head
2183026 810x458 75f08
Cuma, 29 Mart 2024

Tarihin en önemli şahsiyetlerinden biridir Mustafa Kemal Atatürk...

Yok oldu diye kaderine terk edilen Türk milletine, yaptığı mücadele ve kurduğu devlet ile ikinci kez var olma hakkı tanımıştır.Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekleştirdiği Türk İstiklal Savaşı ve Türk devlet yönetimi temeli üzerine inşa ettiği Türkiye Cumhuriyeti aklın egemen olduğu bir mucizenin eseridir.

Kuşkusuz bu mucizenin ortaya çıkma sürecinde Mustafa Kemal Atatürk yalnız değildir.

2020 yılı Mart ayında strateji alanındaki çalışmalarıyla tanınan gazeteci yazar Hüseyin Hakkı Kahveci’nin “Atatürk’ün Katilleri” adlı kitabı okurlarla buluştu.Kitapta Türkün atası Atatürk’e dair spekülatif pek çok konu belgelerle ortaya konulmuş. Kitapta adına sıkça yer verilen Milli Mücadele kahramanlarından Kazım Karabekir ile Atatürk anlaşmazlığına değinelim.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a adım atmasıyla başlayan Türk İstiklal Savaşı'nda öncelik işgalci güçlerin çizmeleriyle kirlenen vatan toprağının düşmandan kurtarılmasıdır.Bu nedenle Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele Paşalar Milli Mücadelenin başlarında Mustafa Kemal Paşa'ya gönüllü bir destek vermişlerdir. Fakat mücadele süreci hızlanarak ilerlemeye başlayınca Mustafa Kemal Paşa’da bu işgale karşı duruş hareketinin lideri olarak ortaya çıkınca durum değişmiştir.Özellikle Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla mücadele ordu ve halk desteği ile kurtuluşa doğru yol almaya başlayınca yukarıda isimlerini saydığımız paşalarla Mustafa Kemal Atatürk arasında anlaşmazlıklar ortaya çıkar.

Türk İstiklal Savaşı’nın manifestosu olarak nitelenen ve Mustafa Kemal Atatürk tarafından kaleme alınan Amasya Genelgesi'ni Rauf Orbay imzalamak istememiş ancak Ali Fuat Cebesoy'un ısrarı üzerine genelgeye paraf yapmıştır.Refet Bele okuduklarından endişelenmiş adının bulunduğu yere belli belirsiz nokta koymuştur.Kazım Karabekir Erzurum'da olduğu için genelgede imzası yoktur.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında yer alan Paşalar, aynı zamanda Mustafa Kemal Paşa’yı engellemek için çalıştılar. Kazım Karabekir Erzurum Kongresi yapıldığı için Sivas Kongresi’nin toplanmasına karşı çıkmıştır.Yine Karabekir Paşa İstanbul’da Meclis toplanınca Heyeti Temsiliye’nin işlevsiz kaldığını, görevinin bittiğini dile getirmiştir.

Büyük Millet Meclisi açılır açılmaz başlayan isyanlarla Meclis kuşatılır. Anzavur, Ankara’ya Meclis' e yürüyüşe geçmiş, isyancılar Beypazarı’na kadar ilerlemiştir. BMM’nin kendini koruyacak askeri gücü olmadığı için Karabekir Paşa’dan kuvvet istenmiştir.Ancak Paşa bu isteği yerine getirmez, durum çok kritik bir noktaya gelince 40 kişilik bir güç gönderir. Karabekir Paşa bir yandan Mustafa Kemal Paşa ile işbirliği yapıyor diğer yandan da İstanbul Hükümeti ile ilişkisine devam ederek askerlerine padişaha bağlılık yemini ettiriyordu.Yazar Hüseyin Hakkı Kahveci’nin üzerinde durduğu gibi 24 Mayıs 1920’de Takvim-i Vekayi'de yayınlanan idam olunacaklar listesinde Karabekir Paşa’nın adı yoktur.

Mustafa Kemal, bir yandan isyanları bastırmaya çalışırken öte yandan da yeni bir düzen tesis etmeye çabalar. Karabekir Paşa da Haziran 1920’den itibaren Ermenilere karşı saldırı için sürekli Ankara’yı taciz eder. Oysaki Mustafa Kemal Paşa Bolşeviklerle bir anlaşma yapılarak Doğu Cephesi’nin açılmasından yanadır.Buna rağmen Karabekir Paşa Ekim 1920’ye kadarAnkara’yı yaptığı baskılar ve getirdiği eleştirilerle bunaltır.

Kazım Karabekir Ankara’ya sık sık telgraf çekerek Ankara’yı izlediğini yani fiziksel olarak Erzurum’da ama düşünsel olarak Ankara’da olduğunu duyurur.Zaman zaman kimi olaylar içinde yer alarak “ben buradayım” der.Meclis Başkanı Celaleddin Arif ile oyun içine girmesi Ankara’yı yıpratır.Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye ile BMM’ne tavır alır. Bayburt’ta ortaya çıkan ayaklanmayı önceden engelleyemediği için Ankara’yı sıkıntıya sokar.Kafkasya Bölgesi’ne gelen Enver Paşa ile dolaylı yoldan temas kurar.

Batılı devletler ülkemizi işgal ettiği için kimi kesimlerin bolşevizme sempati duyduğu bu dönemde, Karabekir Paşa’nın hakim olduğu Erzurum’da Albayrak Gazetesi bu içerikte yayınlar yapmaktadır.Hatta Doğu harekatını yapacak askerlerin giysilerinde komünizm sembolü, Kızıl Yıldız, bulunmasına göz yuman Karabekir Paşa sonraki yıllarda Atatürk’ü komünist olmakla suçlayacak ve “ülkeyi komünist olmaktan ben kurtardım”diyecektir.

Doğu Harekatı sonrası Aralık 1920 ile Ekim 1922 tarihleri arası Kazım Karabekir Erzurum’dadır. Ama gözü kulağı Ankara’dadır.Her olaydan haberi, her yasa tasarısı ile ilgili bilgisi vardır.Nedense Mustafa Kemal’e ısınamamıştır bu nedenle O’nu izler.

İzmir’de düşmanın denize dökülmesiyle sıcak savaş biter. Milli Mücadele boyunca Erzurum ve çevresinde gördüğümüz Karabekir Paşa, yeni dönemde yönetimde söz sahibi olmak için Ankara’ya gelir. Milli Mücadele zaferle sonlandığına göre Mustafa Kemal Paşa’nın görevi bitmiştir. Paşa bir kenara çekilmeli ve her şeyi kendilerine (Rauf Orbay,Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir) teslim etmelidir. Ama Mustafa Kemal Paşa arkadaşlarının kendisinden beklediği şeyi yapmaz.İşte Mustafa Kemal Atatürk ile mücadele arkadaşları arasındaki sorunun kaynağı da budur.

Mustafa Kemal Paşa, Karabekir Paşa’ya Savunma Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı’nı teklif eder.Bu konumlarla ilgilenmeyen Karabekir Paşa’nın gözü yukarıdadır.Meclis Başkanlığı’na aday olur oy bile alamaz. Mustafa Kemal Paşa’nın Balıkesir Zağnos Paşa Camii’ndeki hutbesini “dünya işlerini camiye soktun “diye eleştirirken Halifeliğin kaldırılmasından sonra ise Atatürk’ü din üzerinden yargılayacaktır.

Lozan Anlaşması’nın başarıya ulaşmasıyla Karabekir Paşa ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki anlaşmazlık daha da artar.İkinci Mecliste önemli görevlere gelemeyen Karabekir Paşa sıradan mebusluk ve kendisi için yaratılan Ordu Müfettişliği ile yetinmek zorunda kalır. Önce Ankara’nın başkent olarak kabulü sonra Cumhuriyetin İlanı ve sonra hilafetin kaldırılması ile Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları arasındaki mesafe açılacaktır.Yenilikler yapılırken kendilerine sorulmamasını bahane eden Paşalar, hem kurulan cumhuriyete mesafe koydular hem de yeni kurulan devletin liderine hasım olmaya başladılar.

Karabekir Paşa, Cumhuriyet İlan edilirken Trabzon da, hilafet kaldırılırken de İzmir’de müfettiş olarak teftişler yapıyordu.Ne Cumhuriyet ilan edilirken ne de halifelik kaldırılırken kendilerine sorulmadığı için kızgın olan Paşalar, Mustafa Kemal Paşa ile de yeterince yakınlaşamayınca O’nu köşe sıkıştırmak için hazırladıkları “ Paşalar Komplosu” ile kurucu lidere meydan okudular.Oysaki nazik zamanlardan geçiyordu taze Cumhuriyet.Bir yanda Yunanistan ile mübadele konuşulurken ve Meclis’te sert tartışmalar olurken öte yandan da Musul sorunu gündemdedir.Atatürk’ün Musul sorunu nedeniyle önerdiği komutanlık teklifini bile kabul etmez.Çünkü kazanılacak her başarı Mustafa Kemal’in hanesine yazılacaktır.

Atatürk’ten askerlere ya askerliği ya da mebusluğu tercih edin baskısı gelince Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa ve Rauf Orbay ile askerliği bırakarak Meclise mebus olarak girdiler.Mustafa Kemal Paşa ile mücadele etmek için Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular.

Karabekir Paşa, hilafetten yana olduğu için Cumhuriyete karşı tavır içine girer. Cumhuriyete karşı olan eski İttihatçılar ve hilafet yanlıları ile işbirliği yapar.Şapka inkılabı sonrası ortamın karışık olmasından yararlanmak isteyenler İzmir Suikastı’nı düzenlemişlerdi.Suikast sonrası kurulan İstiklal Mahkemesi’ne çağrılanlardan biri de Kazım Karabekir idi. Karabekir Paşa herhangi bir ceza almaz ama suikasttan Terakkiperver Fırkası mebuslarının haberi olduğu ortaya çıkar.Bu sadece basit bir suikast ve yargılama değildir. Milli Mücadeleyi başlatan kurucu kadronun hesaplaşmasıdır.

Kazım Karabekir ile Mustafa Kemal arasındaki anlaşmazlık Erzurum’da başlar ve giderek derinleşir. Kazım Karabekir’de var olan kendini gösterme duygusu, aşırı özgüven ve ego Mustafa Kemal Paşa'nın siyaset zekası ve liderlik gücü karşısında var olamamıştır.Kazım Karabekir Atatürk’e karşı kıskançlık duymaktan kendini alıkoyamamıştır.Kazım Karabekir, yaşamı boyunca engelleyemediği egosu nedeniyle en çok Mustafa Kemal Atatürk ile çatışır.En çok onunla ilgili haksız ithamlarda bulunur. Atatürk ile aynı eğitimi almalarına rağmen aklı önceleyen ve modernizmi bu topraklarda var etmeye çalışan Mustafa Kemal Paşa Karabekir Paşa’dan farklıdır.

Mustafa Kemal Paşa ile kişilik çatışmasına giren Kazım Karabekir İzmir Suikastından sonra bir kenara çekilir. Umut ettiği hiç bir şeyi alamamıştır.Mustafa Kemal’in hastalığının ölümcül olduğunu öğrendiğinde Mustafa Kemal sonrası kim başa geçecektir, bunun arayışına girer. Atatürk sonrası dönem için Ankara’ya birini göndererek reis-i cumhur olarak Karabekir’i önerir. İnönü ile yazışarak 1938 yazında Atatürk’ün ziyaret davetine İnönü’nün olumsuz bakmasını sağlar.Mustafa Kemal Atatürk öldüğü zaman Atatürk’ün cenaze merasimine katılmak için davet bekler, gelmeyince katılmaz.

Atatürk’ten sonra Cumhurbaşkanı olan İnönü, Çankaya’yı Atatürk karşıtları ile doldurur. İnönü’nün daveti ile CHP’ye katılan Karabekir İstanbul mebusu olarak Cankaya’nın müdavimleri arasında yer alır.”Eski defterleri açmama” karşılığında kendisine bu imkanları sunan İnönü’ye verdiği sözü tutmaz, eski defterleri açar, Atatürk’ü tartışma konusu yapar.Gelen tepkiler üzerine yanlış anlaşıldığını söyler.Tarih kitaplarında kendi başarılarına az yer verildiğini belirterek Tarih kitaplarının incelenmesi için İsmet İnönü’ye baskı yapar.

Atatürk’e yaşadığı sürece “diktatör” diye suçlamalar yönelten Karabekir Paşa, İnönü kendini “değişmez genel başkan” ve “Milli Şef “olarak ilan ettiği zaman tepki göstermez. İnkılap Tarihi Enstitüsü’nün kurulmasıyla kitaplardan Mustafa Kemal Paşa ve başarıları uzaklaştırılarak yeni bir tarih yazılır.Yanındaki adamlara rağmen bir Türk Mucizesi yaratan Atatürk’ün etkisi azaltılarak, diğer paşaların gerçekte var olmayan başarıları anlatılır.Bu işin takipçiliğini de Karabekir Paşa yapar.

Kazım Karabekir 1946 yılında İsmet İnönü’nün desteği ile Meclis Başkanı yapılır.Meclis başkanı olarak yaptığı ilk işlerden biri olumlu düşüncelere sahip olmadığı Köy Enstitüleri’nin kapatılması için çalışmak olur. Karabekir Paşa’nın en sevdiği şey teftiş yapmaktır. Nereye

giderse gitsin onu hep bir yerleri teftiş ederken görürüz.İzmir İktisat Kongresi sırasında bile bölge de teftiş yapar.Şimdi de hazırlanan senaryo gereği Hasanoğlan Köy Enstitüsü teftiş edilir. Her şey hazırlanmıştır. Okulu gezen Karabekir Paşa eğitimin İslam ahlakıyla bağdaşmadığını, kızlı erkekli, folklorun ahlaka uygun olmadığını dile getirir.Okul ile ilgili düşünceler Sebilürreşad Dergisi’nde yayınlanır.Ülkedeki olumsuzlukların baş sorumlusu olarak bu tarz okular gösterilir.Hatta bu okulları açan Hasan Ali Yücel de komünist ilan edilir.Kazım Karabekir tarafından estirilen rüzgarla Köy Enstitüleri ve Halk evleri kapatılır. Komünizmin ülkede yayılmaması için tarikatlar beslenmeye başlanır.

Milli Mücadele döneminin başlangıcında yolları kesişen Paşalar arasında var olan anlaşma Hüseyin Hakkı Kahveci ye göre tesadüf değildir, milleti kurtarmaya yönelik Türk devlet geleneğinin devamı olan bir teşkilatın isteği doğrultusunda bir araya getirilmişlerdir.Ancak hayatı algılama ve zihinsel yapıdaki farklılıklar nedeniyle Milli Mücadele döneminde olan konsensüs bozulur gerçek anlaşmazlıklar ortaya çıkar ve yollar ayrılır.Paşalar, büyük mücadelelerle ortaya çıkan Cumhuriyeti benimseyemediler ve Türk Milletini selamete eriştiren liderin yanında yer alamadılar. Oysaki bu ülkedeki bireyler ne sahipse ATATÜRK’ün çabasına ve hayallerine borçludurlar.

 

Sibel DULUM/ Tarih Öğretmeni.

Gazeteler