Manşetler
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 376186
Antalya Büyükşehir Belediyesi, yeni aldığı makine ile ATASEM kurs merkezlerindeki maske üretim kapasitesini artırdı...
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Coronavirüsle mücadele kapsamında hummalı bir çalışma yürütüyor. Büyükşehir Belediyesi, ATASEM kurs merkezlerinde başladığı steril maske üretim kapasitesini yeni aldığı makine ile artırdı.
Uncalı ATASEM Moda Evi’ne kurulan yeni maske üretim makinesi seri bir şekilde üretim yapabilecek.
Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Kovid -19 virüs salgınıyla birlikte ATASEM kurs merkezlerinde maske üretimine başladıklarını hatırlatarak, “ATASEM’deki atölye hocalarımızla kendi çabalarımızla kesim ve dikim atölyesi oluşturduk ve üretime başladık. Belediye personelimizin maske ihtiyacını kendimiz üreterek karşıladık. Şimdi belediye personelinin yanı sıra kamu kurumları ve vatandaşların da maske ihtiyacını karşılayabileceğiz. Bu amaçla daha çok maske üretebilmek için yeni bir makine aldık. Bu maske üretim makinesi ile daha iyi bir kesim hızı elde ettik” dedi.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 1327063
Tamamı yerli ve milli sermaye ile kurulan ve ilk kurulduğu andan itibaren tüm engellemelere rağmen, Önce Devletimiz ve Milletimiz ilkesi ile her kuruşunu yatırım ve istihdama harcayarak ;bugüne gelindiğinde bünyesine beş fabrika katmış ve halen yatırımları ile büyümeye devam eden Antalya bölgesinin gözde kuruluşu Kırbıyık Holding,Antalya ve ilçelerinde ve yakın bölgede yayın yapan Basın kuruluşlarına bir davet göndererek,Holding binasında basın açıklaması yapacaklarını ve herkesin özgürce her istediğini sorabileceklerini ve kendilerinin de bu sorulara saygı ile ve açık yüreklilik ile cevap vereceklerini duyurmuşlardı...
9 Nisan 2020 de yani bugün,Basın kurumlarının yoğun katılımı ile Kırbıyık Holding Yönetim kurulu binasında ;Kırbıyık Holding yönetim kurulu başkanı Şahin Harun Kırbıyık ,İşletmeler genel müdürü ve personelin de katılımı ile bu toplantı gerçekleşti.
Basının yoğun katılım ve ilgisine teşekkür ederek sözlerine başlayan Kırbıyık Holding Yönetim kurulu başkanı Şahin Harun Kırbıyık; "Bugün bana ve şirketimizin Genel müdürüne arzu ettiğiniz veya bazı kesimler tarafından ortaya atılan yalan-karalama ve iftiralara dair de olmak üzere, lüzum duyduğunuz veya arzu ettiğiniz her soruyu sorabilirsiniz ve bizler açık yüreklilikle ve memnuniyetle sorularınızı belegeleri ile cevaplayacağız ve umarım bu iftira atanlar da artık utanıp susarlar.Önce şunu belirteyim ki;gönül isterdi ki,bizlere iftira atan veya yalan - yanlış haber yazan ve gazeteciyim diyen o kişilerde keşke konuğumuz olsalar ve burada bize attıkları iftiraları sorsalardı.Emin olunuz ki,tüm saygımız-sevgimiz ve işadamı kimliğimizle onlara, burada her sorduklarına cevabımızı verir ve onları misafirperveliğin en güzeli ile ağırladıktan sonra,akıllarında şüphe ve soruya yer bırakmayacak şekilde yolcu ederdik.Gelmediklerine göre demek ki yalan -yanlış yazdıklarından dolayı mahçup oldular."
BİZİM KAZANCIMIZDA DA ÖNCELİĞİMİZ DEVLETİMİZ VE MİLLETİMİZDİR...
