın akşam saatlerine (20.00) kadar İstanbul genelinde, özellikle Boğaz· çevresi ve Anadolu yakasında yer yer kuvvetli şekilde etkili olmaya devam edeceği tahmin ediliyor.

İMAMOĞLU EKİBİ SELDE VATANDAŞ İLE 2 1566053237 PHOTO 2019 08 17 17 35 48 4 ce2a6
İBB Genel Sekreteri Yavuz Erkut da beraberindeki teknik ekiple özellikle Fatih, Eminönü bölgesinde yaşanan su baskınlarını ve İBB’nin yaptığı çalışmaları yerinde inceledi. İBB’nin sel ve su baskınlarıyla mücadele çalışması AKOM’da İBB Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir tarafından koordine ediliyor.
Hava muhalefeti nedeniyle kapanan T1 Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı, TF1 Maçka-Taşkışla Teleferik Hattı seferleri normale döndü. T3 Kadıköy-Moda tramvay hattında enerji kesintisi giderildi. Ancak tramvay hattında kaza yapan aracı çekme çalışmaları devam ediyor.
Su baskını neticesi Unkapını köprüsü altında yaşamını yitiren vatandaşla ilgili savcılık soruşturması da sürüyor. Henüz kimliği tespit edilemeyen vatandaşın evsiz olduğu bilğisi alındı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye, İSKİ, Yol Bakım, Çevre Koruma, Zabıta, 153 Yerinde Çözüm ekiplerine gelen 2414 ihbara, 3799 personel, 1841 araç, iş makinesi ve ekipman ile müdahale ediliyor.

İMAMOĞLU EKİBİ SELDE VATANDAŞ İLE 4 1566053235 PHOTO 2019 08 17 17 35 47 1 83d1b
· İtfaiye 1136 personel, 521 araç
· Yol bakım 393 personel, 132 araç ve ekipman
· İSKİ 1615 personel, 1004 araç ve ekipman
· Atık yönetim 255 personel, 110 araç ve ekipman
· Zabıta 400 personel, 74 araç ve ekipman
Sorun Yaşanan Önemli Noktalar/Olaylar
1. Sahilyolu Kazlıçeşme
2. Sahilyolu Samatya
3. Sahilyolu Yenikapı
4. Unkapanı alt geçit
5. Aksaray alt geçit
6. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı alt geçidi
7. Saraçhane alt geçidi ve Fevzipaşa caddesi
8. Kumkapı alt geçidi
9. Kabataş tramvay yolu
10. Eminönü meydan ve alt geçidi
11. D100 Kazlıçeşme
12. Üsküdar meydan ve sahil yolu
13. Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri Önü
14. Çengelköy Sahilyolu

 

Antalya Muratpaşa Belediyesinden  ev bütçesine milyonluk katkı...

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, belediyenin geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart’la ilçe sakinlerinin 3 yılı aşkın bir süre içinde tam 3 milyon 646 bin 46 lira karşılığı puan kazandığını açıkladı. Kazanılan puanların 3 milyon 176 bin 799 liraya karşılık bölümünün kullandığını kaydeden Başkan Uysal, evlerden toplanan atık miktarının 11 milyon 624 bin 119 kilograma ulaştığını söyledi.

UUU 2 thumbnail 1 749c3

Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, nüfusu 500 bine yaklaşan ilçede uyguladığı Türkiye’nin tek ödüllü geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart’la evlerde ayrıştırılan kağıt, metal, cam ve plastik gibi nitelikli atıklar lira karşılığı puana dönüşüyor.

Başkan Uysal, Nisan 2016’da başlayan projeyle Muratpaşa sakinlerinin 31 Temmuz itibariyle toplam 3 milyon 646 bin 46 lira karşılığı puan kazandığını söyledi. Kazanılan puanların anlaşmaları marketlerde, fırınlarda, sinema salonlarında kullanılabildiğine dikkat çeken Başkan Uysal, ev bütçesi için bugüne kadar hiç olmayan bir kaynağın Çevreci Komşu Kart’la oluşturulduğunu söyledi.

 

Kazanılan puanların 3 milyon 176 bin 799 liraya karşılık bölümünün kullandığını da sözlerine ekleyen Başkan Uysal, 3 yıl aşkın bir süre içinde evlerden toplanan cam, kağıt, metal gibi nitelikli atıkların miktarının 11 milyon 624 bin 119 kilograma ulaştığını söyledi. Muratpaşa’da 90 bin 859 evin Çevreci Komşu Kart sahibi olduğunu ve 31 bin 521 ailenin aktif olarak evlerde nitelikli atıkları ayrıştırarak proje kapsamında belediye yetkililerine teslim ettiğini kaydeden Başkan Uysal, “Komşularımız, geri kazanılabilir atıklarını biriktirip çevre ve ekonomiye geri kazandırırken bütçelerine de katkı sağlıyor” dedi.

KISA TARİHÇE

Muratpaşa Belediyesi’nin geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart, Nisan 2016’da pilot çalışma olarak başladı. Pilot çalışmada elde edilen başarılı sonuçlarla proje, 11 ay gibi kısa bir sürede Muratpaşa’nın tüm mahallerinde uygulanmaya başladı.

Çevreci Komşu Kart daha ilk yılında birçok ödülün de sahibi oldu. 20’nci Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Çevre Hizmet Ödülü, 2’nci Uluslararası Şehir, Çevre ve Sağlık Kongresi Kongre Özel Ödülü’ne değer görülen Çevreci Komşu Kart, Kamu Teknoloji Platformu ve Harward Business Rewiew Türkiye tarafından düzenlenen 3’üncü Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nda ise ‘sıra dışı başarı hikayesi’ seçildi. Ödüllerin yanı sıra Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Derya Yıldız’ın bitirme tezine de konu olan projenin Mayıs 2018’de de Türk ve Patent Marka Kurumu’nca ‘marka tescili’ gerçekleştirildi. Muratpaşa Belediyesi’nin Çevreci Komşu Kart Projesi, nitelikli atıkların değerlendirilmesine yönelik olarak değişik adlarla uygulanmaya başlanan pek çok projenin çıkış noktası oldu.

E-ATIKLAR ve ATIK YAĞLAR

Çevreci Komşu Kart, 2018 yılının başında içerdikleri radyoaktif maddeler, tozlar, halojenli bileşikler, ağır metaller gibi toksik maddeler nedeniyle çevre ve insan sağlığına ciddi ölçüde zarar veren elektronik atıkları, kısaca e-atıkları da kapsamına aldı. Mart 2019’da ise Muratpaşa’da atık yağlar Çevreci Komşu Kart kapsamında toplanmaya başlandı.

Balıkesir, Manisa ve Mersin'de seyir halindeyken yanan otobüslere bir yenisi daha eklendi. Bu sabah Anadolu Otoyolu'nun İstanbul yönüne seyir halindeyken alev alan yolcu otobüsü tamamen yanarken, durumun zamanında fark edilerek yolcuların araçtan inmesi sonucu ölen ya da yaralanan olmadı...

yolcu otobüsü 2 20190815 2 37766223 46805705 c8ffe

Alınan bilgiye göre, Çorum'dan İstanbul istikametine giden Sabri Ç. idaresindeki 34 FA 7999 plakalı yolcu otobüsü, Cankurtaran mevkisinde alev aldı.

 

YOLCULAR DUMANI FARK ETTİ

Otobüsün içindeki dumanı fark eden yolcular, durumu şoföre bildirdi. Bunun üzerine şoför otobüsü sağ şeride çektikten sonra yolcular araçtan indi.

Durumun bildirilmesi üzerine Ankara ve Gerede'den olay yerine gelen itfaiye ve orman ekipleri, yangını söndürdü.

Ölen ya da yaralananın olmadığı yangında otobüs kullanılamaz hale geldi.

Yolcuların başka bir otobüse bindirilerek yollarına devam etmeleri sağlandı.

 yolcu otobüsü 3 20190815 2 37766223 46805712 0a3a9


'OTOBÜSÜ TAHLİYE ETMEYE BAŞLADILAR'

Yolculardan Mustafa Siviş, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Mola için durduğumuz tesisten çıktık. Araçtan duman geliyordu. Şoförler kendi aralarında birşeyler yapmaya çalıştı fakat işe yaramadı. Ondan sonra duman bastırdı otobüsün içini. İndiler aşağıya ve otobüsü tahliye etmeye başladılar. Kimsenin canına birşey olmadı." diye konuştu.

Otobüsün tesise girmeden önce de hararet yaptığını iddia eden Siviş, "Yolcular inerken otobüs alev almıştı. Patlamalar başladı 5 dakika sonra. Otobüs doluydu." ifadelerini kullandı.

Bölgede trafik akışında aksama yaşanmazken, kara yolları ekipleri yanan otobüsün olay yerinden kaldırılması için çalışmalarını sürdürüyor.

Marmara Adası'ndaki yangın bilançosu: 100 hayvan öldü, 30 hasta dumandan etkilendi...

 

Kontrol altına alınan Marmara Adası'ndaki yangına ilişkin son bilançoyu açıklayan Balıkesir Valisi Yazıcı "Dumandan etkilenen 30 hastamız oldu, ağır vakamız yok, hepsi tedavi görüp hastaneden ayrıldı. 100 civarında telef olan hayvanımız var" dedi. Marmara Adalar Belediye Başkanı Süleyman Aksoy da bir facianın atlatıldığını belirterek şunları kaydetti: 7 arkadaşımız dumandan dolayı zehirlendi. İlk tespitlere göre 80 hektarlık bir alan yanmış durumda.


İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ve Balıkesir Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, Marmara Adası'nda çıkan ve kontrol altına alınan yangın bölgesinde incelemelerde bulundu.

İnce, gazetecilere yaptığı açıklamada, yangında 50 söndürme aracının görev yaptığını belirterek, "110 personelimiz yine buradalar, il ve ilçelerden yardım ve destek sağlandı. Çalışan tüm ekiplerimizi tebrik ediyoruz, yangını büyümeden söndürdüler. Buranın ada olması ve yerleşim yerlerine yakın olması nedeniyle olay biraz daha vahimleşti. Hiçbir cana zarar gelmeden şu an soğutma çalışmalarımız devam ediyor." diye konuştu.

"100 CİVARINDA HAYVAN TELEF OLDU"

 Vali Ersin Yazıcı da Dursunbey ve Marmara Adası'nda aynı anda yangın çıktığını söyledi. Yazıcı, saat 17.00'den sonra Marmara Adası'ndaki yangının boyutlarının değiştiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Dumandan etkilenen 30 hastamız oldu, ağır vakamız yok, hepsi tedavi görüp hastaneden ayrıldı. 100 civarında telef olan hayvanımız var. Neden çıktığıyla ilgili bir takım bilgiler var ama henüz sonuçlanmış değil. Çok zor koşullarda iyi bir şey başardık, bütün gece buradayız. 50 civarında aracımız burada kalacak, soğutma çalışmaları devam edecek. Beklenmedik bir durumda tüm gücümüzle müdahale edeceğiz."

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ise yangının hasarının giderileceğini belirterek, "Devletimizin sistemi çalışıyor, bununla ilgili DASK var, farklı uygulamalar var. Bu tür doğal afetlerde ne yapılıyorsa bütün vatandaşlarımıza o şekilde yardım edilecek." dedi.

 "80 HEKTARLIK ALAN KÜLE DÖNDÜ"

Yangına ilişkin açıklama yapan Marmara Adalar Belediye Başkanı Süleyman Aksoy da 9 saat süren müdahale ile facianın atlatıldığını söyledi. Aksoy ''Ekipler gece boyu yangının yeniden başlama riskine karşı nöbet tutarken, soğutma çalışmaları ise sürüyor. Yangın bir sabotaj sonucu çıkmadı. Bir vatandaşımızın evinin bahçesini temizlemesi neticesinde biriktirdiği otları yakması sonucu çıktığı söyleniyor. Araştırmalarımıza devam ediyoruz. Ciddi anlamda hayvanlar telef oldu. Yangında herhangi bir yaralanma veya ölümcül bir kaybımız yok. 7 arkadaşımız dumandan dolayı zehirlendi. İlk tespitlere göre 80 hektarlık bir alan yanmış durumda. Tespit çalışmalarımız sürüyor'' dedi.

KABLUMBAĞA 2 51d4270735e4513c057b8555a85b5b09 1565674074 4d194

Öte yandan 9 saatlik yangının ardından yanan bölgeler drone ile havadan görüntülendi. Havanın aydınlanmasıyla facianın boyutu ortaya çıktı.

"ŞU ANDA ADADA HER ŞEY YOLUNDU"

Konuya ilişkin konuşan Aksoy 'Yangın için 'bitti' demiştik ama küçük bir kıvılcımdan dolayı yine devam etti. Ancak artık tamamen 'bitti' ve 'kontrol altına alındı' diyoruz. Sabaha kadar sürecek olan soğutma çalışmalarının başında olduk. Ciddi anlamda hayvan telef oldu. Ahır dediğimiz bölümlerin büyük bir kısmı yandı. Yangında herhangi bir yaralanma veya ölümcül bir kaybımız yok. 7 arkadaşımız dumandan dolayı zehirlendi. Hepsi de kontrol ve tedavileri yapıldıktan sonra görevlerine geri döndü. 70-80 hektarlık bir alan yanmış durumda. Ama şu anda adada her şey yolunda'' dedi.

KABLUMBAĞA 3 basliksiz 1 1565674015 0f73b

 

Kurban Bayramı'nın ikinci, tatilin üçüncü günü olan bugün, kurbanlıklarını kesen vatandaşlar, yakınlarıyla bayramlaşmaya ve tatil yörelerine gitmek için yollara çıktı. Alınan önlemler ve yapılan uyarılara rağmen bugün de çok sayıda kaza meydana geldi. Cuma günü mesai bitiminden bugün saat 17.00'ye kadar meydana gelen 63 kazada, 24 kişi hayatını kaybetti, 253 kişi yaralandı.

bayram kazası 2 headline 1 3fbec
Bayram tatilinin 3’üncü gününde kaza bilançosu: 24 ölü, 253 yaralı

 

Bayram tatili için cuma günü mesai bitiminin ardından vatandaşlar, yollara çıktı. Cuma günü yoğunluk yaşanan yolların iki gündür sakin olduğu görüldü. Kurban Bayramı’nın ikinci günü kurbanlıklarını kesenler yakınlarıyla bayramlaşmak ve tatil yörelerine gitmek için yollara çıktı. Güvenlik güçleri ile Karayolları ekiplerinin aldığı önlemler ve yaptıkları uyarılara rağmen, yine kazalar meydana geldi.

Cuma günü saat 17.00’den 23.59’a kadar, Sakarya, Gaziantep, Kastamonu, Adıyaman, Denizli, Bursa, Şanlıurfa, Antalya, İstanbul, Kütahya, Manisa, Edirne ve Tokat’ta meydana gelen 14 kazada, 3 kişi hayatını kaybetti, 49 kişi yaralandı.

Kurban Bayramı arifesi, tatilin ise ilk günü olan Cumartesi ise, Yozgat, Ankara, Aksaray, Konya, Sakarya, İstanbul, Diyarbakır, Mersin, Kayseri, Bolu, Manisa, Sivas, Rize, Düzce, Bursa ve Bartın´da meydana gelen 16 kazada, 7 kişi hayatını kaybetti, 81 kişi yaralandı.

Kurban Bayramı’nın ilk günü tatilin ikinci günü olan dün ise, Burdur, Ankara, İstanbul, Bursa, Adıyaman, Aksaray, Niğde, Diyarbakır, Zonguldak, Kütahya, Sakarya, Gaziantep, Denizli ve Aksaray’da meydana gelen 21 kazada, 11 kişi hayatını kaybetti, 64 kişi yaralandı.

Kurban Bayramı’nın ikinci günü tatilin ise üçüncü günü olan bugün de, İzmir, Karabük, İstanbul, Düzce, Şanlıurfa, Bolu, Tekirdağ ve Kırıkkale’de meydana gelen 12 kazada, 3 kişi hayatını kaybetti, 59 kişi yaralandı.

Böylelikle Kurban Bayramı tatilinin üçüncü gününde, Cuma günü 17.00’den bugün saat 17.00’ye kadar meydana gelen 63 kazada 24 kişi öldü, 253 kişi yaralandı.

KURBAN SAYRAMI TATİLİ KAZA TABLOSU:

9 Ağustos Cuma (saat 17.00´den sonra): 14 kaza, 3 ölü, 49 yaralı

10 Ağustos Cumartesi (Kurban Bayramı arifesi) : 16 kaza, 7 ölü, 81 yaralı

11 Ağustos Pazar (Kurban Bayramı 1´inci günü): 21 kaza, 11 ölü, 64 yaralı

12 Ağustos Pazartesi (Kurban Bayramı´nın 2´nci günü saat 17.00´ye kadar): 12 kazada, 3 ölü, 59 yaralı

Ubeydullah Dede: Bereket getiriyorsun
İmamoğlu: Güzel cümlelerini unutmayacağım...

İMAMOĞLU AMCA İLE 2 1565445404 PHOTO 2019 08 10 16 45 27 b0dff


İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6 Mayıs’ta mazbatası elinden alındıktan sonra, 13 Mayıs günü, iftarını ‘‘Metrobüs Bahattin’’ olarak ünlenen Bahattin Çağış’ın Esenyurt’taki evinde açmıştı. İmamoğlu, iftarın ardından kendisini hasta dedesini ziyaret etmeye çağıran 14 yaşındaki Berfin Güngör’ü kırmayıp, evlerine gitmişti. Hasta yatağında yatarken İmamoğlu’nu karşısında gören 87 yaşındaki Ubeydullah Güngör, “Emaneti senden alanları Allah’a havale ediyorum” diyerek, göz yaşları içerisinde “Sana yapılanlar izzet-i nefsime dokundu. Bu sefer (yüzde) 5-6 fazla oy alacaksın. Allah seni bu Ramazan ayında imandan, Kuran’dan ayırmasın. Bu topal ayağımla gidip sana oyumu atacağım” sözlerini sarf etmişti. İmamoğlu da Güngör’e, “Ben de senin için çalışacağım. Sana layık olacağım. Her şey çok güzel olacak. Bana dua et” şeklinde yanıt vermişti. İmamoğlu, Ubeydullah Dede’yi unutmadı ve önceki gün ziyaretine gitti. Ubeydullah Dede, alnından öpüp Kuran-ı Kerim hediye ettiği İmamoğlu’na, “Yeni bir musluk açtın. O musluktan da bereket getiriyorsun” sözleriyle seslendi. İmamoğlu da elini öptüğü Ubaydullah Dede’ye, “Allah razı olsun senden. Ben, senin güzel cümlelerini hiç unutmadım, unutmayacağım” diyerek, teşekkür etti. İmamoğlu, geçtiğimiz günlerde de 16 Ocak 2019’da Sultanbeyli Pazarı’nda tanıştığı ve aralarındaki “oy diyalogu” günlerce konuşulan Mahruze Keleş’i de ziyaret etmişti.
ESENYURT / İSTANBUL

İMAMOĞLU AMCA İLE 3 1565445404 PHOTO 2019 08 10 16 45 27 2 b9e27
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart seçimlerinin ardından, “sancılı” geçen bir siyasi süreçten sonra, 17 Nisan’da mazbatasını aldı. YSK’nın, 6 Mayıs’ta, Ramazan ayının ilk gününde verdiği skandal karar ile İmamoğlu’nun yetkisi, 18 günlük görev süresinin ardından elinden alındı. İmamoğlu, ilk başkanlık döneminde söz verdiği gibi, iftarlarını genellikle vatandaş sofralarında açtı. İmamoğlu’nun yolu, mazbatası elinden alındıktan 1 hafta sonra, 13 Mayıs’ta Esenyurt’a düştü. İmamoğlu, iftarını o gün, ‘‘Metrobüs Bahattin’’ olarak ünlenen Bahattin Çağış’ın Merter Çeşme Mahallesi’ndeki evinde açtı.

İMAMOĞLU AMCA İLE 4 1565445404 PHOTO 2019 08 10 16 45 27 3 c52cd
BERFİN’İ KIRMADI
İmamoğlu’nun iftar açtığı eve gelen Çağış Ailesi’nin komşusu 14 yaşındaki Berfin Güngör adlı çocuk, ‘‘Dedem çok hasta ve sizi çok seviyor. Onu görmeye gelir misiniz’’ diyerek İmamoğlu’nu evlerine davet etti. Berfin’i kırmayan İmamoğlu, 87 yaşındaki Ubeydullah Güngör’ü hasta yatağında ziyaret etti. İmamoğlu’nu karşısında gören Ubeydullah Dede, göz yaşları içinde şu duygusal konuşmayı yaptı: ‘‘Ben, senin ayağının tozuna kurban olurum. Hoş gelmişsin. Emaneti senden alanları Allah’a havale ediyorum. Sana yapılanlar izzet-i nefsime dokundu. Bu sefer (yüzde) 5-6 fazla oy alacaksın. Allah seni bu Ramazan ayında imandan, Kuran’dan ayırmasın. Bu topal ayağımla gidip sana oyumu atacağım. Senin için ağladım.’’ İmamoğlu da Güngör’e, ‘‘Ben de senin için çalışacağım. Kurban olurum sana, güzel yüreğine. Sana layık olacağım. Her şey çok güzel olacak. Bana dua et. Hakkını helal et’’ şeklinde yanıt verdi.

İMAMOĞLU AMCA İLE 5 1565445404 PHOTO 2019 08 10 16 45 28 d63b7
MAHRUZE KELEŞ’TEN SONRA UBEYDULLAH DEDE…
İmamoğlu, seçim meydanlarında sık sık adını andığı Ubeydullah Dede’yi, aynı yıl içinde ikinci kez belediye başkanlığını kazandıktan sonra da unutmadı. İmamoğlu, 16 Ocak 2019’da Sultanbeyli Pazarı’nda tanıştığı ve aralarındaki “oy diyalogu” günlerce konuşulan Mahruze Keleş’e geçtiğimiz günlerde yaptığı ziyaretin bir benzerini, Ubeydullah Dede’nin evine gerçekleştirdi. İmamoğlu’nu bina önünde Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt karşıladı. İBB Başkanı’nın geleceğini haber alan yüzlerce vatandaş, alkışlarla karşıladıkları İmamoğlu ile fotoğraf çektirmek sıraya girdi. Zorlukla da olsa Güngör Ailesi’nin oturduğu daireye çıkan İmamoğlu’nu, evde de onlarca aile ferdi ve komşu karşıladı.

İMAMOĞLU AMCA İLE 6 1565445406 PHOTO 2019 08 10 16 45 28 2 8daba
UBEYDULLAH DEDE: SEN, TÜRKİYE’YE MÜJDESİN
İmamoğlu’nu hasta yatağında bekleyen Ubeydullah Dede, “Selamınaleyküm” diyerek elini öpen İBB Başkanı’nı, “Aleykümselam Başkanım. Hoş geldin” sözleriyle karşıladıktan sonra alnından öptü. Sonrasında ikili arasında şu diyaloglar geçti:
Ekrem İmamoğlu: Ben seni hiç unutmadım.
Ubeydullah Güngör: Sen, Türkiye’nin müjdesisin.
- Sağ ol.
- Türkiye’ye müjde getirdin.
- Sağ ol amcacığım.
- Tüm insanlara müjde getirdin. Teşekkür ederim.
- Allah razı olsun senden.
- Sana kurban olurum. Sana çok dua ettim.
- Biliyorum.
- Ben öleceğim. Öldümse çocuklarımı işsiz bırakma.
- Hep onlar için çalışacağım.
- Vekalet sensin. Vekaleti sana veriyorum. Öldüm mü…
- Allah korusun. Allah geçinden versin.
- Onları önce Allah’a, sonra sana teslim ediyorum.
- Tamam amcacığım.
- Yeni bir musluk açtın. O musluktan da bereket getiriyorsun.
- Allah razı olsun senden. Ben, senin güzel cümlelerini hiç unutmadım, unutmayacağım.
- Teşekkür ederim. Ben de senin yolunu bekliyordum. Biz, bilmiyorduk sen buraya geleceksin. Çocuğum sana hediyesini getirecek. (Kuran-ı Kerim hediye etti.)
- Olsun, olsun. Önemli değil. Sağ ol. Ben, Kuran’ımı aldım. Allah razı olsun. Amca, senin helalliğini almaya geldim. Hakkını helal et.
- Ben, biliyordum senin geldiğini.
- Helalliğini almaya geldim.
- Yok. Öyle benim hatırımda yoktur. Öyle, ‘Başkan gelmedi, şu, bu!’ Ben biliyordum sen geleceksin.
- Ben geleceğim. Sadece zaman…
- Kemal Hoca’ma da söylüyorum. (Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt.)
- El birliğiyle sıkıntıları aşacağız.
- Bir kahvemizi için. Ne içtiniz?
- Kahve de içeriz, sonra yemeğini de yeriz. Kalabalık bir aile. Allah razı olsun senden. Burada herkesin sevgisini yaşıyoruz şu anda. Bu kalabalık seni yorar.
- Başım üzerinde yerin.
“BERFİN BANA GELECEK”
İmamoğlu, dedesini İmamoğlu ile tanıştıran Berfin’i de yanına aldı ve Güngör’e, “Berfin, beni alıp getirdi sana” dedi. Bir süre Berfin ile konuşan İmamoğlu, yardımcılarına, “Berfin bana gelecek annesiyle. Telefonlarını alın” talimatını verdi. Evde bulunan çok sayıdaki aile ferdi ve komşuları ile fotoğraf çektiren İmamoğlu, sokakta kendisini bekleyen vatandaşları da kırmadı. Vatandaşlar, toplu fotoğraf çektirdikleri İmamoğlu’nu, mahalleden alkışlarla uğurladı.

CHP MİLLETVEKİLİ  OSMAN ÇETİN BUDAK'DAN AYTEMİZ'E SERT TEPKİ...


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Alanya’da bulunan bir akaryakıt dağıtım tesisinin kapasite genişletme çalışmalarının, ÇED sürecinin yöre halkından gizlendiğini belirterek, turizmin kalbinin olası bir tanker faciasıyla durma noktasına gelebileceğini bildirdi.

Konuyu TBMM gündemine taşıyan Budak, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a, caretta carettaların üreme alanına yapılacak tesislerin durumunu sordu.

AYTEMİZ DOSYASI 2 TEMMUZ 2019 1 thumbnail 2 96af6

Alanya Turizmini ve geleceğini karartacak olan Aytemiz petrol platformu Alanya sahillerinde kuruldu ve tehlike geliyorum diyor...

 

CHP'Lİ VEKİL BUDAK,AYTEMİZE BÜYÜK TEPKİ GÖSTERDİ VE SORDU...


Turizmin, Türkiye’nin ödemeler dengesine katkı bakımından en önemli sektör olduğunu belirten Çetin Osman Budak şunları söyledi:

“Turizmde, geçen yıl 29 milyar 512 milyon dolar gelir sağlandı. Aynı dönemde Türkiye 27.6 milyar dolar cari açık verdi. Geçen yıl ülkemizi ziyaret eden turist sayısı 45 milyon 628 bin seviyesindeyken, bunların yüzde 28.6’sına karşılık gelen 13 milyon 57 binini Antalya ağırladı. İçinde bulunduğumuz 2019 yılında ise özellikle Antalya hemen hemen her gün, gelen turist sayısı bakımından günlük rekorlar kırmaktadır. Türkiye için turizm ne kadar önemliyse, turizm için de Antalya o kadar önemlidir. Alanya ilçemizin ise gerek Türkiye, gerekse Antalya turizminde çok önemli bir yere sahip olduğu ortadadır”

Gelinen noktada, Alanya ilçesi sınırlarında bulunan bir akaryakıt dağıtım tesisinin, kapasite genişletilmesi çalışmalarındaki ÇED sürecinin Alanya halkından gizlenmesinin, bölgede ciddi rahatsızlık yarattığının altını çizen Budak şu soruları yöneltti:

“Türkiye’nin en güzel sahil şeritlerinden birisine sahip olan Alanya’ya turizm sezonunda 300 metrelik 160 bin DWT kapasiteli akaryakıt tankerlerinin yanaşması, çevreyi nasıl etkileyecektir?

Yükünü boşaltması 10 gün sürecek olan bu tankerlerin çevre için risk oluşturduğunu düşünüyor musunuz?

Bu çalışmaların ÇED sürecinde zorunlu olan ‘halkı bilgilendirme’ toplantısının gizlice yapıldığı iddiaları doğru mudur?

Bu girişimin hayata geçirilmesi halinde, günlük 7 bin akaryakıt tankerinin D-400 karayoluna çıkacak olmasının, insan hayatı için tehlike oluşturduğuna ilişkin görüşler doğrultusunda, herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır?

Olası bir tanker kazasının denizden temizlenmesinin 7 yıl sürdüğü gerçeği dikkate alınırsa, bu risk nasıl önlenecektir?

-Kapasite genişletme tesisin yapıldığı Uğrak ve Yeşilöz Mahallelerinin 3’üncü derece SİT alanı niteliği taşırken Yeşilöz Kumsalı da caretta carettaların üreme-yuvalama alanıdır. Bu nedenle dönemin Çevre ve Orman Bakanlığının 2009/10 numaralı genelgesi ile bölgenin koruma altına alınması dikkate alınırsa kapasite genişletme çalışmalarını doğal hayata etkileri ve çevre açısından olumlu buluyor musunuz?”

aytemizalanyaalanyae645ab39a0d46fc08686ff00008202d7 e25e8

 

Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerini yerinde inceleyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulundu.
Çanakkale’nin Kaz Dağları bölgesinde yer alan Kirazlı köyünde Kanada firması Alamos Gold’un yerli ortağı Doğu Biga Madencilik şirketi tarafından yürütülen altın madeni projesinde, ÇED raporunda 45 bin denmesine rağmen yaklaşık 195 bin ağaç kesildiği ortaya çıkmıştı.

Çevrecileri ayağa kaldıran olay sonrasında madencilik faaliyetlerine karşı başlatılan mücadele, ülkenin dört bir yanından gelen destekler ile devam ediyor.

Sözcü’de yer alan habere göre İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de bugün Kaz Dağları'na giderek incelemelerde bulundu. Akşener'e partisinin genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, belediye başkanları ile il ve ilçe başkanları da eşlik etti.

​‘ÇANAKKALE GEÇİLMEZ KAZ DAĞLARI DELİNMEZ’

 İlk olarak maden alanını inceleyen Akşener, şantiye girişine fidan dikti. Su ve Vicdan Nöbeti kamp alanında maden faaliyetine ilişkin açıklama yapan Akşener şunları kaydetti:

- Türkiye'nin akciğerlerinden biri olan, en yüksek oksijene sahip Kaz Dağları'nın talanına karşı sizlerle dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek için geldim. Ne güzel bir söz var burada. ‘Çanakkale geçilmez, Kaz Dağları deşilmez’ Vatan toprağı kutsaldır. Üstünde yaşayan insanıyla, hayvanlarıyla, çiçekleriyle, ağaçlarıyla, suyuyla, dağıyla, nehriyle, her şeyiyle kutsaldır. Çanakkale nasıl geçilmez mührü vurduysak, bu aziz millet Kaz Dağları'nın deşilmesine müsaade etmeyecektir.”

BU VİCDANSIZLIKTIR

Ben bir köy kızıyım. Bir ağacın doğru dürüst büyüyebilmesi için en az 25 yıl zaman gerekir. Bazıları için 100 yıl. Günahtır be günahtır. Vicdansızlıktır. Kimsenin vicdanı sızlamıyorsa bizim vicdanımız sızlayacaktır. Başkalarının da vicdanını sızlatacağız.

 ERDOĞAN GENEL OLARAK KANDIRILIYOR

Bir yalan konuşuluyor. Maden yeri 2001'de verilmiş. Bakın tarihini söyleyeyim. Gayri Sıhhi Müessese ruhsatı 25 Temmuz 2018'de verilmiş. Yani bu muhteremlerin zamanında verilmiş. Sayın Erdoğan'a genel olarak yalan söyleniyor. Sayın Erdoğan genel olarak kandırılıyor. Biliyorsunuz Osman Öcalan katilinde de kandırılmıştı. Arandığını biliyorum demişti. Buradan kendisini bilgilendiriyorum. 25 Temmuz 2018'de kendi adamların burada ruhsat vermiş.

ERDOĞAN'A SESLENİYORUM, GEL KARDEŞİM ŞURAYI GÖR

Allah'a inanan her kişinin, vatan toprağının kutsallığına inanan her kişinin, şehit kanıyla bu vatan toprağının her santimetresi şehit kanıyla sulanmış kanaatine, inancına sahip her kişinin, başta sayın Erdoğan olmak üzere buraya gelmesini, bu yapılan katliamı görmesini ve bu akciğerin söndürülmesine karşı durmasının talep ediyorum. Ey sayın Erdoğan, bu ülkenin başısın. Bu millet seni seçti. Bak burada Türkiye'nin her tarafından insan var. Ben Rumeli göçmeni bir ailenin çocuğuyum. Vatan kaybının ne olduğunu biliyorum. Ağaç kesiyorsunuz ağaç. Toprağın altına üstüne götürmenize itiraz var. Onun için buradan Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Gel kardeşim şurayı gör. Sana atılan yalanları öğren. Göreceksin ki vicdanın sızlayacak.

Ege Bölgesi'nde 4 saatte büyüklükleri 1,1 ila 6 arasında değişen 56 deprem meydana geldi. İzmir'in Bergama ve Menderes, Muğla'nın Menteşe, Marmaris ilçeleri, Gökova Körfezi, Kuşadası Körfezi'nde 20 sarsıntı kaydedildi.
Kuşadası Körfezi'nde saat 11.39'da meydana gelen 4,8 büyüklüğündeki depremin ardından İzmir, Denizli, Muğla ve Manisa illeri ile Ege Denizi'nde çok sayıda deprem oldu.

İzmir'in Bergama ve Menderes, Muğla'nın Menteşe, Marmaris ilçeleri, Gökova Körfezi, Kuşadası Körfezi'nde 20 sarsıntı kaydedildi.

Denizli'nin Bozkurt ilçesinde önce saat 14.19'da 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bu depremden 6 dakika sonra aynı bölgede 6 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

Ana şok olduğu belirtilen 6 büyüklüğündeki sarsıntıdan sonraki yaklaşık 80 dakikada Bozkurt, Çardak ve Honaz ilçelerinde 36 artçı daha yaşandı.

 Denizli'nin Acıpayam ilçesinde 20 Mart'ta da 5,5 büyüklüğünde deprem olmuştu. Depremde 22 vatandaş yaralanmış, 7 bina tamamen yıkılmış, 278 yapıda hasar tespit edilmişti.

'ARTÇILAR 5 VEYA 5,5 BÜYÜKLÜĞÜNDE OLABİLİR'

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kuşadası Körfezi'ndeki depremin Tuzla fayının etkisinde oluştuğunu değerlendirdiklerini belirtti.

Tuzla fayının İzmir'i ilgilendiren önemli bir fay olduğunu kaydeden Sözbilir, Bornova ve Menderes ilçelerinden geçen bu fayın 1992 yılında 6 büyüklüğünde deprem oluşturduğunu söyledi.

 Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye'de 6 ve üzerindeki büyüklüklerde meydana gelen depremlerin yıkıcı nitelik taşıdığına işaret ederek, Denizli'deki depremin bu eşikte meydana geldiğini anlattı.

Depremin, doğu-batı uzanımlı Maymun Dağı fayından kaynaklandığını ifade eden Sözbilir, şöyle devam etti:

"Maymun Dağı fayının harekete geçtiğini anlıyoruz. Batı Anadolu'nun en batısı ve en doğusunda iki yer, Kuşadası Körfezi ve Denizli. Birbirinden uzak yerler. Birbirini tetikledi denemez. Ama jeolojik açıdan bağlantılı yerler. Batı Anadolu'da yaklaşık 100 fay var. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı. Türkiye'deki 500 faydan 100'ü Batı Anadolu'da. Batı Anadolu dünyanın en aktif bölgelerinden. Denizli'de ana şok oldu, artık artçılar yaşanacak. Artçılar 5 veya 5,5 büyüklüğünde olabilir. 6 büyüklüğündeki depremde evleri zarar görenlerin mutlaka yetkililere haber vermesi gerekir. Artçılardan zarar görebilirler."

Denizli'nin Çardak ilçesinde 6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Isparta, Denizli, Burdur, Antalya, Bursa, İzmir, Afyonkarahisar'da da hissedilen depremde bir çok bina yıkıldı. Enkaz altında kalan vatandaşlar kurtarıldı. AFAD ve Kızılay arama kurtarma ekipleri alarm durumuna geçti...

DENİZLİ EVresimid 12776905 75288

Denizli'nin Çardak ilçesinde 6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi, depremin büyüklüğünü 6,5 olarak açıkladı daha sonra 5,7 olarak revize etti.

ÇEVRE İLLERDE DE HİSSEDİLDİ

Deprem Isparta, Denizli, Burdur, Antalya, Bursa, İzmir, Afyonkarahisar'ın da aralarında bulunduğu birçok ilde hissedildi. Paniğe neden olan depremle vatandaşlar kendisini sokağa attı. AFAD, Kızılay arama kurtarma ekipleri alarm durumuna geçti.

Depremin ardından AFAD başta olmak üzere illerdeki arama kurtarma birimleri alarma geçti. İlk gelen bilgilere göre bazı binalarda hasar oluştu.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Denizli'nin Bozkurt ilçesinde saat 14.25'te 6 büyüklüğünde yer deprem kaydedildi.

7 KİLOMETRE DERİNLİKTE

 İlçeye bağlı Armutalanı köyüne 1,74 kilometre mesafede yaşanan depremin 7,09 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.

Öte yandan ilçede 14.19'da da 4,2 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Alınan bilgilere göre bazı yapıların yıkıldığı ve enkaz altında kalanların olduğu öğrenildi.

AFAD Denizli İl Başkanı, önemli bir yıkılma olmadığını ve can kaybı olmadığını açıklarken tarama çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Ayrıca enkaz altında kalanların kurtarıldığı belirtildi.

CAN KAYBI YOK, YARALILAR VAR

Denizli Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, yaptığı açıklamada "Evler yıkılmasına rağmen can kaybı yok" dedi. Çelik, 5 vatandaşın korkudan hastaneye kaldırıldığını 1 vatandaşın da pencereden atlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını söyledi.

Tutluca Mahalle Muhtarı, 100 hanenin girilemeyecek durumda olduğunu söyledi.

AKP’nin fahri kurucusu Rüstem Zeydan, partisinden istifa ederek ayrıldığını açıkladı. Zeydan, istifasıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Siyasi arenaya veda etmiyorum. Türkiye politikasına katkı verenlerle beraberim” ifadelerini kullandı.

RÜSTEM ZEYDAN AKPAAFqWDP b408c

Eski AKP Hakkari Milletvekili Rüstem Zeydan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, ''Fahri Kurucusu ve üyesi olduğum Ak Parti ‘den bugün itibariyle istifa etmiş bulunmaktayım. Kamuya Saygılarımla duyurulur'' ifadelerini kullandı.

''Türkiye politikasına katkı verenlerle beraberim''


İstifasıyla ilgili Yüksekova Haber’e konuşan Zeydan “Siyasi arenaya veda etmiyorum. Masadayım ve de katkı vermeye devam edeceğim. Türkiye politikasına katkı verenlerle beraberim” dedi.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 2019 tercih sonuçları açıklandı. ALKÜ’ye 3 bin 711, Alanya HEP Üniversitesi’ne ise 78 öğrenci yerleştirildi...

ALKÜ REKTÖRLÜKIMG 5990 567aa

Yükseköğretim Kurumundan (YÖK), bu yıl Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin (ALKÜ) kontenjanı geçtiğimiz yıla oranla yüzde 15 artışla 3 bin 806’ya, Alanya Hamdullah Emin Paşa (HEP) Üniversitesi’nin kontenjanı ise yüzde 18’lik bir artışla 195’e yükseltmişti.

Dün açıklanan YKS 2019 sonuçlarına göre YÖK, ALKÜ’ye verdiği kontenjanın yüzde 97.3’üne öğrenci yerleştirdi. 3 bin 711 öğrencinin yerleştiği ALKÜ’nün ek yerleştirmelerle kontenjanının tamamını doldurması bekleniyor.


İŞTE ALKÜ 2019- YKS YERLEŞTİRME SONUÇLARI...


--Diş Hekimliği Fakültesi: 72,

--Fen Bilgisi Öğretmenliği: 36,

--İlköğretim Matematik Öğretmenliği: 72,

--İngilizce Öğretmenliği (İngilizce): 62,

--Okul Öncesi Öğretmenliği: 62,

--Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık: 62,

--Sınıf Öğretmenliği: 62,

--Türkçe Öğretmenliği: 41,

--Havacılık Yönetimi: 62,

--Ekonomi ve Finans: 52,

--İnsan Kaynakları Yönetimi: 62,

--İşletme: 82,

--Uluslararası Ticaret: 82,

--Uluslararası Ticaret (İÖ): 52,

--Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce): 72,

--Elektrik-Elektronik Mühendisliği (İngilizce): 72,

--Endüstri Mühendisliği: 52,

--Genetik ve Biyomühendislik (İngilizce): 21,

--Gıda Mühendisliği (İngilizce): 12,

--İnşaat Mühendisliği: 62,

--İnşaat Mühendisliği (İÖ): 52,

--İşletme Mühendisliği (İngilizce): 11,

--Makine Mühendisliği (İngilizce): 72,

--Metalurji ve Malzeme Mühendisliği: 5,

--Beslenme ve Diyetetik: 62,

--Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: 62, 

--Hemşirelik: 82,

--Mimarlık: 72,

--Tıp Fakültesi: 103,

--Gastronomi ve Mutfak Sanatları: 62,

--Turizm İşletmeciliği: 62,

--Bilgisayar Programcılığı: 41,

--Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı: 41,

--Elektrik: 31,

--Mimari Restorasyon: 62,

--Muhasebe ve Vergi Uygulamaları: 41,

--Ormancılık ve Orman Ürünleri: 57,

--Tapu ve Kadastro: 41,

--Bankacılık ve Sigortacılık: 103,

--Bankacılık ve Sigortacılık (İÖ): 103,

--Elektrik: 41,

--Emlak ve Emlak Yönetimi: 72,

--Emlak ve Emlak Yönetimi (İÖ): 62,

--İç Mekan Tasarımı: 72,

--İç Mekan Tasarımı (İÖ): 52,

--İklimlendirme ve Soğutma Teknolojisi: 21,

--Muhasebe ve Vergi Uygulamaları: 82,

--Muhasebe ve Vergi Uygulamaları (İÖ): 41,

--Sosyal Hizmetler: 52,

--Sosyal Hizmetler (İÖ): 52,

--Aşçılık: 41,

--Turizm Animasyonu: 57,

--Turizm Animasyonu (İÖ): 31,

--Turizm ve Otel İşletmeciliği: 103,

--Turizm ve Otel İşletmeciliği: 82,

--İkram Hizmetleri: 21,

--İşletme Yönetimi: 47,

--Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği: 62,

--Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri: 52,

--Tıbbi ve Aromatik Bitkiler: 31,

--Turizm ve Otel İşletmeciliği: 62,

--Çocuk Gelişimi: 52,

--Fizyoterapi: 72,

--İlk ve Acil Yardım: 72,

--Tıbbi Laboratuvar Teknikleri: 62.

 

AHEP--ALANYA HAMDULLAH EMİN PAŞA ÜNİVERSİTESİ 78 YENİ ÖĞRENCİ ALDI...

 Öte yandan YÖK, Alanya HEP Üniversitesi’ne verdiği kontenjanın yüzde 40’ına tekamül eden 78 öğrenci yerleştirdi.

Ek yerleştirmelerle kontenjanın doluluk oranın yüzde 65’e ulaşması bekleniyor. Yabancı kontenjanını 97’ye yükselten Alanya HEP’in ücretli olması nedeniyle Türkiye şartlarında göre yerleştirme sonuçlarının normal olduğu belirtilirken, Alanya HEP’in ek kontenjanlarla yabancı öğrenci sayısını arttırması bekleniyor.

Kurban Bayramı tatili süresince Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki köprü ve otoyollardan geçişler ile belediyelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinin ücretsiz olmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete'de yayımlandı...

istanbul5d4a581d66a97c15bca71a1e 54a9d

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan karara göre, Kurban Bayramı tatili nedeniyle 10 Ağustos Cumartesi günü saat 00.00'dan (cuma gününü cumartesi gününe bağlayan gece) başlayarak 15 Ağustos Perşembe saat 07.00'ye kadar "yap-işlet-devret" projeleri hariç olmak üzere Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğu altında bulunan otoyollar ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçişlerde ücret alınmayacak.

Aynı karar kapsamında 11 Ağustos Pazar günü saat 00.00'dan (cumartesi gününü pazar gününe bağlayan gece) başlayarak 14 Ağustos Çarşamba günü saat 24.00'e kadar belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerce yürütülen toplu taşıma hizmetleri de ücretsiz olacak.

AFAD'dan yapılan son dakika duyurusuna göre, Bu sabah merkez üssü Akdeniz açıkları olan 5.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Mardin'in Nusaybin ilçesinde, güvenlik güçleri ile PKK'lı teröristler arasında Bagok Dağı'nda çıkan çatışmada uzman çavuş Muhammet Ata Kıratlı (25) şehit oldu, 4 asker de yaralandı...

Günyurdu köyü kırsalı, Bagok Dağı’nda güvenlik güçlerince fark edilen bir grup terörist, ‘Teslim ol’ çağrısına ateş açarak karşılık verdi. Açılan ilk ateşte 5 asker yaralanırken, çatışma çıktı. Yaralı askerler bölgeye sevk edilen helikopterle Mardin Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Acil Servis’te tedaviye alınan askerlerinden uzman çavuş Muhammet Ata Kıratlı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.

mardin şehidi 2 sehit dha1 9051577 1d51a

ACI HABER AİLEYE VERİLDİ

Bir yıllık evli olduğu öğrenilen şehit uzman çavuş Kıratlı’nın acı haberi, Elazığ’ın Kovancılar ilçesinde oturan ailesine askeri yetkililerce verildi. Bölgedeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için geniş çaplı operasyon başlatıldı. 

Türkiye'de sigara satan iki büyük gruptan birinin sigaralarına bugünden itibaren 3 TL zam geldi. Grubun sattığı en pahalı sigara zamlı sigara fiyatları 18 TL oldu.

Et ve Süt Kurumu'nda bir kilogram kıymanın fiyatı 32 TL. İki paket sigara 36 TL oldu...

Temmuz ayında gelen ÖTV zammında sonra sigara fiyatlarına bir zam daha geldi.

Vatandaşlar sosyal medyada zam ma tepki gösterirken Türkiye’de sigara satan iki büyük gruptan birinin sigara fiyatları 3 TL zam geldi.

Söz konusu grup zammı bugünden itibaren fiyatlarına yansıttı.

Böylece grubun sattığı bir sigara 3 TL zamla 13 TL’den 16 TL’ye çıktı.

Grubun sattığı en pahalı sigara ise 15 TL’den 18 TL’ye yükseldi.

Türkiye’de satış yapan bir başka grubun da 1 Eylül’den itibaren sigaraya zam yapacağı ifade ediliyor.

Tiryakiler sosyal medyada sigara zammına büyük tepki gösterdi.

Balıkesir'e 30 kilometre uzaklıkta bulunan Gökçeyazı Mahallesi'nde yolcu otobüsünde yangın çıktı.

Çıkan yangında 2'si çocuk 5 kişi hayatını kaybederken 17 kişi de yaralandı. Otobüste 34 yolcu bulunuyordu. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, yangının ya kahve makinesinden ya da sigortadan kaynaklandığını açıkladı...

 

Balıkesir'de yolcu otobüsünde çıkan yangında ilk belirlemelere göre 5 kişi hayatını kaybetti.

Alınan bilgiye göre, Balıkesir-Edremit kara yolu Gökçeyazı Mahallesi mevkisinde, Kamil Koç firmasına ait 06 LK 794 plakalı yolcu otobüsünde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine itfaiye, 112 Acil Servis ve jandarma ekipleri sevk edildi.

ÖLENLERDEN 2'Sİ ÇOCUK

İlk belirlemelere göre otobüste bulunan 2'si çocuk 5 kişi yaşamını yitirdi.

 

 YANAN OTOBÜS 2 5d44245066a97c21e6ab30d6 96389

BALIKESİR VALİSİ'NDEN AÇIKLAMA

Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, feci olayla ilgili yaptığı ilk açıklamada üç yetişkin ve iki çocuğun hayatını kaybettiğini söyledi. Vali Yazıcı yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Yangın söndürüldü, hepimize geçmiş olsun. 34 yolcu, 3 de mürettebatı olan otobüs yangına maruz kalıyor. Sebebi henüz itfaiye tarafından raporlanmadı. İlk bilgiler teknik arıza.Ama ne yazık ki 3 yetişkin, iki tane de çocuğumuz hayatını kaybetti. Yolcularımızdan 15 tanesi farklı hastanelerimizde, 17 yolcumuzun da jandarma karakolunda ifadeleri alıyorlar. Yaralılarımız arasında durumu ağır olan yok."

 YANAN OTOBÜS 3 5d4425ba66a97c22ae04addc d7296

YILMAZ: YA KAHVE MAKİNESİ YA DA SİGORTADAN

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da Balıkesir'deki otobüs yangınına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yılmaz araçtaki yangının ya kahve makinesinden ya da sigortadan kaynaklandığını açıkladı.

Yılmaz, "Muavin fark edince kaptanı uyarmış, sağa çekmişler. Ancak kapılar açıldıktan sonra oksijen hızla içeri girince alev hızlanmış. Yangın büyüyünce araç içinde panik ve izdiham yaşanmış. Yangından kaçamayan 5 kişi malesef hayatını kaybetti. Kurtulan yolcuların bir kısmı jandarmada ifade veriyor. 15-16 yaralımız var. Onların da sağlık durumları iyi. Orman yangını mevsimi olduğu için her 20 kilometrede bir itfaiye aracı bölgede tutuluyor. İhbarın ardından 2 dakika içinde itfaiye müdahalede bulundu" dedi.

YARALILARIN KİMLİKLERİ BELLİ OLDU

Balıkesir'in İvrindi ilçesinde, hareket halindeki yolcu otobüsünde çıkan ve 5 kişinin yaşamını yitirdiği yangında yaralanan 15 kişinin kimlikleri belirlendi.

Yaralı yolculardan:

--Saniye Yılmaz,

--Dursun Ata,

--Elif Ata,

--Merve Pehlivanoğlu

ve Semra Başar'ın Atatürk Şehir Hastanesi'nde;

--Türkan Tansuoğlu,

--İhsan Ali Hamsioğlu,

--Elif Kurtar ile Sude Kurtar'ın Balıkesir Devlet Hastanesi'nde;

--Güler Tezel,

--Seher Yonter,

--Özgün Okur,

--Övgü Okur,

--Hüseyin Emre Kahraman ve Berra Kahraman'ın ise İvrindi Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındığı belirtildi.

 

Erzurum'un Tekman ilçesinde  4.1 şiddetinde deprem meydana geldi. Kısa süren deprem Tekman ve Erzurum Merkez çevresinde hissedildi. Yerin 6.1 KM derinliğinde meydana gelen depremde kısa süreli panik yaşandı...


Kandilli Rasathanesi'nden alınan bilgiye göre, merkez üssü Erzurum'un Tekman ilçesinde  4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Kandilli Rasathanesi depremin merkez üssünü Aydınlı-Tekman, büyüklüğünü ise 4.1 olarak açıkladı.

YORUM--HABER-RÖPORTAJ...

Op.Dr. Ali DULUM,Sağlıkta ki başarısını ,Ülke ve Dünya düzeninde ki egemenlerin oyunlarını aydınlatanlarla; Bilgelikle taçlandırıyor...

***

Bir Çoban Ateşi;Hüseyin Hakkı KAHVECİ...

Son günlerde sosyal medyada gündeme dair çıkışlarıyla dikkat çeken bir isim: Hüseyin Hakkı KAHVECİ. Alanya'da Hüseyin Hakkı Kahveci'yi tanıyabileceğini düşündüğüm gazetemizin köşe yazarlarından Op.Dr. Ali DULUM'u aradım.Hüseyin Hakkı Kahveci'yi önce TV programlarından sonra kitaplarından tanıdığını söyleyince bir röportaj gerçekleştirdik.

- Hüseyin Hakkı Kahveci ile ne zaman ve nasıl tanıştınız?

Bir kaç yıl önce duayen gazeteci Can ATAKLI'nın Halk TV'de "Yazı İşleri " adlı programında Hüseyin Hakkı KAHVECİ'yi dinleme fırsatı yakaladım.Heyecanlı, yerinde duramayan, söyleyeceklerini anlatmak için sabbırsızlanan biriydi.Oldukça akıcı ve seri bir şekilde bilgilerini aktarıyordu.Daha önce bilmediğim bazı bilgiler veriyor farklı analizlerde bulunuyordu.İlerleyen haftalarda tekrar izledim. Daha sonra kitaplarını buyuk bir heyecanla aldım ve okudum.

-Peki kimdir Hüseyin Hakkı Kahveci?

Sizin gibi gazeteci.Sizin gibi kalemi ve argümanları güçlü. Hüseyin Hakkı Kahveci'nin biyografisi oldukça dikkat çekici.Memur bir ailenin çocuğu.Pakistan'da Tıp Eğitimi okumuş, ABD'de İşletme Eğitimi almış.Mesleki alanda oldukça başarılı biri.Aklıma ilk gelenler; ülkemizin önemli turizm şirketlerinde yönetici pozisyonunda çalışmış, Airport TV'de program yapmış, Anayurt, Dünya, Yeniçağ Gazetelerinde köşe yazarlığı yapmış, önemli uluslararası organizasyonları yönetmiş, ANSAV(Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı) yönetim kurulu üyesi, terör ile ilgili konularda yazıları olan, oldukça iddialı kitapları bulunan, Parlementohaber.com'u yöneten biri.Yani kartviziti dopdolu.

-Kitaplarında ne anlatır, belli bir konuya yoğunlaşır mı?

Emperyalizmin bölgemizdeki politikalarına değinir.Bölgemizde olup bitenleri tarih eğitimi almamamasına rağmen iyi sentez yapar. Bölgemizde gerçekleşen olayların ipuçlarını iyi yakalar yani iyi iz sürer. Sözlerden, eylemlerden sonuçlar çıkarır. 2017 yılında başlarında Küdüs'ün İsrail için önemini vurgular(Amerika büyükelçiliğini onca gürültye rağmen oraya taşıdı).Şanlıurfa'da bulunan Göbeklitepe'nin insanlığın ilk ibadethanesine dair farklı çıkarımı vardır.Dini sembolleri iyi yorumlar.

-İlginç

Siyasal İslamı ve siyasal islamcıların emperyalistlerle kesişen yollarını bulur, yakalar ve gözümüze sokar.Atatürk vurgusu eserlerinde oldukça yoğundur.Hüseyin Hakkı Atatürk'ü toplumun bir bölümünde olduğu gibi resim, rozet, bayrak olarak ele almaz.Hatta çok ilginç bir betimlemesi var.Atatürkçülüğü bir algoritma olarak ele aldığını belirtiyordu.İlginç ve oldukça zekice değil mi?

-Nasıl Yani?

Atatürkçülük bir algoritmadır diyor.Yani eğitim, sağlık, ekonomi, kültür, savunma...bunları bir bütün olarak görüyor.Sözü edilen alanlardaki kodların Mustafa Kemal Atatürk tarafından

yazıldığını belirtiyor.Atatürk sonrası bu kodlarda (Hacklenme)kırılma meydana geldiği için şu anda içiinde bulunduğumuz sorunlarla yüzleşmek zorundayız, diyor.Yine okullarda verilen Atatürk ile ilgili bilgileri ezberleterek bir yere varamayacağımızı belirtiyor.

-Ya kitapları?

Üç kitabını okudum.O kitaplar özelinde aktarayım.

Rabıta;Rahmetli Uğur Mumcu'dan sonra Hüseyin Hakkı Kahveci'de tekrar Rabıta adını alan bir kitap yazmış. Rabıta kitabnın her sayfası okudukça sizi şaşırtıyor.Kitabın içeriği de oldukça zengin ve hacimli.Ortadoğu'da ortaya çıkan/çıkarılan RABITA örgütünü ele alıyor.Nasıl bir Batılı proje olarak kurulduğu, çevre ülkelerde nasl desteklenip örgütlendiği anlatılıyor.Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin içine sızdıkları yada sızdırıldığı belgeler ve şahitlikler eşliğinde aktarılıyor.Bugünkü Türkiye'nin halinin tesadüf olmadığını Hüseyin Hakkı Kahveci adım adım anlatıyor.

-Uğur Mumcu'dan bugüne bir şey değişmemiş galiba?

Kitapta sizi hayrete düşüren çok detay var.Hüseyin Nihal Adsız, Aparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Özal kardeşler,....daha pek çok detay var.Bence her vatansever okumalı.

-Diğer kitap?

Mühürlü Vagon, Mustafa Kemal Atatürk, Mustafa Suphi, Sultan Galiyev, Enver Paşa, Lenin Türk kimliği özelinde ele alınarak incelenmiş.Bu liderlerin kişisel özellikleri vurgulanarak nasıl küresel güçler tarafından ortadan kaldırıldıkları belgelerle anlatılmış.Türk İstiklal Savaşı'nda Türk-Rus yardımlaşmasına yer verilmiş.

"Atatürkün Yasaklanan Kitabı"nda ise, Mustafa Kemal Atatürk'ün Hatay stratejisi, Atatürk'ün Filistin sorununa bakışı ele alınmış. 1948 öncesi bölgedeki gelişmeler işlenmiş.

-Atatürk'ün bölge ile ilgili sözü...

Atatürk, Filistin konusunda Batıya şöyle kesin uyarı veriyor: "Biz vakıa bir kaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet'in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet'e lakayt olmakla itham edildik.

Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız. Avrupa'nın bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur."

-Son olarak,

Hüseyin Hakkı Kahveci, zeki, espirili ve bu topraklarda az rastlanacak derecede donanımlı. Ve en önemlisi küresel güçlerce hem ekonomik, hem kültürel hem de askeri olarak kuşatıldığımız şu günlerde Toros Dağlarında o çoban ateşini söndürmemek istiyor."Çoban ateşi yoksa biz de yokuz" diyor.

 

Çoban ateşini söndürmemek için bilinçlenelim, okuyalım.

Alanyalı İl Emniyet Müdüründen teşkilatı ile Şebnem'e tam destek...


Denizli İl Sağlık Müdürlüğü’nün başlattığı 'kan ver umut ol' projesine Denizli İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memurları kök hücre için kan bağışında bulundu. Aslen Alanyalı olan İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, 'Alanyalı bir kardeşimiz Şebnem Köseoğlu böyle bir hastalıkla karşılaşınca biz bu işi biraz daha hızlandırdık. Böyle olunca da burada öncelikle İl Sağlık Müdürlüğü’müze, kan merkezimize, bizimle beraber olan diğer kurum ve kuruluşlara can-ı gönülden şükranlarımı arz ediyorum. Çünkü hizmet ekiple yapılır.'ifadelerini kullandı...

ALANYALI İL EMNİYET MÜDÜRÜ 2 AW767054 06 34e46

Denizli İl Sağlık Müdürlüğü’nün başlattığı kan ver umut ol projesine polislerde destek verdi.

Proje kapsamında İl Emniyet Müdürlüğünde sabah saatlerinde gerçekleştirilen bağış toplama etkinliğine İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk ve diğer protokol üyeleri katıldı.

ALANYALI İL EMNİYET MÜDÜRÜ 3 AW767054 02 39c88

Konuşmaların ardından polis teşkilatı mensupları kök hücre için kan bağışında bulunarak sosyal sorumluluk projesine katkıda bulundular. Sağlık ve kan bağışının önemine vurgu yapan Demir, “Daha önceki dönemlerde farklı zamanlarda ve farklı ortamlarda Denizli İl Emniyet Müdürlüğü olarak toplumun farklı kesimlerine ve kesitlerine bir paylaşımcı olarak onlarla bir arada olmanın mutluluğunu yaşadık. Bugün de bu kutsal yürüyüşün devamı olarak ‘Kan Ver Umut Ol’ projesiyle sizlerle bir aradayız. Tabi sağlık konusu çok önemli bir konu. Bir insanı yaşatmak devleti yaşatmak, devleti yaşatmak da herhalde bu fani dünyayı yaşatmanın en temel göstergelerinden birisidir. Bugün de ‘Kan Ver Umut Ol’ projesiyle bir arada olduk. Uzun zamandan beri böyle bir proje aklımızdaydı. Fakat Alanyalı bir kardeşimiz Şebnem Köseoğlu böyle bir hastalıkla karşılaşınca biz bu işi biraz daha hızlandırdık. Böyle olunca da burada öncelikle İl Sağlık Müdürlüğü’müze, kan merkezimize, bizimle beraber olan diğer kurum ve kuruluşlara can-ı gönülden şükranlarımı arz ediyorum. Çünkü hizmet ekiple yapılır. Denizli bu hizmeti hak ediyor ve bundan sonra da bu süreç devam edecek“ dedi.

ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ OLARAK DİYORUZ Kİ;

Gazete ve Televizyonlar halkın ve Devletin;devletin kurumlarının...Yani kısaca herkesin ve her kesimin sesidir.Yasama-Yürütme Ve Yargı gibi;polis-asker-hakim-Doktor-itfaiye-ambülans gibi,Basında herkesin ihtiyacı ve olmazsa olmazıdır...

ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ OLARAK DİYORUZ Kİ;

--Basın olmadan demokrasi olmaz...

--Basın olmadan özgürlük olmaz...

--Basın olmasa,baskıcı rejim olur ve kimsenin sesini kimse duymaz!

--BASIN VAR OLMALI VE BASINA YAYIN HAYATI İÇİN EKONOMİK DESTEK ŞART...

--Yerel yayın yapan;

--Televizyonlar..

--Gazeteler..

--Dergiler..

--İnternet gazeteleri,haber portalları 

AYIRIM YAPMADAN  Belediye-Siyasi partiler-Esnaf Odaları-Kaymakamlık-Valilik,oteller ve firmalar tarafından DESTEKLENMELİDİR...

basin1 e1c9c

 

 

BRAVO TUNÇ SOYER BAŞKAN!

Yerel basına Soyer modeli...

Yeni düzenleme ile İBB--İzmir Büyükşehir belediyesi Meclisi kararları ayda iki kez yedi yerel gazetede ilan olarak yayımlanacak...

izmir gazeteciler cemiyeti başkanısoyer izmir de alternatif ulusal medya yaratabiliriz 210708 43b0e

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen ve İzmir CHP Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer

 

İzmir’den yükselen  #YerelBasınaSesVer  çağrısına ilk somut yanıt İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den geldi. Soyer, destek için yerel basınla işbirliği yaparak model oluşturacaklarını duyurdu.

Soyer, ilçelerin de dahil olmasıyla birlikte İzmir’e özgü bir ‘yerel yönetim-yerel basın’ modeli yaratacaklarını söyledi.


Yeni Yargı Paketi’nde yer alan icra ve iflas ilanlarının gazetelerde yayımlanma zorunluluğunun kaldırılmasının yerel basın üzerinde yaratacağı tahribata karşı ilk umut ışığını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaktı. Belediye Meclisi’nde alınan kararları her ay, yedi yerel gazetede ilan olarak yayımlatacaklarını belirten Soyer, ilçelerin de dahil olmasıyla birlikte İzmir’e özgü bir ‘yerel yönetim-yerel basın’ modeli yaratacaklarını söyledi.

Yerel basın sosyal medya kampanyası başlattı...


İzmir Gazeteciler Cemiyeti öncülüğünde, İzmir’de yayın yapan 7 yerel gazetenin Yeni Yargı Reformu Paketinde yer alan icra ve iflas ilanlarının gazetelerde yayımlanma zorunluluğunun kaldırılması maddesine yönelik tepkileri sürüyor.

İzmir’in yerel gazeteleri;

--Ege Telgraf,

--Yenigün,

--Yeni Bakış,

--Ticaret,

--9 Eylül,

--Haber Ekspres,

--İLKSES gazeteleri 4Temmuz da aynı  başlıkla çıktı.

YerelBasınaSesVer manşetiyle yayınlanan gazeteler, Yeni Yargı Reformu Paketi’nin yasalaşması halinde yerel basının çok zor durumda kalacağını belirterek sosyal medya üzerinden de kampanya başlattılar.


İzmir yerel basınının kampanyasına çok sayıda milletvekili, politikacı, belediye başkanı ve vatandaşlar destek verdi. En önemli ve somut destek ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den geldi.

Meclis kararları yayınlanacak...


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yerel basın için hayati öneme sahip bir öneri ve işbirliği modeli ortaya koydu. Büyükşehir Belediyesi, yeni maddenin yerel basının bitirilmesi anlamına geleceği yönünde kaygılar taşıyan İzmir basınına nefes aldıracak bir uygulamayı hayata geçirme kararı verdi.
Tunç Soyer’in talimatı üzerine yapılacak olan düzenleme ile İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi kararlarının bundan böyle ayda iki kez yedi yerel gazetede ilan olarak yayımlanması sağlanacak. Bu sayede yerel basın kuruluşlarına ekonomik destek sağlanırken, şeffaf belediyecilik ve katılımcı demokrasi adına da çok önemli bir adım atılmış olacak.

Yerel basın-yerel yönetim işbirliği modeli öncü olacak...
Bu uygulamaya ilçe belediyelerinin de dahil olmasını hedeflediklerini belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Türkiye’ye örnek olacak bir yerel basın-yerel yönetim işbirliği modeli yaratabiliriz. Bunu yapmak zorundayız. Aksi takdirde yerel medyanın sesinin kısılmasını önleyemeyiz ki, bu da en çok demokrasimize zarar verir. Yakında tüm bu gazete sahipleriyle bir araya gelip beyin fırtınası yapacağız” diye konuştu.

HAYVAN RUHLU "ADAM"; BUNLAR  PSİKOLOJİK SAPIK RUHLU VE TEHLİKELİDİRLER...

Antalya'da, ismi açıklanmayan bir kişi, sokakta köpeğe cinsel saldırıda bulunurken yoldan geçen kişi tarafından görüntülendi. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler üzerine harekete geçen polisin yakaladığı şüpheli, savcılığa sevk edildi...

köpeğe tecavüz 2 7a4c5f173032d9a9aea52498663c2da1 35876

Antalya'nın Aksu ilçesi  Kundu turizm bölgesinde geçen perşembe günü kimliği açıklanmayan bir kişi, iki servis minibüsünün arasında sokak köpeğine cinsel saldırıda bulunurken sokaktan geçen bir kişi durumu fark etti ve cep telefonuna kaydetti.

Görüntünün sosyal medyada yayınlanması üzerine Aksu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri inceleme başlattı. Kısa sürede kimliği belirlenen şüpheli gözaltına alındı. Hakkında 'hayasızca hareketler' suçundan işlem yapılan şüpheli adliyeye sevk edildi.

BARO SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK


Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu Başkanı ve avukat Alev Ersan, Kundu bölgesinde yaşandığı belirtilen olayla ilgili şahsın kimlik bilgilerini alır almaz suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

 

HAYVAN İSTİSMARI VE HAYVANA EZİYET SUÇ CEZA KANUNUNA KONULMALIDIR

 köpeğe tecavüz 3 a56668cdf787afbd0582e9b9f14a575b d0fe6

Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu Başkanı ve avukat Alev Ersan ,Bu utanç verici görüntülerin ardından şunları söyledi: "Suçlu psikolojisi incelenirken psikopatların, hayvan, çocuk ve kadın sıralaması izleniyor.Canilerin, suç eğilimi bulunan bireylerin yolunun hayvanlara yönelik şiddetten geçtiği yıllardır biliniyor. FBI, 2016 başından itibaren hayvanlara eziyet edenleri de 'potansiyel suçlu' veri tabanına 'resmen' işlemeye başladı. Tıpkı kundakçılar, cinsel istismarcılar gibi kayıt altına alıyor ve takip ediyor. Sicillerine de işleniyor bu davranış bozukluğu ve bir nevi 'sabıka kaydı' oluşturuluyor. Bu açıklamalar ışığında bakıldığında en öncelikli ve en gerekli olanın hayvana şiddetin de, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamına alınması ve hayvana şiddet uygulayanların da insana şiddet uygulayanlarla benzer cezalar almaları gerektiği, bu cezaların sicillerine işlenmesi olduğu açık ve nettir. Toplum güvenliği açısından, her şeyden önce hayvana karşı her türlü şiddetin TCK kapsamına alınması gerekmektedir. Bu yapılmadan etkin bir hayvan haklarından ve dolayısıyla güvenli bir toplumdan bahsetmemiz de mümkün olamayacaktır." 

 

Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki yazlığında rahatsızlanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, tedavi altına alındı...

Kuşadası'ndaki yazlığında rahatsızlanan Büyükanıt, Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Burada acil serviste tedavi altına alınan Büyükanıt'ın, ambulans uçakla Adnan Menderes Havalimanından, İstanbul'a sevk edileceği öğrenildi.

İzmir'de vücut geliştirme antrenörü Cengiz D., bir gece uyuyakalan eşinin elindeki telefonu aldığında aldatıldığını anladı. Kadının aile dostu Erhan Ş. ile aşk mesajlarını delil kabul eden mahkeme, genç kadını 25 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti...

İzmir'de yaşayan Türkiye Vücut Geliştirme Şampiyonası'nda ikincilik ve üçüncülük dereceleri bulunan vücut geliştirme antrenörü ve spor salonu sahibi Cengiz D, 7 yıldır evli olduğu eşi Gülşen Şenay D'nin yatak odasında bir gece elinde cep telefonu ile uyuyakaldığını gördü. Kendisine fark ettirmeden eşinin cep telefonunu aldığında ise aldatıldığını öğrendi. Eşinin aile dostu Erhan Ş. ile ilişki yaşadığını öğrenince beyninden vurulan Cengiz D, soluğu avukatı Orhan Önal'ın yanında aldı. D, eşinin yasak aşkı Erhan Ş. ile olan whatsapp yazışmalarını ve samimi fotoğraflarını mahkemeye delil olarak sunarak, 150 bin lira tazminat isteğiyle boşanma davası açtı. Mahkeme çiftleri boşadı ve zinayı ağır kusur sayarak hiçbir geliri olmamasına rağmen ev hanımı Gülşen Şenay D'nin, aldattığı eşine 25 bin lira tazminat ödemesine karar verdi.

BİR SÜRE TAKİP ETTİ

Konak'ta yaşayan 37 yaşındaki Cengiz D. ile 7 yıl önce tanışıp evlendiği Gülşen Şenay D'nin (31) evliliği geçen yıl çatırdamaya başladı. Eşinin arkadaş ortamında kendisine sözlü hakaretlerde bulunmasına anlam veremeyen Cengiz D, 2018 başlarında eşi ile aile dostu Erhan Ş'nin sahibi olduğu spor salonunda samimi konuşma ve tavırlarına şahit olunca kendisini uzaktan takip etmeye başladı. Bir gece eşinin yatak odasında elinde cep telefonu ile uyuyakaldığını gören D, telefonunu alarak tuş kilidini açtığında, eşi Gülşen Şenay D'nin Erhan Ş. ile aşk mesajlarıyla karşılaştı.

EMSAL BİR KARAR

Yeni Asır'dan Metin Burmalı'nın haberine göre; İzmir 7'nci Aile Mahkemesi'nde görülen davada Cengiz D, kendisini aile dostu ile aldatan eşinden boşanmak istediğini belirterek 50 bin lira maddi ve 150 bin lira da manevi tazminat talebinde bulundu. Spor salonunda yaşananlara şahit olan tanıklar da, Gülşen Şenay D. ile Erhan Ş'nin birçok kez yakınlaştıklarına, gizlice öpüştüklerine ve bir gün Kemeraltı Çarşısı'nda el ele gezdiklerine şahit olduklarını anlattı. Mahkeme heyeti, tanık ifadeleri ve deliller ışığında çiftin boşanmalarına karar verdi. Ayrıca zinayı ağır kusur kabul eden mahkeme heyeti, emsal niteliğinde bir karar vererek Gülşen Şenay D'nin hiçbir geliri olmamasına rağmen eşi Cengiz D'ye yasal faizleri hariç 15 bin lirası maddi, 10 bin lirası da manevi olmak üzere 25 bin lira tazminat ödemesine hükmetti.

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ü ziyarete giden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, vatandaşların büyük ilgisiyle karşılaştı. İmamoğlu, "Aslında ben mütevazı bir çiçekle başkanıma gelmiştim ama beni o kadar gururlandırdınız ki buradan yürüyerek İstanbul’a bile gidebilirim" dedi.

 İMAMOĞLU MUĞLADA 2 imamoglu aa1 8994791 31713

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü ziyaret ederek, belediye bahçesinde kendisini bekleyen vatandaşlara hitap etti.

 

Seçimlerin ardından ailesiyle Bodrum’daki yazlığına tatile geldiğini ifade eden İmamoğlu, “Ailem ve çocuklarım beni özledi. Hep birlikte Bodrum'a tatile geldik. Buraya gelmişken bizi burada yalnız bırakmayanlara yürekten teşekkür ediyorum. Aslında ben mütevazı bir çiçekle başkanıma gelmiştim ama beni o kadar gururlandırdınız ki buradan yürüyerek İstanbul'a bile gidebilirim” diye konuştu.

 

“BÜTÜN TÜRKİYE’YE LAYIK OLACAĞIZ”

İmamoğlu, tatilini tamamlayarak Muğla’ya geldiğini, buradan da belediye başkanları ile partisinin Afyonkarahisar’daki kampına katılacaklarını dile getirdi. Çocukların, gençlerin, bütün Türkiye’nin muazzam bir kardeşlik duygusu yaşadığı bir dönemden geçtiklerini ifade eden İmamoğlu, “Bir şeye çok dikkat etmeliyiz. Başkalarının yaptığı gibi hiç kimseyi dışarıda bırakmadan herkesi kucaklamalıyız. Seçim bitti, hizmet başladı. Biz Türkiye’ye hizmet anlamında gelmiş geçmiş en önemli hizmeti yaşatmak zorundayız. Millet iyi hizmet, barış, huzur, kardeşlik, eşitlik ve adalet istiyor. Çocuklara, gençlere, kadınlara bütün Türkiye’ye layık olacağız. İstanbul seçiminin kazananı tüm Türkiye. Tüm Türkiye’ye layık olacağız, bundan şüphe duymayın” dedi.


“ASLA VAZGEÇMEYİN”

Seçim döneminde Muğla'dan gelen oy kullananlar, gece gündüz kendisine dua edenler olduğunu dile getiren İmamoğlu, vatandaşlara teşekkür etti. Sorumluluklarının büyük olduğunu ve bundan sonra ülkeye hizmet etmek için çalışacaklarını ifade eden İmamoğlu, “Türkiye’nin yeni bir atılıma, başlangıca ihtiyacı var. Hep birlikte ülkemizin geleceğini hazırlamakla ilgili sorumluluğumuz var. Yoksa gençlerimiz, analarımız, atalarımız, Mustafa Kemal Atatürk'ümüz bizden hesap sorar. Güzel, milli maneviyatı yüksek, birbirine bağlı en üst seviyede, etnik kökeni ne olursa olsun ışığı bol millet olacağız. Her yerde söylemiştim, burada da söylüyorum, her şey çok güzel olacak ve asla vazgeçmeyin” dedi.

Konuşmasının ardından vatandaşlarla bir süre sohbet ederek fotoğraf çektiren İmamoğlu, Başkanlık makamına geçerek ziyaret defterini imzaladı. İmamoğlu, daha sonra Başkan Gürün ve ilçe belediye başkanları ile bir süre sohbet etti.

İstanbul'daki sahte dolar operasyonunda , 271 milyon 150 bin dolar yakalandı...

SAHTE DOLAR 2 ana manset 1564049021 36550

Yakalanan sahte dolarlar bir bahçeyi doldurdu...

 

İstanbul'da tarihin en büyük sahte dolar operasyonunda gözaltına alınan 6 kişi tutuklandı. Operasyonda ele geçirilen sahte 271 milyon 150 bin dolar ve sahte para yapımında kullanılan malzemeler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bahçesinde basın mensuplarına gösterildi.


İstanbul'da Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Esenyurt'ta bir matbaaya düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 6 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.Sağlık kontrolünden geçirilerek adliyeye sevk edilen şüpheliler tutuklandı.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Dijital Türkiye Versiyon 1.1'in çalışmalarına başladık. Versiyon 1.1'de bütünleşik hizmet sunumuna odaklanacağız. Vatandaşlarımız araçlarına dair her şeyi, sigorta durumu, vergi borcu, trafik cezası, muayene durumu, hızlı geçiş bakiyesi gibi tüm bilgilerini Dijital Türkiye platformunda oluşturulacak tek bir pencereden görebilecek." dedi

FUAT Oktay'ın başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, bakan yardımcıları ve ilgili kurum başkanlarının katılımıyla 7. Bürokrasinin Azaltılması ve Dijital Türkiye Koordinasyon Toplantısı gerçekleştirildi.
Oktay, toplantıda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi'nin bir getirisi olan hız ve dinamizmi, vatandaşlara sunulan kamu hizmetlerine yansıttıklarını, kamuda dijital dönüşüm ile hizmetleri herkes için daha erişilebilir, hızlı ve kolay hale getirmeyi önemsediklerini belirtti.

 


Tüm kamu kurumlarıyla özveri içerisinde yürütülen, eski adıyla "e-Devlet versiyon 1.0", yeni adıyla "Dijital Türkiye Versiyon 1.0"ın tamamlandığını ifade eden Oktay, Dijital Türkiye'nin ilk versiyonunun hızla tamamlanmasına katkı veren; başta Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olmak üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesindeki TÜRKSAT AŞ'ye, Haberleşme Genel Müdürlüğüne, tüm bakanlıklar ve kurumlara teşekkür etti.

 


Oktay, 43 milyondan fazla kullanıcının, hizmetleri "Dijital Türkiye Platformu" üzerinden aldığını belirterek, Versiyon 1.0 kapsamında, bakanlıklar ve kamu kurumlarının toplam 6 bin 698 hizmetinin Dijital Türkiye Platformu'ndan sunulabilir hale getirildiğini kaydetti.

"Ticaret Bakanlığımız tarafından geliştirilen, gümrük hizmetlerinde tek pencere uygulaması Dijital Türkiye Platformu'na alınarak ihracat ve ithalat işlemleri hem maddi külfet hem de zaman yönünden iyileştirilmiştir." diyen Oktay, "Bu kapsamda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imar barışı kayıt başvurusu, Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından ücretli öğretmenlik başvurusu ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından kredi, burs ve yurt kayıt başvurusu Dijital Türkiye'ye entegre edilmiştir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından sunulan TÜBİTAK Gezgin Portalı'na Dijital Türkiye üzerinden ulaşılabilmektedir." ifadelerini kullandı.

Oktay, Hazine ve Maliye Bakanlığının vergi borcu sorgulama, Sağlık Bakanlığının engelli, sürücü, istirahat raporlarının verilmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının maden ruhsatı sorgulama işlemi, Tarım ve Orman Bakanlığının çiftçi kayıt sistemi ve Milli Savunma Bakanlığının askerlik işlemleri gibi önemli hizmetlerinin Dijital Türkiye kapısından sunulabilir hale geldiğini ifade etti.

"e-Belediye altyapısında önemli yol kat edildi"

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen e-Kütüphane hizmetlerinin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından verilen sendika üyelik işlemlerinin ve İçişleri Bakanlığı tarafından verilen nüfus işlemlerinin birçoğuyla birlikte soyağacı sorgulama hizmetinin Dijital Türkiye Platformu'na entegre edildiğini anımsatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunların dışında noter vekalet sorgulama işlemleri, bankacılık risk analiz raporu hizmeti gibi önemli hizmetleri de Dijital Türkiye Platformu'na entegre ettik. Bunların yanı sıra e-Nabız, e-Okul, internet vergi dairesi ve UYAP gibi hizmetlerin içeriği zenginleştirilerek, Dijital Türkiye üzerinden erişilebilir hale getirilmiştir. Bu süreçte, ayrıca tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren elektrik, doğal gaz ve telefon abonelik işlemleri de Dijital Türkiye kapısına entegre edilmiştir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız iş birliğiyle de GSM operatörlerine yeni hat başvuruları, artık Dijital Türkiye üzerinden yapılabilmektedir. Böylece önceden 1 günü bulan abonelik başvuruları artık 5 dakikada yapılabilir hale geldi. Yine eskiden 2 günü bulan yurt kayıt işlemleri, Dijital Türkiye kapısından 10 dakikada yapılabilmektedir. Bunların dışında, İçişleri Bakanlığımızın başlattığı, belediyelerimize ciddi kaynak tasarrufu sağlayacak ve vatandaşlarımızın Dijital Türkiye kapısı üzerinden alabilecekleri belediye hizmetlerinin sayısını artıracak e-Belediye altyapısında da önemli yol kat edilmiştir."

 


Oktay, 8 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanan, 1 cumhurbaşkanlığı kararı, 41 yönetmelik ve 13 tebliğde değişiklik yapılarak toplam 111 bürokratik süreci kolaylaştıran mevzuat değişikliğiyle bürokrasinin azaltılması çalışmalarının devam ettiğini aktardı.

Söz konusu mevzuat değişiklikleri ile tapu işlemlerinde fotoğraf verme yükümlülüğünün tarih olduğunu, patent ve marka başvurularında noter onaylı imza beyanı ve sirkülerinin kaldırıldığını ve çevresel etki değerlendirilmesi sürecinde belge sayısının azaltıldığına dikkati çeken Oktay, aynı şekilde, veteriner hekim poliklinik açma süreci, tohum ve fide yetiştiriciliği başvuru süreçlerinin kolaylaştırıldığını, yapı denetim kuruluşu izin belgesi ve atık taşıma firma lisansı başvurusunda kullanılan belge sayısının azaltıldığını dile getirdi.

 


Oktay, Versiyon 1.0 kapsamında veri mahremiyetinin özellikle öncelenerek, ulusal ağ ve siber güvenlik altyapısının güçlendirilmesine yönelik yeni nesil veri alt yapı yatırımlarının yapıldığını, tüm kamu kurumlarının KamuNet'e geçmesinin sağlandığını ifade etti.

"Platformu herkesin kullanılmasını sağlayacağız"

Tüm bu gayretler neticesinde, Versiyon 1.0 kapsamında, kamu hizmetlerinde talep edilen belge sayısının önemli oranda azaltıldığına dikkati çeken Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dijital Türkiye kapısından hali hazırda sunulan hizmetlerle, belge yükü ortalama yüzde 3,80'den yüzde 0,35'e düşmüştür. Burada asıl amacımız, sıfır belge. Bu bizim için de yeterli değildir. Kamuda olan bilgiyi vatandaştan belge olarak talep etmeyeceğiz. Bilgi talep edebiliriz ama belge talep etmeyeceğiz. Hedefimiz, kamunun kendisinin ürettiği hiçbir belgenin vatandaşımız ve özel sektörden istenmemesidir. Versiyon 1.0'ın tamamlanmasını takiben Dijital Türkiye Versiyon 1.1’in çalışmalarına da başlamış bulunmaktayız. Versiyon 1.1'de bütünleşik hizmet sunumuna odaklanacağız. Vatandaşlarımız araçlarına dair her şeyi, sigorta durumu, vergi borcu, trafik cezası, muayene durumu, hızlı geçiş bakiyesi gibi tüm bilgilerini Dijital Türkiye platformunda oluşturulacak tek bir pencereden görebilecek. Ayrıca Dijital Türkiye Platformu üzerinden e-Nabız, internet vergi dairesi, e-Okul gibi dijital hizmet paketlerinin içinden öne çıkan hizmetleri de doğrudan tek platform üzerinden erişilebilir kılmaya yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bunun yanı sıra Dijital Türkiye Platformu'nu yerli tasarım, kullanıcı dostu arayüzler ile donatacak, herkesin platformu çok daha rahat kullanmasını sağlayacağız."

 


Oktay, siber güvenlik alanında hayata geçirilen "KamuNet'te yerli ve milli şifreleme donanımı" ve "Onaylı Milli Şifreleme Algoritması"nın kullanımını sağlayarak güvenli hizmet sunumunu bir adım öteye taşıyacaklarını vurguladı.

"Dijital Türkiye 2.0 yolculuğumuza başlayacağız"

6 Temmuz’da yayınlanan Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri Genelgesi kapsamında vatandaşların nüfus, biyometrik veriler, sağlık ve diğer kritik verilerinin yabancı ülke veri merkezlerinde tutulmasının önüne geçildiğini anımsatan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Verilerin yurt içi sunucularda daha güvenli depolanması için genelgenin teknik hususları ve yol haritası, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından bu yıl içinde, ivedilikle yayımlanacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı avantajlar sayesinde, minimum belge sayısı ile etkin hizmet veren idari yapımızı, Dijital Türkiye Platformu'nda kat ettiğimiz aşamayla taçlandırmış durumdayız. Milli teknoloji hamlemizin de bir parçası olan Dijital Türkiye sürecinde, hizmet hızı, şeffaflık ve izlenebilirliğini azami seviyeye çıkarmak için gerekli gayretleri ilgili kurumlarımızla vermeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde, tüm hizmet süreçlerinde sonuç ve verim odaklı bir anlayışla Dijital Türkiye'yi dönüştürmeyi inşallah sürdürecek, Dijital Türkiye’nin kapılarını tüm vatandaşlarımıza sonuna kadar açacağız. Bundan sonraki süreçte Dijital Türkiye versiyon 1.1'i yıl sonu itibarıyla tamamlayarak bütünleşik hizmet sunumu ile sistemin akıllılaştırılmasına odaklanarak Dijital Türkiye 2.0 yolculuğumuza başlayacağız."

Ankara'da kadın kuaförü Volkan İlbaş (25) otomobilini satmak için notere gittiğinde, son 10 ayda trafikte çeşitli kural ihlallerinden aracına 35 ayrı trafik cezası uygulandığını öğrendi.

Toplam 11 bin 500 liralık trafik cezasını ödeyerek aracını satan İlbaş, "Bence herkes trafik kurallarına uysun" dedi.

PLAKAYA CEZA 2 5d3843c5ae298b8e551c9b9f aa0f0

Volkan İlbaş, trafikte yaptıkları için çok pişman olduğunu söyleyerek "Yaptıklarınızı kimse görmüyor diye düşünmeyin. Olan sadece kendinize oluyor. Şu zamanda 11 bin lira trafik cezası çok para. Ben yaptıklarım için üzgünüm. 1 yıl bile değil, 10 ay içinde 11 bin lira ceza yedim. Bence herkes trafik kurallarına uysun" şeklinde konuştu.

 

MATEMATİKSEL AKILDAN yoksunsak ne çalışacak İŞ ne de yiyecek AŞ olacak...

YKS sonuçları açıklandı. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 2019 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’yla (YKS) ilgili sayısal verileri açıkladı. Buna göre, öğrenciler Temel Yeterlilik Testi’nde (TYT) en iyi performans Türkçede; en düşükse ise fen bilimlerinde gösterildi. Alan Yeterlilik Testleri’nde (AYT) en yüksek ortalamalar coğrafya testlerinde yakalandı.

Adaylar fizik, kimya ve biyolojide 10 sorudan birini bile doğru yanıtlayamadı. AYT matematik testinde ise soruların yaklaşık yüzde 88’i doğru işaretlenemedi. 2 milyon 390 bin 491 adayın girdiği TYT’ de 15 bin aday sıfır çekti.

Sınav sonuçları kimseyi memnun etmedi. Biz bugün15 bin öğrenci neden başarısız oldu ya da neden sayısal derslerde başarılı olamıyoruz konuşmayacağız.

Sınavlarda başarılı öğrencilere bazı önerilerde bulunacağız. Görüşlerine başvuracağımız kişi ise bir eğitimci değil. Tam aksine YKS sınavında dereceye giren başarılı öğrencilerin okumayı düşledikleri Tıp Fakültesini bitirip, zorlu TUS sınavını geçip, alanında Alanya’nın da yakından tanıdığı biri. Farklı ameliyatlara imza atan biri; Op. Dr. Ali DULUM.

--YKS sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizde neredeyse her iki senede eğitim öğretim sistemi/ müfredatı değişir. Ülkemizde eğitim nedir, öğretim neyi amaçlar bunları yıllardır yerine oturtamadık. Okula başlama yaşı ile ilgili bile bir kararlılığımız yok. Çocuklarımız uygulanan deneme yanılma projeleri ve uygulamalarla okuldan soğutuldu. Fakat bütün bu eksikliklere rağmen Türk çocukları oldukça akıllı ve aynı zamanda zeki.

--Tercih Dönemi ile ilgili sizin önerileriniz var mı?

Gazete yazılarımda da sık sık değindiğim gibi yepyeni bir dünyanın içerisinde yaşıyoruz. Çocuklarımız hem algılarının hızlı olması hem de öğrenme şekli açısından bizlere benzemiyor. Duyguları, düşünceleri, olayları ele alışları farklı. Evet, bu çocukları biz yetiştirmeye çalıştık ama artık dijital dünyanın bir üyesi haline geldiler. Bizlerden çok dijital ortamdan etkileniyorlar.

Her şeyin kısa bir süre içinde 50 yıl gibi(Hawking'e göre Dünyamızın yüzyılı yok) bambaşka bir şeye evirileceğini düşünürsek meslek seçimi konusunda gençlere belirleyici bir meslek önermek, dikte etmek doğru olmaz.

Ama yine de...

Bence gelecek sürprizlerle dolu. Kimse öngörüde bulunamaz. Gençler özelliklerini artırsınlar. Kendilerini iyi tanısınlar. Neyi yaparken ne ile uğraşırken keyif alıyorlarsa o alana yönelsinler. Biri iyi senaryo yazabilir, biri saatlerce ekran karşısında kalabilir, biri değişik tasarımlar yapabilir, birileri iyi iş fikirleri geliştirebilir, bir iyi sporcu olabilir... gibi. İşini kim iyi yapıyorsa o kişinin aç kalması mümkün değildir. Birey bir konuda kendini iyi yetiştirmişse mutlaka işe girer ama mutlaka. Önce o işin pratiğini öğreneceğiz, uzmanlaşacağız ondan sonra mutlaka para kazanırız.

Gençlerimizin hemen okulu bitirir bitirmez iyi ücretli iş bulacağım diye bir beklentileri var. Bu beklenti gerçek değil. Birincisi gençlerin istediği gibi dolgun ücretli ve kariyerli bir meslek yok. İkincisi öngörülere göre bugün mevcut işlerin yüzde ellisi yakın gelecekte olmayacak. Bu nedenle spesifik/ belirli bir meslek söylemek yanlış.

--Ülkenin ihtiyacı olan alanlar/meslekler var mıdır?

Ülkemizin çok iyi matematikçiye, çok iyi fizikçiye, çok iyi kimyacı... gibi temel alanlarda eğitim alacak öğrencilere ihtiyacı var. İyi bir matematikçiniz yoksa hizmet sektörü dışında bir şey üretemezsiniz, işsizlik sorununu çözemezsiniz. İyi matematikçiniz olmazsa iyi mühendisiniz, doktorunuz, kaymakamınız, savcınız hatta tarihçiniz bile olamaz. Bugün Apple 1trilyon $, Ali Baba 800 milyar$lık işlem hacmi olan şirketler. Bizim böyle şirket kuracak girişimci gençlere ihtiyacımız var. Bu da ancak iyi matematik eğitimi ile olur. Savunma şirketleri, tekloji şirketleri, ilaç şirketleri kuracak akıllara ihtiyaç var.

--Ya sağlık, Tıp?

