head
2183026 810x458 75f08
Perşembe, 02 Mayıs 2024

Siyaset

Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde bir termal otelde düzenlenen CHP Belediye Başkanları Çalıştayı’nda gazetecilerin sorularını cevapladı...

Eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Atilla'nın tahliyesini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Hakan Atilla Amerika’da boşu boşuna yattı. Yazık günahtı. Ne suçu var Hakan Atilla’nın? Reza Zerrab’ı niye istemediler?

Niye istemiyorlar Reza Zerrab’ı?

Asıl fail o, rüşveti dağıtan o, rüşveti yiyen, yolsuzluk yapan o. El üstünde tuttular. Reza Zerrab için iki kez nota verdiler Amerika’ya. ‘Ona dokunmayın’ diye. Kabak kimin başına patladı, bir devlet memurunun, bir bankacının başına patladı. Boşu boşuna hapse girdi.”

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin “Hakan Atilla’nın İstanbul’da havalimanında karşılanmasına" ilişkin sorusuna, “Tamamen şov. Ne yapabilirler yani? Karşılıyorlar da ne yaptılar yani hapisten mi kurtardılar? Erdoğan, Trump’a telefon açıp ‘Derhal serbest bırakın’ diyebilirdi. Bırakmadı. Ama Trump telefon etti ‘Papazı derhal serbest bırakın’, ‘Emredersiniz’ dedi. Talimatı aldı ve papazı hemen serbest bıraktı. Merkel telefon etti, hemen serbest bıraktılar. Dolayısıyla yöneticiler açısından söylüyorum, kimsenin ayaklarının yere basmadığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Ayakları yere basmıyor ve gerçekleri görmüyorlar. Hakan Atilla konusunda ne yaptılar bunlar? Trump’ın papaz için yaptığının en azından 10’da birini yapsalardı. Boşu boşuna hapse girdi o. Hiçbir günahı olmayan birisi.” yanıtını verdi.

Anayasa Mahkemesi'nin, "barış bildirisi" olarak adlandırılan metne imza atan 9 akademisyen için verdiği hak ihlali kararını değerlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

 "Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı doğru. Üniversitede çocuklarımıza ders veren hocalar bir görüş dile getirdiler, hapse mi atılır? Üniversitelerden mi atılır bu insanlar? Yanlıştı bu. Anayasa Mahkemesi’nin kararı bu bağlamda doğru bir karar. Beni üzen, kararın 1 oy farkla cıkmış olması. Normalde oy birliğiyle çıkması lazımdı. Eğer demokrasiyi insan haklarını, düşünce özgürlüğünü savunuyorsak, Barış Bildirisi’ne imza attı diye adam üniversiteden mi atılır? Hangi çağda yaşıyoruz? Bu, Orta Çağ kafası, emin olun. O nedenle alınan karar doğru ama bu kararın bir oy farkla alınması demokrasimiz açısından kaygı verici."

Kılıçdaroğlu, ülkede yeni siyasi parti oluşumuna ilişkin de şöyle konuştu:

"Siz gazeteciler, haberciler olarak yeni siyasal oluşumları nasıl büyük bir dikkatle izliyorsanız biz de siyasetçi olarak dikkatle izliyoruz. Elbette insanlar ayrılabilirler, yeni bir parti kurabilirler. Yeni parti kuruyorlar diye insanları suçlamanın bir mantığı yok. Elbette onlar da parti kurarsa bir program açıklayacaklardır, neyi, nasıl yapacaklarını açıklayacaklardır. Vatandaş da bakacaktır. Eğer teveccüh edecekse gidip oy verecektir, kabul etmiyorsa da zaten oy vermeyecektir. Dolayısıyla ayrılan kişileri baştan düşman gibi görüp onları ötekileştirmek, bütün dünyada demokratik geleneklere aykırıdır. Eğer demokrasiyi savunuyorsanız herkesin parti kurma hakkı vardır. Buna da sessiz kalacaksınız. Eğer parti kurulur, partinin programı bir başka parti tarafından eleştirilirse, oturulur eleştirilir. ‘Bu parti programı Türkiye’nin sorunlarını çözmez vesaire bir sürü laf söyleyebilirsiniz. Ama ortada bir şey yokken neden Erdoğan böyle bir sürecin içerisine kendisini sürükledi. Ben gayet iyi anlıyorum tabii. Çekiniyor, tahtının sallanmasından korkuyor. Tahtı sallanmaya başladı Erdoğan’ın. Onu görüyor."

Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bizim dönemimizde asla ve kat'a emir alan bir hükümet olmamıştır.” ifadelerine ilişkin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Hiçbir CHP’li genel başkan veya hiçbir CHP’li Batı’nın egemen güçlerinden talimat almamıştır. Asla. Ama Erdoğan’ın talimat aldığını bütün dünya biliyor. Papazın serbest bırakılması talimatını kimden aldı? Trump’tan aldı. Bıraktı mı? Bıraktı. Talimat mıydı, talimattı. Talimatın yerine getirilmesinden sonra Trump, Erdoğan’a teşekkür etti. Dikkatinizi çekiyorum, yargıya teşekkür etmiyor, doğrudan Erdoğan’a teşekkür ediyor. Bir başka gazeteci vardı, Türkiye’de hapisteydi. Merkel’den talimat geldi. Bir gecede, hiç hazırlanmayan, aylardır hazırlanmayan iddianame bir gecede hazırlandı. Ertesi gün davası görüldü, tahliye edildi. Tahliye edilirken eline bir başka mahkemenin tutuklama kararı verildi, havaalanında uçak bekliyordu, uçağa bindi ve Almanya’ya gitti. Talimat nereden geldi? Merkel’den geldi. Ne konuşuyor Erdoğan, neyi anlatıyor yani?. Bütün bunları toplumun bilmediğini, toplumun hafızasının bu kadar kör olduğunu mu sanıyor? Her türlü talimatı alıyor. Talimatın gereğini de yerine getiriyor. Ne için? Çünkü o talimatı almazsa burada rahat oturamayacak. Onu da gayet iyi biliyor. Talimat alanlar bizi suçlayamazlar. Talimat alanlar Türkiye’nin bağımsızlığını savunamazlar."

 

Tansu Çiller'in başbakanlığında ki 52. hükümette Türkiye'nin ilk kadın Çevre Bakanı, Mesut Yılmaz'ın başbakanlığında ki 53. hükümette ilk kadın Turizm Bakanı olarak görev yapan 72 yaşındaki Işılay Saygın, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti...

Akciğerlerinden kaynaklanan rahatsızlığı bulunan ve solunum yetmezliği teşhisiyle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin yoğun bakım servisinde tedaviye alınan Saygın, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Tuncay Göksel yaptığı açıklama da ,  Saygın'ın ileri derecede akciğer sertleşmesi hastalığına bağlı solunum yetmezliğinden 03.00 saatlerinde hayatını kaybettiğini söyledi.

Göksel, ailesinin isteği üzerine Saygın'ın pazartesi düzenlenecek törenle son yolculuğuna uğurlanacağını dile getirdi. Saygın, 4 Temmuz'da evinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştı.

ÇEŞİTLİ BAKANLIK GÖREVLERİNDE BULUNDU

İzmir'de doğan Işılay Saygın, 1973-1980 yıllarında Buca Belediye Başkanlığı yaptı.

12 Eylül askeri darbesiyle görevden ayrılan Saygın, 1983, 1987, 1991, 1995 ve 1999 yıllarındaki seçimleri kazanarak beş dönem İzmir Milletvekilliği yaptı.

Saygın, Tansu Çiller'in başbakan olduğu 52. hükümette 23 Şubat - 6 Mart 1996 tarihlerinde ilk kadın Çevre Bakanı olarak görev aldı. Mesut Yılmaz'ın

başbakanlık yaptığı 53. hükümette de 6 Mart - 28 Haziran 1996 yıllarında ilk kadın Turizm Bakanı olarak görev yaptı.

Saygın, 51, 52, 54 ve 55. hükümetlerde devlet bakanı olarak görev aldı.

MİLLET İTTİFAKI ALANYA İÇİN SIK SIK BİR ARAYA GELİYOR...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Başkanı Coşkun Karadağ ve İyi Parti İlçe Başkanı Yücel Apaydın, Alanya Belediyesi'nin CHP’li ve İyi Parti'li meclis üyeleriyle toplantı gerçekleştirerek önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalarla ilgili fikir alışverişinde bulundu...

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in Alanya'da yaptığı çalışmaların yanı sıra, vatandaş talepleriyle ilgili de konuların konuşulduğu toplantının son derece verimli geçtiği öğrenildi.

Karadağ ve Apaydın, bu tür toplantıları sık sık tekrarlayacaklarını ve Alanya menfaatine olan konuları Alanya Belediye Meclisi’nde gündeme getireceklerini söyledi.

Böcek Antalya halkına duyurdu! 'Her ay 40 milyon TL cebimizden çıkıyor'


Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, belediyenin 6 milyar 206 bin 733 bin TL borcu olduğunu kaydederek, "Her ay 40 milyon TL cebimizden yiyoruz" dedi...

