Amasya Genelgesi'ni yayınladıktan sonra Atatürk, görevinden ayrılarak Erzurum Kongresi'ne iştirak etmek için Erzurum'a geldi. Bu sırada Erzurum'da bulunan İngiliz Subay Ravlinson, 9 Temmuz 1919'de Atatürk'ü ziyaret ederek Sivas'taki kongreyi toplama fikrinden vazgeçirmek istedi.Atatürk geri adım atmayınca İngilizler, Dahiliye Nazırlığı aracılığı ile Sivas Kongresi'ni yaptırmamaya uğraştılar.Hatta Sivas Valisi Erzurum'da bulunan Mustafa Kemal'e bir telgraf çekerek "eğer kongre yapılacak olursa Sivas'ın Fransızlar tarafından işgal edileceğinin" kendisine söylendiğini dile getirerek kongrenin yapılmamasını talep etti.
Bütün olumsuzluklara rağmen Mustafa Kemal, 2 Eylül'de Sivas'taydı.Sivas Kongresi 4 Eylül 1919'de başladı.Kongrenin en önemli konusu Amerikan mandasının kabul edilmesine yönelik 25 kişinin verdiği önergeydi.Önergenin altında kimlerin adı yok ki! Ali Fuat Cebesoy'un babası İsmail Fazıl Paşa,Heyet-i Temsiliye Üyesi Bekir Sami Bey, İsmail Hamdi(Danişment), Yunus Nadi(Cumhuriyet Gazetesi), Kara Vasıf(Karakol Cemiyeti), Refet Bele, Rauf Orbay....
Sivas Kongresi'nin açılışında 38 kişi olduğu göz önünde tutulacak olursa ,25 kişi azımsanmayacak bir sayıdır.Kongrede önergeyi veren delegeler Amerikan Mandasının niçin gerekli olduğunu, neden Amerikanın mandaterliğine ihtyaç duyulmaktadır gibi konuları ele alarak görüşlerini açıkladılar.Manda savunucuları; mandayı kabul etmezsek iflas edeceğimizi ve mandadan başka çarenin olmadığını dile getirdiler. Mandanın bağımsızlığa aykırı olmadığını bile söylemekten çekinmediler.ABD'nin mandasından yana olan Refet Bele "Amerikan mandası İngiliz mandasına tercih edilmelidir.Çünkü Amerikalılar ile İngilizler karşılaştırıldığı zaman Amerikalıların milletlerin vicdanlarına saygı gösterdikleri görülür. 500 milyon borcu olan, harap bir memleketi ve verimli olmayan bir toprağı, on-onbeş milyon bir geliri olan bir milletin birinden himaye görmeden yaşamasına imkan da yoktur." şeklinde düşüncelerini ifade etti.
Kongrede sayıları az olmasına rağmen manda fikrine karşı çıkanlar da vardı.Bunun üzerine İsmail Hami Bey(Danişment), "Kelimenin önemi yoktur, manda altına girdik demeyelim de devlet-i ebed müddet olduk diyelim!" diyerek manda fikrinde diretiyordu.
Mandacılardan biri de Albay Kara Vasıf Bey'di.Türkiye'nin mutlaka yardıma ihtiyaç duyduğunu belirten Kara Vasıf Bey, "Amerikan mandasından korkmayınız!" diyerek konuşmasını sonlandırıyordu.Albay Vasıf Bey bir de öneri getiriyor ve İstanbul'daki Amerikan temsilciliğine mektup yazılmasını ve Amerika'ya heyet gönderilmesini teklif ediyordu.
Sivas Kongresi'nde 8-10 Eylül arası tam üç gün Amerikan mandası tartışıldı.İsmail Fazıl Paşa, Bekir Sami Bey, İsmail Hamdi, Yunus Nadi, Kara Vasıf, Refet Bele umutsuzca Amerikan mandasını savundular.Amerikan Mandasının kabul edilmesine yönelik konuşmalar devam ederken ,Mekteb-i Tıbbiye'den Hikmet arkalardan sesini yükselterek:"Paşam! Delegesi
bulunduğun Tıbbiyeliler beni buraya bağımsızlık davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler.Mandayı kabul edemem.Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunları her kim olursa olsun şiddetle reddederiz.Farzı mahal, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddederiz."
Bu kadar teslimiyetçi düşünceye karşı çıkan Tıbbiyeli Hikmet'in bu yurtsever çıkışının ardından oldukça duygulanan Atatürk:"Evlat, müsterrih ol!Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum.Biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz.Parolamız tek ve değişmez.Ya İstiklal ya Ölüm!" dedi.
Tıbbiyeli Hikmet'in bu çıkışı Mustafa Kemal'i son derece memnun etmiş ve mandacılara karşı Atatürk'e zaman kazandırmıştı.Mandanın reddi kousunda bu kadar berrak bir düşünceye sahip Tıbbiyeli Hikmet Balıkesir Savaştepeli'dir.İstanbul, İttilaf güçleri tarafından işgal edilirken Mekteb-i Tıbbiye'de İngilizler tarafından karargah haline getirilmişti. Mekteb-i Tıbbiye öğrencileri yataklarından atılmış, resmi kıyafetle dolaşmaları ve Nizamiye kapısından girmeleri yasaklanmış, toplantı yapma hakları elinden alınmıştı.İşte İstanbul'da işgal güçlerinin postal seslerinin arttığı ve makinali tüfeklerin enseye dayandığı o günlerde Mustafa Kemal Paşa Sivas'ta bir kongre düzenleyeceğini müjdeliyordu.Mekteb-i Tıbbiye'den de iki temsilci bekleyen Mustafa Kemal'in bu çağrısı hemen yerine getirildi. Mekteb-i Tıbbiye'yi temsilen üçüncü sınıf öğrencisi Hikmet ile Yusuf Naci delege seçildi.Ancak toplanan yol parası Sivas Kongresi'ne iki temsilci göndermeye yetmeyince Yusuf Naci'nin de onayı ile Mekteb-i Tıbbiye'nin temsilcisi Hikmet oldu.
Ülkenin duumunu ve koşullarını düşünecek olursak ,Sivas Kongresi'ne katılım çok azdır.Yunan tehdidi altında bulunan Trakya'dan, iç kesimlerdeki Konya ve çevresindeki illerden, İtalyan işgalindeki Antalya'dan, Fransız işgalindeki Adana'dan, Toroslardan ve güneydoğudan Sivas Kongresi'ne katılan delege yoktur. İngiliz işgali ve Pontus zulmüne uğrayan Karadenizden yine kimse katılmamıştı.İşgalin en korkunç yaşandığı İzmir'den bile kongreye ancak birkaç kişi gelmişti.
Anadolu'da işgale uğrayan bölgeler ulusal bir kongre olan Sivas Kongresi'ne delege bile göndermezken, öğrenci olmalarına rağmen Sivas Kongresi'ne katılarak Türk bağımsızlık ruhunu yansıtan Tıbbiyeli Hikmet, Kurtuluş Savaşı'nın kayda değer isimlerinden biri olmuştu.Yüksek rütbeli askerler bile kendilerine ve milletlerine güvenmeyip "manda" taleplerini dile getirirken, Tıbbiyeli Hikmet'in "tam bağımsızlıkçı"çıkışı Türkün dizginlenemez bağımsızlık aşkının sesi olmuş ve milli mücadele artık milli ireade yönünde şekillenmişti.
Tıbbiyeli Hikmet felsefesini benimseyen Tüm hekimlerin "14 Mart Tıp Bayramı" kutlu olsun.
Op.Dr.ALİ DULUM.
KBB Uzmanı Baş ve Boyun Cerrahi
#Opdralidulum #Alanyakbb
Kitap öneri;Lord Kinross, ATATÜRK Bir Milletin Yeniden Doğuşu