head

2183026 810x458 75f08
Cuma, 19 Aralık 2025
rek_lam_11_386cd_1aab8.jpg

Dünya

Suriye'nin güneyinde Dürziler ile Arap aşiretleri arasında patlak veren savaşta ölü sayısı 300’ü geçti. Her iki tarafın da vahşi yöntemlere başvurduğu çatışmalar kontrolden çıktı. Dürzileri koruyan İsrail ise uluslararası tepkilerden sonra operasyonlara ara verdi. Şaraa hükümetinin müdahalesi ise belirsizliğini koruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan gelişmeler üzerine Rusya Devlet Başkanı ile bir telefon görüşmesi yaptı. MHP lideri Bahçeli de yaşananlardan İsrail'i sorumlu tuttu...

 

518477414 4106350449633219 8387500271411397989 n ccaf1

Suriye'nin güneyindeki çatışmaların şiddeti her saat daha da büyüyor. Arap aşiretlerine bağlı milisler Süveyda'ya akın ederken, Dürzi milislerin çatı kuruluşu Süveyda Askeri Konseyi'ne (SAK) bağlı milisler karşı taarruza geçti.

Durum öyle bir hal aldı ki, seferberlik ilan eden Arap aşiretlerine bağlı milisler, tırları doldurarak Süveyda'ya akın etti. Otobüsler ve özel araçlar konvoylar halinde kuzeyden, güneydeki Süveyda'ya akıyor.

 

ERDOĞAN PUTİN İLE GÖRÜŞTÜ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bugün bir telefon görüşmesi yaptı.Erdoğan görüşmede, Suriye güvenlik güçlerinin Suveyda’dan çekilmesi sonrası yaşanan çatışmaların bölgenin tamamı için tehdit oluşturduğunu, İsrail’in Suriye’nin egemenliğini ihlal etmemesinin önemli olduğunu belirtti.

 

Çatışmaların ardı arkası kesilmezken ABD ve Avrupa tarafından uyarılan İsrail saldırılarına ara verdi ve Suriye Güvenlik Güçleri'nin "çatışmaları durdurması için 48 saat boyunca bölgeye girmesine izin verdiğini" açıkladı. 

İNSANLIKTAN  ÇIKTILAR...

İnsan hakları gözlem evine göre aşiretler ve Süveyda Askeri Konseyi arasındaki savaş boyunca 321 kişi yaşamını yitirdi. İki taraf da ağır kayıplar verdi.

Arap aşiretlerinin de, Dürzilerin de insanlık dışı katliamlar yaptığı görüntüler sosyal medyaya yayıldı.

Görüntülerin bir kısmı eski ya da yanlış çıkarken, olağanüstü bir kısmı korkunç savaşın gerçeklerini ortaya koydu.

Arap aşiretlerine bağlı milisler rehin aldıkları Dürzilerin bir kısmını vurarak öldürdü. Birçok milis, Dürzi sivillerin bıyıklarını kesti. Dürzi inancında bıyık, kutsal sayılıyor.

Dürziler ise Süveyda'daki Arap Bedevileri silah zoruyla kendi evlerinden sürdü. Arap milislerin bedenleri şehrin ortasında sergilendi. Bedevi siviller, Dürzileri tecavüz ve etnik temizlikle suçladı.

Savaş, insanlık dışı bir hal alıyor. Suriye hükümetine bağlı Güvenlik Güçleri'nin bölgeye sevk edildiği aktarıldı, ancak Suriye hükümeti önce bu iddiayı doğruladı, sonra da yalanladı.

SURİYE CUMHURBAŞKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA...

Suriye Cumhurbaşkanlığı, Süveyda'da yerel gruplar arasında şiddetlenen ve çok sayıda kişinin öldüğü çatışmaları sonlandırmak üzere bölgeye özel bir güç gönderileceğini açıkladı.

BAHÇELİ'DEN SERT AÇIKLAMA...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yaşanan çatışmalardan duyduğu endişeyi "Suriye’nin güneyinde Dürzilerle Arap aşiretler arasında fitne yayan, karışıklıktan istifadeyle Şam’ı bombalayan İsrail’in terör örgütlerinden daha aşağı bir seviyeye indiği açıktır" sözleri ile dile getirdi.