İnsanlık var oldukça hastalıklar var olacak diye düşünüyorum.İnsan varsa Doktora da ihtiyaç olacak.Ama Tıp Doktoru Space X, Tesla Motor, Bayer gibi şirketleri kurup yönetmekten ziyade çalışan konumundadır.Biz hekimler hasta bakıyorsak bir araştırma yapmıyorsak bilim adamı değilizdir."Klinisyenizdir" bu tabir Prof.Dr.Ahmet Rasim USTA'ya ait. Bence de doğru.Bir hekim olarak bilim adına ne yapıyoruz? Birileri ilaçları buluyor, birileri tahlil isteyeceğimiz makine ve şeyleri yapıyor. Biz o ilaçlar olmadan tedavi uygulayamıyoruz ve tahliller olmadan da teşhise gidecek süreçte emin olamayız.

Ülkelerin kalkınması için bilim adamlarına ihtiyaç var. İkinci Dünya Savaşı sonrası büyüyen bir Alman ekonomi mucizesi anlatılır. Peki, mucize nasıl gerçekleşti? Ona bakıldığı zaman matematik, fizik ve kimyaya dayalı mühendislik ürünlerini görürüz.1980lere kadar bizimle aynı sosyo ekonomik kulvarda olan Güney Kore, bugün gelişmiş ülkelerden biri. Hyundai, Kia, Samsung gibi markaları üreten ülke. Nasıl yaptı bunu? Matematik ve fiziğe dayalı bir ekonomik gelişme ile sözü edilen markaları üretti.

Gelişip kalkınmak istiyorsak evrenin dili MATEMATİĞİ öğrenmek ve öğretmek zorundayız. Türkiye’nin çok iyi matematikçilere ihtiyacı var. Gençler özellikle ilk 1000 yer alan gençler Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji alanlarını seçsin. Devlet ve üniversiteler de bu gençlerin önünü açsın.

Bilim Yoksa Matematiksel akıl yoksa İŞ yok, AŞ yok. Matematik yoksa CEHALET var, YOKSULLUK var...

ALANYA GÜNEŞİ OLARAK DİYORUZ Kİ;ALANYA'NIN GELECEK YÜZ YILLARINI KARATMAYA KİMSENİN HAKKI YOKTUR...

ÖZEL HABER ALANYA GÜNEŞİ 10b78

HÜSEYİN YILDIZ: ‘KORKAK VE SATILIK DEĞİLİZ’...

MHP Antalya 23’ncü Dönem Milletvekili Hüseyin Yıldız,Kendi sosyal medya hesabından haykırdı:" Korkak ve Satılık Değiliz..."

Alanya’nın Uğrak Mahallesi'ndeki Aytemiz Dolum Tesisi’ne ilişkin verdiği mücadeleyle bilinen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız, “Turizmin Başkenti Alanyamız da Bölgesel Petrol Dağıtım Tesisi İstemiyoruz. Güçlüyüz, Çünkü Haklıyız. Korkak ve Satılık Değiliz” dedi.

 yıldız ve uçur 67818152 2421105847967064 2297006118297141248 n 6dcf9

MHP Antalya 23’ncü Dönem Milletvekili Hüseyin YILDIZ ve Yücel UÇUR

 

ALANYA'NIN KALBİNDE PATLAMAYA HAZIR BOMBA...

Alanya'nın gelecek yüz yıllarını karartacak ve olabilecek petrol tankerleri kazaları ile Alanya turizmini bitirecek olan Bölgesel petrol dolum tesisi yapımının ardından Alanya Kamuoyunda büyük tepki oluşmuştu.

 

ALANYA HALKI İMZA KAMPANYASINDA BİR OLDU,BİRLİK OLDU...

 DESTEK İMZA67270225 10156617223064385 2761921381602951168 n ad2e8

destek imza 267232089 10156617223104385 1469938628477059072 n 48d96

destek imza 3 67338093 10156617223179385 2773412021142552576 n 91e1a

destek imza 4 67402321 10156617223234385 7804191950357135360 n 29f1a

 

PETROL DOLUM TESİSİNE KARŞI ALANYA HALKI TEK YÜREK OLDU...

Şimdiler de ise yapılan ve büyük tehlike arz eden petrol dolum tesisi ve denizde ki dolum platformunu büyütmek için çalışmalar yapan Tesis  yetkililerine tepki ve Alanya'nın gelecek yüz yıllarına sahip çıkmak için; Alanya da ki STK-- sivil toplum kuruluşları başkanları,siyasi ilçe başkanları,Turizmciler,Basın kuruluşlarının bazı temsilcileri ve esnaf ile halk; başlatılan imza kampanyası ile Ankara da yapılan pazarlıklara dur demek için el ele verdi.

DESTEK 1 67508763 688515441619992 117138438360137728 n 4cbae

MHP Antalya 23’ncü Dönem Milletvekili Hüseyin YILDIZ ve Yücel UÇUR ile Alanya Güneşi Gazetesi İmtiyaz sahibi İbrahim AKDAĞ

 

 

DESTEK İKİ67284383 643467989469371 2902125877401747456 n 2e738

ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ ve www.alanyagunesi.com haber portalı olarak Alanyamız için itiraz  İmzamızı  ve şerhi  koyduk...

 

ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ OLARAK DİYORUZ Kİ;Gelirini turizmden kazanan Milyonlarca insanın kaderi;Gelecek yüz yıllarda yaşayacak olan çocuklarımızın geleceği  bir kaç kişinin para kazanma ihtirasına kurban edilemez...

 

denizde yakıt585b8f9b61361f13d8ef22f0 c6df9

Petrol tankerlerinin veya platformun devrilerek,ya da borularının kırılarak akıtacağı petrol ile kirlenecek olan Denizdeki ve sahillerimizde ki tehlike...

3781 66517

Alanya sahillerini bekleyen benzer tehlike görüntüleri...

 

Aslan ve balon baligi tehlikesine dikkat 406182 4d388

Büyük Petrol Tankerleri ile Okyanuslardan kıyılarımıza bu tehlikeli balıklar da gelmektedir...

 BALONBALONBALONdokuman 35pbbqbjs2h0ot171exx 965de

Bu BALON  BALIĞI Tenekeyi bile parçalayıp yiyor ve çok zehirli.Bunlar da Büyük Petrol Tankerleri ile sahillerimize taşınıyor...

 

BÖLGE -- ALANYA ve GAZİPAŞA HALKIMIZA ÇAĞRIMIZDIR...

Her Alanya sevdalısı aşağıda ki dilekçe örneğini imzalayıp Ankara da ki ilgili bakanlığa ulaştırabilir...

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI
MEKANSAL PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
22.07.2019, ANKARA

KONU:Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş’ye ait “Yanaşma Dolfeni Tesisi Kapasite Artışı “ nedeniyle genel olarak yapılmak istenen kapasite artışına dair İMAR PLANINA itirazlarımızın ve firmanın dolfen genişletme projesinin ivedikle ve tamamen reddedilmesine dair taleplerimizin sunulmasından ibarettir.
1- Antalya İli,Alanya İlçesi,Yeşilöz mevkinde Aytemiz akaryakıt Dağırım A.Ş’ye ait ve hali hazırda 40.000 dtw büyüklüğünde yakıt tankerlerinin yanaşmasına ve yük indirmesine imkan veren denizden yaklaşık 900 metre açıkta yer alan tesisiin 160.000 dtw büyüklüğünde ve yaklaşık 300-350 metre uzunluğunda gemilerin yanaşmasına izin verecek şekilde büyütülmesi planlanmaktadır.Bu plan dahilinde yeni imar planı T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Daire Planlama Başkanlığı’na sunulmuş olup, bizlerin hep bu imar planına hem de aşağıda açıklayacağımız nedenlerle İŞBU TESİSİN GENEİŞLETİLMESİNE ALANYA HALKI OLARAK İTİRAZLARIMIZ BULUNMAKTADIR.Bu tesisin firma tarafından talep edildiği şekilde büyütülmesi halinde ileride yaşanacak ve halen bazı koşullarda yaşanmakta olan çevre felaketinin büyüklüğü Bakanlık tarafından dikkatle incelenmeli ve böyle bir genişlemeye asla izin verilmemelidir.Şöyle ki;
2- Öncelikle, tesisin bulunduğu Yeşilöz mevkii Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu CITIES- Tehlike Altındaki Türler anlaşması, BERN anlaşması ve Çevre ve Orman Bakanlığının 2009/10 sayılı genelgesi çerçevesinde korunan, Akdeniz kaplumbağası “ caretta caretta” ve “ kum zambaklarının” doğal üreme ve yetişme alanıdır.Bölge ayrıca Alanya - Gazipaşa istikametinde yaklaşık 15 km’lik el değmemiş ve korunan sahilleri ve tertemiz denizi ile de çok önemli bir çevre koruma bölgesidir.Hali hazırda yapılan tesis ve tesise uzak denizlerden akaryakıt getiren tankerlerin su ballast kısmından bu sahil şeridine 2014 yılından beri görülmeyen ve deniz türleri ve deniz hayatı için son derece tehlikeli olan Aslan balığı, balon balığı ve katil yosunlar gelmiş ve hızla üremişlerdir. Bölgege bu türlerin ürediği ve bölgenin kendine has sualtı ve flora ve faunasının tehlike altında olduğu açıktır. Bu konuda Aytemiz Firmasının 2014 yılından beri hem de sadece 40.000 dwt’lik orta büyüklükteki gemilerle yarattığı deniz kirliliği ortadayken, 160.000 dwt’lik gemilerle gelecek ve bu denizlere ait olmayan yeni ve tehlikeli su altı türlerine karşı nasıl bir önlem alacağı açık değildir. ÇED raporu içerisinde Ankara Üniversitesi’nden 2014 yılında, işbu tesisi kurulmadan once alınmış ve su altı flora ve faunasının durumu ve koruma yolları ve yapılacaklar ile ilgili bir rapor varken, 2019 yılında böyle bir rapor istenilmemiş olması büyük bir eksikliktir.Tesisin ilk kurulduğu 2014 yılından, 2019 yılına kadar su altı yaşamı ciddi zarar görmüştür.ÇED raporuna ek, Bakanlığın Aytemiz firmasından ve hatta mümkünse 2014 yılındaki ilk su altı raporunu hazırlayan heyetten 2. Bir rapor aldırmalı ve deniz hayatına tesisin 40.000 dtw’lik gemilerle verdiği zarar gördükten sonra, 300-350 metre boyunda 160.000 dtw ebatında gemilerin yanaşabileceği dolfenlerin yapımı konusunu değerlendirmelidir.
3-Söz konusu tesisin bulunduğu deniz,açık denizdir ve etrafında tesisi koruyucu doğal siper anlamında bir yükseklik, tepe vs bulunmamaktadır.Dolayısıyla açık denizde olan ve Akdeniz’de son 5 senedir sıklıkla karşılaştığımız fırtına ve hortumlara karşı savunmasız bir yerdedir.Böyle bir yerde ve konumda, yer alan bir tesisin yanaşma kapasitesini arttırmak çok ciddi kazaları ve dolayısıyla çevre felaketlerini de beraberinde getirecektir.İŞBU TESİSİN YEŞİLÖZ BÖLGESİNDEN UZAKTA, HERHANGİ BİR ÇEVRE FELAKETİ VE/VEYA PATLAMAYA KARŞI DAHA KORUNAKLI OLAN VE YERLEŞİM MERKEZLERİNDEN UZAK KOYLARA YAPILMASI GEREKMEKTEDİR.ZATEN TESİSİN İLK PLANLARINDA YAPILACAĞI YER KALEDRAN-MUZKENT BÖLGESİ İKEN ANLAŞILAMAYAN VE HATALI BİR KARARLA TURİZM MERKEZİ ALANYA’YA 20KM MESAFEDE VE AÇIK DENİZDE,HER TÜRLÜ SALDIRIYA, FIRTINAYA VE KAZA SONUCU AKARYAKIT SIZINTISININ HEMEN YAYILACAĞI YEŞİLÖZ BÖLGESİNE KURULMUŞTUR.
ÇED raporunda yer alan, “tehlike simülasyonlarının” ÇOĞUNDA temel alınan kritik rüzgar şiddeti 5 Bofor / 18 deniz mili ya da 9 m/sn bazılarında çok daha düşük olarak kabul edilmiştir. 5 bofor deniz şiddeti (ya da 9 m/sn rüzgar hızı) 12-16 metre boyunda bir DENİZ YELKENLİSİNİN YELKEN AÇMAK İÇİN KULLANACAĞI İDEAL RÜZGAR ŞİDDETİDİR.
Yapılması planlanan dolfenler ile buraya gelecek olan 300-350 metre uzunluğunda ve 160.000 dwt kapasitesindeki yakıt tankerlerine 5 bofor şiddetinde rüzgar HİÇ BİR ETKİ YAPMAYACAKTIR.Bu şiddetteki bir rüzgar, 300-350 metre boyunda ve 160.000 dwt ebatındaki bir tanker için, araba ile 150km saatte giderken, arabanın camına vuran yağmur damlası kadar TEHLİKE YARATIR. Akdeniz açık bir denizdir ve Kasim- Mayıs ayı rüzgar değerleri 7-9 Bofor şiddetini rahatlıkla bulmaktadır.Hatta ciddi hortum ve kasırgalar da kıyıdan dahi gözlemlenebilmektedir. Hal böyle iken, ÇED raporunda yer alan tehlike simülasyonlarının HEPSİNDE 5 BOFOR RÜZGAR ŞİDDETİNİN ESAS ALINMIŞ OLMASI VE TESİSE YANAŞMANIN GÜVENLİ OLDUĞU İDDİASI GERÇEKÇİ DEĞİLDİR. Şiddetli rüzgar nedeniyle oluşacak, sızıntı, en sığ noktası sadece 16 metre derinlikte olan dolfen iskelesindeki bir karaya oturma ya da çarpma sonucunda oluşacak çevre felaketi tüm bölgede deniz yaşamını, Alanya-Gazipaşa ve hatta daha ilerde Side hattını kadar etkileyecek ve denizi temizleme çalışmaları milyarlarca liraya mal olacaktır.Böyle bir çevre felaketinin yaratacağı ekonomik, idari ve hukuk sorumluluğun altından kimsenin kalkabilmesi mümkün değildir. Alanya-Gazipaşa halkının başlıca ekonomisi turizm ve tarıma dayalı olup bu durumda çok ciddi sosyo-ekonomik sıkıntıların da baş göstereceği muhakkaktır.
Alanya’da 2018 resmi rakamlarına göre yaşayan 300.000 insan ve toplam 200.000 yatak kapsitesine sahip 600 otel, binlerce küçük ve büyük esnaf böyle bir çevre felaketinin hem sosyo-ekonomik hem de çevre felaketinin getiridiği fiziksel şartlarından doğrudan etkilenecektir.Bu sorumluluk çok ciddi bir sorumluluktur. Aytemiz Firmasına “genişleme iznini” veren tüm Bakanlık yetkilileri bu sorumluluğun tarafı olacaktır.
4-İşbu tesisin depolama tesisleri Yeşilöz mevkiinde yer almakta olup, Yeşilöz mevkii Alanya’nın en sayfiye yazlık yerlerinin biri olmasının dışında, neredeyse 30-40 yıldır da sürekli olarak yaşayanların olduğu,Alanya merkeze yaklaşık 20km uzaklıkta bir yerleşim merkezidir.ÇED raporunda yer alan buranın sadece yazları Alanya halkının ikinci evleri olan ve yazlık bir bölge şeklinde kullanıldığı iddiası gerçek dışıdır.Burada sürekli yaşayan nüfusu 2018 yılı kayıtlarına göre 1360 kişidir ve yaz aylarında bu nüfus 10.000’leri aşmaktadır.Bölge aynı zamanda google earth haritalarından da net bir şekilde görüleceği üzere Alanya’da “ sera muzculuğu” ile “ avakado” yetiştiriciliğinin yapıldığı en önemli bölgelerden birisidir.Bu kadar ciddi tarımın yapılıyor olmasının nedeni bölgede çok fazla “ yer altı su kaynağının” olmasıdır.Bu yer altı sularına herhangi bir nedenle karışacak olan akaryakıt ürünlerinin tüm bölgedeki su kaynaklarını zehirleyeceği ve bölgede seracılığı ve avakado yetiştiriciliğini tamamen bitireceği açıktır. Başta da söylediğimiz üzere,Alanya’nın iki temel geçim kaynağı turizm ve tarımdır.Bölgede yapılan “ seracılık” ve “avakado” yetiştiriciliği çok büyük yatırımlar isteyen ve katma değeri çok yüksek tarım yatırımlarıdır. Bölgede 1 dönüm kapalı sera kurma maliyeti yaklaşık 100-120.000 TL’dir ve bölgede yaklaşık 1000 (bin) dönümden fazla kapalı muz serası bulunmaktadır.Sadece bu seraların yatırım maliyeti bugünkü para ile 100-120 MİLYON TÜRK LİRASIDIR.
Tesisin bu hali dahi,bölgede tarım için çok büyük tehlike oluştururken, şimdiki halinin 4 katı büyüklüğünde gemilerin yanaşmasına izin vermek tehlikeyi en az 4 kat daha arttıracaktır.Ayrıca, şu an sadece Dolfen genişletmek için izin alan Aytemiz firmasının bu izni aldıktan ve dolfenleri yaptıktan sonra, kıyıda seraların ve yer altı sularının üstünde el bombası gibi duran DEPOLAMA TESİSLERİNİN KAPASİTELERİNİ ARTTIRMAK İSTEYECEĞİNİ tahmin etmek ve Aytemiz Firmasının böyle bir genişlemeyi de yapmak isteyeceğini de düşünmek hayal olmayacaktır.Tehlike ve yapılmak istenen düşüldüğünden çok daha büyüktür.
5-Hali hazırda aktif olarak çalışan ve genişletilmek istenen tesis herhangi bir “ terör” saldırısına ve bu saldırı sonucu oluşabilecek çevre felaketine ve insan kaybına karşı da tamamen korumasızdır.Akdeniz bölgesinde açık deniz üzerinde ve depolama alanında bu tesisi çok net gören bir çok ağaçlık tepenin olduğu yerde, bu tesise roketatar,hatta drone ya da maket uçakla dahi terror saldırısını gerçekleştirmek çok kolaydır. Henüz 300-350 metre uzunluğunda ve yanaştıktan sonra açık hedef olmaktan başka hiç bir kabiliyeti olmayan böylesi devasa bir hedefin korunabilmesi mümkün değildir.
Böyle bir terör saldırısı, ya da açık denizde yaşanacak ve günümüzde bölgede çok sık görülen ve aniden ortaya çıkan hortum ve şiddetli fırtına nedeniyle oluşabilecek bir kaza sonucu ortaya çıkabilecek çevre felaketinin sonuçlarını göz ardı etmek mümkün değildir. Aytemiz Firmasının bu bölgede kuracağı tesis, herhangi bir marina ya da yat bağlama tesisi ya da balık Çiftliği değil, bir kaza anında çevre ve insan sağlığı üzerinde çok büyük etkileri olacak AKARTAKIT DOLUM TESİSİ YANAŞMA DOLFENİ GENİŞLEMESİDİR.

Sonuç :
A- Bu tesisin genişletilmesinin ne Yeşilöz ne de çevresiyle birlikte 300.000 insanın yaşadığı, Türkiye’nin 200.000 yatak ile en fazla yatak kapasitesine sahip turizm ile nefes alıp veren Alanya ilçesine HİÇ BİR FAYDASI BULUNMAMAKTADIR.Tam tersine işbu yatırım ile bu dolfene yaklaşacak 300-350 metre uzunluğunda ve 160.000 dwt büyüklüğünde gemilerin yol açabileceği bir çevre felaketinin temizlenmesi hem yıllar alacak hem de milyarlarca lirayı bulan maliyete yol açacaktır.Böyle bir çevre felaketi sonucu Alanya bölgesinde turizm gelirlerinde yaşanılacak YÜZMİLYONLARCA EURO gelir kaybı ve tesisin bulunduğu Yeşilöz bölgesinde bugünkü değerle 100-120 milyon TL yatırımla kurulmuş olan muz seraları ve avakado bahçelerinin doğrudan yada soğutma amacıyla kullanılacak kuyu suları vasıtasıyla, yer altına sızan akarkayıt nedeniyle yada havalandırma bacalarından doğaya karışacak kimyasallar sebebiyle yok olacağı açıktır. Bölgede emlak değerlerinin tesis inşaası ile birlikte düşüşe geçmesi. Yerli ve yabancı yatırımcıların bölgedeki yatırımlarını satmak suretiyle bölgeden uzaklaşması ve yatırımcıların ve yabancı turistlerin bu bölgeye olan ilgisinin bitme noktasına gelmesi tarafınızca ciddi bir şekilde irdelenmelidir. Türkiye turizm gelirlerinin %10’undan fazla bir kısmını tek başına sağlayan Alanya’da hayata geçirilen bu proje başlı başına bir hatadır ve kapasite artışı projesi gerek vicdani gerekse hukuki açıdan ciddi sorumluluklar taşımaktadır.
B- İşbu tesisin kurulması ve şimdide genişletilmesi esnasında alınan ÇED Raporu hazırlanması esansında alınması gereken ya da alınmış olmasına rağmen GERÇEK VE TUTARLI bilgi içermeyen Tarım Bakanlığı ile bağlı kuruluşları, Orman ve Su Bakanlığı ile bağlı kuruluşları, Simülasyon tehdidini hazırlayan üniversite raporu, tesisi 2014 yılından sonra kurulduktan sonra 40.00 dwt gemilerin balast suyu ile gelen balon ve aslan balıkları ile katil yosunların neden olduğu çevre felaketini göz ardı eden ya da yeniden incelenmesine gerek görmeyen başta Aytemiz Firması yetkilileri ve bu doğal sit alanını Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları adına korumakla yükümlü ilgili başta T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları ve yetkilileri, olabilecek ve çok da uzak bir ihtimal olmayan bir çevre felaketinin baş sorumlusu olacaklardır. Ancak bu hesabı ödeyecek olan Alanya halkı, Alanya turizmi,Alanya tarımı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olacaktır.
C- Bu tesisin deniz içerisinde, şimdikinden 4 kat büyüklükte 300-350 metre ve 160.000 dwt büyüklüğünde germilerin yanaşmasına kesinlikle izin verilmemelidir.Bu izin bir faciaya adeta davetiye çıkarmaktadır. Genel Müdürlüğünüzde bulunan bu genişleme imar planları EKSİK,SUBJEKTİF VE 300.000 İNSANIN MENFAATİNİ KORUMAKTAN ÇOK AYTEMİZ AKARYAKIT A.Ş FİRMASININ TİCARİ MENFAATİNİ KORUMAK İÇİN HAZIRLANMIŞ BİR RAPORDUR.BAKANLIĞIN GÖREVİ HALKIN VE DEVLETİN MENFAATLERİNİ KORUMAKTIR. OLUŞACAK BİR KAZA DA BU ÇEVRE FELAKETİNİN TURİZM VE TARIMDA NEDEN OLACAĞI ZARAR YÜZMİLYONLARCA EURO OLACAKTIR.İNSANLARIN ANAYASAL HAKKI OLAN SAĞLIKLI YAŞAM HAKLARI DA ELLERİNDEN ALINMIŞ OLACAKTIR.
Yukarıda saymış olduğumuz tüm bu nedenler ve Sayın Bakanlığı’nızın resen gözeteceği diğer nedenlerle; işbu tesisin genişlemesine yönelik EKSİK,TARAFLI VE TOPLUM MENFAATİNDEN UZAK İMAR PLANLARINA İTİRAZ EDİYOR ve bu itirazlarımız ışığında Aytemin akaryakıt AŞ firmasının dolfen genişletme projesi VE İMAR PLANI BAŞVURUSUNUN Bakanlığınızca ivedilikle ve TAMAMEN REDDEDİLMESİNİ talep ediyoruz.

Saygılarımızla,

 

Ad- Soyad:
İmza:

 

 

 

Edremit'teki bir plajda, polis memuru ile işletmeci arasında çıkan şezlong tartışması silahlı çatışmaya dönüştü. Polis memuru Kadir Ozan Yüce'nin hayatını kaybettiği çatışmada işletmeci Yüksel Karabulut da ağır yaralandı. Öte yandan Karabulut'un yakınları bir ambulansı kaçırdı, içinde hemşire ve sağlık görevlisinin de bulunduğu araç, şüphelinin ikna edilmesi sonucu durduruldu...

şezlong 3 işletmeci 0x0 cinayetle sonuclanan sezlong tartismasinin ayrintilari ortaya cikiyor 1563906845047 d406d

Polis memurunu vuran İşletmeci Yüksel KARABULUT

 

Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Narlı Mahallesi'ndeki bir plajda polis memuru ile işletmeci arasında çıkan şezlong tartışması silahlı çatışmaya döndü. Olay, Narlı Mahallesi'ne bağlı Mıhlı mevkiindeki plajda saat 12.45 sıralarında meydana geldi.

İddiaya göre, Edremit'e tatil için giden İstanbul Başakşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Kadir Ozan Yüce ile işletmeci Yüksel Karabulut arasında şezlong kullanımı nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü, polis memuru Kadir Ozan Yüce tabancasını çekip havaya ateş etti. İşletmeci Karabulut da tabancasını polis memuruna ateşledi. Yaralı halde yere düşen polis memuru Karabulut'u vurdu. Seken kurşunlar çevredeki Mehmet Çoşkun'a isabet etti. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Ağır yaralı polis memuru, tüm çabalara rağmen kurtarılamadı.

şezlong 2 ana manset 1563885014 e45e3

YAKINI AMBULANSI KAÇIRDI

Öte yandan sağlık görevlileri, hafif yaralı Mehmet Çoşkun'a müdahale ederken, Karabulut'un bir yakını ambulansı kaçırdı. İçinde hemşire ve sağlık görevlisinin de bulunduğu aracı durdurmak için jandarma ve polis ekipleri, kavşaklarda önlem aldı. İsimleri açıklanmayan hemşire ve sağlık görevlisi, ambulansı kaçıran kişiyi ikna ederek aracı durdurmasını sağladı.


Adı açıklanmayan ve ambulansı daha hızlı götürmek için kaçırdığını öne süren şüpheli, kaçarken ağır yaralu Karabulut Edremit Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı. Karabulut'un hayati tehlikesinin devam ettiği, Mehmet Çoşkun'un sağlık durumunun ise iyi olduğu bildirildi. Jandarma, olayda kullanılan 2 tabancayı adli emanete aldı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

Antalya Manavgat'ta bir otelde garsonluk yapan  kadın  Dini nikahlı eşi tarafından 20 bıçak darbesiyle hunharca öldürüldü...

Antalya'nın Manavgat ilçesinde yaşayan 31 yaşındaki genç kadın, iddiaya göre dini nikahlı eşi tarafından 20 bıçak darbesiyle öldürüldü. Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı, Kumköy ve Side Jandarma Karakollarına bağlı ekipler, öldürülen genç kadının olay yerinin yakınındaki bir otelde garson olarak çalıştığını, 2 kez evlenip ayrıldıktan sonra Ü.G. isimli şahıs ile dini nikahlı olarak yaşadığını belirledi.

Sabah minibüsüyle Kumköy-Evrenseki sınırında bulunan Kumköy Minibüs durağına gelen M.A.K. isimli vatandaş, durağın yan tarafında Kumköy Deresi kıyısında bir kadının kanlar içerisinde yattığını görünce jandarmayı aradı.

Olay yerine gelen Kumköy Jandarma Karakoluna bağlı ekipler ve sağlıkçılar kadının yaşamını yitirdiğini belirledi. Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı, Kumköy ve Side Jandarma Karakollarına bağlı ekipler, öldürülen genç kadının olay yerinin yakınındaki bir otelde garson olarak çalıştığını, 2 kez evlenip ayrıldıktan sonra Ü.G. isimli şahıs ile dini nikahlı olarak yaşadığını belirledi.

Olay yerinin çevresindeki iş yerlerinin güvenlik kameralarını inceleyen ekipler, genç kadının gece iş çıkışında dini nikahlı yaşadığı Ü. G. ile tartıştığını daha sonra genç kadını bıçaklayarak öldürdüğünü belirledi.


Jandarma ekipleri, kısa süreli bir çalışmanın ardından cinayet zanlısı Ü.G.'yi saklandığı yerde yakaladı. Ü.G. ilk ifadesinde Halime Şenal ile kıskançlık nedeniyle tartıştığını ve boğuşma sırasında bıçakladığını söylediği bildirildi.


Şenal'ın cesedi Cumhuriyet Savcısı ve Adli Tabibin incelemelerinin ardından Antalya Adli Tıp Kurumuna gönderilirken, cinayet zanlısı Ü.G., jandarma ekiplerince Kumköy Jandarma Karakoluna getirildi. Zanlının jandarmadaki işlemlerin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.

Antalya'nın Kemer ilçesinde tur otobüsünün şarampole yuvarlandığı kazada aralarında turistlerin de bulunduğu çok sayıda kişi yaralandı
Kaza, saat 17.30 sıralarında, Kumluca- Kemer yolunun Tekirova Mahallesi'ne bağlı Köpeksoğutan mevkisinde meydana geldi.

ttttturist otobusu devrildi 25 yarali 653c2 e616b

Tur otobüsünün devrilmesi sonucu ilk belirlemelere göre, 25 turist yaralandı...

 

Turistlerin taşındığı tur otobüsü sürücüsünün direksiyon kontrolünü yitirmesinin ardından şarampole devrildi. Kazada çok sayıda turist yaralandı. Kazanın ardından bölgeye sevk edilen kurtarma ve sağlık ekipleri, yaralılara müdahele etti.

Antalya'nın Kemer ilçesinde  M.D. idaresindeki tur otobüsü, Tekirova Mahallesi'nde yoldan çıkarak devrildi.

Kazada ilk belirlemelere göre 25 turist yaralandı.

Rus, Norveçli ve Polonyalı olduğu öğrenilen yaralılar, ambulanslarla Kemer ve Kumluca'daki çeşitli hastanelere kaldırıldı.

Yaralıların çoğunun cam kırıkları nedeniyle yaralandığı ve ayakta tedavi edildiği öğrenildi.

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) 2019-2020 Eğitim - Öğretim Yılına 10 yeni bölüm ile başlayacak...

Çeşitli fakülte ve yüksekokul bünyesinde açılması planlanan 10 yeni bölüm için Yüksek Öğretim Kurulu’na (YÖK) yapılan başvuruların tümüne onay verilmesi ile ALKÜ hedeflerine emin adımlarla ilerliyor. Yaklaşık dört yıl önce büyük hedeflerle kurularak zaman içinde açılan yeni fakülte ve bölümler ile nitelikli büyümesini sürdüren Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), 2019-2020 eğitim-öğretim yılında da bünyesine kattığı yeni bölümleri ile ilk öğrencilerine kapılarını açacak. Doluluk oranı Türkiye ortalamasının üzerinde olan bölümlerine bu yıl yenilerini ekleyen ALKÜ’de Eylül ayında ilk defa öğrenci alacak bölümler şu şekilde sıralanıyor:

ALKÜ EĞİTİM FAKÜLTESİthumbnail IMG 9837 348a1

· Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi

Mimarlık Bölümü

· Gazipaşa Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi

Havacılık Yönetimi

· Sağlık Bilimleri Fakültesi

Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü

· Eğitim Fakültesi

Türkçe Öğretmenliği

· Rafet Kayış Mühendislik Fakültesi

İnşaat Mühendisliği (ikinci öğretim)

· ALTSO Turizm Meslek Yüksekokulu

Aşçılık

· ALTSO Meslek Yüksekokulu

Elektrik

Sosyal Hizmetler (birinci ve ikinci öğretim)

· Akseki Meslek Yüksekokulu

Tapu Kadastro

ALKÜ 3 thumbnail IMG 6670 cc307

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, “FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı sarayda oturuyor” sözleri nedeniyle fezleke hazırlandığı ortaya çıktı...

CHP lideri Kılıçdaroğlu hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlaması ile fezleke hazırlandığı öğrenildi.

Milliyet’ten Şevket Yaman'ın haberine göre Kılıçdaroğlu'nun “Cumhurbaşkanı'na hakaret” suçunu işlediği belirtildi.

Kılıçdaroğlu, 12 Aralık 2018'de Ankara'da düzenlenen “İnsan Haklarında Eşitlik ve Adalet Çalıştayı”nda “FETÖ'nün siyasi ayağı” tartışmalarına ilişkin olarak Erdoğan ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu.

HAKARET SUÇLAMASI


Kılıçdaroğlu “FETÖ'nün her ayağını ortaya çıkardılar. Baklavacı ayağı, sanayici ayağı, esnaf ayağı, gazeteci ayağı, bilmem ne bilmem ne. Bir şey eksik. FETÖ'nün siyasi ayağı. Bunu söylüyorum mahkemeye de vermiyorlar. Çünkü götürüp delilleri önüne koyacağız” ifadelerini kullanmıştı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamaları nedeniyle fezleke düzenledi. 15 Mayıs 2019'da düzenlenen fezlekede, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup veya o örgütün çıkarlarına uygun çalışmalarda bulunan bir kişi olarak göstermek suretiyle; onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek şekilde tahkir etmek suretiyle Cumhurbaşkanı'na hakaret suçunu işlediği yönünde yeterli kanuni delilin mevcut olduğu” belirtildi.

“MUTLAK KORUMA SAĞLAMIYOR”


TBMM'ye gönderilen fezlekede, Kılıçdaroğlu hakkında takibat yapılabilmesinin, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına bağlı olduğu kaydedildi.

Fezlekede, yasama dokunulmazlığının milletvekillerine mutlak bir koruma sağlamadığı, TBMM tarafından dokunulmazlıkların kaldırılabileceği kaydedildi.

(İBB) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığın’da Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı, Raylı Sistemler Daire Başkanlığı ve Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığına atamalar yapıldı...

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim sürecinde söz verdiği gibi, çalışma arkadaşlarını uzman kadrolardan oluşturmaya devam ediyor. İmamoğlu, yönetici düzeyindeki kadın oranını artırma sözünü de hayata geçiriyor.

Ekrem İmamoğlu, Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı'na raylı sistem uzmanı Orhan Demir'i Raylı Sistemler Daire Başkanlığına, çok iyi seviyede Japonca ve İngilizce bilen Doç. Dr. Pelin Alpkökin'i, Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı'na da Yüksek Mimar Prof. Dr. Yasin Çağatay Seçkin'i atadı.

“ULAŞIM UZMANI” MİMAR VE ŞEHİR PLANCISI ORHAN DEMİR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı'na atanan Orhan Demir, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden 1979 yılında mezun oldu. Orhan Demir, yüksek lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde tamamladı.

 IBBorhan demir 034f3

Raylı Sistem Uzmanı Orhan Demir

 

1983 – 1994 yılları arasında sırasıyla, İmar ve İskan Bakanlığı Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, STFA Mühendislik A.Ş.'de şehir plancısı, müdür yardımcısı ve proje müdürü olarak görev yapan Orhan Demir, 1986 yılından bu yana, başta İstanbul olmak üzere ülkemizin farklı kentleri ve bölgeleri için hazırlanan ulaşım ana planları, karayolu, tramvay, hafif raylı sistem, metro sistemleri talep analizleri, fizibilite etütleri gibi kentsel ve bölgesel ölçeklerdeki ulaştırma projelerinde görev aldı.
Demir, 1999 yılından bu yana Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ulaşım planlaması konusunda dersler veriyor, atölye çalışmalarına katılıyor.

ALPKÖKİN, RAYLI SİSTEMLE İLGİLİ BİRÇOK ÇALIŞMA YAPTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Raylı Sistemler Daire Başkanlığı'na atanan Doç. Dr. Pelin Alpkökin, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunudur. Pelin
Alpkökin,1998 yılında Ulaştırma Mühendisliği Yüksek Lisans programından mezun oldu.

 IBBpelin alpkokin 55986

Doç. Dr. Pelin Alpkökin

 

2002 yılında Japonya Nagoya Üniversitesinde doktora çalışmasına başlayan Pelin Alpkökin, 2005 yılında Doktor unvanı aldı. 2008 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak göreve başladı.

“Demiryolu Mühendisliği Ve Politikaları”, “Ulaşım Planlaması”, “Altyapı Yatırımlarında Finans Modelleri”, “Altyapı İnşaatı Sözleşme Yönetimi”, “Uluslararası İnşaat Sözleşmeleri”, konularında akademik çalışmalarını sürdüren Pelin Alpkökin'in birçok uluslararası yayını bulunuyor. Alpkökin, çok iyi seviyede Japonca ve İngilizce biliyor.

PARK BAHÇELERE, “KENTSEL TASARIM UZMANI” SEÇKİN ATANDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı'na atanan Prof. Dr. Yasin Çağatay Seçkin, Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden Mimar unvanı ile mezun oldu.

IBByasin cagatay seckin f411d 

Prof. Dr. Yasin Çağatay Seçkin

 

Seçkin, sırasıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Tarihi Programı'ndan Yüksek Mimar ve Kentsel Tasarım Programı'ndan da Doktor unvanlarını aldı.
Doktora sonrasında Louisiana Eyalet Üniversitesi'nde ‘Sürdürülebilir Peyzaj Konstrüksiyonu' konusunda doktora sonrası çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Seçkin'in akademik araştırmaları, tasarımda bilişim, mimari tasarım, kentsel tasarım, peyzaj tasarımı ve konstrüksiyonu ile engelsiz tasarım konuları üzerinde yoğunlaştı.

Prof. Dr. Seçkin, lisans ve yüksek lisans düzeyinde çeşitli bölümlerde dersler veriyor. Yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile birlikte özellikle üç boyutlu modelleme, bilişim ve drone teknolojileri üzerine bilimsel araştırma projeleri yürütüyor. Uluslararası hakemli dergilerde editörlük ve yayın kurulu üyeliklerini sürdürüyor. Mimari, peyzaj mimarisi ve kentsel tasarım alanlarında proje üretim faaliyetlerine devam ediyor.

Türk Başkonsolosluk görevlisinin şehit edildiği saldırıyı düzenleyenlerden biri olarak açıklanan Mazlum Dağ'ın 13 kardeşinden birinin HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ olduğu öğrenildi. Saldırganın terör örgütü PKK üyesi iki kardeşinin de bulunduğu belirtildi.


Erbil Emniyet Müdürlüğünce, Türk Başkonsolosluk görevlisinin şehit edildiği saldırıyı düzenleyenlerden biri olarak açıklanan Mazlum Dağ'ın 13 kardeşinden birinin HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ olduğu öğrenildi.

Anadolu Ajansı'nın servis ettiği habere göre, Türkiye'nin Erbil Başkonsolosluğunda görevli Osman Köse'nin şehit edildiği, iki Irak vatandaşının hayatını kaybettiği saldırının faili olduğu açıklanan Mazlum Dağ'ın kardeşleri arasında bir milletvekili ile PKK mensubu iki terörist bulunuyor.

Dağ ailesinin 13 çocuğundan birinin HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ olduğu belirtildi, Mazlum Dağ'ın kardeşlerinden 'İsyan' kod adlı İbrahim Dağ ile 'Numan' kod adlı Lütfi Dağ'ın da terör örgütü PKK üyesi oldukları tespit edildi.

Erbil'deki saldırının faili Mazlum Dağ'ın Şubat 2015'te Habur Sınır Kapısı'ndan çıkarak terör örgütüne katıldığı belirlendi.

Pençe Harekatı kapsamında Kuzey Irak'ın Hakurk bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmadan 1 şehit, 6 yaralı haberi gelirken, Bitlis'te ise askeri araca teröristlerce düzenlenen roketli saldırıda 1 binbaşı şehit oldu, 2 kişi yaralandı...


Bitlis ve Hakurk'tan peş peşe acı haberler geldi. Irak kuzeyinde PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada bir asker şehit oldu, 6 asker yaralandı. Bitlis'te ise askeri araca düzenlenen roketli saldırıda da 1 binbaşı şehit oldu.

ASKERİ ARACA ROKETLİ SALDIRI

Bingöl jandarma sorumluluk bölgesindeki güvenlik korucularını kontrol etmek amacıyla merkeze bağlı Çalıdüzü köyü bölgesine giden Merkez Jandarma Komutanı Binbaşı Zafer Akkuş'un içinde bulunduğu sivil araca PKK'lı teröristlerle roketli saldırı düzenlendi.

Saldırıda ağır yaralanan Akkuş, kaldırıldığı Bitlis Devlet Hastanesinde şehit oldu.

 Saldırı sonrası bölgede hava destekli geniş çaplı operasyon başlatıldı.

HAKURK'TA 1 ASKER ŞEHİT

Kuzey Irak'ın Hakurk bölgesinde PKK'lı teröristlerle girilen çatışmada Piyade Uzman Onbaşı Mustafa Ünal (26) şehit oldu. Piyade Uzman Onbaşı Mustafa Ünal'ın acı haberi, Konya'nın Çeltik ilçesindeki ailesine ulaştı.

Konya Valiliği'nden konuyla ilgili yapılan açıklamada, Piyade Uzman Onbaşı Mustafa Ünal'ın Pençe Harekatı kapsamında Irak'ın Kuzeyi Hakurk bölgesinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit olduğu belirtilerek, şehide Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı dileğinde bulunuldu.

Son bir ayda Mersin'de 8, Adana'da 5, Niğde'de de 1 kişi metil alkol zehirlenmesi şüphesiyle hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi de tedavi altına alınmıştı...

 

MERSİN TARSUS'TA BİR KİŞİ DAHA SAHTE İÇKİDEN HAYATINI KAYBETTİ...

 

Mersin Tarsus'da rahatsızlandıktan sonra hastane kaldırılan kişi yolda hayatını kaybetti. Ölen kişinin metil alkolden zehirlendiği şüphesi üzerine soruşturma başlatıldı. Bu son ölümle birlikte sahte içki nedeniyle ölenlerin sayısı 15'e yükseldi.


Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Böğrüeğri Mahallesi'ndeki evinde rahatsızlanan B.G. (67), Çamlıyayla Entegre Devlet Hastanesine sevk edildiği sırada yolda hayatını kaybetti.

Hastane doktorunun yaptığı kontrol sonrası metil alkolden zehirlenme şüphesi duyması üzerine konu nöbetçi cumhuriyet savcısına bildirildi.

Savcının talimatı üzerine B.G.'nin cenazesi otopsi için Tarsus Devlet Hastanesine kaldırılırken, konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.

Türkiye de Resmi olmayan sonuçlara ve yapılan anket çalışmalarına göre işsiz insanımızın sayısı 7 milyona yaklaştı.Fakat Hükümet yetkilileri ve TUİK,Ekonomik verileri 3 ay geriye doğru ve geç vererek gerçek işsiz sayısını tam açıklamıyor veya ertelemeli olarak açıklıyor.

2019 Temmuz  ayının ortasında olmamıza rağmen Nisan 2019 verilerini açıklayan TUIK in verilerinde bile işsizler ordusu olan ülkemizde durum vahim...

Türkiye'de işsizlik oranı, nisanda geçen yılın aynı ayına göre 3,4 puan artışla yüzde 13 olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 1 milyon 116 bin kişi artarak 4 milyon 202 bin kişi oldu...

İŞSİZLER ORDUSU25 7d2e9


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan 2019'a ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakiler de işsiz sayısı, Nisan da geçen yılın aynı ayına göre 1 milyon 116 bin kişi artarak 4 milyon 202 bin kişiye çıktı. Aynı dönemde işsizlik oranı 3,4 puan yükselerek yüzde 13 oldu.

İşsizlik oranı, nisanda bir önceki aya göre ise 1,1 puan düşüş gösterdi. Tarım dışı işsizlik oranı 3,6 puanlık artışla yüzde 15 olarak tahmin edildi. Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 6,3 puan yükselerek yüzde 23,2 oldu. İşsizlik oranı, 15-64 yaş grubunda ise 3,5 puan artışla yüzde 13,3 olarak gerçekleşti.

İSTİHDAM ORANI DA DÜŞTÜ

İstihdam edilenlerin sayısı, nisanda geçen yılın aynı dönemine kıyasla 810 bin kişi gerileyerek 28 milyon 199 bin kişi oldu. İstihdam oranı ise 1,9 puanlık azalışla yüzde 46 olarak kayıtlara geçti.

 

İŞSİZLER ORDUSU 269008 cdc17
Söz konusu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 329 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 481 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 17,6'sı tarım, yüzde 19,7'si sanayi, yüzde 5,7'si inşaat, yüzde 56,9'u hizmet sektöründe yer aldı.

Nisan da geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,7 puan ve inşaatın payı 1,7 puan azalırken, sanayi sektörünün payı 0,2 puan, hizmet sektörünün payı 2,1 puan arttı.

İŞ GÜCÜNE KATILIM ORANI AZALDI, YÜZDE 52,9 OLDU

İş gücü, Nisan da 2018'in aynı dönemine göre 306 bin kişi artarak 32 milyon 401 bin kişi, iş gücüne katılma oranı ise 0,1 puan azalışla yüzde 52,9 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre, erkeklerde iş gücüne katılma oranı 0,6 puanlık azalışla yüzde 71,8'i, kadınlarda ise 0,5 puanlık artışla yüzde 34,5'i buldu.

 


Nisan da herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı geçen yılın aynı dönemine göre, 0,9 puan artarak yüzde 34,2 oldu. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı da geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puan artış göstererek, yüzde 23,1 olarak hesaplandı.

MEVSİM ETKİSİNDEN ARINDIRILMIŞ İSTİHDAM

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam nisanda bir önceki döneme göre 74 bin kişi azalarak 28 milyon 40 bin kişi olarak tahmin edildi. İstihdam oranı 0,2 puan azalışla yüzde 45,8 oldu. Mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 7 bin kişi artarak 4 milyon 487 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı 0,1 puan artışla yüzde 13,8 oldu.

Mevsim etkisinden arındırılmış iş gücüne katılma oranı ise bir önceki döneme göre 0,2 puan azalarak yüzde 53,1 olarak hesaplandı. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, tarım sektöründe 84 bin, inşaat sektöründe 32 bin, hizmet sektöründe 30 bin kişi azalırken, sanayi sektöründe 71 bin kişi arttı.

İzmir'de, yüzde 50 zihinsel engelli genç kızın rahatsızlanması üzerine götürüldüğü hastanede, 6 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Pedagog eşliğinde ifadesi alınan genç kızın, bölgede çiftçilik yapan Erol Kaymak tarafından cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı...

İZMİR'in Kiraz ilçesinde, 24 yaşındaki yüzde 50 zihinsel engelli S.Ş.'nin rahatsızlanması üzerine götürüldüğü hastanede 6 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Pedagog eşliğinde ifadesi alınan S.Ş.'nin, 23 yaşındaki çiftçi Erol Kaymak tarafından cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Gözaltına alınan Kaymak, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, S.Ş. ise devlet korumasına alındı. Kiraz'ın kırsal Yukarı Çayağzı Mahallesi'nde oturan yüzde 50 zihinsel engelli S.Ş, Çarşamba günü rahatsızlanınca, ağabeyi tarafından Kiraz Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Hastanedeki kontrolde S.Ş.'nin 6 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Durumun jandarmaya bildirilmesi üzerine S.Ş.'nin pedagog eşliğinde ifadesi alındı. İfadede S.Ş.'nin, çiftçilik yapan Erol Kaymak'ın cinsel istismarına uğradığını söylemesi üzerine jandarma harekete geçti.

SAPIK ÇİFTÇİ TUTUKLANDI

Jandarma ekiplerince belirlenen adrese Perşembe günü düzenlenen operasyonla Erol Kaymak gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından aynı gün adliyeye sevk edilen Erol Kaymak, çıkarıldığı mahkemece 'nitelikli cinsel istismar' suçundan tutuklandı. S.Ş. ise devlet korumasına alındı.

İmamoğlu: Bu satırların tekrar yazılmasını
sağlayan 16 milyon İstanbullu ile huzurunuzdayım...

İMAMOĞLU ANITKABİR DE 6 İKİNCİ KULLAN1562914788 PHOTO 2019 07 12 09 21 52 2 1 6c24b

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart seçimlerinin ardından ziyaret ettiği Anıtkabir'e, bu kez de 23 Haziran seçimini kazanmış Başkan olarak geldi. İmamoğlu, Anıtkabir özel defterine, ''Bu satırların tekrar yazılmasını sağlayan 16 milyon vatansever İstanbullu ile belediye başkanlarımız ve meclis üyelerimizle birlikte aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' yazdı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu imzasını attı. İmamoğlu, Anıtkabir'in çıkış kapılarında kendisini bekleyen vatandaşlarla buluştu.

 İMAMOĞLU ANITKABİR DE 2 1562914784 PHOTO 2019 07 12 09 21 50 1 c2f69

ANITKABİR / ANKARA

 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilki olay olan Anıtkabir ziyaretinin ikincisini, İstanbul'un CHP'li ilçe belediye başkanları ve meclis üyeleri ile birlikte gerçekleştirdi. Anıtkabir ziyaretine, davetli olan AK Partili ve MHP'li belediye başkanları ile meclis üyeleri katılmadı. İmamoğlu'nun Anıtkabir ziyaretinde tüm protokol kuralları uygulandı. Aslanlı Yol'dan Anıtkabir avlusuna giriş yapan heyet, askeri törenle karşılandı. Ata'nın huzuruna çıkan İmamoğlu, mozoleye çelenk bıraktı. 1 dakikalık saygı duruşunun ardından Anıtkabir içindeki tören sona erdi.

 İMAMOĞLU ANITKABİR DE 3 1562914784 PHOTO 2019 07 12 09 21 51 1 e47ac

EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR

 İMAMOĞLU ANITKABİR DE 4 1562914784 PHOTO 2019 07 12 09 21 51 1 1 65813

İmamoğlu, toplu fotoğraf çekiminin ardından Anıtkabir özel defterini imzaladı. İmamoğlu, deftere yazdığı, ''Türkiye Cumhuriye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Bugün manevi huzurunuzda, 1919 yılında başlattığınız Kuvay-i Milliye ruhunun 100. yılında aynı ruhla, 21. yüzyılda, fikri hür vicdanı hür nesiller olarak; akıl ve bilimle cennet vatanımızın en güzel şehri İstanbul'a, tüm tarihi birkimi ve maneviyatını koruyarak, milli unsurlarımızdan asla taviz vermeyerek hizmet edeceğime söz veriyorum. Bu satırların tekrar yazılmasını sağlayan 16 milyon vatansever İstanbullu ile belediye başkanlarımız ve meclis üyelerimizle birlikte aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ekrem İmamoğlu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'' cümlelerini kameralar karşısında yüksek sesle okudu.

 İMAMOĞLU ANITKABİR DE 5 1562914787 PHOTO 2019 07 12 09 21 53 2 43d5d

VATANDAŞLARDAN YOĞUN İLGİ

 İMAMOĞLU ANITKABİR DE 6 1562914789 PHOTO 2019 07 12 09 21 52 1 3 82e3a

İmamoğlu ve beraberindeki heyet, Anıtkabir avlusunda bulunan 2'nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün kabrini de ziyaret etti. İmamoğlu, Anıtkabir'in 2 farklı kapısında kendisini bekleyen çok sayıda vatandaşla buluştu. Ankaralılar, ''Ekrem Başkan'' tezahüratıyla karşıladığı İmamoğlu'na yoğun sevgi gösterilerinde bulundu. Çoğunluğu kadınlardan oluşan vatandaşlar, İmamoğlu ile fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı.

İMAMOĞLU ANITKABİRDE 7 1562914787 PHOTO 2019 07 12 09 21 54 4 c962f

Alman bilim insanları, Marmara Denizi‘nde 7.1-7.4 büyüklüğünde bir depremin meydana gelebileceği uyarısında bulundu...

Geomar-Helmholtz Merkezi'nde Okyanus Araştırmaları yapan jeofizikçi Dietrich Lange, Nature Communications dergisine Marmara Denizi’nde meydana gelebilecek büyük bir deprem olabileceğine ilişkin açıklamalar yaptı. Almanya’nın Kiel kentinde Geomar-Helmholtz Okyanus Araştırma Merkezi‘nde araştırmalar yapan Lange, “Marmara Denizi altındaki tektonik gerginlikler büyük bir depremin oluşabilme potansiyelini tetikliyor. Bu 7.1 - 7.4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelebilmesi için yeterli“ şeklinde açıklamalar yaptı.

Geomar tarafından geliştirilen ölçüm sistemi GeoSEA ile Marmara Denizi‘nin 800 metre altında iki buçuk yıl araştırmalar yapan bilim insanlarından GeoSEA Proje yöneticisi Heidrun Kopp, “Gerginlik bir deprem sırasında çözülürse fay hattı birden bire dört metreden fazla hareket eder" dedi.

Depremin ne zaman olacağı konusunda bir tahminde bulunamadıklarını söyleyen Kopp, olası bir depremin 17 Ağustos 1999 tarihindeki deprem gibi sonuçlarının olabileceğini belirtiyor.

Kuzey Anadolu fay hattı Marmara Denizi'nin altında bulunuyor.

Manisa'nın Salihli ilçesinde, yolcu otobüsü, panelvan minibüs ve otomobilin karıştığı zincirleme kazada, 6 kişi yaşamını yitirdi, 20 kişi yaralandı...

Kaza nedeniyle karayolunda ulaşım uzun süre tek şeritten kontrollü olarak sağlandı.
Kaza, saat 18.00 sıralarında, Salihli- Demirci yolu Adala Mahallesi yakınlarında meydana geldi. Salihli'den Demirci yönüne giden 40 AAF 250 plakalı yolcu otobüsü, karşı yönden gelen ve hatalı sollama yaptığı öne sürülen 45 LE 989 plakalı panelvan minibüsle çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle savrulan panelvan minibüse arkadan gelen 48 ABL 718 plakalı otomobil çarpıp, yoldan çıktı. Diğer araç sürücülerinin haber vermesiyle olay yerine jandarma, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.

MANİSA KAZA 2kaza 1562774458 2b20d

Can pazarının yaşandığı kazada, panelvan minibüste bulunan inşaat işçilerinden 5'i olay yerinde, 1'i de hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. İlk belirlemelere göre 20 kişi de yaralandı. minibüste sıkışarak yaşamlarını yitirenler itfaiye ve kurtarma ekipleri tarafından araçtan çıkartıldı. Yaralılar ise olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptıkları müdahalelerin ardından ambulansla ilçedeki özel hastaneler ile Salihli Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı.

Kaza nedeniyle karayolu ulaşıma kapandı. Uzun süre tek şeritten sağlanan trafik akışı, kaza yapan araçların yoldan çekılmasıyla normale döndü. Kaza ile ilgili soruşturma sürdürülüyor.

 

Pendik’te içinde hamile kadının bulunduğu araca saldıran ve tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Hasan Sel ve Hüseyin Sel, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

BAŞSAVCILIKTAN AÇIKLAMA...

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan, Pendik'te 8 aylık hamile kadın ve eşine yönelik saldırının adli seyri hakkında açıklama yapıldı.

Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi;

 SALDIRGAN İTLER 2 e4176a11 d460 4ac1 8313 3b1376eecea6 1562600305 1686a


06.07.2019 günü saat 19.30 civarında müşteki Y.E.B.’nin eşi A.B.’yle birlikte şahsi aracıyla D-100 karayolunda Ankara istikametine doğru ilerlediği esnada emniyet şeridinde yol alıp önüne geçmek isteyen ve içerisinde şüpheliler Hüseyin S. ile Hasan S.’nin bulunduğu araca yol vermemesi sebebiyle oluşan husumete bağlı olarak şüphelilerin bir müddet sonra müşteki Y.E.B. ile hamile olan eşi A.B.’nin önünü kesip araca zarar vermeleri şeklinde gelişen olaya ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığımızca derhal soruşturma başlatıldığı,

Bu kapsamda kolluk ekiplerine talimat verilerek müştekilerin beyanlarına başvurulduğu, müştekilere ait araçta oluşan hasarın tespit edildiği ve olay görüntülerini içerir kayıtların muhafaza altına alındığı,

Temin edilen görüntü içeriğine göre şüpheliler Hüseyin S. ile Hasan S.’nin müştekilere ait aracı durdurduktan sonra şoför mahallinde bulunan müşteki Y.E.B.’nin yanına gittikleri, müştekinin eşinin hamile olmasından dolayı aracın kapılarını kilitlediği, bunun üzerine şüpheli Hasan S.’nin tekme atarak aracın dikiz aynasını kırdığı ve aracın kaputuna çıkarak tepindiği, ardından şüphelilerin olay mahallinden ayrıldıkları,

Olayın ardından annelerinin rahatsızlığından ötürü il dışına çıkan şüphelilerin 08.07.2019 günü saat 09.30 itibarıyla Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğüne teslim oldukları, teslim esnasında şüpheli Hasan S. nezdinde bulunan bir adet ateşli silaha el konulduğu, kolluk ifadelerini müteakip Cumhuriyet Başsavcılığımızda hazır edilen şüphelilerin Kara Ulaşım Araçlarını Alıkoyma, Cebir Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Mala Zarar Verme suçlarından sevk edildikleri İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanarak cezaevine konuldukları,

 Şüpheliler hakkında olay günü muhtelif trafik kurallarını ihlal etmelerinden dolayı ayrıca idari yaptırım da uygulandığı,

Soruşturma kapsamında maddi gerçeğin her yönüyle ortaya çıkarılmasına yönelik araştırmalara titizlikle devam olunduğu,
Hususları, kamuoyuna ve tüm basın/yayın kuruluşlarına saygıyla duyurulur.

 

SALDIRGAN İTLER 3 pendikte hamile kadinin bulundugu a i33z cover 08eb6

PENDİK'TE NE OLMUŞTU?

Pendik'te yaşanan olayda, trafikte tartışı aracın önüne geçip durduran Hasan ve Hüzseyin Sel isimli saldırganlar, diğer aracın içindekilere saldırmaya çalışmıştı. İçerisinde hamile bir kadının bulunduğu aracın yan aynasını kıran, üzerşine çıkıp araca zarar veren saldırganlar araç sürücüsünü de darp etmeye çalışmıştı.

Olay, E-5 Otoyolu Pendik mevkiinde meydana geldi.

İddiaya göre, trafik polisine yakalanmamak için emniyet şeridinden çıkan araç sürücüsü, bir başka aracın önüne kırmak istedi. Bunun üzerine tartışma çıktı. Tartışma sonrasında maganda aracını diğer sürücünün önüne kırdı. Aracın durmasının ardından otomobilden inen maganda camı yumruklamaya başladı. Trafik magandası hızını alamadı, aynayı kırdı ve kaputun üzerine çıkıp tekmelemeye başladı.

Bu sırada neye uğradığını şaşıran sürücü ve yanındaki hamile kadın, bu anları kayda aldı. Hamile kadın çığlıklar atarken, olay cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntülerde maganda otomobilini aracın önüne kırıyor. Ardından önce camı yumrukluyor ve aynayı kırıyor. Bu sırada kadın çığlık atıyor. Maganda aracın üzerine çıkıyor ardından da uzaklaşıyor. Araç sürücüsü kaydettiği görüntülerle polise gidip şikayetçi oldu.

SALDIRGAN İTLER 4 POLİSsdjkbdasdas 1562600000 702c5

SALDIRGANLARI KARŞILAYAN POLİS AÇIĞA ALINDI

Pendik’te, trafikte yol vermediklerini öne sürerek hamile kadının ve eşinin bulunduğu araca saldıran Hasan Sel ve Hüseyin Sel, Pendik Şehit Adil Gözalıcı Polis Merkezi Amirliği'ne gelerek ifade verdi. Şahısların polis merkezine girdikleri sırada, polis amiri ile Hüseyin Sel’in el sıkışması ise tartışmalara sebep oldu.

EMNİYETTEN AÇIKLAMA

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada; Pendik Fevzi Çakmak Mahallesi, D-100 kara yolu üzerinde meydana gelen olayın şüphelilerinin polis merkezi amirliğine girişi anında basına yansıyan görüntülerle ile ilgili olarak; Pendik Şehit Adil Gözalıcı Polis Merkezi Amiri görevinden alınarak hakkında idari soruşturma başlatılmıştır" denildi.

Görüntülerde şahıslar polis merkezine girdikleri sırada Hüseyin Sel ile polis amiri el sıkışmış ve polis amiri, Hüseyin Sel’in sırtına dokunmuştu.

Atatürk silüetini görmek için oraya koştular...
Ardahan'ın Damal ilçesindeki Ata Mahallesi’nde, güneşin Karadağ sırtlarına Atatürk silueti oluşması dolayısıyla yapılan 23´üncü ’Atatürk’ün İzinde ve Gölgesinde Damal Şenlikleri’ düzenlendi.

ATAT SÜLETİ 4 İKİNCİ KULLAN5d222ccf66a97c0e3247950d 08dc9

Damal ormanlığında gerçekleştirilen şenliklerde halk oyunları gösterisi, yerel sanatçılar ve ozanlar, Kafkas Grubu Halk oyunları gösterileri yapıldı. Damal Kaymakamı Yasin Yunak, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Damal Belediye Başkanı Ergin Önal, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ile yerli ve yabancı çok sayıda davetlinen katıldığı şenlikte sanatçılar Erdal Erzincanlı ve Mustafa Özarslan sahne aldı.

ATAT SÜLİETİ 3 5d222ccf66a97c0e32479510 6a277

Damal ormanlığında gerçekleştirilen şenliklerde halk oyunları gösterisi, yerel sanatçılar ve ozanlar, Kafkas Grubu Halk oyunları gösterileri yapıldı. Damal Kaymakamı Yasin Yunak, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Damal Belediye Başkanı Ergin Önal, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ile yerli ve yabancı çok sayıda davetlinen katıldığı şenlikte sanatçılar Erdal Erzincanlı ve Mustafa Özarslan sahne aldı.

Festival alanındaki programın ardından Atatürk’ün siluetini izlemek için ilçeye bağlı Ata Mahallesi’ndeki seyir alanına geçildi. Karadağlar’ın eteklerinde saat 18.00´de yansıyan silueti yüzlerce yerli ve yabancı turist izledi. Seyir alanını dolduran vatandaşlar Atatürk´ün Karadağ sırtlarına yansıyan siluetini cep telefonlarına kaydederek bol bol öz çekim yaptı. Silüetin belirmesiyle beraber İzmir Marşı’nı okundu.

ATAT SÜLİETİ 3 5d222ccf66a97c0e32479510 4682d

REKOR KATILIM
23’üncüsü yapılan festivalde bu yıl rekor katılım gerçekleşti. Ata Mahallesi’nden festival alanına giden yolda metrelerce araç konvoyu oluşurken, trafik kilitlendi. Atatürk silüetininin çıkışını kaçırmak istemeyen vatandaşlar araçlarından inerek yaklaşık bir kilometrelik mesafeyi yürümek zorunda kaldı.

 Burada konuşan Damal Belediye Başkanı Ergin Önal, "İlk kez böyle yoğun katılımın olduğu bir festivali kutluyoruz. Yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda misafirimiz geldi. Amacımız bu festivalle Atatürk´ü dünyaya tanıtmak" dedi.

 

 

 

 

 

 

Sakarya'nın Kocaali ilçesinde balıkçıların ağına deniz mayını takıldı...

Caferiye Mahallesi Melenağzı mevkisinde balıkçılar, ağlarına top şeklinde üzerinde mekanizma ve kablo bulunan bir cismin takıldığını gördü. Sahile getirilen cismin incelenmesi için jandarmaya haber verildi.

Bölgede çevre emniyeti alan jandarma ekipleri, cismin fotoğrafını Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü birimlerine gönderdi.

Yapılan araştırmada, cismin deniz mayını olduğu tespit edildi.

Mayının imha edilmesi için Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ile çalışma başlatıldı.

Dünya Bankası, kentlerdeki sürdürülebilir kalkınma için Türkiye'ye 500 milyon euro kaynak verilmesini onayladı. Söz konusu kaynak; toplu ulaşım, su dağıtımı, atık yönetimi, enerji verimliliği, itfaiye hizmetleri ve sosyal hizmetler alanındaki belediye yatırımlarında kullanılacak. Dünya Bankası'ndan Auguste Kouame "Türkiye'nin büyüyen şehirleri giderek artan iklim ve afet riskleri ile karşı karşıya" dedi.
Dünya Bankası 'Sürdürülebilir Şehirler Projesi' kapsamında 2016 ve 2018'deki kredilere ek olarak Türkiye'ye 500 milyon euro daha ek finansman verilmesi kararını onayladı. Kurumun açıklamasında "Sürdürülebilir Şehirler Programı, ilgilenen belediyelerin öncelikli yatırımları için finansmana erişimlerini sağlayarak ve vatandaşlarına daha iyi hizmet sunmalarına yardımcı olarak Türkiye’nin şehirlerinin ekonomik, finansal, çevresel ve sosyal sürdürülebilirliklerini arttırmayı amaçlar" deniliyor.

BÜYÜYEN ŞEHİRLER RİSKLER İLE KARŞI KARŞIYA

Dünya Bankası tarafından cuma günü yayımlanan bültene göre, finansman toplu ulaşım, su dağıtımı, atık yönetimi, enerji verimliliği, itfaiye hizmetleri ve sosyal hizmetler alanındaki belediye yatırımlarında kullanılacak.

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Kouame "Türkiye'nin büyüyen şehirleri giderek artan iklim ve afet riskleri ile karşı karşıya. Bu risklere karşı gerekli hizmetleri sağlamak ve Türk vatandaşlarının yaşamlarını iyileştirmek için çok çeşitli altyapı tesislerinin sürdürülebilir ve dayanıklı bir şekilde tesis edilmesi gerekiyor. Sürdürülebilir Şehirler Projesi için sağlanan bu ek finansman yoluyla Türkiye'nin şehirlerinin sundukları hizmetleri artırmalarına ve iyileştirmelerine yardımcı olmaya devam etmekten mutluluk duyuyoruz" dedi.

ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ OLARAK KINIYORUZ...

Yeni Çağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ'a yapılan saldırıyı nefretle kınıyoruz.Gazeteciler herkesin sesidir.Bu saldırganların en ağır şekilde cezalandırılmasını hukuktan bekliyoruz..

 

GAZETECİYE 7 KİŞİ SALDIRDI...

Yeniçağ Gazetesi yazarı ve Türkiyem TV program yapımcısı Yavuz Selim Demirağ kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğradı. Evinin önünde yaklaşık 7 kişilik grubun saldırısına uğrayan Demirağ'ın sağlık durumu ciddiyetini koruyor.
Türkiyem TV program yapımcısı ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğradı. GATA'daki tetkikleri devam eden Demirağ'ın bilincinin açık durumunun ise iyi olduğu öğrenildi.

Gazeteci Demirağ'ın kızından alınan bilgiye göre 7 kişi beyzbol sopalarıyla evinin önünde içeri girerken saldırdı.

 

MURAT AĞIREL DUYURDU

Yeniçağ gazetesi yazarlarından Murat Ağırel de Yavuz Selim Demirağ'a yapılan saldırıyla ilgili Twitter hesabından şu bilgileri paylaştı:

 


"Bugün Türkiyem TV’de beraber program yaptık Yavuz Selim Demirağ ile birlikte.Program çıkışı evine bıraktım.Sahte plakalı doblo markalı araç ile bizi takip etmişler .Sonrasında ben vedalaşıp ayrıldıktan 2-3 dakika sonra Yavuz ağabeye saldırmış alçaklar."

 

''Bugün Türkiyem TV’de beraber program yaptık Yavuz Selim Demirağ ile birlikte.Program çıkışı evine bıraktım.Sahte plakalı doblo markalı araç ile bizi takip etmişler .Sonrasında ben vedalaşıp ayrıldıktan 2-3 dakika sonra Yavuz ağabeye saldırmış alçaklar.''

 

YAVUZ SELİM DEMİRAĞ KİMDİR, NERELİDİR?

 Gazeteci, yazar Yavuz Selim Demirağ Kuleli Askeri Lisesinden mezun olmuş ardından Kara Harp Okulu’na girmiştir. Kısa süre sonra okuldan atılmış, yaşamına gazeteci olarak sürdürmeye karar vermiştir.

Günümüzde Yeniçağ Gazetesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Demirağ, yaşantısını Ankara Yenimahalle’de sürdürmektedir. Aslen baba tarafından Kayseri Talas İlçesi nüfusundandır.

Bugüne kadar Dijital Terör, Teğmen Çelebi, Darbe ve İnfaz ile İmamların Öcü & Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Cemaat Yapılanması isimli kitaplara imzasını atmıştır.

Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği geleneksel iftar programı Ramazan ayının ikinci gününde 1400 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Hizmet Binası önünde düzenlenen geleneksel iftar programı Antalya Valisi Münir Karaloğlu, 3. Piyade Eğitim ve Tugay Komutanı P. Alb. Tuncay Polat, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Orhan Özdemir, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Vali Yardımcısı Hamdi Bolat, Aksu Kaymakamı Aydın Ergün, Konyaaltı Kaymakamı Kamil Köten, Muratpaşa Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, Kepez Kaymakamı Hamdullah Suphi Özgödek, İl Jandarma Komutanı Tuğg.

AESOB 12 4d649

Tekin Aktemur, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanı Albay Sezai Özkurt, Kepez Belediye Başkanı Av. Hakan Tütüncü, Muratpaşa Belediye Başkanı Av. Ümit Uysal, Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, Korkuteli Belediye Başkan Vekili İlhami Yıldıran, Hava Meydan Komutanı Hv. Alb. Mustafa Tunay, Ak Parti İl Başkanı Av. İbrahim Ethem Taş, Mhp İl Başkanı Mustafa Aksoy, İyi Parti İl Başkanı Ahmet Aydın, İlçe Başkanları, Müftü Yardımcısı Mustafa Şimşek, SGK İl Müdürü Nejat Deniz, İşkur İl Müdürü Veli Tekkanat, İlbank A.Ş. Antalya Bölge Müdürü Fuat Koçal, Gençlik ve Spor İl Müdürü Burhanettin Hacıcaferoğlu, Vergi Dairesi Başkanı Metin Uzun, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Mahmut Kaplan, TSE Akdeniz Bölge Koordinatörü Hasan Demirtaş, İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, Türk Telekom Antalya Bölge Müdürü İrfan Yıldız, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, ATSO Meclis Başkanı Süleyman Özer, Deniz Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çetin, SMMM Odası Başkanı Emrullah Tayfun Çavdar, 6. Bölge Birliği Başkanı Ahmet Tural, Burdur Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Metin Sipahi, Kahveciler Federasyonu Başkanı Murat Ağaoğlu, Halkbank Antalya Bölge Koordinatörü Mikail Özdemir, Muhtarlar Derneği Başkanı Nazif Alp, Oda ve Kooperatif Başkanları, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri, Muhtarlar, çok sayıda esnaf ve sanatkarın katılımlarıyla gerçekleştirildi.

AESOB 13 e897d
İftar programında konuşan AESOB Başkanı Adlıhan Dere, “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan mübarek Ramazan ayına bizleri kavuşturduğu için Allah’a şükrediyor, iftar soframızı siz kıymetli konuklarımızla, esnaf ve sanatkarlarımızla birlikte paylaşmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum. Ramazan, İslam’ın merhametini, hakkaniyetini ve ibadetini, bilgi ve erdemle bütünleşmiş ahlakını, tüm insanlığa anlatan kutsal bir aydır. Bu mübarek ayda Rabbimden tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri ve bizleri mübarek Ramazana eriştirdiği gibi bin aydan daha hayırlı bir gece olan Kadir Gecesi’ne de Ramazan Bayramı’na da eriştirmesini niyaz ediyorum.” dedi.

AESOB 3 4c06f
AESOB Başkanı Adlıhan Dere, İftar davetine icabet eden tüm misafirlere teşekkür ederek, “Bizler, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğimizin siz esnaf dostlarıyla ve esnaf kardeşlerimizle bir araya gelmeyi, her zaman çok kıymetli görüyoruz. Ramazan ayı da bunun için güzel bir vesile oluyor. Antalya merkez ve ilçelerimizde düzenlediğimiz iftar sofralarında esnaflarımızla buluşup, Ramazan’ın huzurunu birlikte yaşıyoruz. Bizler, paylaşmanın bereketine inanıyoruz. Yalnızca Ramazan’da ya da belirli günlerde değil, her fırsatta birbirimize destek olmayı kendimize ödev biliyoruz. Kişisel çabalarımızın dışında da bu geleneklerimizi yaygınlaştırmak için çalışmalar yürütüyoruz. Ben bugün burada bizlerle birlikte esnaf soframızda iftarını yapan çok değerli Protokolümüze, Birlik, Oda ve Kooperatif Başkanlarımıza, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelerimize, tüm esnaf ve sanatkar kardeşlerimize ve çok kıymetli hemşehrilerimize teşekkür ediyorum, hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum.” dedi.

AESOB 4 97489
Mübarek Ramazan ayının tüm İslam alemine hayırlar getirmesini temenni eden Antalya Valisi Münir Karaloğlu, “Ramazan ayının en güzel tarafı böylesine güzel sofraları paylaşmamız ve bir araya gelerek dayanışmamız. Bugün burada sofranıza eşlik etmekten büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Ramazan ayı birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi ve helalleşmemizi geliştirmemiz gereken bir ay. Gördüğünüz gibi kamu görevlileri, sivil toplum kuruluşları, esnafımız, vatandaşımız her birimiz sokakta kurulmuş bir sofranın etrafında bir araya gelebiliyoruz. İşte bu bizim millet olmamızın bir göstergesi. Ben bu akşam bu güzel sofrayı kuran Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanımız Adlıhan Dere’ye ve yönetimine teşekkür ediyorum. Rabbim yapmış olduğunuz ibadetlerinizi kabul etsin diyor, hepinize saygılar sunuyorum.” dedi.

AESOB 5 71346
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin düzenlemiş olduğu iftar programlarına her zaman katıldıklarını belirten Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Her zaman olduğu gibi böylesine güzel bir akşamda da Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanımız Adlıhan Dere’nin düzenlemiş olduğu iftar programında bir araya geldik. Yüce Allah’tan tüm ibadetlerimizi ve tuttuğumuz oruçlarımızı kabul etmesini diliyorum. Bugün bu güzel sofranın kurulmasına emeği geçen başta Birlik Başkanımız olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.

AESOB 6 bacee
Antalya’daki birlik ve beraberliğe dikkat çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Değerli esnaf kardeşlerimin, bu güzide topluluğun bir araya gelmesinde ve bu güzel sofranın kurulmasında emeği geçen Birlik Başkanımız ve benim de yönetim kurulu üyem Adlıhan Dere’ye teşekkür ediyorum. Bu anlamlı iftar sofrasında 900 yıllık geçmişi olan Ahi Teşkilatının bir temsilcisi olarak siz değerli kardeşlerimizle bir araya gelmek bana onur verdi. Burada oluşturmuş olduğunuz birlik ve beraberlik hepimize örnek olmalı. Bu iftar daveti sizlerin bir araya gelmesi ve bu aziz günlerin birleştiriciliğinden faydalanabilmemiz için çok önemli. Hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyor, bu güzel iftar yemeğinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hayırlı Ramazanlar diliyorum.” dedi.

AESOB 11 74135
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği geleneksel iftar programı sonrasında Protokol ve Oda Başkanları AESOB Başkanı Adlıhan Dere’nin makamına çıkarak bir süre sohbet ettiler.

AESOB 1 d06bc

Kölelikten imparatorluğa

Dünyayı fetheden Cengiz Han Türkiye’de ilk kez VBKY’de

Akademisyen tarihçi Michal Biran’ın yazdığı “Cengiz Han”, Türkiye’de ilk kez VakıfBank Kültür Yayınları tarafından okura sunuluyor. Kitapta kölelikten imparatorluğa yükselen Moğol hükümdarı Temuçin’in hayat öyküsü, taht mücadeleleri, savaşları, İslam ve Batı dünyasındaki büyük etkileri anlatılıyor.

1557388124 Cengiz Han Kitap Kapa 141eb

Yaşamı filmlere, kitaplara, tiyatro oyunları ve destanlara konu edilen Cengiz Han, 12. ve 13. yüzyılda Asya’yı etkisi altına alan, dünyanın şimdiye dek gördüğü en etkili hükümdarların başında geliyor. Kimine göre dâhi bir savaşçı ve yöntemleri oldukça ürkütücü olsa da kimi milletlerce üstün yetenekli bir ata olarak kabul ediliyor. İşgal ettiği toprakları yağmalayan Cengiz Han, kavimlerin üstüne kâbus gibi çöküyor, yıkıyor, yakıyor, tarihi kayıtlarda “felaketin diğer adı” diye geçiyor.

Çevirisini Ahmet Fethi Yıldırım’ın yaptığı, Türkçe’de ilk kez VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) yayımladığı, akademisyen tarihçi Michal Biran’ın kapsamlı çalışması “Cengiz Han”da, Moğol Bey’i Temuçin’in sıra dışı ve çok sert yolculuğu tarihi kayıtlar eşliğinde detaylandırılıyor. “Cengiz Han” ayrıca VBKY’nin tarih serisinde yer alan ilk biyografik eser.

Dünya fatihi bir Moğol

Temuçin açlıktan ölmek üzereyken köleleştiriliyor, başkaldırıyor, gerek sıra dışı yöntemleri gerek siyasi zekâsı sayesinde taht savaşlarından galip çıkıyor. Tüm kavimleri birleştiren Temuçin’in İslam dünyasına verdiği çok büyük zararların yanında yapıcı etkileri de oluyor. Bir zaman sonra ise Asya kıtasına hükmeden acımasız imparator Cengiz Han’a dönüşüyor. Biran, şunları söylüyor: “… Cengiz Han çok sayıda mümini katletti, zenginliklerini yağmaladı ve başlarına eşi görülmemiş bir felaket getirdi; öyle ki ona İslam’ın baş düşmanı gözüyle bakıldı. Üstüne üstlük, torununun Bağdat’ı yerle bir etmesi, çoğu kez Orta Çağ İslam uygarlığının sonu olarak görülür.”

1557388116 Michal Biran d8b9e

Müslüman dünyasını derinden etkiledi

Biran, Cengiz Han’ın torunlarının 19. yüzyıla dek Müslüman dünyasının önemli parçalarını yönettiğini ve bu nedenle onun biyografisinin, Müslüman tarih yazımının ayrılmaz bir parçası olduğunu söylüyor. Biran, şöyle devam ediyor: “Cengizli, hatta Cengizli olmayan hükümdarların siyasal ve dinsel ihtiyaçları, Cengiz Han’ın farklı Müslüman çevrelerde tasvir edilme şeklini etkiledi. Dahası, Büyük Han’a atfedilen meşruiyet kurumları ve kavramları darü’l-İslam’da (İslam ülkesi) ve ötesinde, geç Orta Çağ ve erken modern dünyanın çoğunun şekillenmesinde etkili oldu. 13. yüzyıl sonrası Müslüman dünyanın entelektüel ufukları, siyasal sınırları ve etnik bileşimi, Cengizli yönetiminden çok etkilendi. Bu yüzden Cengiz Han İslam dünyasında yalnızca yıkıcı bir güç değildi; aynı zamanda yapıcı bir etki de yarattı, bu etkinin mirası özellikle Orta Asya’da ölümünden sonra uzun süre, modern zamana kadar varlığını sürdürdü.”

İmparatorun yükselişi

Biran’a göre, kanıtlanmış askeri yeteneğinin dışında birçok faktör Cengiz’in Moğolistan’da öne çıkmasına katkıda bulundu. Biran, bunlardan ilkinin siyasal beceri olduğunu açıklıyor, onun, her türlü ittifaktan en iyi şekilde yararlandığını belirtiyor. Biran, “İkinci faktör Temuçin’in ‘eşitlikçi’ politikasıydı: Askerlerine iyi davranırdı, adamlarına kendi giysilerini giydirir, onun atlarına binmelerine ve kendisiyle aynı yemeği yemelerine izin verirdi. …Dahası, ganimeti baskına katılanlara eşit bölüştürürdü. Böylece Cengiz göçebe toplumlarda çok saygı duyulan bir özellik olan cömertliğiyle meşhur oldu. Adil davranmasının karşılığında tam sadakat ve itaat istiyordu ve bunu beceremeyenleri ağır bir şekilde cezalandırıyordu. …Akrabaları tarafından sıkça hayal kırıklığına uğratıldığı ve kendi oymağı içinde görece önemsiz bir soydan geldiği için Cengiz, insanların soyuna ya da oymak hiyerarşisi içindeki konumlarına değil, daha çok bireysel yeteneklerine ve sadakatlerine önem verdi. Bu politika, mütevazı kökenli insanlara yeni oluşan ordusunda yükselmeleri için eşsiz bir fırsat sunmaktaydı ve insanlar Cengiz’in saflarına aktı” sözlerini kaydediyor.

VBKY’nin okura sunduğu “Cengiz Han”, dünya fatihi Temuçin’in hayatını, Müslüman dünyasına etkileri ile ölümü sonrası yaşanan radikal değişimleri ele alan çok kapsamlı bir eser.

Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen PKK/KCK davasının iddianamesinde, örgütün kırsal alan kadrosuna eleman kazandırmak için yapılan görüşmelerde kullanılan şifre ortaya çıktı.
Davada yargılanan Murat Bülbül'e, örgütün Suriye yapılanması PYD-YPG içerisinde olan Velat Sönmez'in kırsala götürmek istedikleri örgüt üyelerini kastederek, "Maça hazır olanlar var mı, yok mu?" diye sorduğu ortaya çıktı.

 

TOPLAM 20 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nca PKK/KCK terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturmada Murat Bülbül, teknik takibe alındı. Bülbül'ün Afrin'de PKK/PYD-YPG içerisinde bir süre faaliyet gösterdikten sonra Kobani bölgesine geçiş yaptığı tespit edilen Velat Sönmez ile irtibatlı olduğu tespit edildi. Bunun üzerine gözaltına alınan Murat Bülbül, 8 Ekim 2018'de tutuklanarak, cezaevine konuldu. 'Terör örgütünün kırsal alan kadrosuna yeni katılım sağlamak' amacıyla faaliyetlerde bulunduğu belirlenen Murat Bülbül hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar, 'silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak' suçundan da 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.

"MAÇA HAZIR OLAN VAR MI"

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, Velat Sönmez ile Murat Bülbül arasında 30 kez telefon görüşmesi yapıldığı yer alarak, Bülbül ve Sönmez arasında geçen şifreli konuşmalar da deşifre edildi. Vedat Sönmez'in 'Maça hazır olanlar var mı, yok mu?' şifresiyle örgüte katılımı sorduğu kaydedilen iddianamede, kırsal alan kadrosuna katılacak olan örgüt üyelerinden 'iyi bir takım' olarak bahsedildiği görüldü.

"MAÇ KELİMESİNİ KIRSALA GİTMEK ANLAMINDA KULLANDIM"

İddianamede, Sönmez tarafından 'kırsal alan kadrosuna yeni katılım yapacak olan örgüt mensuplarının kimler olduğu, şahısların kırsal alana katılma konusunda hazır olup olmadıkları hususunda gerekli araştırmaların yapılmasının istendiği, Bülbül'ün de talimatları yerine getirdiği bildirildi. Sanık Bülbül'ün katılım yapacak örgüt mensuplarını takip ile görevli olduğu anlatılan iddianamede, kırsal alana eleman temini için irtibat kurduğu kişilerden A.S.'nin ifadesine "Murat Bülbül ile yaptığım görüşmede 'maç' kelimesini terör örgütünün kırsal alanına gitmek anlamında kullandım. Konuşmalarımızın deşifre olmaması için, şifreli bir görüşme yapmıştık" dediği kaydedildi.
İdidanamede emniyetteki ifadesine de yer verilen Murat Bülbül, PYD terör örgütüne katıldığını ancak dağ kadrosuna katılmadığını, silahlı bir eylemde bulunmadığını öne sürdü.

"DAVAYA İHANET ETTİN"

11 kişiyle birlikte örgütün kırsal alanına eleman kazandırma faaliyetlerinde bulunduğunu ifade eden Bülbül, "Velat Sönmez ile telefon ile irtibat kurdum ancak bu şahısların kırsal alana aktarımını gerçekleştiremedim. Velat Sönmez beni telefonla arayıp 'davaya ihanet ettin' şeklinde suçlayıp, tehdit etti. Bu nedenle bu şahısları örgütün kırsal kadrosuna katmak için faaliyette bulundum" dedi.
Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada ise Murat Bülbül, konuşmalarda geçen 'maç' kelimesinin şifre olmadığını savundu. Bülbül, 18 Nisan günü görülen ikinci duruşmada yurt dışına çıkış yasağı konularak, tahliye edildi.

İDDİANAMEYE GİREN ŞİFRELİ KONUŞMA ŞÖYLE;

Velat Sönmez: Zaten ben Emre'ye de söyledim. 'İyi bir takım ayarlayın, biz iyi bir futbol oynayalım' dedim.
Murat Bülbül: He onun maçı iyi. 'Çok çıkarmışlar ama yalnız kalmış' de.
Velat Sönmez: Neyse, sen şimdilik elleme, senin telefonun istirahat etsin. Sen de istirahat et. Senin başın ağrımasın. Ben sana dediğim zaman ilgilen ayarla. Sen de böyle gözlem yap. Ne var, maça hazır olanlar var mı, yok mu? Gözün üzerlerinde olsun. Ben seni aradığımda da çalışma tam olsun.

Yapılan küresel araştırma sonuçlarına göre Türkiye’nin en az gülen ülkeler arasında dördüncü sıraya yerleştiği görülürken, araştırmaya 143 ülkenin katıldığı saptandı.
Medya takibinin öncü kurumu Ajans Press, küresel duygu raporunu konu alan araştırma verilerini inceledi. Ajans Press’in ABD merkezli Gallup verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin en az gülen ülkeler arasında dördüncü sıraya yerleştiği görüldü. Araştırma “Olumlu Deneyim Endeksi” verilerini ortaya koyarken, çeşitli sorular sorularak sonuca gidildiği saptandı. 143 ülkenin yer aldığı araştırmada, Türkiye’nin 50 puan alarak 139’uncu sıraya yerleştiği kaydedildi. Son basamakta yer alan ülke ise Afganistan olarak belirlenirken, Yemen’in en az gülen ülkeler sıralamasında Türkiye ile aynı sırada olduğu gözlendi. Böylelikle iki ülkenin de “Dün çok gülümsediniz mi ya da güldünüz mü?” sorusuna yüzde 57 ile hayır cevabı verdiği belirlendi.
PRNet Medya ve Ajans Press’in konuyla ilgili gerçekleştirdiği medya incelemesinde yazılı basına yansıyan haber adetleri de belli oldu. Gerçekleştirilen medya araştırmasında Türk halkının en çok nelerden şikâyetçi olduğu medyaya yansıyan başlıklardan derlendi. Hayat pahalılığı ve işsizlik konusu 81 bin 483 haberle en çok konuşulan başlıklar arasında yer aldığı kaydedildi.

Üzüm üreticisine yaş ya da kuru tercihini erken yap çağrısı

Üzüm üreticilerine ürününü yaş ya da kuru olarak değerlendirme konusunda erken tercih yapması çağrısında bulunuldu.

Türkiye’nin sofralık üzüm ve kuru üzüm üretiminde önemli merkezlerinden Alaşehir’de “Üzüm Üreticileri ve İhracatçıları İle Değerlendirme Toplantısı” düzenleyen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği üreticilere üzüm üreticilerine üzümü kuru ya da yaş değerlendirme konusunda erken tercih yaparak ona göre üretim aşamalarını takip etmelerini önerdi.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak’ın moderatörlüğünü yaptığı; Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Şemsettin Özgür, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Altındişli, Bornova Zirai Mücadele Araştırması Enstitüsü Yüksek Ziraat Mühendisi Dr. Ferhunde Özlem Altındişli, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Vekili Mustafa Gündoğar ve Ziraat Yüksek Mühendisi Hüseyin Gültekin 'in konuşmacı olarak katıldığı “Üzüm Üretici ve İhracatçıları İle Değerlendirme Toplantısı” Alaşehir Şehit Fethi Sekin Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Üzümde ihracat hedefi 1 milyar dolar

Üzüm üreticilerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda konuşan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Türkiye’nin önemli ihraç ürünlerinden çekirdeksiz sultani üzümde kuru ya da yaş olarak değerlendirilmesinin farklı üretim metotları gerektirdiğinden üreticilerimizin tercihlerini sezonbaşında yapmalarını ve ona göre üretim yapmalarını bekliyoruz. Yaş-Kuru Üzüm, asma yaprağı, üzüm suyu, pekmez gibi ürettikleri bağcılık ürünleriyle, ülkemizin yıllık 650-700 milyon dolar ihracatla döviz elde etmesini sağlayan üreticilerimize teşekkür diyorum. Amacımız bu ürünlerden elde ettiğimiz döviz rakamını 1 milyar dolara çıkarmak” diye konuştu.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nde göreve geldikten sonra üretici bölgelerde üreticilerle bir araya geldiklerini hatırlatan Uçak şöyle devam etti; “Son 1 yıl içinde Alaşehir’de iki, toplamda 9 tane üreticilerle değerlendirme toplantıları yaptık. Amacımız, Siz değerli üreticilerimizin problemlerini yerinde dinlemek, İhracatçılar olarak beklentilerimizi sizlere aktarmak ve İhracata konu olan ürünlerimizin alıcıların beklentilerine nasıl daha uygun hale getiririz konusunda sizleri aydınlatmak. Üreticilerimizin sorunu, aynı zamanda bizim de sorunumuz, hepimiz aynı gemideyiz. Alaşehir, hem sofralık üzüm, hem kuru üzüm ve hem de meyve-sebze mamulleri sektörümüzün nadide ürünleri arasında yer alan Asma Yaprağının üretim merkezlerinden birisi. Ege Bölgemizdeki 970 bin dekarlık çekirdeksiz üzüm alanının yaklaşık yüzde 20’si Alaşehir’de, 380 bin tonluk tahmini sofralık üzümün 77 bin tonu burada üretiliyor. 260 bin tonluk kuru üzüm rekoltemizin 36 bin tonu da burada üretiliyor.”

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Şemsettin Özgür ise; kuru üzüm ihracatında ana ihraç pazarlarının Avrupa Birliği üyesi ülkeler olduğunu, son yıllarda artan hastalıklar nedeniyle AB ülkelerinin gıda ürünleri ithal ederken hassasiyetlerinin son 5-6 yılda çok arttığını, geçen sene 3 binin üzerinde pestisit analizi yapmak durumunda kaldıklarını kaydetti.

1556275954 MST 1052 56682

Kalıntı sorunu olan üzümleri alamayacağız

AB’nden gelen yasaklı madde listelerinin her geçen gün arttığına dikkati çeken Özgür, “Alıcıların taleplerine uygun ürün üretmek zorundayız, kalıntı sorunu yanında son yıllarda Okratoksin-A sorunu ortaya çıktı. AB yüzde 5 kontrol sıklığı getirdi. Türkiye’de bağlarımız küçük, izlenebilirlik zorlaşıyor. Üreticimizin üzümünü yetiştirirken yaş mı, kuru mu değerlendireceğine erken karar vermesi gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda kalıntısını kontrol edemediğimiz ürünleri değerlendiremeyeceğiz. Yasaklanma riski az olan ilaçları kullanın” uyarısında bulundu.

1556275956 MST 1077 b05cd

Kuru üzüm üretiminin yüzde 90’ı Manisa’dan

Manisa Tarım ve Orman İl Müdür Vekili Mustafa Gündoğar, Manisa’nın Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin yüzde 90’ını yaptığını, son dönemde Manisa’nın 10 ilçesinde yaşanan don nedeniyle oluşan zararın tespitinin yapıldığını, Bakanlar Kurulu tarafından çiftçinin mağduriyetinin giderilmesini beklediklerini dile getirdi. Gündoğar, “Üreticilerimiz liyakatla kuru üzüm üretimi yapıyor, kalıntı ile ilgili çok dikkatli hareket ediyor, ilaç kullanırken reçeteli ilaç kullanımından taviz vermemeliyiz” şeklinde konuştu.