KIRBIYIK:"Ben yine sorularınızı almadan önce şunu belirtmek isterim ki;Fabrikamızın girişinde de gördüğünüz gibi,"Önce Devletimiz ve Milletimiz"yazısı vardır.Biz yan gelir sağlayanlarla birlikte 3.000 kişiye istihdam sağlayan ve aileleri ile birlikte on binden fazla insanımıza aş-iş-umut olan ve daha da büyüyerek büyük bir aile olmayı hedefleyen bir şirketiz.Her kuruşumuz kendi helal kazancımızdan gelen paradır.Ve kazandığımız her kuruşu yine yatırıma dönük harcıyoruz.Sayın Cumhurbaşkanımız,"üretim ve yatırım yapın" diye iş adamlarına sesleniyor.Biz bunu emir kabul ettik ve her kuruşumuzu yatırım ve istihdama harcayarak bugünlere geldik.Biz herkese bu vatan ve millet aşkımızla hodri meydan diyoruz.Biz yatırımlarımızla ve çalışana istihdam sağlama kararlılığımızla büyümeye devam edeceğiz ve bizi bu konuda kimse durduramayacak.Alkol piyasası yabancıların tekelinde ve onlar,bizim gibi yerli ve milli bir sermayenin büyümesini kabullenemedikleri için iftira ve karalama kampanyaları yapıyorlar.Şükürler olsun ki,adil ve tarafsız bir yargımız var ve bu mahkemelerimiz bu tür hukuksuzluklara ve iftiralara dur diyor.Bakın masamızın üzerinde tüm hukuki belgelerimiz mevcut ve arzu eden her gazeteci arkadaşımıza takdim edebiliriz."dedi.
GÜNDEM DE; ORTAYA ATILAN İDDİA-İFTİRA VE YIPRATMA ÇABALARINA DAİR SORULARA VERİLEN CEVAPLAR...
Kırbıyık A.Ş. olarak FETÖ ile hiçbir zaman bağlarının olmadığını ve Aksu’da FETÖ ile mücadeleyi ilk olarak kendilerinin verdiğini belirten Kırbıyık, “Ben barmen kökenli olduğum için benim kendi buluşlarım vardı. Bu buluşlarımı üretmeye başladık. Allah da yürü kulum dedi. Sonra fabrikamızı satın aldık. Bizm FETÖ ile hiçbir bağlantımız olmadığı gibi aksine Aksu’da FETÖ’ye karşı ilk kavgayı yapan insan benim. Aksu’da olan herkes de bunu bilir. İlk mücadelemizi biz ilk orada verdik. Bizden resmen avanta almaya çalışıyorlardı. Fabrikamızın yanında yurtları vardı. Bir gün bir sabah uyandık. Yine çevik kuvvet ekipleri basmıştı fabrikamızı. Sebebi yine onlardı. Bizden kaynaklanan bir şey yoktu. Allah’a çok şükür benim utanacağım hiçbir şey olmadı.Ailemin ve çalışnlarımın karşısına her zaman alnım dik çıktım. Aslında basınımızın daha güzel bilmesi gerekiyor. Alkol firmaları yabancı sermayenin elinde. Türk firmasının pazara hakim olmasını hazmedemiyorlar. Sizleri tenzih ederek söylüyorum; gazeteci olan iyi araştırır. İftira atmaz,Bence özgür basın bu yönde olmalı” ifadelerini kullandı.
“BASIN KARTI TAŞIMAMA GEREK YOK”...
Hakkında çıkan ‘Arabasında sarı basın kartı taşıyor’ iddialarını yanıtlayan Kırbıyık, ‘Benim 5 tane fabrikam var. Basın kartı taşımama gerek yok” dedi. Kırbıyık konu hakkındaki açıklamasını şu şekilde devam ettirdi: “Arkadaşlar demişler ki arabasında basın kartı taşıyor. Benim basın kartı taşımama gerek yok. Ben bir sanayiciyim. 5 tane fabrikam var. Sarı basın kartı taşısam ne olur taşımasam ne olur. O basın kartı Alanya’dan bir gazeteci arkadaşım benden idareten arabamı istemişti. Ben de ona vermiştim. O, önüne basın kartı koymuş. Bu konu da öyle kaldı. Arkadaşlar bunu haber yapmışlar. Bir de olmayan bir etil alkol meselesi var. Şunu belirteyim. Önce Türkiye’deki alkol sektörünün kimlerin elinde olduğu bilinmeli. Bir içilen Efes’in hangi sermayenin elinde olduğu bilinmeli. Yabancı sermayenin elinde olan alkol sektörü var. ‘Yaşatma Yok et’ felsefesi var. Bu buluşlarla ben piyasaya çıktım. Ürünlerimi yapmaya başladım. Yılanın başı küçükken ezilir felsefesiyle bizi yok etmeye çalıştılar. Biz de direndik. Her türlü direndik Allah’a çok şükür. “
“ŞARAP ÜRETMEK ÇOK HASSAS BİR İŞ,EN UFAK MİKROPTA KOCA TANKLAR DÖKÜLÜR”...
Şarap üretiminin hassas olduğunu ve en ufak bir mikropta şarabın sirkeye dönüşerek koca tankların döküldüğünü belirten Kırbıyık, haklarında çıkan sahte alkol iddialarını da yanıtladı. Kırbıyık, “Sahte alkol diye bir şey yok. Maalesef ki bizlere iftira atılıyor. 2018 yılında biz buraya şimdi ne kadar lazım önem teşkil eden dezenfekte ürünlerini İzmir’deki firman satın alıyorduk. Şarap hassas bir içecektir. Hafif bir mikrop içerdiği zaman sirke haline döner. Ondan sonra koca tanklar dökülür. Biz o tankları dezenfektan ürünlerle yıkıyorduk. Dezenfektan da doğal olarak 40- 50 derece arasında alkol içerir. Biz bunları getirttiğimizde bizi istemeyen bazı firmalar ihbar ettiler. Kişileri de biliyoruz aslında. Teşhir edemiyoruz. Mahkeme kayıtlarında da bu şekilde mevcut. Temizlik amacıyla kullandığımızı ispatladık. Bu ürünler dezenfektan üründür bizim ürünlerimizde bir şey yoktur. Üniversitelerde analizler yapıldı. Elimizde bilir kişi raporları da var” ifadelerini kullandı.
“BİZ HER ZAMAN YATIRIMI SEÇTİK”...
Yerli ve Milli Türk sermayesi olduklarının altını çizen Kırbıyık ,her zaman yatırımı seçtiklerini söyledi. Küçük paralarını dahi yatırıma yönelttiklerini belirten Kırbıyık, “Arkadaşlar bir Türk sermayesiyiz. Alnımızın akıyla, sabırla ;Cumhurbaşkanımızın ve Devlet büyüklerimizin söylemiş olduğu felsefeler doğrultusunda her zaman hareket ediyoruz. Biz de bankaya para koyup ayda 2.5 faiz almasını biz de biliyorduk. Ama küçük paramızı dahi yatırıma yönlendirdik. Borca harca girdik” şeklinde konuştu.
"BİZ KUSURLU OLSAYDIK,ELBET DE DEVLETİMİZ DE BİZE GEREKEN CEZAYI VERİRDİ,DEVLET AFFETMEZ"...
Bir suçları olursa devletin gerekli cezai işlemi uygulayacağını vurgulayan Kırbıyık açıklamasında şunları söyledi: “Devlet kesinlikle uyumaz. Bizim üretimlerimiz devam ediyor. Eğer benim bir suçum varsa bana cezayı yazar zaten. Gelir burayı kapatır. Eğer benim suçum varsa yapar devlet. Devlet ‘Hadi ben seni idare ettim’ demez hiçbir zaman. 500 milyon liralık karşı dava açtık. Kişi kim olursa olsun biz davalarımızı açıyoruz. Kusura bakmayın. Ben 5 tane fabrikayı açarken küçük bir fabrikadan yola çıkıp bunları yaparken sadece Cumhurbaşkanımızın ‘Yatırım yapın. Parası olan yatırım yapsın’ sözleriyle hareket ettim.”
"KAPIMIZDAN KİMSE BOŞ DÖNMEDİ"...