Yaşananlardan İsrail'i sorumlu tutan Bahçeli daha sonra şöyle devam etti:

"Siyonist vandallık terörsüz Türkiye ve bölge hedefine sabotaj yapmış, Suriye’nin güneyi-kuzeyi boyunca planlanan kaos koridorunu silah zoruyla inşa etmek için vahşet sarmalını genişletmiştir.

İsrail’in sözde “Davut Koridoru”yla nereye ulaşmak istediği, bu suretle Anadolu sınırlarına dayanmak ve sonrasında da tutunmak için her türlü alçaklıktan istifadeye teşne olduğu her türlü izahtan varestedir.

İsrail işbirlikçisi malum bir Dürzi şeyhinin bu yöndeki beklenti ve talebi de son derece tehdit içermektedir.

Çatışmaların merkezinde yer alan Suveyda’dan kuzeye açılacak koridor şeytan koridorudur, Suriye’nin bölünmesidir, Türkiye’nin hedef alınmasıdır."

İSRAİL SALDIRACAK MI?

Herkesin aklındaki soru ise, İsrail'in tepkisi oldu. ABD ve AB'den Suriye'ye müdahale etmemesi konusunda net uyarılar alan İsrail, şimdilik sessizliğini koruyor.

Ancak yerel kaynaklar, İsrail İHA'ları ve uçaklarının Suriye üzerinde uçtuğunun altını çiziyor.

İsrail aynı zamanda sınıra asker sevk ettiği gibi, kara operasyonlarına da hazır olduğunu vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı ise, "insani felaket bölgesi" olarak nitelendirdiği Süveyda'ya 24 milyon TL'lik yardım paketi gönderdiğini duyurdu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack bir televizyon kanalının sorularını yanıtladı. Suriye'de YPG ve SDG'nin konumu hakkında konuşan Barrack, "YPG, PKK'nın bir türevidir. SDG'ye bağımsız devlet kurma borcumuz yok. Özgür Kürdistan olmayacak, özgür SDG devleti olmayacak. SDG artık makul olmalı" dedi...

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin Osmanlı Millet Sistemini uygulaması gerektiğini söyleyen ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'tan dikkat çeken bir çıkış geldi. 

Gazeteci Yunus Paksoy'un sorularını yanıtlayan Barrack, PKK'nın silahları yakmasının ardından Ortadoğu'da oluşacak duruma dair de dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

'SDG DEDİĞİNİZ YPG'DİR'...

Tom Barrack'ın açıklamaları şöyle:

"SDG’ye bağımsız devlet kurma borcumuz yok. SDG dediğiniz, YPG'dir. YPG, PKK'nın bir türevidir. Amerikalılar arasında şöyle bir duygu var: 'SDG ile ortaktık, onlara borçluyuz.'"

'ÖZGÜR KÜRDİSTAN OLMAYACAK'...

"Asıl mesele şu: Biz onlara ne borçluyuz?

- Onlara, bir devlet içinde bağımsız bir hükümet kurmaya borçlu değiliz. Onlara, makul bir şekilde yeni bir yönetime geçiş sürecinde bir yol sunma borcumuz var. Ayrı ayrı Dürzi güçleri Dürzi gibi giyinip, Alevi güçleri Alevi gibi giyinip, Kürt güçleri Kürt gibi giyinip böyle devam eden bir yapı olmaz. Tek bir yapı olacak.Özgür Kürdistan olmayacak, özgür SDG devleti olmayacak. Şam-SDG anlaşması işe yaramadı, SDG artık makul olmalı. SDG ya makul olur ya da alternatif gündeme gelir."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

İran son 3 ayda 717 bin Afganı sınır dışı etti. Gelişmeleri İran İçişleri Bakanı Yarahmedi,'Halkın temel talebi' olarak açıkladı. Bunun yanında bazı Afganların İsrail'e ajanlık yapması da gerekçe gösteriliyor...

