head
2183026 810x458 75f08
Cuma, 29 Mart 2024

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 100.yılı...

Yani işgal ve yokluğun esaretinden silkinip demokrasiye ve özgürlüğe atılan ilk adımın,yakılan ilk ışığın mekanı TBMM--Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığında ,Türk Milleti de kendi kaderini belirlemiş oldu.

Gelin hep birlikte; Atatürk Cumhuriyeti ve faziletlerinin ışığında yeni nesiller yetiştiren bir tarih öğretmeninden yüz yıl geriye yolculuk yapalım...

 

ilk meclis sibel için020120162034296390921 3 b666e

 

KENDİ KADERİNİ YAZAN "BU MİLLET İÇİN ÖLMEK YOKTUR."...

23 Nisan 1920, güneşli ve aydınlık bir Ankara günü.Hacı Bayram Cami'nde Cuma namazı kılınmış, dualar edilmişti.Hacı Bayram Cami dışında toplanan kalabalık Ulus'a, Meclis binasına doğru yürüyüşe geçmişti.Heyecanlı ve coşkulu bir kalabalıktı. Kimler yoktu ki? Kalpaklı, sarıklı, fesli mebuslar, devlet memurları, din adamları,askerler, esnaf, halk, herkes oradaydı.Zulme karşı isyan eden, hayat ve istiklalini elde etme kararlığı gösteren herkes oradaydı.Herkesin ağzında bir dua, herkesin gözünde umut vardı.Ankara bugün bir başka güzeldi, Ankara bugün aydınlıktı.

Aslında Mustafa Kemal Paşa Ankara'nın bu bağımsızlıkta ki kararlılığını, zulme meydan okumasını 27 Aralık 1919'da Hacı Bektaş ziyareti sonrası Ankara'da karşılanırken görmüştü.Erzurum ve Sivas Kongrelerini yapan Mustafa Kemal Paşa ,Temsil Heyeti ile Ankara'ya gelirken Kayseri'ye oradan da Hacı Bektaş'a gitmişti.Daha kasabaya girmeden Baba ve Çelebi tarafından bizzat karşılanmıştı.Hacıbektaş'ta bir gece kalan Mustafa Kemal Paşa, Çelebi Cemalettin Efendi tarafından oldukça samimi bir şekilde ağırlanmış ve Harem dairesinde misafir edilmişti.Ertesi gün, Hacı Bektaşi Veli Türbesi ziyaret edilmişti. "Ayni Cem" düzenlenerek Mustafa Kemal Paşa'ya "ikrar töreni" ile "kılıç kuşatılmış" ve bu yola kabul edildiği mesajı verilerek, büyük bir kalabalıkla Ankara'ya uğurlanmıştı.

Hacı Bektaş ziyaretinden sonra Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti 700 yaya ve 3000 atlıdan oluşan Seymen Alayı ile karşılanmıştı.Anadolu üzerinde dolaşan kara bulutların dağıldığı görkemli bir tören olmuştu. Eski bir Türk geleneği olan Seymen Alayı ile karşılama töreni, Türk milletinin dönüm noktalarında yapılan nadir törenlerden biriydi. Seymen Alayı ile karşılamak tarihte üç kez yapılmıştı; birincisi Selçuklu'nun kuruluş sırasında, ikincisi Otman Gazi'nin seçilişinde, üçüncüsü ise Cumhuriyetin kuruluşu sayılan Mustafa Kemal'in Ankara'ya gelişinde gerçekleştirilmişti.İşte şimdi aynı duyguları hissediyordu Mustafa Kemal Paşa.Ayağa kalkma ve var olma.Var olmak için o coşku ve mücadeleyi ruhunda hissetme. Meclis'e doğru yürüyen kalabalığa baktı ve "Güçsüz olmayan güçsüzlük hissetmeyen bir millet."diye düşündü.

Eski İttihat ve Terakki binası önüne gelen kalabalık, bugün bir başka kararlılık taşıyordu.Binada bulunan büyük Türk bayrağı bir ayrı dalgalanıyor mazlum milletlere örnek olma düşüncesi içinde "bu millet için ölmek yoktur" diyerek adeta haykırıyordu.Binanın önünde toplanan kalabalık ile dualar edildi, hatim indirildi ve kurbanlar kesildi.Ve Meclisin önünde Mustafa Kemal Paşa, Meclis kapısındaki kırmızı kurdeleyi keserek Meclisi açtı. Mustafa Kemal Paşa'nın deyimiyle halk, kendi kaderine kendi iradesine el koydu.Büyük Millet Meclisi'nin açılması ile "Milli irade vatanın mukadderatına el koydu."

23 Nisan 1920 saat 14.00, Egemenliğin saraydan, sultandan alınıp halka verilişi.Bu mucize nasıl gerçekleşti, bu günlere nasıl gelinmişti?

16 Mart 1920, İngilizler Kasım 1919'dan beri fiilen işgal altında tuttukları İstanbul'u resmen işgal ettiler.Bunun için de kendilerince haklı bir gerekçeleri vardı.Ocak 1920'de İstanbul'da toplanan Mebusan Meclisi "Misak-ı Milli" kararlarını kabul etmişti.İngilizler Mebusan Meclisi'ni basarak hem Meclisi çalışamaz hale getirdiler hem de bazı milletvekillerini tutuklayarak Malta'ya sürgüne gönderdiler. Mustafa Kemal Paşa Sivas Kongresi sonrası yapılan Amasya Görüşmeleri sırasında Meclis'in İstanbul'da toplanmasına yabancıların müdahalesi olur diye karşı çıkmıştı. Meclis'i Anadolu'da toplama teklifini öne sürmüştü.Ama bu teklifi ne İstanbul Hükumeti Nazırından ne de arkadaşlarından kabul görmemişti.İstanbul'da toplanan Meclis şimdi dağıtılıyor, üyeleri tartaklanıp, tutuklanıyordu.

17 Mart 1920 Mustafa Kemal Paşa İstanbul'un işgali ve Meclisin basılması üzerine Ankara'da bir "kurucu meclis açma" düşüncesini arkadaşlarıyla paylaşarak onların fikirlerini aldı. Mustafa Kemal Paşa Ankara da bir Meclis açma fikri üzerinde çalışmalar yaparken; İstanbul'un işgalinden sonra Mebusan Meclisi Başkanı Celalettin Arif, Rauf Orbay, Abdülaziz Mecdi Efendi ve Ömer Vehbi Hoca'dan oluşan bir heyet Osmanlı Padişahı Vahdettin'ı ziyaret ederek ülkenin içindeki durumu anlattılar. Meclis üyelerini dinleyen Vahdettin "Bir millet var koyun sürüsü...Bir çoban lazım, o da benim!" diyerek hem Mebusları hem de milleti umursamadığını gösteriyordu. Payitahttan Vahdettin'den umutlarını kesen milletvekilleri için şimdi Ankara'dan yükselen Mustafa Kemal Paşa'nın çağrısı çok daha önem kazanmıştı.

18 Mart 1920, Mebusan Meclisi'nin tutuklu olmayan milletvekilleri işgal altında bulunan İstanbul'u ve işgal koşullarını gerekçe göstererek; bu koşullar altında mecliste çalışmayı reddederek Mebusan Meclisi'nin çalışmalarına ara verdiler.

Takvimler 19 Mart 1920 tarihini gösteriyordu. Mustafa Kemal Paşa, Ankara'dan devreye girerek ve bütün illere, mutasarrıflıklara, kolordu komutanlıklarına bir genelge gönderdi.Genelge ile Ankara'da "olağanüstü yetkili bir Meclisin" toplanacağını duyurdu. Açılacak meclis bütün devlete bağlı kurumların ve milletin buyruk alacağı en yetkili yer olacaktı.Meclis, milletin işlerini yürütecek ve aynı zamanda denetleyecekti. Bu nedenle her sancak bölgesinin bir seçim bölgesi olduğu ve her sancaktan 5 üyenin seçilerek Ankara'ya gönderilmesini istedi.Bildiride seçim sürecinde yasal koşullara uyulacağını belirtiyordu.

İstanbul'dan gelebilen milletvekilleri de Ankara'da açılacak Meclisin doğal üyesi sayılacaktı.

Mustafa Kemal Paşa önce, Meclis diyordu. Mebusan Meclisi'nin dağılmasından yararlanarak Milli Mücadeleyi yasal bir çerçeveye oturtmak istiyordu.O ,bu çağrıya uyup gelenlerle 23 Nisan 1920 'de Ankara'da Meclis'i açacaktı

Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mart bildirisine icabet edenler Ankara'ya gelmeye başladı.Kendini büyük bir göç dalgası içinde bulan Ankara değişiyordu.Ziraat Mektebi'nde çalışmalarını sürdüren Mustafa Kemal Paşa, Ankara'da Meclis olarak kullanılabilecek uygun bir bina arıyordu. Ama Ankara'da yeni açılacak Meclis için uygun bina bulunamadı.Sonra Ulus'ta İttihat ve Terakki Fırkası için yapımına başlanan ama bitirilmeyen bina bulundu.İşte meclis binası bu olacaktı.Binanın eksikliklerinin tamamlanması için hemen hazırlıklara girişildi.Çatısı bile olmayan binaya lazım olan kiremitler bulunamayınca Ankaralılar evlerinin çatısında bulunan kiremitleri söküp getirdiler.Meclis üyelerinin oturmaları için okulların sınıflarında bulunan sıralar kullanıldı.Kahvehaneden alınan iki gaz lambası takıldı.İki odun sabası kuruldu.İstanbul'un işgalinden beş hafta sonra Ankara'da Meclis, açılmak için hazırdı. Meclis olmadan olmazdı.Meclis yoksa, ordu da yoktu.

10 Nisan1920, Mebusan Meclisi Padişah tarafından resmen kapatıldı. Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi'nin hazırladığı ve Osmanlı Devleti yöneticilerinin de onayladığı fetva ile Kuvay-i Milliyeciler isyancı ilan edildi.Bu ihanet fetvası gazetelerde yayınlandı ve yine bu fetva, İngiliz uçaklarıyla Anadolu'nun her tarafına atıldı.Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa liderliğinde başlayan Türk bağımsızlık ateşi söndürülmeye, kardeş kardeşe kırdırılmaya başlandı. Ankara'daki Kuvay-ı Milliye hareketinin etkisini azaltmak için art arda ayaklanmalar başladı; Anzavur, Bolu, Düzce, Hendek...

18 Nisan 1920, Osmanlı Padişahının bilgisi ve desteğinde kurulan Kuvay-ı İnzibatiye Ordusu ile kardeşin kardeşe kırdırılması oyunu sahneye koyuldu.Amaç Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'da yükselen otoritesini sarsmak, açılacağı duyurulan BMM'nin açılmasını engellemekti.Ankara'da Meclis'in açılması için hazırlıklar sürerken Anadolu ateşler içindeydi.Ayaklanmalar, Anadolu'ya yönelen Anzavur kuvvetleri, uçaklardan atılan fetvalar, camilerde Anadolu hareketi ile ilgili olumsuz propagandalar, azınlıkların taşkınlıkları ve yurt dışında milli hareketin başına geçmek için bekleyen Enver Paşa.

21 Nisan 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa, bütün kolordu komutanlıklarına, bütün illere, sancaklara, Müdafaa-i Hukuk Merkez kurullarına, Belediye Başkanlıklarına, dağıtılmak üzere, milletin isteklerini içeren 6 maddelik bildiriyi yayınladı.Mustafa Kemal Paşa, Temsilciler Kurulu adına, 22 Nisan 1920 günü de şöyle bir bildiri yayınladı: "Tanrı’nın yardımıyla Nisanın yirmi üçüncü Cuma günü Büyük Millet Meclisi açılarak çalışmaya başlayacağından, o günden sonra bütün sivil ve askerî makamların ve bütün milletin buyruk alacağı en yüce kat adı geçen Meclis olacaktır. Bilgilerinize sunulur." Diyerek Büyük Millet Meclisi’nin açılışını kısa bir genelgeyle tekrar duyurdu.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Amasya Genelgesi'nde ifade ettiği ulusal mücadele, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile halkın desteğini alarak, 23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi olarak tezahür etmişti. Mustafa Kemal Atatürk, sadece bir meclis açmadı.Yeni bir devletin temelini attı.

Büyük Millet Meclisi yapılan Türk İstiklal Harbi'nin ayrılmaz bir parçasıdır.Büyük Millet Meclisi'nin açılışı, atalarını ve tarihini çok iyi bilen ondan kopmak istemeyen Atatürk'ün Türk töresine olan bağlılığıdır ve Türkün olmazsa olmaz kuralıdır.Töresiz devlet olmaz gerçeğinden hareket eden Mustafa Kemal Atatürk, Türkün töresini bağımsızlık mücadelesi ile bütünleştirmiştir. Mondros Ateşkes Antlaşması ile eli kolu bağlanan ve işgallerle yok edildi sanılan Türkün yeniden küllerinden doğmasıdır.

 YEGANEresmi indir ataturkun ogretmenlere sozleri.jpg6b6cc5bc 2004b

 

 

Sibel DULUM

Tarih Öğretmeni

 

 

 

HABER:İbrahim AKDAĞ

Gazeteler