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, belediye binasında düzenlediği basın toplantısıyla geride kalan 100 günlük süreç hakkında açıklamalarda bulundu.

Muhittin Böcek, yola ‘biz birlikte yaparız’ düşüncesiyle çıktıklarını ifade etti. 19 ilçenin muhtarıyla bir araya geldiklerini kaydeden Muhittin  Böcek, “Sivil toplum örgütleri, meslek odaları ile sorunları beraber çözüyoruz. Çalışmalara devam ediyoruz” dedi.

“Ayrımız, gayrımız yok”
Planlı, kurallı, kimlikli kent için çalışmaya başladıklarını dile getiren Başkan Muhittin Böcek, "Ayrımız, gayrımız yok. 100 günlük süreçte bugünkü anlattıklarımı göreceksiniz. Balbey Mahallesi’nde babadan kalma yerlerle ilgili çalışmalar başlatılmıştı. Çalışmaları uzman arkadaşlarımızla beraber gerçekleştirdik. Güzel bir planlamayla Balbey’in sorunlarını tamamlayacağız. Kırcami ise vatandaşların kaderi değildir. Kırcami’de devam eden sorunlar günümüze kadar geldi. Büyükşehir belediye başkanı olarak hızla gündeme aldık. Çünkü orası onların kaderi değildir. İnşallah kısa zamanda el birliğiyle çözeceğiz. Kırcami’yle ilgili herkese teşekkür ediyorum, mahallenin siyasete kurban edilmesini istemiyorum. Herkes Kırcami’ye destek vermeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

31 Mart 2019 tarihi itibariyle Antalya Büyükşehir Belediyesinin 4 milyar 312 milyon 11 bin TL, ASAT’ın 1 milyar 698 bin TL borcu olduğunu vurgulayan Başkan Muhittin  Böcek, toplam borcun ise 6 milyar 206 bin 733 TL olduğunu kaydetti.

Muhittin Böcek, “Gerek basında, mitinglerimde her defasında net bir şey söyledim. 3 milyar borcu olduğunu düşündüğüm belediyenin, 6 milyar olduğunu gördük, anladık. 5 yıllık sürecin içerisinde büyükşehir belediye başkanı olarak borç lügatiyle vatandaşa hizmette geri kalmayacağız. Bunu özelikle söylemek isterim" dedi.

Yüksek kira olan yerlerini boşaltarak israfa son vereceklerini işaret eden Böcek, vatandaşa daha uygun fiyatlarla iyi hizmet vereceklerini söyledi.

"12 personeli biz çıkardık”
Gereksiz görülen araçların yüzde 10’unu iade ettiklerine değinen Başkan Muhittin  Böcek, “Aynı zamanda belediyemizin şu an toplam personel sayısı 12 bin 798’dir. Göreve geldiğim gün itibarıyla 140 normal personel, 60 kişi itfaiye için, 24 kişi faytoncu olarak, 85 kişi 3’üncü etap raylı sistem için alıyoruz. 142 kişi işten ayrılmıştır. Sadece 12’sini haklı sebeplerden dolayı biz çıkardık, diğerleri kendi isteğiyle çıktılar. Çıkarılanların sicilinde adliye olayları, uyuşturucu, personel arası kavga, devlet büyüklerine ve Atatürk’e hakaret vardır. Toplam sayısı 12’dir. Daha önce sürgüne gönderilenlerle ise toplantı yaptık, onlarda aramızda çalışmaya devam edecek” diye konuştu.

“Biz bugüne bakıyoruz”
Kepezaltı Santral Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüme değinen Başkan Muhittin  Böcek, şöyle konuştu: "Konuyla ilgili, ‘Böcek geldi, kiralar ödenmez’ gibi söylemler olabilir. Mevlana’nın bir sözü vardır; ‘Dün dünde kaldı cancağızım, bugün güzel şeyler söylemek lazım’ Biz bugüne bakıyoruz, seçim dönemi dünde kaldı. Mahallede 2 bin 819 kişiye kira ödemeye devam ediyoruz. Bugüne kadar 19 milyon kira ödedik ama bunlar geri dönüşümle ilgili protokolle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ödenmesi gereken paralardır. Bakanımızdan randevu talep ediyorum, verilirse bu görüşmeleri gerçekleştiriyorum."