İran'da uzun yıllardır 6 milyon Afgan yaşıyor. Ancak İsrail ile savaş çıkmasının ardından İran'dan Afganlara yönelik sert bir yaklaşım var.

Geçtiğimiz Mayıs ayında İran yönetimi ülkede 'yasa dışı' bulunan tüm Afganlara ülkeyi terk etmesi gerektiğini aksi halde gözaltına alınacaklarını açıklamıştı.

İran yönetiminin sert uygulamalarının nedenleri arasında İsrail ile yaşanan gerilim de gösteriliyor.

İSRAİL'E AJANLIK YAPIYORLAR İDDİASI...

İran polisi geçen ay iki Afgan erkeğin devlet televizyon binası ve üst düzey bir yetkilinin konutunu gözetlediklerini itiraf ettiklerini öne sürdü.

Ayrıca Tahran’ın güneyinde bir fabrikaya yapılan baskında, bazı Afganlar İsrail istihbarat servisi Mossad adına insansız hava aracı saldırısı planlamakla suçlanarak gözaltına alındı.

'HALKIN TEMEL TALEBİ'...

İran resmi haber ajansı IRNA’ya göre, İçişleri Bakanlığı Yabancılar ve Mülteciler Genel Müdürü Nadir Yarahmedi konuya ilişkin açıklama yaptı.

Afgan uyruklu düzensiz göçmenlerin ülkeden gönderilmesinin halkın temel talebi olduğunu belirten Yarahmedi, düzensiz göçmenlerin ülkeyi terk etmesi ya da sınır dışı edilmesi konusunu kolaylaştırmak için valiliklerin yardımıyla geçici kamplar kurulduğunu aktardı.

 
 

İran takviminde yeni yıl olan 21 Mart’tan 27 Haziran’a kadar 717 bin 658 Afganistan vatandaşının İran’ı terk ettiğini kaydeden Yarahmedi, en fazla çıkışın Rezevi Horan eyaletindeki Duğarun sınır kapısından gerçekleştiğini belirtti.

 

'YIL SONUNA KADAR 1 MİLYONDAN FAZLA KİŞİ GÖNDERİLECEK'...

Reuters'a konuşan Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) Afganistan Delegasyon Başkanı Sami Fakhouri, son günlerde Herat eyaletindeki İslam Kala sınır kapısında otobüslerle geri dönen insanları bizzat gözlemlediğini belirtti.

Fakhouri, Cenevre’de düzenlenen basın toplantısında, “Bu yıl sonuna kadar İran’dan Afganistan’a 1 milyon, hatta daha fazla kişinin dönebileceğini öngörüyoruz” dedi. Çoğu kişinin yıllar önce ülkelerini terk ettiğini ve şimdi evsiz kaldığını ifade eden Fakhouri, geri dönenlerin geleceği konusunda endişeli olduğunu vurguladı. Fakhouri, “Çoğunluk geri dönme konusunda söz hakkı bulamadı. Otobüslere bindirilip sınıra götürüldüler” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

Ukrayna'nın gönderdiği İHA Rus hava sahasında kriz yarattı. Uçuşların %90’ı iptal edilirken, birçok yolcu havalimanlarında saatlerce mahsur kaldı. Krizden Türk Hava Yolları (THY) da nasibini aldı...

Rusya’da artan güvenlik endişeleri ve drone saldırılarının gölgesinde, St. Petersburg başta olmak üzere birçok havalimanında sivil havacılığı etkileyen kriz büyüyor.

Rus yetkililer, bazı uluslararası uçakların teknik bileşenlerinin sökülerek incelenmesini talep etti. Bu talep, başta Türk Hava Yolları (THY) olmak üzere yabancı havayolları tarafından ciddi güvenlik ve operasyonel risk olarak değerlendirildi.

THY UÇAĞI GERİ DÖNDÜ...

St. Petersburg’a iniş yapan bir THY uçağında, Rus görevlilerin teknik parçaların sökülmesini istemesi üzerine, mürettebat prosedürlere aykırı bu talebi reddetti. Uçuş ekibi, yolcu ve uçak güvenliği açısından uçağı İstanbul’a geri döndürme kararı aldı. Havacılık çevrelerinden destek gören bu karar, uluslararası uçuş güvenliği standartlarına uygun bir adım olarak değerlendirildi.