Son olarak Şunu da belirtmeliyim ki diyen Şahin Harun Kırbıyık;"bizim kapımıza destek için gelen hiç bir Allah'ın kulunu boş çevirmedik.Kişi ve kurumlarımıza imkanlarımız doğrultusunda her zaman destek verdik,vermeye devam edeceğiz.Ülkemizin ve milletimizin geçtiği bu zorlu süreçte Coronavirüs ile ilgili yaptığımız çalışmalarımızı hepiniz biliyorsunuz.En son yaptığımız "EVLADINIZ VAR"isimli erzak desteği çalışmamızla çok sayıda ailemize ulaşmanın verdiği huzuru şahsım,ailem ve çalışanlarım yaşıyoruz.Siz değerli basın çalışanlarının da yanında olduğumuzu bilin lütfen.Bakın sizlerle şu toplantıyı yaptığımız anlarda bile bir hastanemiz Pandemi hastanesi olduklarını ve dezenfektan ürünleri desteği istediklerini yazmış.bizler bu talebi tabi ki memnuniyetle karşılayacağız.Sözlerimi yine sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleri ile bitirmek istiyorum,Biz Bize Yeteriz .Hepinize sağlıklı bir yaşam ve işleriniz de kolaylıklar diliyorum."dedi.
HABER:Uğur AKDAĞ
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 294306
SALLANTININ İÇİNDE YAŞAM AĞACINA TUTUNMAK...
Süreç ilerliyor ve bu ilerleme nasıl gidecek bilmiyoruz. Önümüzdeki süreçte en
yakınımızdakileri, sevdiklerimizi kaybedebilir ya da bizzat kendimiz hastalığa yakalanabiliriz.
Artık birçok şey eskisi gibi olmayabilir. En azından bir süre boyunca...
Böyle bir dönemde hepimiz sallantının içinde kalabilir ve tutunmak için yaşam ağacının
dallarını bulamayıp yalnızlık hissi yaşaya biliriz. Salgınla ilgili belirsizlik ve yakınlarımızın
başına bir şey gelmesi ihtimali nedeniyle yaşadığımız korku, mutsuzluk, ümitsizlik, çaresizlik
gibi duygular bizi zorlamaya başlayabilir.
Dünya da milyonlarca insan aynı anda yukarıda sayılanların birkaçını veya hepsini yaşıyor olsa
da, bu durum sallantının içinde kalmanın bir kader olduğu anlamına gelmez. İçinden
geçtiğimiz bu zorlu süreçte sallantının içinde yolunuzdan saptığınızı hissettiğiniz ya da
yolunuzu kaybettiğiniz anlarda yolculuğunuza kaldığınız yerden devam edebilmede yardımcı
olabilecek yaşam ağacımızın dalları var bunu hatırlayalım hep beraber. Bu yazımda sizler ile
yaşam ağacımızın dallarından birini paylaşacağım.
Hayatta yolunda gitmeyen şeyler ile karşılaştığımızda bedenimiz bu durumlara karşı bir takım
tepkiler verir. Bunları duygular, düşünceler, dürtüler, görüntüler ve bedensel belirtiler olarak
ifade edebiliriz. Daha önceki tecrübelerimiz; belirsizliğe ve sevdiklerimizi kaybetme ihtimaline
dair korku, elimizden bir şeyler gelmemesi ile ilişkili çaresizlik, işlerin yolunda gitmeyeceğine
dair ümitsizlik, yaşananlara ve kayıplarımıza dair mutsuzluk ve tüm bunların yoğunluğu
altında ezildiğimizde tahammülsüzlük gibi tecrübeler yaşayabileceğimizi söylüyor olabilir.
Sallantının içinde yaşam ağacımızın dallarını bulamadığımızda ilk yapacağımız şey,
sallandığımızı fark etmek ve bir yerlere sıkıca tutunmak olacaktır! Kaygı ve telaş
içerisindeyken sallandığımızı fark etmek sıklıkla zordur. Bunu fark ettiğimizde artık tutunacak
dalı bulmak için arayışa geçeriz.
Sallantının içinde sürüklenmek, yukarıda örneklerini verdiğimiz duygu, düşünce, bedensel
hisler ve dürtülerimizin içine çekilmemiz, onlardan kurtulmak veya yoğunluğunu azaltmak
için yoğun çabalar sarf etmeye başlamamız şeklinde olabileceği gibi, belirli düşüncelere
kapılmamız şeklinde de olabilir. Eğer kendimizi yukarıdaki gibi bir anda bulursak ve içinde
bulunduğumuz andan koptuğumuzu fark edersek şu uygulama sallantının içinde yaşam
ağacının dalından tutunmamıza yardımcı olacaktır.
Sallantının içinde iken yaşam ağacının dalına nasıl tutunabilirim?
İlk olarak derin bir nefes alın ve içinize çektiğiniz bu nefesi dışarı verirken bir miktar
yavaşlayın. Şu anda sisli bir yolda ilerliyor gibi olabilirsiniz. Sis her tarafınızı kapladığında
yolunuzu bulabilmek için yapabileceğiniz en iyi şey eğer göremiyorsanız duymak,
duyamıyorsanız koklamak, koku alamıyorsanız dokunmak olabilir. Şimdi yavaşça nefes alıp
verirken içinize çektiğiniz havanın -eğer varsa- kokusunu fark edin. Eğer ağzınız içinde bir tat
varsa bunu fark edin. Şimdi dikkatinizi etrafınızda olan bitene verin. Çevrenizdeki en yoğun
sesi, en renkli cismi ve ayaklarınızın altındaki zemini fark edin. Şimdi ayaklarını yere yavaş
yavaş okşar gibi sürterek zemini hisset. Zemine dikkat et ne hissediyorsun? Sağlam, sert ve
dayanıklı bir zemin hissediyorsun. Şimdi bu sağlam zeminde ayaktasın ağaç gibi. Sabit dur, hiç
kımıldama. Sen bir çınar ağacısın. Bildiğin gördüğün görkemli bir çınar ağacı düşün yoksa
hayal edebilirsin. Bu çınar ağacı, ne kadar yüce… Ne kadar görkemli… Ne kadar muhteşem…
Ne kadar sağlam ve ne kadar dimdik ayakta… Üstelik her türlü sıcağa, soğuğa, karakışa,
rüzgara, fırtınaya, sele, yangına dayanmış. Hala sapa sağlam, dimdik ve ayakta ve kökleri
toprağa sımsıkı sarılmış. O koca çınar gibisin sen de. Nasıl köklerin var geçmişteki ataların
gibi. Nasıl dalların ve yaprakların var sevdiklerin gibi. Senin dalların yaprakların kimler? (5sn)
Yaşamında bir çok zorlukla mücadele ettin. En son kazandığın mücadeleyi, başarıyı hatırla.)
(5sn) Tıpkı o çınarın her türlü olumsuz şartlara rağmen ayakta ve dimdik kalması gibi sen de
dimdik ve ayaktasın. Şimdi içinde bulunduğun süreci düşün. Bu süreç, bu günler elbet
geçecek tıpkı öncekiler gibi. Daha önce susuzluğun, karakışın, yangınların, fırtınaların çınarı
şöyle bir sadece sallaması gibi, yapraklarını dökmesi gibi gelip geçtiğini düşün, hayal et. Sen
de kök salmış koca bir çınarsın, bu süreç de gelip geçecek tıpkı öncekiler gibi. Şimdi sen bu
süreç geçtiğinde kime sarılmak istersin. Onu düşün onu hayal et. (3-5 sn) Hayalindeki bu
varlığa sımsıkı sarıl. Kollarınla kendi bedenini sar, olabildiğince sımsıkı. Kucaklamanın
sıcaklığını ve gücünü hisset. Hayalindeki bu varlığa sımsıkı sarıl. Nasıl kokuyor?) 3-5sn)
Kokusunu hisset. Burnundan o kokuyu iyice içine çek. O koku bütün ciğerlerini doldursun. O
kokunun ciğerlerinin her hücresini doldurduğunu hisset. Bu kokuyu alırken, içine çekerken
nefesine dikkat et nefesinin nasıl olduğuna odaklan. İçinde bulunduğun süreç geçtikten sonra
ona yine sarılacaksın. Ona ne söylemek istersin? Şimdi ona söylemek isteğin her şeyi
söyleyebilirsin. (5sn) Şimdi kendini hafiflemiş, rahat hissediyorsun. Kendini huzurlu ve
güvende hissediyorsun. Rahatlık bütün bedenini kaplamış halde. Tekrar ona sımsıkı sarıl
Kollarınla kendi bedenini sar, olabildiğince sımsıkı. Kucaklamanın sıcaklığını ve gücünü hisset
kokla, kokusunu içine çek, söylemek istediklerini tekrar söyle. Şimdi o sarıldığından yavaşça
ayrıl. Sen ne zaman istersen o sevdiğin her zaman orada olacak. Şimdi kendini rahat ve
güvende hissediyorsun.
Bunları yaparken duygularınız ve düşünceleriniz sizi her saniye andan kopmaya teşvik
edebilir. Eğer böyle olursa, lütfen bu gayretlerini fark edin ve dikkatinizi yukarıdaki gibi
bedeninizin dışında olup bitene doğru genişletin. Bunu birkaç kez tekrarlamanız gerekebilir!
Sallantının içinde olmamız, o anda hiçbir şey yapmadığınız anlamına gelmez. Çoğumuz bu
sırda yaşam ağacının içinde tutunacak dalımızı fark etmekte zorlana biliriz. Sallantının içinde
yaşama tutunmak için yaşam ağacınızı bulun ve sımsıkı sarılın…
Uzman Psikolojik Danışman
Muzaffer Gülsüm Türkeli
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 208139
Alanya Ülkü Ocakları, hazırladığı erzak paketlerini şehrimizin her mahallesinde ki yaşlı-hasta ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak,onların birer evladı gibi yüreklerinde ki sıcaklıkta yerlerini alıyor...
Çaldıkları her kapıdan dua ve sevgi sözcükleriyle dönen ülkücü gençler,Alanya halkınında büyük takdir ve sevgisini kazanıyor.
Alanya Ülkü Ocakları tarafından sokağa çıkma yasağından etkilenen ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız için erzak paketleri hazırlandı. Hayırseverlerin de hazırlanmasında yardım ettiği paketler her mahalle ve köyde kapı kapı dolaşılarak sahiplerine teslim edildi.
Alanya Ülkü Ocakları'ndan yapılan açıklama da;
"Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyefendinin hayrına, Alanya Ülkü Ocakları olarak oluşturduğumuz erzak paketleri, bu mübarek günde mahalle mahalle, köy köy ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır. Her dönem ve koşulda insiyatifini milletten tarafa kullanan, canla başla çalışan yiğit Bozkurt’larımızdan ve bu kolilerin oluşmasında maddi desteği sağlayan hayır sahiplerinden Allah razı olsun. Bu mübarek gecede hayır dualarında buluşmak dileğiyle..."denildi.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 251132
Kuru gıdalar Korkuteli’den, yaş gıdalar Kumluca’dan...
Başkan Muhittin Böcek, ‘Zor günleri birlikte aşacağız’
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Coronavirüs salgını nedeniyle mağdur olan ihtiyaç sahiplerine yardım etmek isteyen gönüllüler ile ekonomik anlamda zor günler geçiren üretici kooperatiflerini bir araya getirdi. Dar gelirli ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara yapılacak yardım paketlerindeki kuru gıdalar Korkuteli’de bulunan kooperatiflerden temin edilecek. Yardım paketlerine eklenen yaş sebze meyveler ise Kumluca’daki üreticilerden alınacak.
Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek
Başkan Muhittin Böcek, “Büyükşehir Belediyemizin aracılık ettiği bu sistem sayesinde hem ihtiyaç sahipleri gıdalarına kavuşacak hem de yerel üreticimizi desteklemiş olacağız” dedi.
Coronavirüs salgını nedeniyle işini kaybeden, dükkanını kapatmak zorunda kalan vatandaşları yalnız bırakmayan Antalya Büyükşehir Belediyesi yardımlarını sürdürürken, gıda paketlerinin de içeriğini genişletti. Sosyal güvencesi olmayan ve salgın nedeniyle işsiz kalan ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtılan yardım kolilerine yaş sebze meyve de dahil edildi. Yardım gönüllüleri aracılığıyla Kumluca ve Korkuteli’deki üretici kooperatiflerinden temin edilen kuru gıda ve yaş meyve sebzeler Cam Piramit’te kurulan bağış kabul merkezinde toplanıyor.
BÜYÜKŞEHİR ARACI OLUYOR...
İhtiyaç sahiplerine yönelik nakit yardımı yapamayan yardım gönüllülerine alternatif sunan Antalya Büyükşehir Belediyesi hem sıkıntılı günlerinde küçük üreticiye destek oldu. Hem de yardım yapmak isteyen gönüllülerin ayni yardımlarının yerine ulaşmasına aracı oldu. Büyükşehir Belediyesi’nin aracılık rolü üstlendiği yardım toplama sisteminde Kumluca’da üretim yapan kooperatiflerden kuru gıda temini, Kumluca’daki üreticilerden ise yaş meyve sebze için anlaşıldı. Yardım gönüllüleri tarafından temin edilen 35 TL değerindeki yaş sebze meyve ve 65 TL değerindeki kuru gıda malzemeleri ihtiyaç sahiplerine dağıtılmaya devam ediyor.
KUMLUCA’DAN CAM PİRAMİT’E...
Antalya Büyükşehir Belediyesinin Kumluca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile yaptığı ortak çalışmada denetimi Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi başkanlığı yapıyor. İhtiyaç sahiplerinin belirlenmesi ve dağıtımının Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yapıldığı sebze meyveler Kumluca’da paketlenerek Cam Piramit’teki toplama merkezine iletildi.
BAŞKAN BÖCEK’E TEŞEKKÜR...
Cam Piramit’te bağış kabul merkezinde toplanan gıda yardımları Büyükşehir Belediyesi ekiplerince belirlenen adreslere çok hızlı bir şekilde teslim edildi. Coronavirüs salgını nedeniyle oğlunun ve eşinin aynı anda işsiz kaldığı, bu yüzden gıda yardımına ihtiyaç duyduklarını ifade eden Reyhan Ekici, “Büyükşehir Belediyesi’nin bu zor günlerde yardım ettiğini duyduk, telefonla arayıp durumumuzu bildirip başvurduk. Sağ olsunlar çok kısa zamanda kapımıza kadar yardımı getirdiler. Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ederiz” diye konuştu.
90 YAŞINDAKİ ŞÜKRAN TEYZE ‘KÖTÜ GÜNLERİ AŞACAĞIZ’...
Büyükşehir Belediyesi ekipleri Konyaaltı’nda oturan 90 yaşındaki Şükran Kaygusuz için de harekete geçti. Ekipler yardım kolilerini Şükran Teyzenin evinin önüne kadar taşıdı. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in selamlarını ileten ekipler, Şükran Teyzenin bir ihtiyacı olup olmadığını da sordu. “Bu kötü günleri de elbette aşacağız” diyen Şükran Kaygusuz, “Allah devletimize milletimize zeval vermesin. Başkanımız Muhittin Böcek’e teşekkür ederim, çok selamlarımı söyleyin hediyesini aldım kabul ettim” diye konuştu.
YERELDEN KALKINMA ÖNEMLİ...
Yeni uygulamayla ilgili açıklama yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, salgın sonrası Antalya’da ekonomik anlamda yaşanan durgunluğa bir nebze de olsa çare olabilmek istediklerini belirterek, “İşini kaybeden vatandaşlarımızın sayısı her geçen gün artarken, küçük üreticimizin de zor günler yaşamaması adına desteklenmesi gerektiğini düşündük. Yerelden kalkınmanın önemini her fırsatta dile getirdiğimiz gibi tarımı ve üreticiyi desteklemeye yönelik de pek çok çalışma yapıyoruz. Birlik ve beraberlik içerisinde aşacağımıza inandığım salgın süresince kurduğumuz bu sistem ile hem ihtiyaç sahibi hemşehrilerimizi hem de üreticilerimizi destekliyor olmanın huzurunu yaşıyoruz. Amacımız coronavirüs salgınının yarattığı mağduriyeti azaltmak” dedi.
HABER: Emine YILMAZ