Savaştan çıkmış genç Cumhuriyet… Savaşlarda nüfusu kırılmış, yaşlı ve yetimlerin, kadın nüfusunun ağırlıkta olduğu bir dönem. Bir yabancının hatıralarında o döneme ait bir yazı var. O yazıda;
İstanbul Havalimanı’na inen bir yabancı, valizlerini taşıtacak bir hamal bulamaz. Çünkü Türkler bunu ONUR meselesi yapmaktadır. Havaalanında ne yapacağını şaşıran yabancıya bir Türk hamal acır. Der ki; “Eşyalarınızı taşırım ama para almam.” Yani, ‘insanlığımı yaparım ama bir yabancıya para karşılığı hizmet vermem’ diyor.
Şimdi soruyorum: Bu yüksek seciyeli* millete ne oldu da, bu ülkede yabancı bir devletin(devlet denirse)milyarlık hediyesi(!), toplumun bir kesimince kabul görüyor? İnsanlar çay paketlerini kapmak için birbirini eziyor. Hırsızlık, yolsuzluk, yalan, rüşvet adeta kutsanıyor. Türk olmaktan vaz mı geçtik? Yoksa Türkler görünmez olup Merih’e mi göç etti? Yoksa işgale uğradık da, Türkler soykırıma mı uğradı?
NE OLDU? Türkler nerede?
O ONURLU HAMALIN, hamalların ruhu şad olsun?
Yakında; “ONUR-AHLAK-İLKE-HAYA-ADALET” gibi, insanı insan yapan değerlerin GÖKTEN YAĞMASI İÇİN duaya çıkarsak, sakın delirdiler demeyin!. Bu kadar psikopatın olduğu bir ülkede, çürümüşlüğün-kokuşmuşluğun tavan yaptığı bir süreçte, delirmeden yakayı kurtaramayacağız galiba(!)..
Zahide UÇAR
*Sağlam yaradılışlı, iyi karakterli, güvenilir(kimse).