Özbekistan ve Çin geliyor

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli, “Yeşil Budama ve Yaz Budaması” konusunda üreticileri bilgilendirirken, son yıllarda Özbekistan ve Çin’in üzüm sektörüne büyük yatırımlar yaptığını dile getirdi. Altındişli, “Türkiye, dünya kuru üzüm pazarının yüzde 48’ini elinde tutuyor. Bunu devam ettirmek için kaliteli üretim ve kaliteli işleme yapmalıyız. Üzümdeki başarımızın devamı için gıda güvenliğini öne alarak, dünya taleplerine uygun üretim yapmalıyız” değerlendirmesinde bulundu. Altındişli, üreticilere asma yaprağını Haziran başından önce almamaları uyarısında da bulundu.

Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Yüksek Mühendisi Özlem Altındişli, üreticilere kuru ve yaş üzüm üretiminde zirai mücadele yöntemlerini anlatan sunum yaparken, Yüksek Ziraat Mühendisi Hüseyin Gültekin, üreticilere toprak analizi yaptırarak üretim yaptırmalarını tavsiye etti. Üreticilere yeni bilimsel metotları da uygulamaları çağrısında bulunan Gültekin, “Bağlarımızı temiz tutalım, bir çok hastalığın yuvalandığı yer atıklardır” dedi.

Alaşehir Şehit Fethi Sekin Gençlik Merkezi’ndeki “Üzüm Üretici İle İhracatçıları Değerlendirme Toplantısı”na Alaşehir Kaymakamı Abdullah Uçgun, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, Alaşehir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Soygür, Borsa Meclis Başkanı Yılmaz Yıldırım ve 300’ün üzerinde üretici katıldı.

Muratpaşa Belediyesi’nin Türkan Şoray Kültür Merkezi bahçesi artık 2017 yılında hayata veda eden ressam, heykeltıraş ve mozaik sanatçısı Mehmet Işıklı’nın Turnalar heykeline ev sahipliği yapıyor.
Muratpaşa Belediyesi, Kaleiçi konaklarında yer alan çakıl taşı mozaiklerinin daha yaygın ve tanınır hale gelmesinde önemli katkıları bulunan ancak 2017 yılında hayata veda eden ressam, heykeltıraş ve mozaik sanatçısı Mehmet Işıklı’nın Turnalar heykelini, Türkan Şoray Kültür Merkezi bahçesine yerleştirdi. Heykel, sanatçının arkadaşları, ailesi ve Muratapaşa Belediyesi Başkan Yardımcısı Ferruh Tunç’un da katıldığı törenle açıldı.


Törende konuşan sanatçının yakın dostu Mustafa Aydemir, “Mehmet Işıklı, kısa ömrüne yüzde fazla tablo ve heykel sıkıştırdı. Antalya’mıza güzellikler kattı, anlam kattı” dedi. Kızı Canay Işıklı, ise Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a teşekkürlerini dile getirirken bir hayalin gerçekleştiğini söyledi. Koruma Kurulu kurucu Başkanı Tülin Tolun da Mehmet Işıklı’yı bir kez daha anmanın onurunu yaşadıklarını belirterek “Işıklı’yı sanatçı olarak hatırlanmanın, devlet olarak hatırlamanın huzuru içindeyim. Bu şeref Muratapaşa Belediyesi tarafından bahşedildi. Bu çok büyük hizmettir” diye konuştu.


Belediye Başkan Yardımcı Ferruh Tunç, Başkan Uysal’ın çok istemesine rağmen programa katılamadığını belirterek, selamlarını iletti. Sanat eserlerinin ancak kitlelerle buluştuğunda insani, sosyal, psikolojik vakaya dönüşebildiğine dikkat çeken Tunç, “Bu buluşma, özellikle kentsel bir alanda heykel, yontu gibi çok özel bir sanat alanında ve ilaveten bu kadar zarif bir eserle olunca şimdi olduğu gibi sanatın tanımına dair bir doğrulama anını yaşıyoruz” diye konuştu.

TURNALAR HEYKELİ 94476
MEHMET IŞIKLI KİMDİR?
Türkan Şoray Kültür Merkezi bahçesinde çalışması yerleştirilen Işıklı, yaşamı boyunca 12 kişisel sergi ve çok sayıda karma sergiye katıldı. Birçok takdir ve başarı ödülünün yanı sıra Olimpos Rotary Kulübü tarafından 2004-2005 Meslek Ödülü’ne layık görülen sanatçı, 2012 yılında ANSİAD tarafından Kaleiçi evlerinde bulunan ‘Çakıl Yer Mozaiğini’, yurt içi ve yurtdışında başarıyla uyguladığı için Yılın Sanat Ödülüne layık görüldü. Antalya’da kendi atölyesinde farklı malzemelerle özgün çalışmalarına devam etmiş olan sanatçı resim ve heykel dışında doğal taşlara farklı açılımlar getirdi. Sanatçı, 2017 yılında, 63 yaşındayken hayata veda etti.

SunExpress, Dünya Pilotlar Günü’nü İstanbul’da Kutladı

Türk Hava Yolları ile Lufthansa'nın ortak kuruluşu SunExpress, bu yıl da 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü’nü İstanbul’da düzenlenen büyük bir balo ile kutladı.

Türkiye Havayolu Pilotları Derneği'nin (TALPA) öneri ve girişimleri ile Uluslararası Pilotlar Birliği Federasyonu (IFALPA) tarafından 2013 yılında kabul edilen ve 2014 yılından itibaren her yıl 26 Nisan tarihinde kutlanan Dünya Pilotlar Günü kapsamında düzenlenen baloya SunExpress Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çalışkan’ın yanı sıra, SunExpress’in Antalya, İzmir, İstanbul ve Ankara üslerinde görev yapan pilotları katıldı.

SunExpress Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çalışkan Uçuş İsletme Grup Müdürü İbrahim Onay ve SunExpress kadın pilotları 48a17

Pilotlar Günü’nün kutlanmasına vesile olan ve Türkiye’nin bir numaralı brövesinin sahibi olan Mehmet Fesa Evrensel’i anarak konuşmasına başlayan Çalışkan, “Türk teyyaresi ile uçan ilk Türk savaş pilotu olma unvanına sahip ve 1 numaralı bröve sahibi Mehmet Fesa Evrensel tam 107 yıl önce, 26 Nisan 2012’de Türk semalarındaki uçan ilk Türk pilotu oldu. Bugün bu vesileyle hem Evrensel’in gerçekleştirdiği ilk uçuşun yıl dönümünü hem de Dünya Pilotlar Günü’nü birlikte kutluyoruz. Bütün pilotların Pilotlar Günü’nü kutlu olsun, Mehmet Fesa Evrensel’i de saygı ve rahmetle anıyoruz” dedi.

 

Saygılarımla

Ayşin Özen

Media Relations Director

M3 Public Relations

Tel: +90 212 213 72 04

Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), 25 ve 26. Dönem Mersin Milletvekili, tıp profesörü ve 26. Dönem TBMM Madde Bağımlılığı Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Tezcan’ı ağırladı

ALKÜ Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Yeşilay Kulübü tarafından davet edilen Tezcan, “Madde Bağımlılığı” konusunda konferans verdi. İşletme Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen programa Alanya Müftüsü Dr. İhsan İlhan, Alanya Kızılay Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Dikici, ALKÜ Yeşilay Kulübü Danışman Hocası Dr. Öğr. Üyesi Hasan Basri Savaş, ALKÜ daire başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Yılmaz Tezcan verdiği konferansta bağımlılık ile mücadeleyi anlattı. Hem uyuşturucu madde hem de internet bağımlılığı konusunda ülkemizde yürütülen çalışmalarda mevcut aksaklıkların daha hızlı çözülmesi, toplumun ve devletin dikkati ile enerjisinin bu aksaklıklara odaklanması ve sorunlara ilişkin çok taraflı bakış açısıyla bir çözüm önerilmesi amacıyla 7 bakan ve 12 milletvekilinin katkılarıyla hazırlanan 435 sayfalık TBMM raporu ile mücadele planı hakkında bilgiler verdi. Türkiye’de ve dünyada bağımlılık ile ilgili durumu özetleyerek devletin belirlediği çözüm önerilerini anlatan Tezcan, uyuşturucu maddelerin hedef kitlesi olan gençlerin başta sosyal medya platformları olmak üzere interneti yoğun şekilde kullandıkları belirterek, “Darknet (karanlık internet), deep web (derin ağ) ve klasik internet ağı yoluyla uyuşturucu satışı yapılmasına ve uyuşturucu kullanımını tarif eden veya kullanımını özendiren paylaşımlarda bulunulmasına karşı başta siber suçlarla mücadele birimleri olmak üzere ilgili birimlerin etkin şekilde mücadele etmesi ve bu birimlerin lojistik ve personel açısından güçlendirilmesi gerekmektedir” dedi. Konuşmasında Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin yaptığı meta analizinde iki önemli noktaya dikkat çekildiğini ifade eden Tezcan, çocukların uyuşturucu bağımlılığındaki bir numaralı etkenin akranları olduğunu belirtirken ikinci önemli noktanın da uyuşturucuyla mücadelede koruyucu faktörün aile, parolanın da sevgi, eğitim ve farkındalık yaratmak olarak dile getirdi. İnternet ve teknoloji bağımlılığına da değinen Prof. Dr. Yılmaz Tezcan, internet bağımlılığını internet başında uzun süre zaman harcama, interneti kullanmayı kontrol edememe olarak ve kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşadığı bir durum olarak tanımladı. Tezcan konuşmasının devamında, “Türkiye dâhil 33 ülkede 53 binden fazla kişi üzerinde yapılan “Global Mobil Kullanıcı Araştırması'na” göre Avrupa'nın akıllı telefona en bağımlı ülkesi Türkiye. Avrupa'da günde ortalama telefona bakma sıklığı 48 iken, Türkiye'de günde ortalama 78 kez telefona bakılıyor” diye konuştu.

Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Kurucu Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, gündeme oturan cinsel istismar olaylarını Twitter'da değerlendirdi

 

Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Kurucu Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, Twitter'da yaptığı değerlendirmede "Nedense cinsel istismar ve saldırılar giderek artıyor. Kadın ve çocuklar için risk arttıkça toplumun da huzuru kaçıyor. Polisiye ve adli önlemler yetersiz kalıyor. Teknolojik bazı önlemler alınamaz mı? Acil yardım butonlu saat veya telefonlar kullanılamaz mı?" dedi.

 

Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, yeni parti kuracak isimler arasında yer aldığı iddia edilen Ali Babacan hakkında bir gelişmeyi okurlarına aktardı. Takan, "Ali Babacan İngiltere'de bazı görüşmeler yapıp döndü. İstanbul'da bir grup sanayici ile de kapalı bir toplantı yaptığını işittim" dedi.

"Ali Babacan, İngiltere'de bazı görüşmeler gerçekleştirdi, İstanbul'da sanayicilerle kapalı bir toplantı yaptı"© T24 "Ali Babacan, İngiltere'de bazı görüşmeler gerçekleştirdi, İstanbul'da sanayicilerle kapalı bir toplantı yaptı"
Ahmet Takan, Yeniçağ'da "Bahçeli erken seçim çağrısı yapar mı?" başlığıyla yayımlanan yazısında yeni partiyle ilgili kulislere dayandırdığı duyumlarını aktardı.

Takan yazısının ilgili bölümünde şunları yazdı:

"AKP'nin içi cadı kazanı gibi kaynıyor. Bir yanda Türkiye'yi stratejik çukurluğa gömen Ahmet Davutoğlu diğer yanda Abdullah Gül'ün İngiltere'de özel yetiştirip ülke siyasetine monte ettiği, Kemal Derviş'e uzunca bir süre akıl danışan Ali Babacan harıl harıl çalışıyor.
R. Erdoğan'ın şu andaki muhaliflerinin partileşme gayretleri aslında 16 Nisan 2017 referandumu öncesi başlamıştı. Beklediler de beklediler... Siyasi kulislerde konuşulanlara göre. Ramazan bayramından sonra, Haziran ayı içinde daha da hareketlenecekler.

Ali Babacan İngiltere'de bazı görüşmeler yapıp döndü. İstanbul'da bir grup sanayici ile de kapalı bir toplantı yaptığını işittim. İddia o ki; 'ilk etapta, ekonomik kriz bahane edilerek AKP içinden 30'a yakın milletvekili istifa ettirilecek. Ardından Hükümetin meşruiyeti sorgulanacak. Sonra, AKP içinden kopartılacak milletvekili sayısı 50/55'e yükseltilecek.'

Bu iddialara inanır veya inanmazsınız... Ancak, matematiksel bir gerçek var; yeni kurulacak bir siyasi partinin dengeleri değiştirmesi için TBMM aritmetiğine etki etmesi gerekiyor. Yani, AKP'nin Meclis çoğunluğunu kaybetmesi lazım."

Bilim insanları, yaptıkları uzun çalışmalar sonucunda beyindeki düşünceleri ses çeviren bir cihaz geliştirdi.

 

California Üniversitesi'nde araştırmayı yürüten ekip teknolojinin "heyecan verici" olduğunu söyledi. Nature dergisinde yayımlanan çalışmada insanların konuşma yetilerini kaybettikleri hastalıklarda da bu cihazı kullanabilecekleri söylendi.

 2 1556199447 5a237

Nasıl çalışıyor?

Akıl okuma teknolojisi iki aşamada işliyor. İlk aşamada beyinin dudakları, dili, gırtlak ve çeneyi hareket ettiren bölümüne elektrotlar yerleştiriliyor ve beynin bu bölgesindeki elektrik sinyalleri algılanıyor.

 3 1556199453 e04af

Bilgisayarda farklı sesler için ağzın ve gırtlağın hareketleri kopyalanıyor. Sonunda "sanal ses aygıtından" sentetik bir konuşma duyuluyor.

 4 1556199459 1c3eb

Neden bu şekilde çalışıyor?

Her bir sözcüğün kodunun elektrik sinyalleri için beyni taramanın daha kolay olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu girişimler sınırlı başarıya ulaştı. Ağzın şekline ve seslerine odaklanarak bilim insanları bir ilke imza attı.

Araştırmacılardan biri Profesör Edward Chang "İlk defa olarak bu çalışma bir kişinin beyin faaliyetlerine dayanarak cümlelerle konuşmanın önünü açtı. Bu heyecan verici ilkenin kanıtı teknoloji erişilir olduğunda konuşma yetilerini kaybeden hastalar için de kullanılabileceğini gösteriyor" dedi.

5 6426c

Cihaz hangi düzeyde?

Mükemmel değil. Konuşma çok net duyulamıyor. Beş kişinin katıldığı deneylerde yüzlerce cümle arasından dinleyiciler konuşulanların yüzde 70'ini anlayabildi.

 gft 56d89

Kimlere fayda sağlayabilir?

Konuşma kaybına yol açan motor nöron hastalığı, beyin hasarları, gırtlak kanseri, felçler, Parkinson hastalığı gibi hastalıklarda işe yarayabilir. Ancak teknoloji beynin dudakları, dili, gırtlağı ve çenenin doğru biçimde hareket etme ilkesi kapsamında çalışıyor. Felçli bazı hastalar bunadan yararlanamayabilir.

 cihaz 11df6

İşte o cihaz...

 

Cumhurbaşkanına hakaret, 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'terör örgütüne yardım' suçlarından hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Sabri Uzun, adliyeye getirildi.
'Cumhurbaşkanına hakaret', 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'terör örgütüne yardım' suçlarından hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun adliyeye sevk edildi.

Uzun, sosyal medya hesabındaki paylaşımları nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturma kapsamında 23 Nisan Salı günü gözaltına alınmıştı.

Kaş'ta çam ormanlarında yetişen kuzugöbeği mantarı vatandaşın geçim kaynağı oldu

 

KAŞ'TA çam ormanlarında yetişen kuzugöbeği mantarı vatandaşın geçim kaynağı oldu. Kuzugöbeğinin kurutulmuşu, kilosu bin liraya kadar alıcı buluyor.

Genellikle Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yetişen kuzugöbeği mantarı mayıs-haziran aylarında özellikle çam ağaçlarının altında tek tek veya küçük gruplar halinde bulunuyor. Besin değeri yüksek olan bu mantar türü fiyatıyla dikkat çekiyor. Kuzugöbeği kurutulmuşu kilosu 800 ile bin lira, yaşı ise 100 ile 200 lira arasında satılıyor. Kısa süreli de olsa kuzugöbeği, bölge insanına ekonomik katkı sağlıyor.

Yeşilköy Mahallesi'nden mantar satıcısı Salih Bozkurt kuzugöbeğine çok talep olduğunu ifade ederek, “Türkiye'nin her yerine ve yurt dışına da gönderiyoruz. Doğal olarak yetişiyor. Bulmak çok zor. Çamlık alanlarda sabahtan akşama kadar köylüler bir kilo topluyor, biz de onlardan satın alıyoruz. Kuzugöbeği her derde deva, şifa kaynağı" dedi.

Alıcı Ayşegül Zeybek ise kendisinin şeker hastası olduğunu belirterek, “Kuzugöbeğinde vitaminler fazlaca var. Kansere, şeker hastalığına çok iyi geldiği söyleniyor. Onun için tercih ediyoruz. Her yıl bu mevsimde çıkan bu mantarı toplayıp, yeriz. Pişirirken kavuruyoruz” diye konuştu.

Kuzugöbeğinin faydaları

Hastalıkların iyileştirilmesinde sık sık kullanılan kuzugöbeği, B1, B2 ve C vitaminleri ile yüksek oranda kalsiyum, sodyum ve potasyum gibi mineraller içerir. Protein değeri oldukça yüksek olan bu mantar anemi, bağırsak ve mide rahatsızlığına iyi geldiği biliniyor. Vücudun direncini artıran ve dinç kalmasını sağlayan özelliğiyle ilgi görüyor.

“ASIL HEDEF, KARDEŞ KAVGASIDIR. AMAN DİKKAT!...”

Türkiye Gazeteciler Federasyonu’ndan yapılan açıklamada, toplumda kin ve nefret duyguları oluşturan manşetlere imza atan ve aynı tür haberlere yer veren medya organları şiddetle kınanırken, Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırının da provakasyon amaçlı olduğuna vurgu yapıldı. TGF Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Yılmaz Karaca imzasıyla yapılan açıklama aynen şöyle:

“31 Mart yerel seçimleri ile birlikte örnek bir demokrasi sınavı veren ülkemiz, bilinçli bir organizasyonlar zinciri ile yeniden çirkin bir kaos ortamına sürüklenmek istenmektedir. Hainliği tescilli ve dış güçlerle desteklendiği aşikar olan lanet örgütün kahrolası teröründe yaşamını yitiren şehitlerimiz, hepimizin şehidi, yaşanan onulmaz acımız da hepimizin acısıdır. Buna rağmen manipülasyon hedefli ve misyonu belli bir kısım medyanın, algı oluşturma amaçlı attıkları manşetler ve yaptıkları haberleri ile evrensel gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmayan, toplumu kin ve düşmanlığa teşvik eden yayınları asla kabul edilemez. Cumhuriyet savcılarımızı, aslında doğrudan yayın yoluyla işlenmiş suçlar kapsamına giren bu tür neşriyatlara karşı res’en göreve çağırıyoruz. Nitekim, bu tür yayınların da etkisiyle yaşanan son derece çirkin olaylara, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı ile ne yazık ki, bir yenisi daha eklenmiştir.

TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERSAYONU LOGO 57459328 10157163323273584 1702124951340843008 n 5a8ee

Burada saldırıya uğrayan siyasi liderin kimliği veya partisinin adı asla önemli değildir. Zira hain saldırıya uğrayan aslında kişi değil, toplumun bizzat kendisidir. Bu saldırılar bireysel olarak şahıslara değil, gerçekte zor şartlara rağmen demokrasi mücadelesi veren ve bunu da tüm seçimlerde sandık başına koşarak kanıtlayan Türk halkına karşı yapılmaktadır. Amaç toplumu bölüp parçalamak, hedef de Türkiye’yi kanlı bir kardeş kavgasına sürükleyerek darmadağın etmektir. TGF olarak devletimizin en tepesinden en alttaki görevlisine kadar herkesi kurulan bu hain tuzağa karşı uyarıyor, vatandaşlarımızı her zaman olduğu gibi yine sağduyulu davranmaya ve sükunetlerini muhafaza etmeye çağırıyoruz. Türkiye asla parçalanamayacak ve bu güzel ülkenin evlatları birbirine düşürülemeyecektir. Tamamen yok edilmeye çalışılan Türk basınının, yüreği vatan sevgisiyle aran gerçek gazetecileri de bu hain kumpasa asla izin vermeyecektir. Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”

Bayramınız kutlu olsun çocuklar

Antalya Büyükşehir Belediyesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını birbirinden eğlenceli etkinliklerle kutluyor. Cam Piramit'teki şenlik alanına akın eden yüzlerce çocuk, Büyükşehir Belediyesi tarafından dağıtılan uçurmalar ve çeşitli etkinliklerle doyasıya eğlendi.

Litvanya’nın Ankara Büyükelçisi Audrius Bruzga, Alanya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Litvanya Fahri Konsolosu Mehmet Şahin’i, Litvanya Fahri Konsolosluğu’nda ziyaret etti. Büyükelçi Bruzga, Alanya’da yaşayan Litvan vatandaşların her türlü sorunuyla yakından ilgilenmesinden dolayı Şahin’e teşekkür etti.

WhatsApp Image 2019 04 20 at 14.40.162 80971

Paskalya Bayramı kutlamaları için Alanya’ya gelen Litvanya’nın Ankara Büyükelçisi Audrius Bruzga, Litvanya Fahri Konsolosu Mehmet Şahin’i, konsolosluk ofisinde ziyaret etti. Şahin, başta Alanyalı iş adamlarına vize kolaylığı başta olmak üzere ekonomik işbirliği konularında Büyükelçi Bruzga’dan önemli taleplerde bulundu.

Litvanya Fahri Konsolosu Mehmet Şahin’le her zaman iletişim halinde olduklarını belirten Büyükelçi Bruzga, “Alanya çok güzel, doğal ve tarihi güzellikleriyle huzur veren bir şehir. Fırsat buldukça Alanya’ya gelmeye çalışıyorum. Fahri konsolosumuz Mehmet beyle de onun Ankara ziyaretlerinde, benim Alanya ziyaretlerinde mutlaka bir araya geliyoruz. Normal zamanlarda sürekli iletişim halindeyiz. Kendisi, Alanya’da yaşayan Litvan vatandaşlarımızla yakından ilgileniyor. Kaynaşma pikniği düzenledi, Litvan ailelerle sık sık bir araya geldi. Kendisini bu çalışmalarından dolayı tebrik eder, ayrıyeten de çok teşekkür ederim” diye konuştu.

WhatsApp Image 2019 04 20 at 14.40.141 56b01

ŞAHİN’DEN BRUZGA’YA ALANYA ŞALVARI

Nazik ziyaretinden dolayı Büyükelçi Bruzga’ya teşekkür eden Başkan Şahin ise, Alanya’nın güvenli ve huzurlu bir şehir olduğuna dikkat çekti. Yerleşik yabancıların Alanya’da huzurlu bir yaşam sürdüğüne değinen Başkan Şahin, “Büyükelçi Bruzga’nın da bahsettiği gibi Litvanya Fahri Konsolosu olmam sebebiyle sürekli fikir alışverişinde bulunup, bir araya geliyoruz. Kendisiyle her zaman iyi diyaloglar içerisindeyiz. Sayın Bruzga, odamızdan Litvanya’ya gerçekleştirdiğimiz KOSGEB destekli iş gezilerimizde de gerekli kolaylığı sağlıyor ” dedi.

WhatsApp Image 2019 04 20 at 14.40.142 4a357

Ziyaretin sonunda Şahin, Bruzga’ya, Alanya şalvarı, kasket gibi Alanya’ya özgü ürünler hediye ederken, Bruzga’da Şahin’e Litvanya’yı tanıtıcı ürünler hediye etti.

WhatsApp Image 2019 04 20 at 14.40.15 4f2baWhatsApp Image 2019 04 20 at 14.40.15 4f2baWhatsApp Image 2019 04 20 at 14.40.15 4f2baWhatsApp Image 2019 04 20 at 14.40.15 4f2baWhatsApp Image 2019 04 20 at 14.40.15 4f2ba

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'deki merkez binada görev yapan çalışanlarla bir araya geldi. Başkanlık katındaki avluda çalışanlara seslenen İmamoğlu, ''Burada ekmeğinizi size sunan ben değilim. Ekmeğinizi size sunan, bu şehrin 16 milyon insanının vergileri. Sizin ekmeğinizi ben size sunmadığım gibi, bir başkası da size sunmuyor. Dolayısıyla kula kulluk etmenizin bir anlamı yok. Ben, belediye başkanıyım, göreve geldim, halk beni seçti, bu makamın emanet olduğunu biliyorum ve sizlerin de bu sürece en iyi şekilde layık olacağınız için de hizmet etmenizi diliyorum'' dedi.

SARAÇHANE / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'deki merkez binada görev yapan çalışanlarla bir araya geldi. Başkanlık katındaki avluda çalışanlara seslenen İmamoğlu, şunları söyledi:

- Çalışma arkadaşlarım, hanımefendiler, beyefendiler. Güzel çalışma arkadaşlarım, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Ben, bu anları yaşamış birisiyim. Bu anları yaşamış bir arkadaşınız, bir hemşehriniz olarak düşünün. İnsani konuşacağım. Benden bir belediye başkanı nutuğu beklemeyin. Tüm insani değerlerimle ve insani bakışımla konuşacağım. Bu konuda çok net ve samimiyim. Bunu herkesin bilmesini istiyorum. Bizim, belediye bünyesinde çalışan hiçbir bireyle bir sıkıntımız asla olmaz. Her çalışan arkadaşımızın alın terine ve emeğine inanılmaz saygı duyan bir vicdana ve ahlaka sahibim. Bu vicdan ve ahlakın karşılığı olarak, aynı vicdanı ve ahlakı siz çalışanlardan beklerim.

''ÇALIŞMAMIN SINIRI YOKTUR''

- Benim çalışma arkadaşlarımdan istediğim çok önemli birkaç şey var. Ben, belediye başkanıyım, göreve geldim. Allah nasip eder, bir 5 yıl burada kalırız. Sonrasını Allah bilir, ben bilemem. Bu süreç içerisindeki tek temennim, bana göre, dünyanın ve İstanbul'un en başarılı belediye başkanı olmak. Bunun için çok çalışırım. Çalışmamın sınırı yoktur. Çok alın teri dökerim. Bu sürece, her arkadaşımın katkı sunmasını dilerim. Katkı nedir? İnsan, hangi makamda, hangi ortamda, hangi birimde çalışırsa çalışsın, en iyisini yapan olmasıdır. Ben nasıl bu boyutta bir şey hedefliyorsam, her biriniz aynı boyutta titizlikle işinize sarılmalısınız.

''BURADA EKMEĞİNİZİ SİZE SUNAN BEN DEĞİLİM''

- Burada ekmeğinizi size sunan ben değilim. Ekmeğinizi size sunan, bu şehrin 16 milyon insanının vergileri. Sizin ekmeğinizi ben size sunmadığım gibi, bir başkası da size sunmuyor. Dolayısıyla kula kulluk etmenizin bir anlamı yok. Ben, belediye başkanıyım, göreve geldim, halk beni seçti, bu makamın emanet olduğunu biliyorum ve sizlerin de bu sürece en iyi şekilde layık olacağınız için de hizmet etmenizi diliyorum. İşin özeti bu kadar. Lütfen bunu yapın. Bunun takipçisi olurum, bunu bilin. Yani, işinizi yapıyor musunuz, 16 milyon insanın size sağladığı bu imkanın karşılığını veriyor musunuz? Bunun takipçisi olurum. Onun dışında, 'Ya bana çok mu hürmet ediyor, az mı hürmet ediyor…' Bu tarz duyguların içinde olan bir insan değilim. İşinizi yapmanızı diliyorum.

''KİŞİLERE, KURUMLARA, DERNEKLERE, VAKIFLARA, CEMAATLERE HİZMET YOK''

- Arkadaşlar, belli bir siyasi dönemin belli ilişkileriyle ya da kendi hakkınızla buraya işe girmiş olabilirsiniz. O bitti, gitti. İşe girdiğiniz an itibariyle, tamam, Allah razı olsun, işe girdiniz., birileri vesile oldu. Biz de insanlara vesile oluyoruz. Olacağız da. Artık buraya tabisiniz. Bazı insanlar, sözlerimi tek odaklı bir yere çekiyor. Bana, kişilere, partilere, kurumlara, derneklere, vakıflara, cemaatlere… Bunlara hizmet yok. Kendi özelinizde hizmet ediyorsanız, bu sizinle orası arasında. Beni ilgilendirmez. Ama burada çalışanların emeğiyle elde edeceğimiz bir sürecin tek amacı olacak; İstanbul şehrine hizmet etmek.

''İŞİNİZİ YAPIN, GELİP ELİNİZİ SIKAYIM''

- Benim derdim, karşımda insanlar eğiliyor, bükülüyor… Bunların hiçbir önemi yok. İşinizi yapın, gelip elinizi sıkayım. Benim bu tavrımın aynısını, benim yol arkadaşlarım, kadrom sizinle paylaşacak. Sizinle konuşuyorum. İBB'nin tüm personeliyle de konuşacağım. Aynı duygularımı böyle iletin. Karalamalar, lekelemeler olacak. Hiçbiri umurumda değil. Biz bunlara alışkınız, bünyemiz buna alışkın. Biz, yaptığımız işin doğruluğuna bakarız. Her zaman, alanlarda söylediğim şey geçerlidir: Kötü söz, sahibine aittir. Ben, işime bakarım. İnsan, kendini nasıl biliyorsa, öyle konuşur.

''MAAŞINI ALIP BURAYA HİZMET ETMEYENLER BIRAKIP GİTSİN''

- Yapının içerisinde, maaşını alıp buraya hizmet etmeyen kişiler varsa, ben söylemeden bırakıp gitsin. İstifasını versin, gitsin. Maaşını alıp, bu kuruma hizmet etmeyen, başka yerlere, başka kurumlara hizmet edenler varsa, biz onu zaten tespit ederiz ama ben olsam o kişinin yerinde, istifamı veririm. Allahaısmarladık der, giderim. Ben, belediye başkanlığım sürecinde böyle bir şeye asla müsaade etmeyeceğim. Benim dilimi lütfen anlayın. Kendinizi mesul ve sorumlu hissedin. Bahsettiğim şey, aslında tam da kul hakkıdır. Bahsettiğim şey, bu şehrin insanlarının yükünün sırtınızda olduğunun size hatırlatmasıdır. Emeğinize bakın, işinizi yapın. Çok moralli bir şekilde evinize gidin, işinize gelin. İşinizi yaptıkça göreceksiniz bizim sizinle olan diyalogumuz, muhabbetimiz, yol arkadaşlığımız daha da kuvvetlenecek.

''KALBİNİZİ KAZANMAK İSTİYORUM''

- On binlerce insanın bu kurumda, direkt ya da endirekt çalıştığını biliyorum. Benim niyetim, sadece İstanbul'da yaşayanların değil, bu çatı altında çalışan on binlerce insanın kalbini kazanıp, onlarla yol arkadaşı olmak. Ben, size patronluk yapmaya gelmedim. Ben, sizin belediye başkanınızım, sizin yol arkadaşınızım. Siz de bana yol arkadaşlığı yapacaksınız. BU kadar net. Hepinizin kandili mübarek olsun. Bütün kandiller, dualarımızın kabul olmasını dilediğimiz anlardır. İnşallah, güzel temennilerle, barışa, huzura, sevgiye… Bağırıp, çağırmaya değil, onun bunun adamı olmaya değil, birbirini kucaklayan bir anlayışa sahip olduğumuz bir şehre ve ülkeye sahip oluruz. Siyasi tavırlar olabilir. Başka tavırlar olabilir. Selam vermediğiniz, aramadığınız, aranıza mesafe koyduğunuz, eşiniz, dostunuz, arkadaşınız varsa, bu akşam onları aramayı, selamlamayı, kucaklamayı ihmal etmeyin. Göreceksiniz, daha huzurlu bir uyku çekeceksiniz bu akşam. Yarın, daha güzel bir güne uyanacaksınız. Tekrar hepinize başarılar diliyorum. Güzel günlerde bir arada olmak dileğiyle selamlıyorum.

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, "kimileri" dediği bir kesimin "AK Parti bundan sonra ne yaparsa yapsın artık dikiş tutturamaz" dediğini söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu için AK Parti'ye çağrı da yapan Dilipak "Onu görevden alırsanız, partisi ona sahip çıkar, saldırırlar, İmamoğlu AK Parti’nin başına bela olur ve bir takım yolsuzluk dosyaları açılır ki, ortalık çamur deryasına döner" dedi.

Dilipak: Kimilerine göre AK Parti bundan sonra ne yaparsa yapsın artık dikiş tutturamaz
© Tempo24 Basin Yayin ve Produksiyon Limited Sirketi tarafından sağlanmıştır Dilipak: Kimilerine göre AK Parti bundan sonra ne yaparsa yapsın artık dikiş tutturamaz
Dilipak, "Ve İmamoğlu" başlığıyla yayımlanan yazısında iş adamları için "Güvenmeyin. Onlar için 'gelen ağam, giden paşam.' Mühür kimdeyse onların aşkı onadır" ifadesini kullandı.

Dilipak yazısında şunları kaydetti:

Ve İmamoğlu mazbatasını aldı. Böylece seçimlerle ilgili artık sandık sayılmayacak. Ama ben bu sürecin gerçekten tamamlandığını zannetmiyorum. YSK’da karar bekleyen başvurular var. Henüz YSK son sözü söylemedi. YSK eğer seçimlerin yenilenmesine karar verecek olursa süreç yeniden başlayacak. Gerilim devam edecek. Onun da şu günlerde sonuçlanmasını bekliyorum. Bazı AK Partililer bu kararı şöyle okuma eğiliminde “Mazbatanın verilmesine, seçimlerin yenilenmesine”..

İlk açıklanan sonuçlara göre kazanan İmamoğlu idi. Buna itiraz edildi ve sonunda il seçim kurulu kararını verdi ve İmamoğlu mazbatasını aldı. Ardından İBB’de devir teslim töreni yapıldı. Bakalım bundan sonra o sandık usulsüzlükleri ile ilgililer hakkında nasıl bir işlem yapılacak. Bu rezaletin sorumlularının ortaya çıkartılıp cezalandırılması gerek ki, bundan sonra bir başkası böyle bir şeye teşebbüs etmesin.

Bazı CHP’liler şimdi “Devri Sabık” beklentisi içinde.. İmamoğlu da bu yönde mesajlar verdi.

Bana kalırsa bu işe daha Ocak başından itibaren ecinniler karışmış. Yani bu işin bu hale getirilmesinde büyük bir ihtimalle içimizdeki bir takım kriptolar aktif görev yapmışlardır. Bazıları AK Partici, bazıları CHP’ci gibi gözükmüşlerdir. Birileri günah keçisi olarak deşifre edilmiş, bazıları gizlenmiştir. Bu işin gerçeğinin ortaya çıkartılması en az seçimi kimin kazandığı kadar önemli. Bu kararın verildiği gün ilginçtir AK Parti’nin serveri hacklendi ve internette yayınlandı. Aynı gün AK Partisi seçimlere ilişkin 2 saat süre ile usulsüzlükleri sıralayan bir açıklama yaptı. MHP olağanüstü itirazda bulundu. Bakın aynı gün Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, 31 Mart seçimlerinde belediye başkanı seçilen ancak daha önce KHK ile kamudaki görevlerinden atılmış olmaları dolayısıyla mazbata verilmeyen belediye başkanlarının durumuna ilişkin YSK Başkanı Sadi Güven’e bir mektup yazarak hukukun üstünlüğü ilkesinin demokrasinin en temel şartlarından olduğuna atıf yaparak seçilen adaylara mazbatalarının verilmesi çağrısı yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İBB seçiminin “usulsüzlük” gerekçesiyle yenilenmesi gerektiğini söyleyen AKP’li yetkililere tepki gösterdi. Geçmiş seçimlerden örnekler veren Erkek, “AK Parti’nin açıklamaları böyle devam ederse Erdoğan’ın mazbatası da iptal edilebilir” dedi.

 

Kimilerine göre AK Parti bundan sonra ne yaparsa yapsın artık dikiş tutturamaz. O zaman birileri de yeni bir siyasi oluşum için düğmeye basacaktır. Yani AK Parti içinde bir çözülme için birileri yolsuzluk dosyalarını masaya yatıracaktır. Yeni bir siyasi oluşum için AK Parti’den gidecek isimler, yeni partinin adı ve kurucularının telefonla arandığı gibi haberler ortalıkta dolaşmaya başladı. Birileri sanki “yar bana bir eğlence” der gibi, adeta yangına körükle gidiyor. Bu işin bu kadar uzamasının asıl sebebi bu.

Türkiye’deki belirsizlik süreci içeriden-dışarıdan birilerini umutlandırdı. Mesela, ne alakası var diyeceksiniz ama ABD basını, Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 hava savunma sistemleriyle ilgili tehditler savurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘çok ileri gittiğini’ ileri süren Amerikan medyası “Türkiye’nin bu son hamlesi yanıtsız kalmamalıdır. Cüretkâr bir biçimde Rus hava savunma sistemi alan Erdoğan çok ileri gitti” dedi. Bloomberg ise şunları yazdı:“NATO, yalnızca bir üyesinin güvenliği yerine birliğin ortak güvenliğinin daha önemli olduğunu anlamalıdır. Türkiye F-35 programından çıkarılmalı ve onun üreteceği parçalar diğer proje ortakları tarafından üstlenilmelidir. Donald Trump yönetimi, geçen yıl Rus savaş uçağı ve füze sistemleri alan Çin’e uyguladığı yaptırımların aynılarını Türkiye’ye de uygulamalıdır.” Bloomberg’e göre “Gerekirse ABD İncirlik’ten çekilmeli ve alternatif olarak Ürdün’deki Muvaffak Salti Hava Üssü’nü kullanmalıdır.”

Bu süreç iyi yönetilmedi. Erdoğan sessiz kalmaya çalıştı. Ama artık bu saatten sonra konuşmalı ve sürece müdahale etmeli. Öfkeye gerek yok. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Halkın nabzını iyi tutmak gerek. Bana kalırsa bu süreçte de AK Parti sözcüleri çok konuştular ama “kendilerini halka iyi anlatamadılar”. Sorun şu: Çok şey söylüyorsunuz ama insanların aklında oluşan sorulara cevap vermiyorsunuz. Yani, eski deyimle suali mukadderlere cevap vermezseniz, ağzınızla kuş tutsanız fayda vermez. Eliniz ayağınız boş kalmaz ama tuttuğunuz bir iş de olmaz.

Bir de şu herkese ağzının payını veren, tehdit eden, hakaret eden trollerinizi bir susturun. Bunların sözleri kulağınıza hoş gelse, yüreğinizi soğutsa da bir faydası yok. Bu keskin sirke politikaları küpüne zarar verir. AK Partililer için kabul edilmesi çok zor ve ağır bir sonuç bu. Sonuçta kazanan sadece CHP değil, HDP ve İyi Parti.

Ama artık bunun acısı ile öfkeli tepkiler vermek yerine, hukuk mücadelesi devam ederken, AK Parti biz nerede yanlış yaptık sorusunu sormalı. Parti, genel merkez, teşkilatlarına bakmalı. Grubuna bakmalı, bürokratına bakmalı, çevresindeki iş adamlarına bakmalı, bakanlarına bakmalı.

Bir gözlem: AK Parti konuşarak kaybetti, CHP daha az konuşarak kazandı. Öfke dozu yükselince “etraftaki insanlar dağıldı gitti.” Eğer AK Parti öfkesine yenik düşmezse, bundan sonra CHP’de deprem yaşanacak. Ama AK Partililerin öfkesi CHP’nin zamkı olabilir. Bir tesbit daha, Refah döneminde insanlar oy kullanmak için uçaklarla akın akın İstanbul’a gelirlerdi. Bu seçimde ne havaalanlarında ne de otogarlarda öyle büyük bir hareketlilik yaşanmadı. Bunun bir anlamı yok mu? AK Parti, kendine yakın vakıflara ait öğrenci yurtlarında kalanların oy kullandığı sandıklardaki oylara baksın bakalım, ne görecek. Herkes bu seçimden milletin verdiği dersi almak istiyorsa, bu sonuçlardan karşı tarafı suçlu/sorumlu göstermekten biraz soluklanıp, keşke biraz da “Biz nerede yanlış yaptık” deseler ne iyi ederler.

Bakın, İmamoğlu bir ilçenin belediye başkanı idi. Dün İBB seçimini kazanan bir belediye başkanı idi. Bugün yaşanan süreçten sonra mazbatasını alırken zafer kazanır gibi aldı. Yarın seçim yenilenir ve yine kazanırsa CHP’de liderliğe giden yol açılır. Mazbatası iptal edilir ve tekrar seçilemezse, dün yaşanan sayım tartışması tekrar yaşanır ve İmamoğlu “mağdur” olarak görülür ve yine öne çıkar. İmamoğlu seçim kazanan biri olarak, orada oturursa CHP’de yıldızı parlar. Kılıçdaroğlu’na rakip olur ve partisi yönetimin başını ağrıtır. Sonra bir açığını yakalarsanız görevden alırsınız, kimse de size ses çıkartmaz, partisi de sahip çık(a)maz. Ama onu görevden alırsanız, partisi ona sahip çıkar, saldırırlar, İmamoğlu AK Parti’nin başına bela olur ve bir takım yolsuzluk dosyaları açılır ki, ortalık çamur deryasına döner. İmamoğlu’nun ilk mesajlarının satır aralarında aba altından sopa gösterimi vardı sanki. “Deme derim ha” der gibi idi. Yani, bir “günah dengesi”nden söz eder gibi idi. İmamoğlu geçmiş dönemdeki işleri hakkında kendisinden hesap sorulmasın diye, İBB dosyalarından işine yarayacak bir şeyler bulmaya çalışacaktır. Bu iş adamlarına da güvenmeyin. Onlar için “gelen ağam, giden paşam.” Mühür kimdeyse onların aşkı onadır. Onların satmayacakları kimse yoktur.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, "Arka planda kalma gibi bir durum söz konusu olamaz. Benim yapıma uymaz zaten" dedi. Eşi İmamoğlu'nun Beylikdüzü Başkanlığı sürecinde çalışmalara birebir katkıda bulunduğunu söyleyen Dilek İmamoğlu, "Bu durum Büyükşehir Belediye Başkanı eşi olarak devam edecek. Sorumluluğum çok fazla, bunun farkındayım" diye konuştu.

 

Odatv'den Ayşe Baykal’ın sorularını yanıtlayan Dilek İmamoğlu'nun açıklamalarının bir kısmı şöyle:

Dilek İmamoğlu, nasıl bir “başkan eşi” olacak?

Arka planda kalma gibi bir durum söz konusu olamaz. Benim yapıma uymaz zaten. Ekrem Bey’in Beylikdüzü Belediye Başkanlığı sürecinde çalışmalara birebir katkılarda bulundum. Bu durum Büyükşehir Belediye Başkanı eşi olarak devam edecek. Sorumluluğum çok fazla, bunun farkındayım. İstanbul 24 saat yaşayan bir şehir. Ve bu canlı şehirde kadınların, çocukların ve engelli insanlarımızın; rahat, güvenli bir şekilde yaşaması ve hayata aktif olarak katılmaları gerekiyor. Bunun için 2015’te kadınların ve çocukların belediye hizmetlerinden eşit derecede hizmet alabilmelerini sağlamak için “Yaşamda eşitlik şartı” sözleşmesi imzalandı.

Çocuklarımızın eğitimi için özellikle kız çocuklarını maddi – manevi destekledik. Çocukların güvende olması için kreşler açtık.

Çocukların hayallerini ve isteklerini yerine getirmelerine olanak sağladık. Çocuk meclisi kurduk. Küçük çocuğu veya evdeki sorumluluğu açısından aktif çalışma hayatına katılamayan kadınlarımız için “İş’te Destek” projesini hayata geçirdik. Engelli vatandaşlarımız için Omurilik Felçliler Derneği’ndeki arkadaşların teklifi üzerine bir günümü tekerlekli sandalyede geçirdim, düşme tehlikesi de geçirdim. Tespit ettiğim tüm eksiklikleri raporlayıp Ekrem Bey’e ilettim. Engelli, kadınlar ve çocuklarla ilgili her projede elimi taşın altına koyarım.

Peki, size iletilen bir sorunu veya projeyi Ekrem Bey’e ilettiniz. O da sıcak bakmadı, ısrar eder misiniz?

Bugüne kadar kestirip attığına hiç şahit olmadım. Ekrem Bey’in şöyle bir özelliği vardır; kendisine proje sunulduğunda artıları ve eksilerini raporlar; iyi faydalı bir şeyse muhakkak destek olur.

Sorunları sizin iletmeniz, çözümlerin hızlı olmasında etkili oluyor mu?

Yok, zannetmiyorum. Ben olmasam da sorunların çözümünde Ekrem Bey aynı hassasiyeti gösterir.

Seçim süreci sizi ve çocuklarınızı nasıl etkiledi?

Yoğunluk açısından soruyorsanız eğer, alışmış bir aileyiz. Ekrem Bey; iş hayatında, ilçe başkanlığı ve belediye başkanlığı yaptığı dönemde de hep yoğunduk zaten. Güzel idare ediyoruz.

 

Çocuklar anneci mi, babacı mı?

Babaların yoğunluğundan dolayı benimle daha çok zaman geçiriyorlar. Erkekler anneci ama kız babacı. Kızımız toz kondurmaz babasına.

Kız çocukları babaya daha düşkün oluyor, sizde de öyle sanırım.

Biz on kardeşiz. Kız çocuğum olmasını çok isterdim. İki oğlumdan sonra başka çocuk düşünmüyorduk. Annem bir kızın olsun muhakkak, derdi bana. Üçüncü çocuğa öyle karar verdik. Ve Allah bize bir kız çocuğu nasip etti. Hiç unutmuyorum; kızım doğduğunda doktorumuz, Ekrem Bey’e dedi ki; “Bu kızı göğsünde büyüteceksin. Sevgiyi annesinden, güveni senden alacak.” Ekrem Bey’in gözleri dolmuştu. Çok başka bir duygu. Beren, hem beni hem babasını tamamladı. Babasının ve evimizin enerji kaynağı, Beren. Kendisi farkında olmasa da böyle bir rolü var. Çocuklarımızın sevgiyi benden, güveni babalarından aldığını söyleyebilirim.

BBW3Z0p 88f1c

Babalarının yoğun çalışma temposundan şikâyetçiler mi?

Bu hususta çok olgun davranıyorlar. “Babamız ülkemiz için güzel şeyler yapıyor, annemiz katkı sağlıyor” düşüncesiyle çok anlayışlı davranıyorlar. Haliyle benim de işimi kolaylaştırıyor bu durum.

Ekrem Bey, İstanbul gibi büyük bir şehrin belediye başkanı oldu. Bir kadın olarak bu durum sizi ürkütüyor mu?

Ekrem Bey’i tanıyorum, biliyorum. Ona olan inancım az olsaydı belki kaygılarım olurdu ama, inancım ve güvenim tam. Biz istediğimiz zaman kendimize özel zamanlar yaratacağımıza inanıyorum. Ülkemizin ve şehrimizin geleceği söz konusu. Ki bizim çocuklarımızın da geleceği bu ülkede. Şımarıklık yapma lüksümüz yok, sorumluluk duygusuyla hareket edeceğiz. Bir kişinin mutluluğu o kadar önemli ki; o bir kişi mutlu olursa herkes mutlu olur, herkes mutlu olursa biz de mutlu oluruz.

Beylikdüzü'nde mi oturacaksınız?

Şimdilik burada oturmayı düşünüyoruz. Burası çok huzurlu bir yer, çok da seviyoruz burada yaşamayı.

Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Hanım’la sizi kıyafet üzerinden karşılaştıran bir paylaşım olmuştu. Siz çok yerinde bir tepki verdiniz. Öncelikle başörtülü bir kadın olarak hassasiyetinizden dolayı tebrik ederim sizi.

Paylaşımı sosyal medyada görünce çok üzüldüm. İnsanları kıyafetine göre yargılamak ne benim, ne de başka birinin hakkı. Ekrem Bey de ben de insanları dış görünüşlerine göre değerlendirmeyiz. Kimsenin kıyafeti diğerini rahatsız etmemeli.

Semiha Hanım’la tanışma fırsatınız oldu mu?

Olmadı ama, bir gün kendisiyle kahve içmek ve sohbet etmek isterim.

Alanya Güneşi

İmamoğlu'ndan Biçer'e ziyaret

Hastanede İmamoğlu izdihamı: Hoş geldiniz hayatımıza!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İl Seçim Kurlu'ndan mazbata alımı sırasında çıkan arbedede cam kesiğiyle yaralanan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca hastanede ziyaret etti. İmamoğlu'nu karşılarında gören hastane personeli, hastalar ve vatandaşlar kısa süreli şaşkınlığın ardından İBB Başkanı ile fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı. Bu sırada bir vatandaşın, ''Hoş geldiniz hayatımıza'' demesi ilginç anların yaşanmasına neden oldu.

PHOTO 2019 04 18 11 45 56 1 be537

ŞİŞLİ / İSTANBUL

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi içerisindeki İl Seçim Kurulu'nda mazbata alımı sırasında yaşanan arbedede kırılan cam nedeniyle elinden yaralandı. Adliyeye en yakın özel hastaneye kaldırılan Biçer, ameliyata alındı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Biçer'i yattığı hastanede ziyaret etti. İmamoğlu'nu karşılarında gören hastane personeli, hastalar ve vatandaşlar kısa süreli şaşkınlığın ardından İBB Başkanı ile fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı. Bir vatandaş İmamoğlu'na, ''Ben de oyumu verdim, bir fotoğraf hakkım'' deyince, İBB Başkanı'ndan, ''Oy vermesen de isteyebilirsin'' yanıtını aldı. Bir kadın vatandaş da kucağındaki bebeğini, ''Sizi Mustafa Kemal'le tanıştırayım'' diyerek İmamoğlu ile tanıştırdı. ''Başkan selfie'' diyerek İmamoğlu'na seslenen başka bir kadın vatandaş da amacına ulaştıktan sonra, ''Hoş geldiniz hayatımıza'' diyerek desteğini belli etti.

PHOTO 2019 04 18 11 45 57 2 1b27f

''Hepimizin yüzünü güldürdünüz''

İmamoğlu, Biçer'e ziyaretinden önce bir hastanın odasına girerek, geçmiş olsun dileklerini iletti. Kadın hasta da İmamoğlu'na teşekkür ederek, ''Hepimizin yüzünü güldürdünüz. Sizi, Cumhurbaşkanı olarak da görmek istiyoruz'' dedi. İmamoğlu, bu sözlere, ''Önce siz sağlığınıza kavuşun'' şeklinde karşılık verdi. İmamoğlu, daha sonra Biçer'i ziyaretini gerçekleştirdi. İmamoğlu'na ziyaretinden dolayı teşekkür eden Biçer, ''Bugün beni hiçbir şey üzemez'' dedi. Olayın oluş şeklini İmamoğlu ile paylaşan Biçer, ''Ben, en çok Saraçhane'ye beraber gidemememize üzüldüm'' diye konuştu. Aynı zamanda Denizli milletvekili olan Biçer, ''Honaz İlçemizde seçimi 1 oy farkla kazandık. Ancak seçim, yapılan itiraz nedeniyle tekrarlanacak. Siz gelirseniz seçimi kazanırız'' diyerek İmamoğlu'na davet yaptı. İmamoğlu, hastaneden çıkarken de yüzlerce vatandaşla fotoğraf çektirdi.

PHOTO 2019 04 18 11 45 57 1337bPHOTO 2019 04 18 11 45 57 1337bPHOTO 2019 04 18 11 45 57 1337bPHOTO 2019 04 18 11 45 57 1337bPHOTO 2019 04 18 11 45 57 1337b

Niğde’de hemzemin geçitte yük treninin vagonuna çarpan otomobilin sürücüsü Süleyman Küçük (43), hayatını kaybetti.
Kaza, sabahın ilk saatlerinde merkeze bağlı Amas mevkiinde meydana geldi. Süleyman Küçük yönetimindeki 51 HE 930 plakalı otomobil, hemzemin geçitte, yük treninin son vagonuna çarptı. Kazada, otomobilden fırlayan Küçük, yaşamını yitirdi.

kaza b3e74

Küçük’ün cansız bedeni, kaza yerine yapılan incelemenin ardından Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin morguna kaldırıldı.

 

Antalya'da son bir haftada 69 sürücüye modifiye egzozdan 345 bin 690 lira ceza kesildi. Ayrıca alkollü araç süren bin 190 sürücüye 1 milyon 307 bin 358 lira cezai işlem uygulandı.

Antalya'da yapılan denetimlerde modifiye ve alkollü araç kullanan sürücülere ceza kesildi.
Antalya Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, vatandaşın huzur ve güvenini bozacak şekilde modifiye edilmiş abartılı egzoz takılı araç kullanan sürücülere yönelik denetim yapıldı. Son bir haftada 69 araç sürücüsüne 345 bin 690 lira ceza uygulandı.
ARAÇLAR TRAFİKTEN MEN EDİLDİ
Sürücülerden 40'ının sürücü belgesi, ilgili kanun hükümlerince geri alındı. Araçlar da trafikten men edilerek, trafik otoparkına çekildi.
ALKOLDEN BİN 190 KİŞİYE İŞLEM YAPILDI
Denetimde bin 190 sürücüye, alkollü araç kullanmaktan 1 milyon 307 bin 358 liralık cezai işlem uygulandı, sürücü belgeleri ilgili kanun hükümlerince geri alınanlar araç sürmekten men edildi.

İSTANBUL seçimlerinde finale doğru yaklaşıyoruz.

Ama hangi final olduğundan emin değilim. Maltepe İlçe Seçim Kurulu’ndaki sayımın bugün bitmesi bekleniyor. AK Parti’nin daha önce sayılan 400 sandığın Seçim Kurulu’nun gözetiminde sayılmadığı gerekçesiyle yeniden sayılması yönünde başvurusunun nasıl değerlendirileceğini bilemiyoruz. Kabul edilirse 400 sandık yeniden sayılacak, edilmezse tartışması sürecek.

Maltepe’de sayımın tamamlanması üzerine tutanaklar birleştirilecek. İstanbul İl Seçim Kurulu en fazla oyu alan adaya mazbatasını verecek. Şimdiye kadarki sayımlarda Ekrem İmamoğlu önde çıktığı için mazbatasının kendisine verilmesi bekleniyor. Bu arada AK Parti “YSK’ya yapılan olağanüstü itiraz” sonuçlanıncaya kadar mazbatanın düzenlenmemesi için İl Seçim Kurulu’na başvuruda bulundu. İl Seçim Kurulu bu başvuruyu dikkate alabilir ya da kazanan adaya mazbatasını verebilir. Beklenti İmamoğlu’na mazbatanın verilmesi yönünde. Mazbatanın ucu göründü diyebiliriz. Böylece futbol karşılaşmalarından sosyal medyaya kadar uzanan bir yelpazede yaşanan “mazbata” tartışması da sonuca kavuşmuş olacak. Belirsizlik bir ölçüde giderilecek.

 

ÖNCE BAŞKAN OLACAK

Bu arada “Yenilenecek seçime usulsüz seçilen başkanla gidilemez, o nedenle Ekrem İmamoğlu’na mazbata verilmeyecek” şeklinde iddialar gündeme getiriliyor. Konuştuğum hukukçular, bunun mümkün olmadığı görüşündeler. 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 44. maddesinde seçilme yeterliliğini kaybeden başkanın “Başkanlığı düşer” deniliyor. Başkanlığının düşebilmesi için, önce “başkan” olması gerekiyor. Yani Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının düzenlenip önce “başkan” olması gerekiyor. İptal kararı verildiği takdirde düşürülebilmesi için. Tabii YSK seçimleri iptal etmezse, o zaman görevine devam edecek.

YSK dün seçimlerin yenilenmesine karar verilen yerlerde mazbata alıp göreve başlayan yeni belediye başkanlarının başkanlığının düşürülmesine karar verdi. Bu karar Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde uygulandı. 2014’te seçimleri yenilenen Yalova’da da uygulanmıştı.

 

İPTAL TALEBİNİN GEREKÇELERİ

Beklendiği gibi AK Parti, dün İstanbul seçimlerinin yenilenmesi için YSK’ya başvuruda bulundu. AK Parti Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz, itiraz dilekçesiyle birlikte üç valiz halinde getirdiği delilleri YSK’ya sundu.

AK Parti’nin YSK’ya sunduğu belgeler arasında neler yer alıyor?

 

1- 19 bin kişinin kamu görevlisi olmadığı halde sandık kurullarında görevlendirildiği öne sürülüyor. Erdoğan’ın milletvekili olduğu Siirt seçimleri, Doğan köyündeki sandıkların yasaya uygun teşekkül etmediği gerekçeyle yenilenmişti.

2- Kısıtlıların oy kullandığı iddiası. Mahkeme kararıyla kısıtlı durumunda olan 2300 kişinin seçimlerde oy kullandığı öne sürülüyor. Bu kişilerin isim, adres seçim bölgesi ve sandık numarası verilerek incelenmesi isteniyor. Kırıkkale’nin Keskin, Artvin’in Yusufeli, Denizli’nin Honaz ilçesindeki seçimler, “kısıtlı seçmen”lerin oy kullandığının tespit edilmesi üzerine iptal edildi.

3- 10 bin 240 tutuklunun hem cezaevinde hem kendi adreslerinde seçmen yazıldığı öne sürülüyor. “Örneğin Silivri Cezaevi’ndeki tutuklu hem orada seçmen görünüyor, hem Kadıköy’deki ikametgâh adresinde seçmen olarak yer alıyor” deniliyor. Cezaevinde oy kullanan tutukluların adına ayrıca ikametgâhlarında da oy kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesi isteniyor.

4- AK Parti’nin iptal gerekçelerinden birini de hükümlüler oluşturuyor. 5287 hükümlünün ikametgâhlarına göre düzenlenen seçmen pusulalarında seçmen olarak yer aldıkları belirtiliyor. Örneğin “Isparta cezaevinde yatan hükümlü, ikametgâhındaki seçmen kütüğünde ise seçmen olarak görünüyor” deniliyor. Seçmen kütüklerinde hükümlülerin isimlerinin karşısında kısıtlı şerhinin yer alması gerekirken, herhangi bir şerhe rastlanmadığı ifade ediliyor. YSK’dan hükümlülerin adına oy kullanılıp kullanılmadığının tespiti isteniyor.

İstanbul seçimlerinde kritik bir aşamaya gelindi. YSK’nın vereceği kararın sadece hukuki boyutu olmayacağı artık belli. Çünkü 31 Mart gecesinden bu yana yaşanan itiraz süreciyle, İstanbul seçimleri amacının çok ötesinde bir anlam kazandı. YSK’nın kararı siyaseti yeniden şekillendirecek.

Muratpaşa Belediyesi’nin bir yönetişim sistemi olarak hayata geçirdiği Turunç Masa’da 2019 Mart ayı vatandaş memnuniyet oranı yüzde 86 olarak gerçekleşti.
Muratpaşa Belediyesi’nin alışılagelmiş halkla ilişkiler masalarından çok daha fazlasını sunan ve Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın bir yönetişimi modeli olarak en ince ayrıntısına kadar üzerinde çalıştığı Turunç Masa’da 2019 Mart rakamları belli oldu.
Aralık 2014’te resmen hizmete giren çağrı merkezi, gezici ekipler, sosyal medya, web, basın gibi araçlar üzerinden ilçenin nabzını tutan Turunç Masa, Mart ayında 7 gün 24 saat esasına göre çalışan çağrı merkezi üzerinden 16 bin 630 çağrı aldı, belediye fuayesinde bulunan başvuru masası 30 bin 74 kişiyle iletişime geçti. Koordinasyon merkezi ise aynı sürede 20 bin 54 görüşme gerçekleştirdi.

TURUNÇ MASA 2 3dde7


Bu görüşmeler ve çağrılarla birlikte farklı iletişim kanalları üzerinden Muratpaşa Belediyesi’ne ulaşan istek, öneri ve şikayetlerin 12 bin 950’si başvuru olarak kayıt altına alındı. Kayıt altına alınan başvuruların 194’ü Büyükşehir Belediyesi, CLK Akdeniz gibi kurumlara iletildi. Geri kalan başvurular ise değerlendirilmek üzere belediyenin ilgili birimlerine gönderildi.
Mart ayında en yoğun başvuru, Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’ne oldu. Sadece bu müdürlüğü ilgilendiren 2 bin 494 başvuru alınırken başvuruların konu başlıklarına göre dağılımında evde bakım hizmetleri ve hasta nakil talepleri ön sıralarda yer aldı. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nü 1771 başvuru ile Fen İşleri Müdürlüğü takip etti. Mart ayında nüfusa oranla en fazla başvuru Elmalı Mahallesi’nden gelirken Balbey ve Kızılsaray Mahalleleri onu takip etti. Turunç Masa’da Mart ayı memnuniyet oranı ise yüzde 86 olarak gerçekleşti.

Gazeteler