"Bu hakkı koruyacağım"
Boğaçayı Projesi’ne 130 milyon 862 bin 631 TL ödeme yapıldığını aktaran Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, "Cumhurbaşkanımız bu konuda yanıltılmış. 14 bin metre kare alanda kamulaştırmasız el atma vardır. Ve buna rağmen açılış yapılmıştır. Konyaaltı Sahil Projesi için 254 milyon para ödenmiştir. İhalesi yapılmış ve sonucunda iptal edilmemiştir. Buradan gelen gelir 8 buçuk milyonken, yıllık kira gelirinin 5 milyonu ecrimisil olarak Maliye Bakanlığına ödenmektedir. Belediyenin kasasından 2018 yılında çıkan para 10 milyon 706 bin 73 TL’dir. Bunu ihaleyi alan vatandaş cebinden bir kuruş çıkarmamıştır. Bunlar sizin paralarınızdır. 254 milyon ödenmiş ama karşılığında kalan para 3 milyon 300, belediyeden çıkan para 10 milyondur. Ben 5 yıllık süreçle göreve gelirken ’kimsesizlerin hakkını koruyacağım’ diye geldim, bu hakkı koruyacağım” dedi.

Başkan Muhittin  Böcek, organize sanayi bölgesinde bulunan boru fabrikasının tapusunun 1 milyon 200 bin dolar olarak alındığını ve üretime başladığını ifade ederek, bu süre içerisinde fayton faaliyetleri sonlandırılarak vatandaşları mağdur etmeden işe başlattıklarını belirtti.

Böcek’ten film festivali açıklaması
Antalya Film Festivali’nin özüne döneceğini dile getiren  Başkan Muhittin Böcek, "Altın Portakal artık özüne dönüyor. 56’ncı Antalya Film Festivali’miz 25-26 Ekim-1 Kasım arası yapılacak. Sinemanın tüm paydaşlarıyla ayrı ayrı görüşmeler yaptık. Büyükşehir belediye başkanının siyasi görüşü ne olursa olsun, protokolü Antalyalı ile yapmalı. Bu zamana kadar yapılan protokoller kendi ekibiyle beraber yapılmıştır. Aynı zamanda 10’uncu Antalya Kitap Fuarı 21 Ekim’de, 22’nci Piyano Festivali 16-30 Kasım’da yapmayı hedefledik” diye konuştu.

Antalya’da afet toplama merkezinin olmadığını işaret eden Muhittin  Böcek, seçim öncesi bunları tespit ettiklerini ve 40 dönümlük alanı bu merkez için kullanacaklarını söyledi.

Başkan Muhittin Böcek, son olarak şunları söyledi: "100 günlük süreçte çalışma arkadaşlarımızla beraber sorunları masaya yatırdık. Antalya’mızın yeniden sorunlarıyla ilgili çalışmamızı tüm paydaşlarımızla masaya yatırdık ve buna göre de çalışmalarımıza devam edeceğiz. Aynı zamanda 3’üncü raylı sistemin açılışı yapılmıştı. Seçim öncesi yapılan açılışta teknik anlamda 28 test vardır. Biz bunları tamamladık, çalışmalarımız devam ediyor. 1 Ağustos itibariyle çalışmaya başlayacak. Bu testten de geçmiştir. Önümüzdeki süreçlerde çalışmalarımızı azim ve kararlılıkla devam edeceğiz”

Belediye Başkanı Muhittin Böcek, borçlarla ilgili kendisine sorulan soruyu, "Her ay 40 milyon cebimizden yiyoruz" dedi.

Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Lozan Barış Antlaşmasının 96’ncı yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Lozan; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur” dedi.

Başkan Uysal, Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasının 96’ncı yıl dönümü dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı.

96 yıl önce, 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın Birinci Dünya Savaşı’nı bitiren antlaşmalar arasında geçerliğini koruyan tek antlaşma olduğuna dikkat çeken Başkan Uysal, “Lozan; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur” dedi. Başkan Uysal, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Lozan Barış Antlaşması, yaşam hakkı dahi elinden alınmak istenen bir milletin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kendisini dünyanın egemen güçlerine kabul ettirmesinin adıdır. Lozan, Türkiye’nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle ‘husumet dünyasına’ karşı tek başına verdiği mücadelenin adıdır. Bugün Lozan’ı küçük görmeye ve göstermeye çalışanlar bilerek ya da bilmeyerek, o gün Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımak zorunda kalanların boş propagandalarının etkisi altındadırlar. Bağımsızlık ve özgürlük inancı üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti, ‘muasır medeniyet’ hedefine doğru koşmaktadır. Bu duygu ve düşüncelerle, Lozan Barış Antlaşması’nın 96’ncı yıl dönümü dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve aydınlanma önderlerimizi bir kez daha saygı, şükran ve minnetle anıyorum.”

Gazeteler