 

YOLCULAR DİDİK DİDİK ARANDI...

Sadece THY değil, diğer yabancı havayollarına ait uçaklarda da benzer uygulamalar yaşandı. Rusya’ya iniş yapan bazı uçaklarda, yolcuların uçaktan inmelerine izin verilmediği, bagajların ve kokpit ekipmanlarının bomba yapımında kullanılabilecek parçalar açısından detaylı arandığı bildirildi.

 

Bu uygulamalar saatler süren beklemelere, yolcu hakları ihlallerine ve uluslararası havacılık kurallarının tartışmaya açılmasına yol açtı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, yolcuların stres altında saatlerce uçakta bekletildiği, bazı kişilerin terminale alınmadan yeniden uçağa bindirildiği görüldü.

Drone saldırısı tehdidi nedeniyle zaman zaman yarım gün süreyle kapatılan havalimanları, Rusya genelinde ulaşımı felç etti. Güvenlik önlemleri en üst düzeye çıkarılırken, sivil uçuşlar ciddi şekilde aksadı.

43 BİN BİLET İPTAL EDİLDİ...

Rusya Ulaştırma Bakanlığı ve federal hava taşımacılığı ajansı verilerine göre, hafta sonundan itibaren;

--485 uçuş iptal edildi,

--88 uçuş başka havalimanlarına yönlendirildi,

--1.900 uçuşta gecikme yaşandı.

Havayolu firmaları 43 bin bileti iade etmek zorunda kalırken, yaklaşık 94 bin yolcu geçici olarak otellere yerleştirildi. Krizin maliyeti sadece ikram giderlerinde 354 bin rubleye (yaklaşık 3.800 Euro) ulaştı.

Rus yetkililerden resmi bir açıklama henüz gelmezken, özellikle yabancı şirketlerin uçuş planlamalarında temkinli davrandığı ve bazı uçuşların geçici olarak durdurulduğu öğrenildi. Uzmanlara göre, yaşananlar sivil havacılıkta yeni bir güvenlik-diplomasi krizinin işareti olabilir.

Yolcuların sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarda, “Rusya’ya gitmek büyük stres. Ne zaman varacağınız, uçaktan inip inemeyeceğiniz belli değil. Geri dönerken havalimanında günlerce kalma riski var” yorumları dikkat çekti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile eski ABD Başkanı Donald Trump, yaklaşık bir saat süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi...

 

Görüşmenin detaylarını Kremlin adına Putin’in yardımcısı Yuriy Uşakov paylaştı.  Uşakov’un aktardığına göre, görüşme oldukça “uyumlu, yapıcı ve somut” bir atmosferde geçti.

 

İki liderin görüşmesinde İran ve Orta Doğu konuları yer aldı. Kremlin'den yapılan açıklamaya göre Putin ülkesinin müzakerelere devam etmeye hazır olduğunu söyledi.

Yapılan açıklamada Trump’ın görüşmede Ukrayna’daki askeri çatışmaların en kısa sürede sona ermesi gerektiğini gündeme getirdiği belirtildi. Putin, telefon görüşmesinde Trump’a, Ukrayna krizinin temel nedenlerini ortadan kaldırma hedefinden vazgeçmeyeceklerini bildirdi

 

Putin, Orta Doğu’daki krizlerin siyasi ve diplomatik yollarla çözülmesinin önemine dikkat çekti. Rus lider, Trump’ı 4 Temmuz Bağımsızlık Günü dolayısıyla kutlayarak, Rusya’nın Amerikan devletinin oluşumuna yaptığı katkılara değindi.

YÜZ YÜZE GÖRÜŞME OLACAK MI?

İki lider, bugün yüz yüze görüşme ihtimalini resmen konuşmasa da “bu fikrin gündemde olduğu” aktarıldı. Son olarak Putin ve Trump, temaslarını sürdürme konusunda mutabık kaldı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar