head

2183026 810x458 75f08
Cuma, 19 Aralık 2025
rek_lam_11_386cd_1aab8.jpg

Dünya

Trump, Rusya ve Çin’in nükleer kapasitesini gerekçe göstererek Savunma Bakanlığı’na “derhal” nükleer silah testlerine başlanması talimatı verdi. “Başka seçeneğim yoktu.” diyen Trump’ın kararı, yeni bir silahlanma yarışı endişesini gündeme taşıdı...

ABD Başkanı Donald Trump, Savunma Bakanlığı’na (Pentagon) nükleer silah testlerine “derhal başlanması” talimatını verdiğini açıkladı. Trump, Rusya ve Çin’in silahlanma yarışında ABD’ye yetiştiğini savunarak, “Başka seçeneğim yoktu.” dedi.

“TESTLER HEMEN BAŞLAYACAK”...

Trump, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Diğer ülkelerin test programları nedeniyle Savunma Bakanlığı'na nükleer silahlarımızı test etmeye başlaması talimatını verdim. Bu süreç hemen başlayacak.” ifadelerini kullandı.

ABD’nin nükleer kapasitesine vurgu yapan Trump, ülkesinin diğer tüm devletlerden daha fazla nükleer silaha sahip olduğunu belirterek, “Bu gücü ilk dönemimde elde ettik.” dedi.

“RUSYA İKİNCİ, ÇİN ÜÇÜNCÜ SIRADA”...

Trump, Rusya ve Çin’in silahlanma yarışında ABD’ye yetiştiği uyarısında bulundu. “(Nükleerin) Muazzam yıkıcı gücü nedeniyle bunu elde etmekten nefret ettim ama başka seçeneğim yoktu. Rusya ikinci, Çin ise uzak bir üçüncü sırada ancak 5 yıl içinde eşitlenecekler.” ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

Google ve Amazon'un İsrail hükümetiyle yaptığı 1,2 milyar dolarlık bulut bilişim anlaşmasının perde arkası deşifre oldu...

The Guardian’ın ulaştığı belgelere göre İsrail'in, Google ve Amazon’dan, yabancı ülkelerin veri taleplerini gizlice haber vermek için “göz kırpma mekanizması” adı verilen kodlu bir sistem kullandığı ortaya çıktı.

The Guardian’ın +972 Magazine ve Local Call ile yürüttüğü ortak araştırmaya göre, 2021’de İsrail hükümeti ile Google ve Amazon arasında imzalanan 1,2 milyar dolarlık “Project Nimbus” anlaşması, olağan dışı güvenlik koşulları içeriyor. Belgelere göre İsrail tarafı, “winking mechanism” (göz kırpma mekanizması) adıyla bilinen gizli bir sistem talep etti. Bu sistem, şirketlerin yabancı mahkemelere veya kolluk kuvvetlerine İsrail verilerini teslim etmek zorunda kaldığında, bunu doğrudan söylemeden İsrail hükümetine kodlanmış bir sinyal göndermesini öngörüyor.

‘KODLU ÖDEMELER’ İLE GİZLİ UYARI...

Sızdırılan belgelerde, “göz kırpma” sisteminin ödemeler üzerinden işlediği belirtiliyor.

Google veya Amazon, herhangi bir ülkenin makamlarına İsrail’e ait veri sağlamak zorunda kaldığında, o ülkenin telefon kodu kadar şikel tutarında özel bir ödeme yaparak İsrail’i haberdar edecek.
Örneğin:

ABD makamlarına (kod +1) bilgi verildiğinde 1.000 şikel,

İtalya’ya (+39) bilgi verildiğinde 3.900 şikel,

Hangi ülke olduğu açıklanamıyorsa 100.000 şikel (yaklaşık 30 bin dolar) ödeme yapılacak.

Bu sistemin, şirketlerin gizlilik yükümlülüklerini dolaylı biçimde aşabileceği iddia ediliyor. Eski ABD’li savcılar ve güvenlik yetkilileri, The Guardian’a yaptıkları değerlendirmede, “Bu yöntem yasal sınırları zorlayan, riskli ama zekice tasarlanmış bir sistem” ifadelerini kullandı.

‘YASAL YÜKÜMLÜLÜKLERİ İHLAL ETMİYORUZ’ AÇIKLAMASI...

Google ve Amazon, “göz kırpma” iddialarını reddetti. Google, “ABD yasalarını veya başka ülkelerdeki hukuki yükümlülüklerimizi ihlal ettiğimiz iddiası kategorik olarak yanlış” açıklamasını yaptı. Amazon ise “müşterilerimizin gizliliğine saygı duyduklarını” ve “her zaman yasal süreçlere uygun hareket ettiklerini” belirtti.

Buna karşın The Guardian’ın ulaştığı İsrail Maliye Bakanlığı belgelerinde, şirketlerin “İsrail hükümetinin hassasiyetlerini anlayarak taleplerini kabul ettikleri” ifadeleri yer alıyor.

ANLAŞMADA ‘ERİŞİMİ KESME YASAĞI’ MADDESİ DE VAR...

Project Nimbus’un bir diğer tartışmalı boyutu ise, şirketlerin İsrail’in hizmetlerine erişimini sınırlayamaması. Belgelere göre, Google ve Amazon’un hizmet koşullarında yer alan “insan hakları ihlali durumunda hizmet sonlandırma” maddesi, İsrail için geçerli olmayacak şekilde değiştirilmiş. Bu madde, olası insan hakları ihlalleri veya siyasi baskılar nedeniyle şirketlerin hizmeti durdurma riskine karşı İsrail’in talebiyle eklenmiş.

Bir İsrailli yetkili, The Guardian’a yaptığı açıklamada bu düzenlemenin amacını şöyle özetledi:

“Hiçbir şirket, siyasi veya sosyal baskı gerekçesiyle İsrail’e hizmet vermeyi durduramaz. Bu anlaşma, devletimizin çıkarlarını korumak için tasarlandı.”

MİCROSOFT REDDETTİ, GOOGLE VE AMAZON KABUL ETTİ...

Nimbus ihalesine katılan Microsoft, İsrail’in “göz kırpma” mekanizması da dahil olmak üzere bazı koşullarını reddettiği için ihaleyi kaybetti. Geçtiğimiz ay Microsoft, Guardian ve ortak yayınların haberleri üzerine, İsrail ordusunun Palestinyalı telefon görüşmelerini izlemek için kullandığı gözetim sistemine erişimi kapatmıştı. Nimbus sözleşmesi ise Google ve Amazon’un böyle bir adım atmasını sözleşme ihlali sayıyor ve maddi cezai yaptırım öngörüyor.

GİZLİ ANLAŞMANIN GÖLGESİNDE İNSAN HAKLARI TARTIŞMASI...

Project Nimbus, İsrail’in kamu kurumlarıyla birlikte askeri ve istihbarat verilerini de bulut altyapısına taşımasını öngörüyor. Birleşmiş Milletler, İsrail’in Gazze’deki eylemlerine ilişkin soykırım suçlaması yöneltmişken, Google ve Amazon’un bu süreçte İsrail hükümetiyle sürdürdüğü iş birliği insan hakları örgütlerince eleştiriliyor.

İsrail Maliye Bakanlığı, The Guardian’a yaptığı açıklamada “İsrail’in şirketleri yasa dışı eylemlere zorladığı iddiası temelsizdir” ifadelerini kullandı.

Ancak uzmanlara göre, söz konusu “göz kırpma” maddesi yürürlükte kaldığı sürece, teknoloji devlerinin hukuki ve etik ikilem yaşamaya devam edeceği açık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

İrlanda hükümeti, nüfusu azalan açık deniz adalarına yerleşmek isteyenlere büyük teşvik başlattı. Bu adaya yerleşmek isteyenlere 72.240 sterline kadar yani 4 milyon liraya kadar hibe verilecek, vatandaşlık şartı da aranmayacak...

İrlanda hükümeti, ülkenin ücra açıklarındaki adalarına yerleşmek isteyenlere 72.240 sterline kadar yani 4 milyon liraya kadar hibe desteği veriyor.

AMAÇ BÖLGEYİ YENİDEN CANLANDIRMAK... 

İrlanda’nın “Yaşayan Adalarımız” adlı programı, ülkenin açık deniz adalarındaki terk edilmiş evlerin yeniden yaşanabilir hale gelmesini hedefliyor. Program kapsamında, boş veya bakımsız durumdaki mülkleri yenileyenlere 72.240 sterline (yaklaşık 4 milyon TL) kadar hibe sağlanıyor. Amaç, nüfusu giderek azalan bu adalara yeniden yaşam kazandırmak.

 
 

İRLANDA VATANDAŞI OLMA ŞARTI YOK...

Programa başvurmak için İrlanda vatandaşı olma şartı bulunmuyor ama destekten yararlanacak kişilerin evi tatil evi olarak değil, daimi ikametgah amacıyla kullanması gerekiyor. Ayrıca mülkün 2007 yılından önce inşa edilmiş olması ve en az iki yıldır boş durumda bulunması gerekiyor.

 

30 ADA YENİDEN CANLANACAK...

İrlanda’nın batı kıyısındaki yaklaşık 30 açık deniz adası, gelgit nedeniyle her gün ana karadan kopuyor. Bu adalarda yaşayanların sayısı artık 3 binin altına düşmüş durumda. Hükümet, hibe programıyla bu adalara yeni nüfus çekmeyi ve yerel ekonomiyi canlandırmayı hedefliyor. Yetkililer, “Bu adalar İrlanda’nın kültürel dokusunun ayrılmaz bir parçası. Hedefimiz bu toplulukları yeniden yaşatmak” açıklamasında bulundu.

ARAN ADALARI EN ÇOK İLGİ GÖREN BÖLGE...

Program kapsamındaki bölgeler arasında en dikkat çeken yer, Galway Körfezi’ndeki Aran Adaları. Inishmore, Inishmaan ve Inisheer adalarından oluşan bu bölge, hem doğal güzellikleri hem de sessiz yaşamı tercih edenler için ideal görülüyor. Yeni başvuru dönemi ise 14 Kasım 2025 - 31 Aralık 2025 tarihleri arasında yapılabilecek.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

Almanya, 35 yıl sonra ilk kez savaş ihtimalini açıkça dile getirdi. Federal Afet Dairesi, Rusya’nın saldırgan politikaları sonrası vatandaşlara on güne yetecek gıda ve temel ihtiyaç stoğu yapma çağrısı yaptı. Kurum, “Artık hedefteyiz” diyerek Avrupa’nın güvenlik endişesinin gerçek bir krize dönüştüğünü vurguladı...

Almanya Federal Sivil Koruma ve Afet Yardım Dairesi, 35 yıl sonra ilk kez savaşın kapıda olduğunu duyurdu. 

Kurum, doğal afetler ce toplumsal hareketler kadar, artık savaşın da gelecek 10 yılda yaşanması  son derece mümkün bir felaket olduğunu açıkladı.

Afet Dairesi, Alman vatandaşlarına üç ila on gün yetecek kadar gıda stoğu bulundurmalarını tavsiye etti.

Daire Başkanı Ralph Tiesler, “Her zaman önceden hazırlıklı olmak önemlidir. Bu önemle çok işe yarar” dedi.

ALMANLARIN YÜZDE 56'SI HAZIR DEĞİL

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş 4. yılına doğru yaklaşırken,  Avrupa güvenliğine yönelik artan tehditler, kurumun kriz hazırlık rehberini güncellemesine neden oldu.

Yeni rehber, 35 yıl sonra ilk kez savaş olasılığını açıkça gündeme taşıdı. “Krize ve Felaketlere Hazırlık” başlıklı 36 sayfalık rehberde dezenformasyonu tanıma yöntemleri, patlama veya saldırı anında sığınak bulma yolları ve korkuyla baş etme stratejileri yer alıyor.

 
 

1990’dan bu yana yayımlanan kılavuzlarda savaş senaryolarına yer verilmemişti. O yıllarda odak noktası doğal afetler ve teknik arızalardı.

Ancak şimdi siber saldırılar, sabotajlar ve savaş gibi hibrit tehditler de özel olarak ele alınıyor.

Raporda, her hanenin kendi koşullarına göre hazırlık yapması gerektiği vurgulanıyor. Tiesler, “Acil durum hazırlığı için sabit bir kural yok. Herkes kendi imkanına göre karar vermeli” dedi. Kurumun anketine göre Almanların yüzde 53’ü henüz hiçbir hazırlık yapmamış durumda.

Tiesler, “Dünyada endişe verici bir dönemden geçiyoruz. Korkan, kafası karışan İnsanlara rehberlik etmek istiyoruz” dedi.

HAYATTA KALMAK İÇİN NE GEREKLİ?

Rehber, vatandaşlara alışveriş listesi hazırlama ve kendi ihtiyaçlarını hesaplama imkanı sunan bir kontrol listesiyle birlikte geliyor.

Dört kişilik bir ailenin on günlük hazırlığı yaklaşık 200 ila 300 Euro'ya, yani 12 ila 15 bin TL'ye mal oluyor.

BBK, bu konuda “yaşayan stok” kavramını öneriyor. Yani konserve veya kuru gıdalar sürekli tüketim döngüsüne dahil edilmeli.

Tiesler, “Bir dahaki alışverişte makarna veya konserve gibi bir iki ürünü fazla alın. Bunu birkaç kez yaparsanız günlerce yetecek bir stoğunuz olur” dedi.

Kurum ayrıca güneş panelli veya elle şarj edilebilen el feneri, pilli radyo ve küçük ocak gibi ekipmanların bulundurulmasını da öneriyor.

'ARTIK HEDEFTEYİZ'

Rehberin hazırlanmasında zorunlu askerlik tartışmaları ve insansız hava araçlarının kullanımı da etkili oldu. 

Kimliği belirsiz, Rusya'ya atfedilen insansız hava araçları Avrupa havalimanlarını saatlerce kitlerken, Rus hackerlar aynı havalimanlarını devre dışı bıraktı. Bu esnada Rus uçakları Avrupa hava sahasını ihlal etti.

Diğer yandan olası bir savaşa hazırlanan Avrupa, ordularını hazırlıyor. SAFE fonu altında Fransa, Almanya ve Polonya gibi ülkeler ordularını donatırken, Almanya'da zorunlu askerlerlik yeniden gündeme geldi.

Almanya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Martin Jäger, “Artık hedefteyiz. Rahatlamak gibi bir lüksümüz yok” diyerek uyarıda bulundu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar 

KKTC Yüksek Seçim Kurulu, resmi olmayan sonuçlara göre, cumhurbaşkanlığı seçimini Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın kazandığını duyurdu...

AKP'nin de desteklediği Ersin Tatar seçimde büyük fark yedi. KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’dan ilk açıklama geldi.

KKTC genelinde cumhurbaşkanı seçimi kapsamında vatandaşlar, 08.00-18.00 saatleri arasında oy kullandı.

Cumhurbaşkanı seçiminde oy verme işlemlerinin tamamlanmasının ardından oy sayımına başlandı.

Seçim merkezlerinde başlayan sayım işlemleri, KKTC Yüksek Seçim Kurulu (YSK) gözetiminde ve sandık kurulu eşliğinde yürütüldü.

777 SANDIKTA OY KULLANILDI...

KKTC Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Bertan Özerdağ, yaptığı açıklamada, ülke genelinde 777 sandıkta oy verme işlemlerinin saat 18.00 itibarıyla sona erdiğini belirterek, şu anda bütün sandıklarda oy sayım işlemlerine başlandığı ve saat 19.00'a kadar da seçim yasağının devam ettiğini dile getirdi.

 
Özerdağ, 19.00'da gelen sandık sonuçları ve katılım oranlarını paylaşacağını ifade ederek, ilk verilecek oranların bütün ülkedeki katılım oranlarını gösterecek bir sonuç olmadığını söyledi.

2018'den bu yana oluşturulan yazılım programıyla seçimlerde güvenliği sağladıklarını kaydeden Özerdağ, herhangi bir sorun olmadığını, YSK'ya sandık sonuçlarının bildirilmesi akabinde 19.00'dan itibaren ilçe bazında bilgi vereceğini açıkladı.

YSK'DAN AÇIKLAMA GELDİ: BÜYÜK FARK...

KKTC Yüksek Seçim Kurulu, resmi olmayan sonuçlara göre, cumhurbaşkanlığı seçimini Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın kazandığını duyurdu.

KKTC Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Bertan Özerdağ, Erhürman'ın yüzde 62,76, bağımsız aday Ersin Tatar'ın ise yüzde 35,81 oy aldığını belirtti.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde katılım oranı yüzde 64,87 olarak kaydedildi.

AKP'nin de desteklediği Cumhurbaşkanı Ersin Tatar seçimde büyük fark yedi.

Seçim öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarı sık sık Tatar'a desteğini açıklamıştı. Son olarak Cübbeli Ahmet de Ersin Tatar'ın kazanması için dua istemişti.

SEÇİM SONRASI ERHÜRMAN'DAN İLK AÇIKLAMA...

Erhürman yaptığı açıklamada "Dış politika elbette Türkiye'yle yakın istişareyle yürütülecek, bundan kimsenin kuşkusu olmasın" ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar